Dayanışma Ekonomisinin Ortak Ahlakı
Dayanışma ekonomisi, körü körüne büyüme ve kâr maksimizasyonu peşinde koşan kapitalizm yerine, insanları ve gezegeni önceleyen ve merkeze koyan kapitalizm sonrası dünyayı inşa etmek amacında olan bir küresel harekettir. Sınırları çok da belli olmayan, sürekli gelişmeye ve değişmeye açık olan bu deneyimde, geniş bir yelpazeye yayılan iktisadi uygulamaları görmekteyiz. Böylesi bir çeşitlilik içinde herkese uyan tek bir çözümden, tek bir modelden söz edilemeyeceği çok açıktır. Yine de uygulamaları birleştiren, bir araya getiren unsurlar vardır. Bunlardan biri, kelime anlamı iyi yaşam olan ‘buen vivir’ yani doğa ve diğerleri ile uyumlu ve iyi yaşamak fikridir ve bu fikir, hareketin her eylemine nüfuz etmiştir. Bir diğeri ise ‘iyi yaşam’ için ortak bir ahlak anlayışının benimsenmesidir. The U.S. Solidarity Economy Network (ABD Dayanışma Ekonomisi Ağı), ortak ahlakı şu beş ilkeye dayandırır:
- Dayanışma, işbirliği, karşılıklılık
- Her boyutta (ırk, etnisite, milliyet, sınıf, cinsiyet) eşitlik
- Katılımcı demokrasi
- Sürdürülebilirlik
- Çoğulculuk
Hareketin eylemlerinin bazıları eski, bazıları yenidir; bazıları ana akım ve bazıları ‘alternatif’tir. Ekonominin her sektöründe dayanışma ekonomisi uygulamaları bulunur: üretim, dağıtım ve değişim, tüketim, finans ve yönetişim/devlet. Dayanışma ekonomisi denildiğinde, insanların aklına çoğunlukla dayanışma ekonomisinin belkemiğini oluşturan, ortaklarının kolektif olarak sahip oldukları ve yönettikleri kooperatifler gelir ama kooperatifler dışında başka pek çok uygulama söz konusudur.
Tablo: Dayanışma Ekonomisi Uygulamalarının Sınıflandırılması
Üretim | Dağıtım ve Değişim | Tüketim | Finans | Yönetişim |
İşçi Kooperatifleri | Adil Ticaret Ağları | Tüketim Kooperatifleri | Kredi Birlikleri | Katılımcı Bütçeleme |
Üretici Kooperatifleri | Toplum Destekli Tarım ve Balıkçılık | Satın Alma Kulüpleri | Topluluk Kalkınma Kredi Birlikleri | Müşterekler/Kaynaklar için Topluluk Yönetimi |
Gönüllü Kolektifleri | Tamamlayıcı/Sosyal/Yerel Para Birimleri | Konut Kooperatifleri | Kamu Bankacılığı | Kamu Sektörü (Okullar, Altyapı, Emeklilik Fonları vb.) |
Topluluk Bahçeleri | Zaman Bankaları | Ortak Konutlar | Benzerler Arası Borç Verme | |
Serbest Meslek Kolektifleri | Takas ya da Ortak Kullanım Ağları | Komün Toplulukları | Mütüeller | |
Ücretsiz Bakım İşleri | Topluluk Arazi Vakıfları | Kitle Finansmanı | ||
İşbirlikçi Paylaşım Platformları |
Kaynak: Kawano, E. (2018a). Solidarity Economy: Building an Economy for People & Planet. Erişim
Dayanışma Ekonomisine Giden Yedi Yol
Emily Kawano (2018b), openDemocracy‘de yayınlanan “Seven ways to build the solidarity economy” başlıklı yazısında, dayanışma ekonomisine giden yolları sıralamakta ve konuya ilgi duyanların ‘Ne yapabilirim?’ sorusunu yanıtlamaktadır. Yazının çevirisine geçmeden önce kapitalist küreselleşme karşıtı hareketlerin her ülkede farklı sınırları aşması gerektiğini anımsatmak isterim. Kawano’nun önerileri doğal olarak ABD örneğine dayanıyor. Mesela, “spekülasyona yönelik değil kullanıma yönelik konutlaşmaya öncelik verin.” önerisinin Türkiye’de yaşama geçirilmesi mevcut arazi ve inşaat spekülasyonu ortamında neredeyse olanaksız görünüyor. Dolayısıyla buradaki önerileri uygulanabilirlik açısından değerlendirmek yerine dayanışma ekonomisinin olası hareket alanları üzerine bir düşünce pratiği olarak ele almak daha doğru olacaktır. Üretim, finans, karşılıklı dayanışma ağlarının oluşturulması ve kişisel dönüşüm yani ilkelerin bireyler tarafından yaşama geçirilmesi için olasılıklar kuşkusuz burada sıralananlar ile sınırlı değil. Unutulmaması gereken ise kapitalizmden önce de ekonomi vardı ve piyasa sistemi dışında da ekonomiler var olabilir.
1. Kendine yeterliliği ve topluluk üretimini arttırın
Tarih boyunca insan toplulukları büyümüş ve yiyecek aramıştır; yollar, sulama sistemleri ve konutlar inşa etmişlerdir; ilaçlar geliştirmiş ve yaşamlarını sürdürmek için kıyafet, mobilya ve sanat eserleri yapmışlardır. Ama kapitalizmin yönetiminde bütün bunları satın almaya ve satın alacak parayı kazanmak için iş bulmaya teşvik edildik. 2008’deki küresel ekonomik krizden beri bu tür bir ekonominin dengesizliği ve kırılganlığına dair artan endişeler var. Buna Birleşik Devletler’deki istihdamın yüzde kırkının yapay zekâ ile değiştirilebileceğinin kanıtlanması ve otomatikleşme eklenince, toplulukların kendileri yaklaşan bir ekonomik çöküşten veya kitlesel bir iş kaybından kurtarabilmek için nasıl daha fazlasını tedarik edebilecekleri üzerinde düşünmek aciliyet kazanıyor.
Topluluk üretimi, ihtiyaçların sağlanması için, topluluk bahçelerinde yiyecek yetiştirmek ve tavuk beslemek, bitpazarları, karşılıklı yardımlaşma ağları ve yetenek paylaşımları gibi düşük teknolojili yolları içerir. Bazı toplulukların on yıllardır büyük ölçekli işsizlikle yaşadığı Detroit’teki, James and Grace Lee Boggs Center to Nurture Community Leadership ve Incite/Focus (en son fabrikasyon teknolojisinin verdiği imkânları topluluklara kazandıran bir ‘fablab’dir[1]) örneklerini ele alalım. Bu örnekler, permakültür, bitpazarları ve yetenek paylaşımları, üç boyutlu yazıcıda üretilmiş binalar ve Bilgisayar Destekli Tasarım’ı (CAD)[2] kullanan dijital fabrikasyon gibi geniş bir yelpazedeki topluluk üretim deneylerinin tamamını desteklemektedirler.
2. Paranızı transfer edin
Eğer büyük bir bankada hesabınız varsa, paranızı yerel bir kredi kooperatifine aktarmayı düşünün. Kredi birlikleri hesap sahibi üyeleri tarafından ve üyelerin kazancı için işletilen finans kooperatifleridir. Hatta daha iyisi, düşük veya orta gelirli toplulukları desteklemeyi amaçlayan bir topluluk geliştirme kredi birliği bulun. Kredi birlikleri vadeli ya da vadesiz hesap açabileceğiniz, bir ATM/Banka kartı alabileceğiniz ve borçlanabileceğiniz bir banka gibi işlerler ama (genelde) açgözlü kredi vermeye ve 2008’de ekonomiyi çökerten diğer dalaverelere girişmezler.
3. Yeni ekonomik kuruluşlara yatırım yapın veya yardım edin.
Dayanışma ekonomisine finansal katkı sağlamanın pek çok yolu var. Mesela, ‘Dolaysız Kamu Bağışları’ (DPO)[3] kooperatiflerin sermayelerini arttırmaları için popüler ve başarılı bir yöntem olmuştur. DPO’lar girişimin misyonuna inandıkları için görece düşük faiz oranlarını kabul etmeye gönüllü yatırımcıları bulmada topluluklara yardım ederler. Borç verme halkaları (lending circles) gibi artarak popülerleşen asırlık bir uygulama, her ay belirli bir miktarda katkı yapan bir grup insanı için bir araya getiriyor ve her üye ortada toplanan parayı sıfır faizle ve sırayla teslim alıyor. Ayrıca dayanışma ekonomisi örgütlerini ve ağlarını desteklemenin kitle fonlaması kampanyaları veya para hediye etme gibi diğer yolları da bulunmakta.
4. Spekülasyona yönelik değil kullanıma yönelik konutlaşmaya öncelik verin.
Mevcut emlâk sistemimiz çılgınca sonuçlara yol açıyor. Mesela tutucu bir tahminle, sezonluk ve satılık evler hariç ortada 5,8 milyon boş ev varken Birleşik Devletler’deki yarım milyon insanın her gece sokaklarda uyuduğu tahmin ediliyor. Bu uyuşmazlığın bir sebebi, konutlaşmanın insan gereksinimlerini karşılamak yerine giderek spekülatif bir emtia -büyük potansiyel getirisi olan bir kumar aracı- olmasıdır. Spekülasyon sadece evleri piyasadan çekip fiyatları yükselterek konut sıkıntısını arttırmakla kalmaz, aynı zamanda tıpkı 2008’de görkemli bir şekilde yaptığı gibi küresel bir ekonomik çöküşe de yol açabilir.
Eğer konut seçeneklerini araştırıyorsanız, konutlaşmayı spekülatif piyasanın dışına taşıyan konut kooperatiflerini[4] göz önünde bulundurun. Bu tür yaklaşımlarda alım gücü düşünülerek yeniden satış fiyatları sınırlanmıştır. Düşük ve orta gelirli kişilerin bu şekilde, gayrimenkul değerlemesi yoluyla servet oluşturmasını engellemeye yönelik kaygılar gündeme gelmiştir ama zaten fiyatları en başta karşılanabilir yapan da bu konut modelidir.
5. Kendi patronunuz olun: Bir kooperatifte çalışan olarak iş arayın ya da kendinizinkini kurun.
İşçi kooperatifleri, işçilere aittir ve onlar tarafından idare edilir, işlerini nasıl yürüteceklerine ve kârla ne yapılacağına (paylaşmak, tekrar işe yatırmak ve/veya bir kısmını topluluk projelerine ayırmak) kendileri karar verirler. Bu, sermaye sahiplerinin işçilerin emeğiyle elde edilen gelirin tamamını ele geçirdiği, bir sınıf mücadelesi olduğu kadar bir sömürü süreci olan kapitalist işletmeye taban tabana zıttır.
New York ve Madison gibi bazı şehirler, kapsayıcı ekonomik kalkınma stratejisinin bir parçası olarak, düşük gelirli topluluklar ve azınlık toplulukları için istihdam ve refah yaratma amacıyla işçi kooperatiflerinin başlatılması ve finanse edilmesi için milyonlarca dolarlık yatırım yapıyorlar. Eğer ekonomik demokrasinin bu biçimi ile ilgileniyorsanız hâlihazırda var olan bir kooperatifte iş arayabilir ya da kendinizinkini kurabilirsiniz. Bu zor olsa da büyüyen bir destek sistemi, yolunuzu bulmanıza yardımcı olmak için kooperatif eğitim programları ve başka türlerde destek sağlamakta.
6. Gelişmekte olan ekonomik sistemde başkaları ile bağlantı kurun ve konuşun.
Eğer ilginizi çekerse ve ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız, U.S. Solidarity Economy Network (Birleşik Devletler Dayanışma Ekonomisi Ağı) veya dünyanın diğer kısımları için RIPESS (Kıtalar Arası Sosyal Dayanışma Ekonomisi Destekleme Ağı)[5] gibi gruplara katılmayı düşünebilirsiniz. Eğer bir yazarsanız o zaman bunun hakkında yazın; öğrenciyseniz, hakkında araştırma yapın; öğretmenseniz öğretin; aktivistseniz, örgütünüzü dayanışma ekonomisine dayalı bir çalışma planı edinmeye teşvik edin. Eğer bir siyasetçiyseniz, o zaman bunu destekleyen politikaları tanıtın; eğer zaten kooperatif gibi bir kuruluştaysanız dayanışma ilkeleri doğrultusunda çalışan arz zincirleri kurmak üzere başkalarına bağlanmanın yollarını bulun. Dayanışma ekonomisini daha güçlü ve daha görünür yapmanın sayısız yolu var. Sadece ondan söz etmek bile katkı sağlayacağı için değerlidir.
7. İlkeleri hayata geçirin.
Kapitalizm rekabetçi, hesapçı ve çıkarcı değerleri ve davranışı benimser ama müşterekler üzerinde yaptığı çalışmalarla Nobel ödülü kazanan Elinor Ostrom ve diğerleri, topluluklar tarafından işletilen ormanlar, balık sahaları, otlaklar ve su gibi kaynakların, özel işletmelerin yönetimine kıyasla ne kadar daha etkili, sürdürülebilir ve eşitlikçi idare edildiğine dikkat çekmiştir. Herhangi birini haksız çıkar elde etmekten alıkoyacak kurallar ve yaptırım mekanizmaları olduğu sürece.
Varlığımızın bütününe öncelik veren ve bu yolla dayanışmaya eğilen bir ekonomi kurmamız gerekli. Hepimiz para için değil, içimizden gelen sevgi, arkadaşlık, karşılıklılık, başkalarını önemseme ve merhamet yeteneğimiz sayesinde çocuklarımıza, yaşlılarımıza, komşularımıza ve topluluğumuza hizmet sağlayacak faydalı sosyal ve ekonomik çalışmalarla uğraşıyoruz. Bu yüzden dayanışma ekonomisinin her yanınızda olduğunu ve şimdiden onunla yaşadığınızı unutmayın. Tabiatınızın en iyi yanını koruyun ve iyi yaşayın.
“Kapitalizmi ‘tabiatımızın en iyi yanını’ [6] güçlendirerek dönüştürebiliriz.” (Kawano, 2018b)
Kooperatifler ve mütüelller gibi köklü kurumlar dışarıda bırakılırsa, dayanışma ekonomisi birbirinden ayrı, dağınık ve küçük yapıların yer aldığı bir alandır. Bu yönüyle marjinal olarak nitelenebilecek dayanışma ekonomisinin, piyasa güçleri karşısında durma gücü sorgulanabilir. Dayanışma ekonomisinin piyasa güçleri tarafından yutulma riski, yani bu uygulamaların kapitalizmin içerisinde erimesi olasılığı her zaman mevcuttur.
Peki, toplumsal dönüşüm nasıl gerçekleşebilir? Aktivist çiftçi Jason Angell, dönüşüm nasıl olacak sorusunu, kişisel deneyimlerinden yola çıkarak şöyle yanıtlıyor: “Dönüşüm, hem yeni kişisel yaşam biçimlerine öncülük etmeyi hem de politikaları yürürlüğe koymak ve onları sürdürebilecek yeni sosyal kurumlar inşa etmek için birlikte çalışmamızı gerektirir… Artık toplumsal dönüşümün yolunun kişisel ya da politik değişim arasında ikili bir seçim olmadığını anlıyorum. Siyasi değerlerimizi kişisel yaşamımızın günlük rutinleri içinde yaşamalı ve daha nitelikli insan ilişkilerine dayanan yeni bir tür politika geliştirmeliyiz.”
Ekonomik akılcılık, rekabet ve kazanç hırsı üzerinde temellenen kapitalizm sadece ekonomik ve toplumsal yaşamımızı etkilemekle kalmıyor; kişiliklerimizi de biçimlendiriyor. Çetin bir sorunla karşı karşıyayız. Sistem, kişisel zenginleşmenin peşinde bencilce koşmamızı teşvik ederken, dayanışma ekonomisi yaşama farklı bir anlam vermemiz gerektiğini vurguluyor.
[1] İngilizce “FABrication LABoratory”, ‘fabrikasyon laboratuvarı’ndan gelen kelime. Kişisel fabrikalar gibi kullanılabilen küçük atölyelerdir.
[2] Computer Aided Design.
[3] Direct Public Offerings.
[4] Burada bazı konut kooperatifleri, topluluk arazi vakıfları (community land trust) ve ortak konutlar (co-housing) gibi seçeneklerden söz edilmektedir.
[5] “the Intercontinental Social Solidarity Economy Network”.
[6] “The Better Angels of Our Nature”. Deyim, Abraham Lincoln’ün ilk açılış konuşmasında kullanılmıştır. Sonradan Steven Pinker’ın aynı isimli kitabıyla meşhur olmuştur.
Kaynakça
Angell, J. (2018, 9 Eylül). How does change happen? One man’s journey through the personal and the political. Erişim
Kawano, E. (2018a, 1 Mayıs). Solidarity economy: building an economy for people & planet. Erişim
Kawano, E. (2018b, 4 Eylül). Seven ways to build the solidarity economy. Erişim