Küreselleşen ekonomilerdeki mal ve hizmet tüketimi, ekonomik faydaların yanı sıra küresel ölçekte çevresel baskı ve etkilere de neden olmaktadır. Mal ve hizmet tüketimi, dünyanın en zengin ekonomilerinden bazılarını kapsayan Avrupa Birliği (AB)’nin mevcut 27 üye ülkesinde özellikle yüksektir. Brucker vd.’nin 2023 yılında Nature Sustainability dergisinde yayımlanan Ecologically unequal exchanges driven by EU consumption (AB’nin tüketimi kaynaklı ekolojik eşitsizlik taşıyan değişimler) başlıklı çalışmaları bu anlamda dikkate değer sonuçlar içermektedir. Çalışmada, 1995-2019 yılları arasında AB-27 tüketiminin neden olduğu katma değerin yanı sıra seçilen on çevresel göstergede baskı ve etkinin küresel dağılımı incelenmiştir.
Mal ve Hizmet Tüketimi
Mal ve hizmet tüketimi küresel ekonomiyi beslemekle birlikte, arazi kullanımı veya emisyonlar gibi çok çeşitli çevresel baskılarla bağlantılıdır Çevresel baskılar da insan sağlığı ve ekosistemler üzerinde etkiler yaratmaktadır. Tüketimin son on yıllarda hızla artması sonucu günümüzde tüketim, dünyanın birçok sınırını aşmakta ve ekoloji üzerinde büyük tahribata yol açmaktadır. Ancak ne mal ve hizmet tüketimi ne de buna bağlı çevresel baskı ve etkiler dünya genelinde eşit dağılmamaktadır. Tüketim, zenginlik ve gelirle yakından bağlantılıdır. Ancak, servet ve gelirin küresel dağılımı son derece eşitsizdir ve büyük miktarda para birkaç zengin ülkede toplanmıştır.
Bu ülkelerin birçoğu AB’nin üyesidir. Tüketime dayalı çevresel baskılar ve etkiler, genellikle bir ürün veya hizmetin ömrü boyunca neden olduğu çevresel baskıların ve etkilerin o ürünün/hizmetin tüketicileri ile ilişkilendirilmesi yoluyla ayak izleri olarak ölçülmektedir. AB-27 ülkeleri; karbon emisyonları, arazi kullanımı, malzeme tüketimi, su tüketimi veya biyolojik çeşitlilik kaybı açısından dünyanın kişi başına düşen en yüksek tüketime dayalı ayak izlerinden bazılarına sahiptir.
Yöntem
Çalışmada seçilen çevresel baskı ve etki göstergeleri şunlardır: Sera gazı emisyonları, arazi kullanımı, su tüketimi, malzeme tüketimi, fotokimyasal oksidasyon, partikül madde oluşumu, tatlı su ekotoksisitesi, deniz ekotoksisitesi, karasal ekotoksisite, biyoçeşitlilik kaybı.
AB-27 ülkelerinin tüketimiyle ilişkili çevresel baskı ve etkiler için çok bölgeli girdi-çıktı yaklaşımı kullanarak mevcut üye ülkelerde ve bu ülkeler dışında neden olunan seçilmiş on çevresel baskı ve etkinin coğrafi dağılımı belirlenmiş ve bu göstergelerin EXIOBASE v.3.8.1 veri tabanından elde edilen verilerle 1995-2019 döneminde nasıl değiştikleri belirlenmiştir. Veri tabanı, 27 AB üye ülkesinin tamamı dahil olmak üzere 49 ülke ve bölgedeki 200 ürün sektörü için yıllık girdi-çıktı tablolarını içermektedir.
Çevresel Baskı ve Etkilerin Coğrafi Dağılımı
1995-2019 dönemi boyunca, AB-27’nin tüketimiyle ilişkili sera gazı emisyonlarının ve malzeme tüketiminin sırasıyla %66 – 77’si ve %62 – 73’ü AB-27 içinde gerçekleşmiştir. Buna karşılık, su tüketimi AB-27 dışındaki ülkelerde, AB-27 içindeki ülkelere kıyasla sürekli olarak daha yüksek olmuştur. Arazi kullanımı ve arazi kullanımından kaynaklanan biyoçeşitlilik kaybı, incelenen dönem boyunca kabaca %50 – 50’lik bir dağılım göstermiştir.
Diğer göstergeler AB-27 dışındaki paylarda küçük ama kayda değer artış eğilimleri göstermektedir. Bununla birlikte, bazı göstergeler için eğilimler tamamen istikrarlı değildir. Bazı yıllarda, AB-27 tüketimiyle ilişkili tatlı su ekotoksisitesi ve karasal ekotoksisite AB-27 içinde daha yüksek iken, diğer yıllarda AB-27 sınırları dışındaki baskılar AB-27 içinde olduğundan daha yüksektir. On çevresel göstergenin 2019 yılındaki coğrafi dağılımları Tablo 1’de sunulmuştur.
Tablo 1. 2019 yılı çevresel göstergelerin coğrafi dağılımları (%)
Çevresel gösterge | AB-27 | AB-27-Dışı |
Sera gazı emisyonları | 67 | 33 |
Arazi kullanımı | 55 | 45 |
Su tüketimi | 39 | 61 |
Malzeme tüketimi | 64 | 36 |
Fotokimyasal oksidasyon | 65 | 35 |
Partikül madde oluşumu | 59 | 41 |
Tatlı su ekotoksisitesi | 48 | 52 |
Deniz ekotoksisitesi | 52 | 48 |
Karasal ekotoksisitesi | 41 | 59 |
Biyoçeşitlilik kaybı | 51 | 49 |
Tartışma
Çalışmanın ele aldığı toplam on çevresel baskı ve etki göstergesinden yedisi (tüm ekotoksisite göstergeleri, sera gazı emisyonları, partikül madde oluşumu, fotokimyasal oksidasyon ve malzeme tüketimi) AB-27 ülkeleri dışında önemli ölçüde artmıştır. Çevresel baskı ve etkilerin büyük bir kısmı AB-27 dışındaki ülke ve bölgelere taşınırken, ekonomik faydaların %85’inden fazlası üye ülkelerde kalmıştır.
Günümüzde, uluslararası ticaretin barındırdığı baskı ve etkiler sürekli artmakta; bu baskı ve etkilerin zengin bölgelerden yoksul bölgelere doğru taşınması küresel ölçekte belirginleşmektedir. Uluslararası ticaret ekolojik açıdan eşitsiz bir mübadeledir. Yaşanabilir bir dünya için AB-27 tüketiminden kaynaklanan çevresel baskı ve etkilerin önemli ölçüde azaltılması gerekmektedir. Bu da ancak zengin ülkelerin küçülme ekonomisine geçmeleriyle mümkün olabilecektir.
Not: Öne çıkan görsel, PxHere