Sosyal ekonomi kuruluşlarının temel amacı üyelerine hizmet etmektir. Bu amacı gerçekleştirmek, piyasanın rekabet koşullarında ayakta kalmayı gerektirir. Bu alanda kimi zaman naif beklentilerle kurulan girişimlerin uzun süre varlık gösteremediğini ve sektörü terk ettiklerini gözlemliyoruz. Sosyal girişimcilere bilgi, ilham ve başarı için ipuçları sağlayacak deneyimlerin aktarılması, sürdürülebilir girişimler kurulabilmesi açısından, en az eğitim çalışmaları kadar önemlidir.

İşte bu nedenle bu yazıda, geçen günlerde okuduğum Good Practices Guide on Social Economy in Europe (Avrupa’da Sosyal Ekonomi Alanında İyi Uygulamalar Rehberi) başlıklı çalışmadan söz etmek istiyorum. Çalışma, Romanya’da marjinal gruplara yönelik olarak yürütülen bir projenin ana çıktılarından biri olarak yayımlanmış. Projenin amacı, Romanya’daki en savunmasız grupların (Romanlar, 45 yaş üzeri işsiz kadınlar ve 18 yaşını doldurduğu için yetiştirme yurtlarından çıkarılan gençler) işgücü piyasasına dâhil edilmesini teşvik etmek ve sürdürmek için bir dizi sosyal ekonomi aracının tasarlanması, test edilmesi ve geliştirilmesi olarak belirtilmiştir.
Kılavuz, farklı Avrupa ülkelerinden yirmi sosyal ekonomi girişimini ayrıntılı olarak inceledikten sonra, incelenen örneklerden çıkarılan dersleri, ayrı bir bölümde “Başarı için İpuçları” başlığı altında okuyucuya sunmakta. Sosyal ekonomi alanında girişimci olmak ve kendi sosyal ekonomi girişimini kurmak isteyenler için hazırlanan bu çalışmanın sözü geçen bölümünü aşağıya kısaltarak aktarıyorum. Metin içindeki vurgular bana aittir.
Var Olma Nedeninizi Bilin
Bir sosyal girişim kurarken tek gerekçeniz “çünkü bu işten para kazanabilirim” olmamalı. Fikir, yerel topluluğun gerçek gereksinimlerine dayanmalı ve potansiyel müşterilerin gereksinimlerine yanıt vermelidir. Araştırma yapın. Yapacağınız şey için net bir talep olduğundan emin olmak ve yerel olarak zaten sağlanan etkinlikleri tekrarlamamak için kapsamlı bir piyasa değerlendirmesi yapın. Farklı yerlerde benzer kuruluşlar bulursanız, onların deneyimlerini öğrenmeye çalışın. İşe başlamadan önce çok acil, hatta tartışılmaz bir sosyal ihtiyaç olduğunu görebilirsiniz. Yine de bu bir piyasa ekonomisinde bu ihtiyaçları karşılamak için fon olmayabileceği gerçeğini değiştirmez.
Müşteri ve kullanıcıyı anlamak ve ikisi arasında ayrım yapmak önemlidir. Hizmetler için ödeme yapan kişiler ile bu hizmetleri kullanan insanlar arasındaki bu ayrım önemlidir, ancak bu genellikle bulanıktır. Ürünü ödeme yapan müşterilere nasıl pazarlayacağınızı, ilişkileri nasıl kuracağınızı, etkin olup olmadığınızı ve bir etki yaratıp yaratmadığınızı görmek için performansınızı nasıl izleyeceğinizi düşünmelisiniz. Neden var olduğunuzu bilmek, faaliyetleriniz için net bir ihtiyaç olduğunu doğrulamaya yardımcı olur, işe başlamak ve azimle devam etmek için size motivasyon sağlar.
İyi Bir İşveren Olun
İyi bir takım oluşturun. Sosyal girişiminizin çekirdek üyeleri hakkında dikkatli düşünün. Çalışanlar arasında çatışmalar ortaya çıkabilir; bu nedenle karşılıklı saygı ve anlayışla başlamak çok önemlidir. Amaçlarınızı ve hedeflerinizi belirleyin ve bunlara nasıl ulaşılacağına dair detaylı bir plan hazırlayın. İnsanlar bazen bir şeye, belirli bir strateji ya da vizyona sahip olmadan, geçici ve sezgisel bir şekilde yaklaşırlar. Herkesin, takımın hedeflerine ulaşması için nasıl çalışması gerektiği konusunda net bir mesaj alması önemlidir. Herkes dinlenebilir ama bir noktada karar verilmesi gerekir. Paylaşılan bir vizyon olmalı, yani seçilen yol en azından bir süreliğine değiştirilmemelidir. Hedeflerin sorumlu ve bilge bir şekilde sunulması gerekir, böylece tüm çalışanlar bir takım olarak nereye gideceğinizi ve neleri başarmanız gerektiğini bilir. Öncelikle büyük resmi paylaşmanız gerekiyor, sonra hedefe nasıl ulaşılacağı fikirler ve seçenekler için zaman olacaktır.
Takım çalışmasında her çalışanın kendi sorumlulukları olmalıdır. Herkesin neyi başarmak istediğini mümkün olduğunca somut olarak bilmesi ve beklentileri hakkında konuşması işleri kolaylaştırır. Bu, insanların işi sahiplenmelerine ve sorumluluk sahibi olmalarına yardımcı olmanın bir yoludur.
İyi koşullara sahip olumlu bir çalışma ortamı oluşturmak için yardım istemek şarttır. Motivasyon dışarıdan gelemez, içten gelmelidir. Ancak özellikle kadınlar ve diğer savunmasız gruplar için dışarıdan gelecek destek anlamlı sonuçlar yaratabilir. Nasıl iş kurulacağı hakkında pek çok eğitim bulunmaktadır, dolayısıyla bilgiye erişilebilir. Ama sosyal misyonu olan girişimler için akıl danışacağı kişiler, en az bu eğitimler kadar önemlidir.
Bir İşletme Gibi Düşünün
Rekabetçi olun. Açık bir piyasada ayakta kalmak ve başarılı olmak için özgün bir hizmet ya da ürün sunmalısınız ve kalite ilk önceliğiniz olmalı. Sosyal ekonominin teşvik edilmesi için sosyal ve çevresel bakış açısının artı değeri kullanılabilir, ancak en önemli faktör kalitedir. Sosyal girişimler olarak müşterilerinizle herhangi bir işletmenin yapacağı gibi yakın ilişki kurun. Sattığınız şeyin müşterilerin hoşuna gidebilecek yönlerini, girişiminizi ve ürün veya hizmetlerinizi özel kılan şeyleri müşterilerinizle olan iletişiminizde açık mesajlar olarak iletin. Ve bu iletişimin devamlılığının önemini unutmayın.
Hatasız bir finansal planlama çok önemlidir. Müşterilerinize paralarının karşılığını verirken aynı zamanda sabit bir nakit akışını garanti altına almalısınız. Unutmayın ki başlangıç sermayesine ek olarak işinizin büyümesini sağlayacak yeni yatırımlara gerek olacaktır. Yönetimde piyasa, iş tecrübesi olan kişilerin bulunması son derece yararlı olur. Sadece dezavantajlı kişilerden oluşan grupların oluşturduğu girişimlerin başarı şansı daha düşük olacaktır.
Ortaklıklar Kurun
Ne kadar çok ilişki kurarsanız o kadar iyi. Topluluğunuz ile bütünleşmeniz, ihtiyacınız olduğunda destek bulmanıza yardımcı olacağı gibi müşteri de sağlar. Bir işletme kurmak her zaman risklidir; o nedenle yönetebileceğiniz küçük bir ekiple işe başlamak ve sonrasında iki ya da üç kişiyi denetim kuruluna davet etmek iyi bir fikirdir. Bu kişiler size sürekli olarak yardımcı olmalı ve muhasebe ya da müşteri ilişkileri gibi konularda sorumluluk üstlenmelidirler. Ayrıca etkili kişilerden oluşan bir danışma kurulu oluşturulabilir. Bu kurulda isimleriyle size destek olacak güvenilirliğinizi yükseltecek, ayrıca tavsiyelerde bulunacak 20 ya da 30 kişiye yer verilebilir. Böylelikle girişiminizin güç ağını, sosyal sermayesini oluşturabilirsiniz. Danışma kurulunuz yeni kurulan küçük işletmenizin ortaklıklar kurmasında yardımcı olacaktır. Size açacakları kapılar sayesinde diğer şirketlerden, medya ortağınız ya da sponsorunuz olmalarını, sizin ve bu şirketlerin internet sitelerinde logoların karşılıklı olarak yayımlanması için anlaşma yapmayı ya da sosyal sorumluluk bütçelerinden bir miktar parayı size aktarmalarını isteyebilirsiniz.
Girişimciler için önemli bir başka nokta da deneyimlerini paylaşmaları ve diğer girişimcilerin tecrübelerinden öğrenmeleridir. Burada girişimlerin birbirlerinden haberdar olmaları, bir ağ oluşturmalarının gerekliliğini belirtmek gerekir. Farklı bölgelerdeki sosyal ekonomi kurumlarını içeren bir veri tabanı oluşturulması, haritalandırma çalışması yapılması, girişimlerin diğerleri hakkındaki farkındalığını artırmak yoluyla ağlar oluşturulmasına katkıda bulunabilir.
Yerel yönetimler ile işbirliği yapmak ve ilişkileri güçlendirmek de kritik önemdedir. Yerel bürokrasi, teşvik programlarına ilişkin rehberlik yapabilir, ayni destek sağlayabilir ayrıca potansiyel müşterilerle bağlantı kurmanızı kolaylaştırabilir. Karşılıklı fayda ya da alışveriş olanaklarını araştırın ve başarılı işletmelerle birlikte çalışmanın fırsatlarından yararlanın. Kendi ağınızı oluşturmak zaman ve çaba gerektirir ama sürdürülebilir girişimin temeli bu ağlara dayanır.
Kendinizi Tanıtın
Sesleneceğiniz kitleyi ve onlara nasıl ulaşacağınızı belirleyin. Harcayacak paranız olmasa bile zeki ve hırslı bir pazarlama stratejisi geliştirebilirsiniz. Ucuz tanıtım kanallarını özellikle elektronik medyayı kullanabilirsiniz. İnternette görünür olmalısınız. İnternet sitesi ve blog kurmak, tanıtımın olmazsa olmazlarıdır. Bunların dışında, internetteki varlığınızı artırmak için partnerlerinizle karşılıklı olarak logolarınızı sitelerinizde yayımlayabilirsiniz. İnsanların sizi Facebook, Twitter ve diğer sosyal medya sitelerinde bulmaları gerekir. Ayrıca, gazetecilerle tanışmak görünürlük olasılığınızı yükseltir. Gazete, radyo ve televizyonlara reklam vermek pahalıdır ama etkinliklere katılır, iyi yönde ünlenir ve ününüzü korursanız sizden söz edilmesi ve faaliyetlerinizin medya tartışmalarında yer bulması mümkün olacaktır. Yine burada ortaklıkların önemi ortaya çıkar. Büyük bir etkinlik gerçekleştirmek ve onu tanıtmak için bütçeniz olamayabilir ama müşterileriniz ya da yerel yönetim sizi kendi etkinliklerine davet edebilir.
En güçlü ve zamanla kanıtlanmış yöntem ağızdan ağıza tanıtımdır. Müşterilerinizin ve ortaklarınızın sizi tavsiye etmeleri güçlü ve etkili bir pazarlama aracıdır. Ekonomik, sosyal ve çevresel ölçütlerin yerine getirildiğini gösteren sertifikalar giderek önem kazanmaktadır. Bu tür sertifikalara sahip olan işletmeleri tercih eden müşterilere ulaşmak ve piyasadaki konumunuzu güçlendirmek için ulusal ya da uluslararası geçerliliği olan sertifikaları almaya çalışmalısınız. Üretimde belli standartlara uyduğunuzu, belli ilkeleri gözettiğinizi kanıtlayan bu belgeler, aynı zamanda ürün ve hizmetlerinizin kalitesini de teyit edecektir.
Hayatta Kalın
Israrcı olun ve kolay vazgeçmeyin. Bir sosyal girişimi geliştirmek zaman alır. Günlük işlerin yolunda gidip gitmediğine odaklanırken uzun dönemde sürdürülebilir olmayı gözden kaçırmayın. Kısa dönemli düşünmeyin. İstikrarlı bir işe sahip olmak için düzenli sipariş verecek sağlam bir müşteri grubu oluşturmaya çalışın. Ürün ya da hizmetlerinizi düzenli olarak satın alacak büyük bir şirketle iş ortaklığı kurabilirsiniz. Yerel otoritenin desteklerine ya da ulusal, uluslararası kuruluşların sağladıkları fonlara güvenerek iş yapmayın. Kendi ağınızı kullanın. Paydaşlarınız olacak ve işinizi genişletmenize yardım edecek potansiyel sponsorları, destekçileri ve yatırımcıları araştırın. Değişik seçeneklerden oluşan geniş bir portföy, piyasadaki dalgalanmaların ve politika değişikliklerinin işinizi daha az etkilemesini sağlayabilir.
Son olarak, çalışanlarınızın sağlığını ve refahını gözetin. Bir sosyal girişimi işletmek kişisel gelişim için büyük bir şanstır. Çalışanlarınız ile temas halinde olmalı ve ilişkilerinizi yönetmelisiniz. Ekibinizin sahip olduğu beceri ve yetenekleri düzenli olarak araştırmalı, aynı zamanda sorunları ve kısıtları belirlemelisiniz. Ekibinizde nasıl insanlar olduğunu bilmek görevleri paylaştırırken size yardımcı olur. Örneğin, bazıları talimatlar konusunda daha sistematiktir ama esnek değildir ve işleri tamamlaması daha fazla zaman alır. Diğerleri daha konuşkan ve fikirlerle doludur ama genellikle zaman sınırına uymazlar. Bu konuda açık olmalısınız, çünkü insanlar bünyelerinde farklı eğilimleri taşırlar. Onların tutkularına ve isteklerine izin vermezseniz, onlarla nasıl gelişmek istedikleri, nereye gitmek istedikleri hakkında konuşmazsanız; bu insanlar gelişemezler, sıkılırlar ve engellenmiş hissederler, hayal kırıklığı yaşarlar. Bir şeyler yolunda gitmediğinde bunun herkesin başına gelebileceğini hatırlamalısınız. İnsanlar bazen güvene ihtiyaç duyarlar ve sadece “sana güveniyorum” demek bile fark yaratır.
Kaynakça
KARAT. (2013). Good practices guide: social economy in Europe. Erişim
Bu tür yazılar Sosyal ekonominin daha iyi anlaşılmasına ve gelişmesine büyük katkı yapacağı için büyük önem taşımaktadır. Eline sağlık. Başarılar dilerim.
Bizim de bu blogdaki amacımız okuyucularımıza sosyal ekonomi konusunda kolay anlaşılır içerik sunmak ve ilgi uyandırmak. Başarılı olduysak ne mutlu.
Kooperatiflerin yapısıyla ilgili pratik uygulamada kullanılmaya müsait, aynı zamanda araştıranlar için bilgilendirici bir yazı.
İyi iş çıkarmışsınız, tebrikler.
Teşekkür ederiz. Sosyal Ekonomi olarak hem teorik hem de pratik uygulamayı kapsayan içerik oluşturmaya özen gösteriyoruz.