Ünlü bir yönetim düşünürü olan Peter Drucker, sık sık “ölçemediğini yönetemezsin” sözüyle alıntılanır. Bu sözün anlamı, başarının ve kaybın hesabını tutmadan kendimizi geliştirmeyeceğimizdir. Sosyal meselelerde, ölçüm yapmak zor olabilir ancak İngiltere temelli bir organizasyon olan Mutlu Şehir bir çözüm geliştirdi: Gelişen Yerler Endeksi adında bir araç. Bu araç, şehirlerin refahını metrik olarak karşılaştırılabilecek performans kartları kullanarak ölçüyor. Bu ölçümde kullanılan üç özgün ölçüt var: eşitlik, sürdürülebilirlik ve yerel koşullar.

Gelişen yerler endeksi ile üç aşamada sosyal gelişim hedefleri

Gelişme ve başarının ekonomik ölçütlerine odaklanmak yerine, Gelişen Yerler Endeksi, sosyal ihtiyaçlar üzerinden ölçüm yapıyor. Her üç çerçeve, çeşitli faktörlerden yararlanıyor. “Yerel koşullar ölçüsü”, bireysel refahın etmenlerini detaylandırıyor; yeşil alanlara erişim, eğitim ve hesaplı konutlar gibi. “Sürdürülebilirlik ölçüsü”, toprak kullanımı, emisyonlar ve geri dönüşüm gibi çevresel eylemleri göz önüne alıyor. “Eşitlik ölçüsü” ise diğer etmenlerle beraber, gelir eşitsizliğine, toplumsal hareketliliğe ve sağlık hizmetlerine erişime değer biçiyor. Sonuç, yerel sakinlere, planlamacılara ve şehir liderlerine topluluklarını desteklemek için neyi iyi yaptıklarını ve nerede kendilerini geliştirebileceklerini gösteren detaylı bir performans kartı.

Gayrisafi yurtiçi hasıla gibi geleneksel gelişme ölçümleri ekonomik büyümeyi ölçer fakat bu büyümenin sosyal anlamlarını göz ardı eder. Bunun sonucunda, eşitsizlik ve gelir dengesizliği gizlenmiş olur. Gelişen Yerler Endeksi, başarının temel bileşeni olarak sosyal ölçütleri getirerek bu eğilimi tersine çevirmeyi hedefliyor.

Doğru gelişim yöntemleri seçmek hayati

Hâlihazırda, Endeks, İngiltere ve Galler’in 373 bölgesini değerlendiriyor ve büyümeye devam ediyor. Ham veri Birleşik Krallık Ulusal İstatistik Ofisi de dâhil olmak üzere çeşitli kaynaklardan geliyor. Bu bilginin, şehirler yenilik getirmek ve sosyal sorunların üstesinden gelmek istedikçe kullanılabilecek, erişilebilir bir kaynak görevi görmesi amaçlanıyor. Ayrıca kaynakların tüketilmesi ve ekonomik büyümeye bağlı başarı tanımını değiştirmek için de kullanılabilir.

“Hükümet, iş dünyası ve tüm insan uğraşının amacı, daha çok tüketmek ve zenginleşmek değil, kendi gelişme kapasitemizi arttırmaktır.” diye yazıyor Mutlu Şehir’in başkanı Liz Zeidler, organizasyonun Endeks yıllık raporunda. “Bu hedefe odaklananıncaya ve ilerlememizi ona göre ölçünceye dek, yanlış sonuçlar hedeflemeye ve üretmeye devam edeceğiz. Hiç durmadan artan eşitsizlik ve adaletsizlik seviyeleri ve iklim değişikliğinin gittikçe artan şekilde bariz ve yıkıcı etkileri de dâhil olmak üzere.”

Not: Casey O’Brien’ın Shareable blogunda 20 Haziran 2019 tarihinde yayımlanan yazısından Murat Soysaraç tarafından çevrilmiştir. Erişim

Kategori(ler): Haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.