“Karbonsuzlaştırma“, yani üretim ve tüketim eylemlerinin çevreye yaydığı karbon gazlarının miktarını düşürmek, iklim değişikliğine karşı savaşmak için son derece önemli. Gelin bu hafta “neden daha eşitlikçi bir ekonomide karbonsuzlaştırmak daha kolay olabilir” sorusunun yanıtını arayan bir araştırmanın sonuçlarına bakalım.
2020’de, ABD milyarderlerinin net servetlerinde trilyon dolarlık bir artış yaşadı. Bu, her Amerikalıya 3.000 $ (2.140 £) değerinde bir teşvik çeki vermeye yeter de artar.
Bu esnada, bütün sektörler beklemeye alındı ve pek çok kişinin geçim kaynağı ortadan kalktı. Dünya Bankası 2021’in sonuna kadar pandeminin dünya çapında çoğu güney Asya ve Sahraaltı Afrika’da olmak üzere 150 milyon kadar insanı aşırı yoksulluğa iteceğini tahmin ediyor.
Neredeyse herkes pandemi sonrası sürdürülebilir bir toparlanmanın merkezinde eşitsizliğin önüne geçecek politikaların olması gerektiği konusunda hemfikir. Fakat eşitsizliği azaltmanın bazı doğrudan faydaları, bırakın kamudan, akademisyenlerden bile pek ilgi görmedi. Bu faydalardan biri de iklim değişimiyle ilgili.
Parçalarının Toplamı
İnsanların sahip oldukları para miktarı ne tükettiklerini ve ne kadar tükettiklerini belirleyen büyük bir etken. Bu yüzden bir toplumda paranın nasıl dağıtıldığı, toplam gelir sabit kalsa bile büyük önem taşır.
Tipik bir süper zengin İngiliz, Monako’da muazzam bir yat ve Londra’da muazzam bir malikâne sahibi olabilir. Diğer yandan, bariz sebeplerden dolayı ayda 3.000 £’dan az para ile geçinen ortalama bir İngiliz ailesi için aynısını yapmak imkân dâhilinde değildir. Düşük ve orta gelirli hanehalkları paralarının çoğunu zorunlu gereksinim mallarına harcar: Gıda, giysi, ısınma, toplu taşıma vesaire. Gelir düzeylerinin karışımı önemlidir ve neyin üretilip tüketildiğini belirler. Örneğin, daha az muazzam varlıklı insan daha az muazzam yat anlamına gelir.
Zenginlerin lüks tüketimi, ekonomik aktiviteyi bir noktaya toplar ve ihmal edilebilir bir refah artışı sağlasa da büyük miktarda kaynak yutar. Örneğin, Avusturalya’daki araştırmacılar 80 metrelik bir büyük yatın çalıştırılmasının yılda 4.600 ton CO₂ salımına neden olacağını hesapladılar. Bu, yatı inşa etmenin çevresel etkilerini hesaba katılmadığında bile 900 ortalama İngiliz vatandaşının yıllık CO₂ salımına denk. Yüzlerce insanı evlerinde sıcak tutmaya veya kamu altyapısı kurmaya harcanabilecek değerli karbon bütçesi çarçur ediliyor.
Parçalarının Toplamından Fazlası
Ben ve meslektaşlarım yakın zamanda eğer küresel ekonominin boyutu değişmeden küresel eşitsizlik azaltılsaydı enerji talebine ne olacağını hesaplayan bir akademik çalışma yayınladık. Bu düşünce deneyinde, talebin sektörler arasında nasıl kayacağını tahmin etmek için anketlere dayalı bir gelir dağılımı ve tüketici talebi modeli kullandık. Bu değişim muhtemelen dünyanın enerji talebini arttıracak olsa da, aynı zamanda daha temiz enerjiye geçişi hızlandırma potansiyeli taşıyor ve bu yüzden iklim politikası için hayati.
Bu daha eşitlikçi dünyada toplam enerji tüketimi artardı çünkü düşük ve orta gelirli aileler daha az tasarruf ederdi. Dolayısıyla, gelirin yeniden dağıtılması toplam tüketimi arttırırdı (ama lüks mallar yerine zorunlu gereksinimler için).
Fakat hesaplamalarımız bunun küresel enerji talebini %7 oranında arttıracağını tahmin ediyor ki bu aşırı yoksulluğu tamamen ortadan kaldırmak ve herkesin makul miktarda enerjiye erişmesini garantilemek için nispeten küçük bir “enerji bedeli”.
Daha uzun dönemde, ekonomi ve enerji kullanımı arasındaki ilişki göz önüne alındığında, bu daha eşitlikçi dünyayı karbonsuzlaştırmanın çok daha kolay olacağını tahmin ediyoruz.
Bunun sebebi daha eşit bir toplumda enerji talebinin taşımacılık ve lüks mallardan zorunlu mallara kayacak olması. Aslına bakılırsa araştırmamız, tamamıyla daha eşitlikçi bir dünyada (İskandinav ülkelerinden bile daha düşük bir gelir eşitsizliği ile) taşımacılığın küresel enerji talebinin kabaca %30 düşeceğini tahmin ediyor. Bunun sebebi zengin insanların daha az uçacak, daha az otomobili daha az kullanacak ve muhtemelen şu yatlardan daha azına sahip olacak olmaları. Diğer taraftan, konut enerji kullanımı %21 artardı çünkü daha çok insan yeterli barınak, gıda, ısıtma ve soğutma elde ederdi.
Bu yön değişimi önemli çünkü hava ulaşımı ve yatlar gibi lüks tüketimi karbonsuzlaştırmak çoğunlukla zordur. En iyi çözüm basitçe o sektörlerdeki talebi düşürmektir. Aksine, konutların donanımını iyileştirmek genelde ucuzdur ve bugün yapılabilir.
Araştırmamızda küresel düzeye baktık ama aynı mantığın ülkelere uygulanmaması için bir sebep yok. Günümüzde çoğu ülkede yüksek gelir eşitsizlikleri var ve zengin hanehalkları neredeyse evrensel olarak düşük ve orta gelirli ailelerden daha çok özel taşımayı ve lüks eşyaları tüketiyorlar. Eşitsizliği azaltmak çabaya değer, ülkeler içinde ya da ülkeler arasında olması fark etmiyor. Nihayetinde, toplumsal ve çevresel krizleri çözmek bir ikilem değil, bir kazan-kazan durumudur.
Not 1: Yannick Oswald’ın The Conversation sitesinde 8 Mart 2021 tarihinde yayımlanan “Why a more equal world would be easier to decarbonise” başlıklı yazısından Murat Soysaraç tarafından çevrilmiştir. Erişim
Not 2: Öne çıkan görsel, Macau Photo Agency – Unsplash