Ağaçlar, genelde daha uzun ömürlü, verimli ve dayanıklı olmaları için budanırlar. Ülkemizde budama mevsimi, ağaç türüne göre değişiklik göstermekle birlikte, sonbaharın son günlerinde başlar ve ilkbaharın ilk günlerine kadar gider. Budama, bitkinin doğası gereği, oldukça faydalı sonuçlar verebilmektedir.

İçinde bulunduğumuz günler, ağaçlar için değil ama başka birileri için “budama mevsimi” olabilir.

Kooperatifler Kanunu değişikliği

Kooperatifçiliğimizin temel yasası olan 1163 sayılı Kooperatifler Kanununda, yayınlandığı 24.04.1969 tarihinden bu yana birkaç kez değişiklik yapılmıştır. 1988, 1998, 2004, 2018 ve en son 2021 yılında Yasa’da bazı değişiklikler yapıldı. O günlerde, 21.10.2021 tarihli değişiklik taslağına yönelik 15-20 maddelik itiraz listesi hazırlayıp karşı görüş bildirmiştik. Başka görüş ve itirazlara da pek itibar edilmedi ve yasa taslağı, neredeyse başlangıçta olduğu haliyle yasalaşarak uygulamaya girdi. Yasanın en temel değişiklikleri; eğitim, denetim ve KOOPBİS konularında oldu. Kooperatiflerin oldukça zorlandığı vergi konularında ise sadece kadın kooperatiflerini ve çoğunluğunu engelli ortakların oluşturduğu kooperatifleri ilgilendiren bazı mali muafiyetler getirildi.

Belli kriterleri taşıyan kooperatiflere, yapılan düzenlemeler ile eğitim alma ve dış denetim zorunluluğu getirildi. Eğitim alma zorunluluğu yönetim ve denetim kurulu üyelerini kapsamaktadır. Dış denetim de bazı sayısal kriterleri karşılamak kaydıyla kooperatiflere zorunlu hale getirilmiştir. Bunların dışında KOOPBİS kullanma zorunluluğu her kooperatif için geçerli olmuştur. Belli bir süreç içinde bu değişikliklerin kooperatiflerce kabul edilmesi yasal zorunluluk haline gelmiştir. Kooperatiflerin, 26 Ekim 2024 tarihine kadar anasözleşme intibaklarını genel kurullarına getirip kabul etmesi gerekmektedir. Bu tarihte bir değişiklik/erteleme olmaması halinde, genel kurullarında anasözleşme intibaklarını yapmayan/yapamayan kooperatifler “münfesih”/ “feshedilmiş” / “dağılmış” sayılacaktır.

İşler tam buralarda karışmaya başlamaktadır. Yasalar, ülkemizde herhangi bir zamanda olmak üzere, ihtiyaç duyulması halinde değiştirilmektedir. Kooperatifler Kanunu, bazı yönleriyle sorunlar taşımaktadır ve değiştirilebilir. Kooperatifçilik ile ilgili olan kişilerin genelde fikir birliği içinde olduğu konu ise mevzuatın, yol açıcı ve kolaylaştırıcı olacak şekilde değiştirilmesidir. Ayrıca kooperatifleri herhangi bir sermaye şirketi ile eşdeğer tutan yasal düzenlemelerin, onların mali yüklerini azaltacak nitelik ve kapsamda değiştirilmesi gerekmektedir. 2021 yılında yapılan son değişiklikler ile kadın kooperatiflerine ve ortaklarının çoğunluğu engellilerden oluşan kooperatiflere bazı mali muafiyetler tanınmıştır. Ancak bu minik iyileştirme, diğer kooperatif türlerini kapsamamaktadır. Yeri gelmişken, bütün kooperatiflere, mali güçleri ve bilançolarıyla bağlantılı ve kademeli şekilde vergi düzenlemesi yapılmalıdır.

Anasözleşme değişikliği

Özellikle ayakta kalmakta zorlanan kooperatifler açısından, anasözleşme değişikliği hatırı sayılır bir yük yüklemektedir. Genel kurul öncesi, genel kurul süreci ve genel kurulun tescili; her bir kooperatif için ciddi maliyetler oluşturmaktadır. Anasözleşme değişikliğini yapan kooperatiflerin kasasından; 15.000 ile 40.000 TL arasında para çıkmaktadır. Önemsiz gözüken bu bedeller bazı kooperatiflerin bütçesinde büyük bir yer kaplayabilir. Üretim ve pazarlama faaliyetlerini sürdürmekte zorlanan kooperatiflerin, bu paraları ödemeleri sıkıntılı olacaktır ve olmaktadır. Alandan gelen bilgilere göre bazı kooperatifler, sırf bu paraları ödeyemeyeceği için kapanmayı/dağılmayı düşünmektedir. Buradaki sorun şudur; kooperatiflerin kendi isteği doğrultusunda anasözleşmelerinde bazı değişiklikler yapması halinde –zorunlu olarak- bu bedelleri ödemeyi göze alabilecektir. Ancak mevzuat düzenlemesi kamu/yasa koyucu tarafından yapıldığına ve bunun sonucunda anasözleşme değişikliği zorunlu hale getirildiğine göre; kooperatiflere yük yüklemek yerine sembolik/küçük bedeller ile anasözleşme değişikliklerinin yapılması daha adil ve yerinde olacaktır. Çünkü ortada kurulmuş ve kuruluş sürecinde bu maliyetlere katlanmış kooperatifler vardır. Kamu, oyun ve sistem değişikliğine gitmeye karar verdiğinde, kooperatiflere fazla yük yüklemek yerine süreci kolaylaştırıcı ve hafifletici yolları ortaya koyabilmelidir.

Eğitim

Eğitim konusuna gelince; kooperatif yöneticileri ve denetçilerinin, mümkünse kuruluş öncesinde veya ortaklığa giriş sürecinde eğitim alması daha etkili bir çözüm olacaktır. Bu eğitimlerin kamu tarafından organize edilmesi ve masraflarının genel bütçeden karşılanması daha uygun olacaktır. Bu masrafların kontrollü şekilde ve düşük seviyelerde yapılması mümkündür. Bilişim ve teknolojinin olanakları ile bu tür faaliyetler rahatlıkla yapılabilir ve yaygın hale getirilebilir. Ya da illerde oluşturulacak eğitim komiteleri bu faaliyetleri yürütülebilir. Böylelikle kooperatifçilerin temel sorunlarından birisi olan “kooperatifçilik bilgi ve bilinci” artırılabilir. Bu artış da kaynakların etkin kullanımını ve kooperatiflerin verimli çalışmasını başlatacaktır.

Denetim

Kooperatiflerin denetimi oldukça tartışmalı ve sorunlu bir alandır. Kooperatiflerin dış denetimden önce kendi içinde etkin şekilde denetlemesi gerekmektedir. Yasalar ve teamüller içinde olmak üzere ortakların ve denetçilerin, kooperatifi daha fazla benimsemesi, faaliyetlere etkin katılımı ve denetlemesi çok daha önemlidir. Bu denetimler için ortağın/denetçinin kooperatifçilik bilgi ve bilincinin artması zorunludur. Bunun yolu da kooperatifle ilgili kişilerin daha işin başında kapsamlı ve etkin eğitimler görmesidir.

KOOPBİS’e belge ve veri girişi

KOOPBİS’in kooperatifler ve ortaklarca kullanılmasının; denetim, şeffaflık, hesap verebilirlik ve yönetişim yönleriyle pek çok faydası vardır. Her kooperatifin temel belgeleri ve mali verileri, ortakların ve ilgili kişilerin/kurumların erişimine açık olmalıdır. Buradaki sorun, kooperatif yöneticilerinin KOOPBİS’e belge ve veri girişindeki sorumluluklarından kaynaklı karşılaşacağı olası mali ve cezai yaptırımlardır. Yöneticilerin karşılaşacağı yaptırımlar tedirginlik verici boyuttadır. Yaptırımlar bölümü yeniden değerlendirilmelidir.

Ayrıca KOOPBİS’e ortaklık verileri girişlerinde özellikle tarımsal kalkınma kooperatiflerinde bazı sorunlar gün yüzüne çıkmaya başlamıştır. Çok eskiye dayanan ortaklık ilişkisinin belgelenmesi, adres veya kütük bağı zorunluluğu ve de ortak sayısının son yönetmelikle arttırılması gibi konular hayli sorun yaratacaktır. Bu sorunlardan dolayı ortaya çıkacak zaman, enerji ve kaynak kayıpları; kooperatifleri, ortakları ve ilgili kurumları beklemektedir.

Nasıl bir mevzuat?

Avrupa Birliği’nde kooperatiflerin neden başarılı oldukları incelendiğinde “kolaylaştırıcı mevzuat” ile karşılaşılmaktadır. Ülkemizde kooperatiflerin başarılı ve kalıcı olması için yapılacak işlerden birisi de mevzuatın kooperatiflerin lehine sadeleştirilmesi ve düzenlenmesi olacaktır. Aksi halde yaşadığımız günler, kooperatiflerin “budama mevsimi” olarak kayda geçecektir. Elbette bu budamanın etkileri ve sonuçları, ağaçlarda ortaya çıkanlardan oldukça farklı olacaktır.

O halde basit bir soru akla gelmektir: Bütün olup bitenlerin gereği nedir?


Not 1: Bu yazı ilk kez 23 Mayıs 2024 tarihinde Hasat Türk gazetesinde yayımlanmıştır. Erişim

Not 2: Öne çıkan görsel, Árpád CzappUnsplash

Kategori(ler): Konuk Yazarlar Politika

Bir yorum

Budama Mevsimi

  1. Kooperatif birlikleri konusunda mevzuata özel hükümler katılmalı, kolaylaştırıcı, teşvikçi olması gerekir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.