Ortak tüketim mümkün mü? Yeterli satın alma gücüne sahip olanların, tüketimden ve “bana ait, benim” demekten vazgeçmeleri için ilk bakışta bir neden yok gibi görünüyor. Oysa paylaşmak; daha az kaynak kullanımı, daha az atık, daha çok güven ve daha güçlü sosyal bağlar anlamına geliyor. Kırk yılda bir kullanılacak ve bu nedenle evde nereye yerleştireceğimizi bilemediğimiz bir matkaba duyulan gereksinim, satın almak dışında bir yolla giderilemez mi? Bu gibi sorulara olumlu yanıtlar veren, yaşam tarzlarımızı değiştirmekte yol gösterici uygulamaların ve blogların sayısındaki artışı görmek gerçekten sevindirici. Aşağıdaki çeviride esin kaynağı olabilecek uygulamaları okuyabilir ve söz edilenlerin boş hayaller olmadığını görebilirsiniz. İşte umut beslemek ve harekete geçmek için eşya kütüphaneleri ve diğer kanıtlar!


Eğer kullanışlı alet ve eşyalarımızı paylaşmayı tekrar öğrenebilseydik işlerimizi yine hallederdik ama tüketimi hatırı sayılır ölçüde azaltırdık

İklimin varoluşumuza koyduğu son kullanma tarihiyle karşı karşıyayken; tüketimci, karbon-ağırlıklı hayat tarzlarını hızla değiştirmelerinde insanlara yardımcı olabilecek en iyi sosyal uygulamalardan örnekler veren Rapid Transition Alliance’tan (Hızlı Geçiş Birliği) gelen kısa, öz, pratik blog yazılarından fazlasıyla keyif alıyoruz.

Bu yazı, birkaç ay önce değindiğimiz alet ve eşya paylaşımı için topluluk ağları (örnek olarak, Library of Things gösterilmiş) olgusunu bir bağlama yerleştiriyor. Paylaşım hakkındaki RTA blog yazısı; paylaşımın tarihini, paylaşım hakkındaki bilgileri ve verileri vererek ve benzer inisiyatifleri tanıtarak şahane bir iş çıkarıyor. Yazının tamamı okumaya değer. Ama işte birkaç önemli nokta aşağıda:

    • Paylaşmak, çocukken bize öğretilen ilk şeylerden biridir; neredeyse ‘iyi’ olmak ve bencil olarak görülmek arasındaki asıl farktır. Ama yetişkin olduğumuz andan itibaren odağımız hızla herkesin kendi eşyalarına sahip olduğu ve ‘özel mülkiyetin’ korunduğu modern ekonomiye kayar.
    • Bu sadece çok az parası olan insanları dışlamakla kalmaz. Hane halklarının genellikle az kullanılan eşyaları bulundurmaları, bu eşyaları çoğalttığı için çevresel açıdan savurgan, aşırı bir tüketime yol açar. Eğer modern hayatımızda daha çok paylaşabilseydik atıkları azaltıp birbirimize yakınlaşabilirdik. Şimdi, paylaşımın faydalarını tekrar keşfetme hareketi başlıyor.
    • Share Shed (Paylaşım Barakası), Birleşik Krallığın güneybatısında Transition Town ağının da bulunduğu Totnes kasabasındaki bir eşya kütüphanesidir. İnsanlar merdivenler, matkaplar, halı temizleyiciler, kamp yapma, yemek pişirme ve bahçıvanlık alet edevatı ve dikiş makineleri gibi kullanışlı eşyaları kütüphaneye bağışlayabilirler. Ve başkaları bu eşyaları makul bir fiyata ödünç alabilirler.
https://www.thealternative.org.uk/dailyalternative/2019/11/1/share-tools-rapid-transition

Ödünç alabilecekken niye satın alasınız ki?

  • Bu sistem, yerel halka kendileri için ayrıca eşya satın alıp onları bir rafta veya çekmecede yıllarca kullanılmadan bırakmaktansa ödünç alma şansı tanıyor. Amaç, daha zengin kaynaklı bir topluluk kurmak; insanların birbirleriyle bağ kurmalarına ve sadece arada bir ihtiyaç duyabilecekleri şeyleri paylaşmaları yoluyla para, boş yer ve kaynaktan tasarruf etmelerine yardımcı olmak.
  • Share Shed, Totnes’te Network of Wellbeing tarafından, Totnes kasaba meclisinin ve Lottery Fund’un desteğiyle Nisan 2017’de kuruldu. Proje, Batı İngiltere’deki taşra kasabası Frome’daki benzer bir girişimden esinlendi. Bu girişimde paylaşımcılar, başkalarını da paylaşma sistemleri kurmaya teşvik etmek için yararlı bir set tasarlamışlardı.
  • Nisan 2019’da Plymouth Üniversitesinde sürdürülebilirlik çalışan öğrenciler tarafından bir rapor yazıldı. Raporda, ödünç alınmaya hazır 300’den fazla nesne; üye olarak kaydolan 500’den fazla kişi; 490’ın üzerinde ödünç alma işlemi bildiriliyordu. Bu işlemler ile üyeler 25.000 Sterlin tutarında tasarruf sağlarken; 268 kg plastik ve 7,5 ton karbondioksit üretimi önlenmişti.
  • İlginç şekilde, araştırmayı yürüten öğrenci o kadar ilgiliydi ki, kütüphanede gönüllü olarak çalışmaya başladı ve fikri anavatanı İspanya’ya götürdü. Share Shed tam olarak bunun hakkında; paylaşım fikrinin her yönden teşviki.
  • Ocak 2020’de, Share Shed daha da çok kişiyi destekleyecek ve etraftaki küçük kasabalarda kırsal topluluklara yayılacak bir girişimin denemesini yapacak: Dünyanın ilk mobil eşya kütüphanesi olacak. Proje takımı, taleple ilgili daha iyi bir fikir sahibi olmak için bölgede topluluk katılımını araştırdı: insanlar hangi zamanlarda, ne ödünç almak istiyorlar ve bunu almak için en iyi yer neresi?
  • Dünya çapında 400’ün üzerinde paylaşım kütüphanesi var ve sürekli yenileri kuruluyor. Bunun gibi hareketler şu anda gerçek bir sorun olan belirli bir alandaki aşırı tüketimi düzeltebilirler. Bir yandan da insanları yerel olarak birbirleriyle etkileşime sokup sosyal bağlar ve hatta arkadaşlıklar yaratabilirler. Aynı zamanda, insanlar belli aletlerin en iyi nasıl kullanıldığını birbirlerinden öğrendiklerinden, gayriresmî beceri aktarımına da yardımcı olabilirler.

Yazıda adı geçen diğer örnekler arasında Plymouth: Borrow Don’t Buy, Edinburgh: Edinburgh Tool Library, Ljubljana: Knjižnica reči, Frome: SHARE:Frome, Berlin: Leila (ve işte bir BBC belgeseli) var ve daha fazlası burada.

“Mucize şudur: paylaştıkça, daha fazlasına sahip oluruz”

Ayrıca, yazılarının sonunda genellikle “hızlı dönüşüm dersleri” veriyorlar:

  1. Eşyalara sahip olmaktansa onları paylaşmak sadece atıkları azaltmaz, aynı zamanda insanların birbirine yeniden bağlanmasıyla toplulukları güçlendirebilir. Aynı zamanda eşyaları satın alamayacak düşük gelirli insanların bu eşyalara erişmelerini ve kullanmalarını sağlar.
  2. Paylaşım hareketi ayrıca, daha yeşil ekonomilerin merkezinde bulunan topluluklar içinde tamir, bakım, tekrar kullanım vs. ile ilgili bir yetenek yelpazesi oluşumuna yardımcı olur.
  3. Çeşitli nesneleri kullanıma hazır olarak bulundurmak tüketim baskısını ortadan kaldırır ve statü temelli tüketiciliğin etkisini azaltır ki bundan insanların iyi oluşları ve ruh sağlıkları fayda görür. Sosyal etkileşim ve öğrenme gibi iyi oluş için yararlı olduğu bilinen davranışları teşvik eder ve diğer çevre yanlısı davranışları daha olası kılar. Ödünç alabilecekken niye satın alasınız ki? “Mucize şudur: paylaştıkça, daha fazlasına sahip oluruz” (Leonard Nimoy).

Yazının devamı burada. Ve aynı zamanda Shareable bloguna dikkat çekmek isteriz. Blogun arama motoruna “Tools” yazarsanız Kasabanızda bir Eşya Kütüphanesi için Fon Toplamanın 16 İpucu dâhil olmak üzere daha fazlasını bulabilirsiniz.

Ayrıca sizi dijital hassasiyeti olan bir dağıtım ve üretim sistemi tahayyül eden –Vinay Gupta’nın Mattereum Manifestosu (yazı burada)’na yönlendirmek isteriz. Bu sistem birden fazla kişinin kullanabileceği, tamir ve güncelleme için tasarlanmış aygıtlar yapmak (ve talep etmek) için bizi teşvik edecektir. Eşya kütüphanelerini böyle bir sistemin topluluk başlangıç aşaması olarak hayal edin.

Not: Alternative UK blogunda 7 Kasım 2019  tarihinde yayımlanan anomim yazıdan Barış Soysaraç tarafından çevrilmiştir. Erişim

Kategori(ler): Uygulama

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.