Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar, diğer işletmelere kıyasla sosyal girişimlerde çok daha fazla liderlik rolü üstleniyorlar. Gerçekte Türkiye, sosyal girişimcilikte kadın liderliği konusunda öne çıkan ülkelerden biri (Köne, 2023). Bugün Söyleşiler köşemize Impact Hub Ankara kurucu ortaklarından Berivan Eliş’i konuk ediyoruz. Euclid Network tarafından hazırlanan “Top 100 Women In Social Enterprise 2023” (Sosyal Girişimde İlk 100 Kadın) listesinde yer alma başarısını gösteren Berivan Eliş ile Impact Hub modeli, Impact Hub Ankara’nın çalışmaları ve genel olarak ülkemizdeki sosyal girişimcilik alanı üzerine konuştuk.
Berivan seni tanıyabilir miyiz?
Kendimi tanıtırken zorlanıyorum. Bunun bir sebebi hayatım boyunca hep iki üç şeyi birlikte yapmış olmam. Farklı şeyleri bir hikâyede anlatmak zor oluyor, çalışma hayatım üzerinden gideyim. 1980 doğumluyum. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde, Uluslararası İlişkiler okudum. Daha sonra Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yüksek lisansımı tamamladım. Yüksek lisans eğitimim sırasında aynı zamanda araştırma asistanlığı yaptım.
İlk işim Bilkent’te gönüllülük yaparken tanıştığım Toplum Gönülleri Vakfı’nda oldu. Vakfın Ankara sorumlusu, aynı zamanda saha sorumlusu olarak çalıştım. Saha sorumlusu olarak Türkiye’nin birçok ilini görme ve tanıma şansım oldu. Daha sonra Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nda, konusu gençlik olan 2008 yılı İnsani Kalkınma Raporunu hazırlayan ekipte yer aldım. O çalışma kapsamında çok seyahat ettik, ülkenin köşesine bucağına gittik. Ardından bir 7. Çerçeve Projesi’nde araştırmacı olarak Bilkent Üniversitesi’ne döndüm, orada iki yıl çalıştıktan sonra Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nda, ki burası AB’nin Türkiye Temsilciği oluyor, çalışmaya başladım. Oradan Eylül 2014’te ayrıldığımda çok şey öğrenmiştim lakin sahada insanlarla daha yakın çalışma özlemi duyuyordum.
Ankara’daki yurttaşlık bilincini, sorumluluk kültürünü ve çalışkanlığını çok seviyorum
Kendim ile ilgili söz etmem gereken en önemli şeylerden biri Ankara’ya olan sevgim. Kendine özgü birçok güzelliğinin yanı sıra Ankara’daki yurttaşlık bilincini, sorumluluk kültürünü ve çalışkanlığını çok seviyorum. Delegasyondan ayrıldığım dönemde Ankara’daki bu ruhu kolektif bir üretkenliğe dönüştürme yolları arayan birçok insan vardı. TED Üniversitesinin o zamanki rektörü, Prof. Dr. Murat Tarımcılar sayesinde, bu yol, TED Üniversitesi bünyesinde bir sosyal inovasyon merkezine dönüştü: İstasyonTEDÜ. TED Üniversitesinin şehir üniversitesi olmak, üniversite ile toplum arasında anlamlı bir etkileşim yaratmak gibi bir misyonu olduğundan, kurduğumuz merkez bir buluşma noktası oldu. İstasyon ismini çok güzel taşıdı.
5 yıldan sonra Impact Hub Ankara’yı kurmak için İstasyonTEDÜ’den ayrıldım. Şimdi Impact Hub Ankara’nın kurucu ortaklarından birisi ve program ve proje işleri ile ilgilenen direktörüyüm.
Impact Hub; etki odaklı çalışan tüm aktörlerin parçası olabileceği bir ağ ve çalışma alanı
Impact Hub Ankara, dünya ölçeğinde bir ağ olan Impact Hub Global’ın bir üyesi. Oldukça değişik bir model olan Impact Hub’ı, bize anlatır mısın?
Impact Hub dünya çapında bir network; resmi olarak 2005 yılında kurulmuş, yaklaşık 20 yıllık bir mazisi var.
Etki odaklı çalışan tüm aktörlerin; girişimcilerin, yenilikçilerin, yaratıcı insanların ve pozitif değişim yaratmak isteyen her aktörün parçası olabileceği bir ağ ve çalışma alanı. Etki odaklı çalışanlara ve ortak çalışma alanını kullananlara topluluk ve akran desteği sağlayan, içinde bulundukları ekosistemi geliştirmek için kapasite geliştirme programları ya da bağlantı programları sunan çok yönlü bir yapı. Aynı anda birçok faaliyet alanında çalışan bir çeşit destek kuruluşu: Projeler ve programlar yürütüyor, danışmanlık veriyor, kendi kapasitesini geliştiriyor ve başkalarına kapasite aktarıyor. Bu yönü ile aynı anda hem gelişen hem de geliştiren bir kurum. Özetle Impact Hub, etki odaklı çalışan tüm aktörleri mekân, topluluk ve programlar sayesinde bir araya getiren, buluşturan ve destekleyen bir yapı.
Impact Hub Viyana’da kurulmuş bir dernek, derneğin kendisine gelir yaratmak ile sorumlu bir şirketi de var. Bir sosyal girişim mantığı ile işliyor. Dünyadaki Impact Hub’ların tamamı, derneğin karar vermeye yetkili üyesi ve aynı zamanda Impact Hub şirketinin pay sahipleri olarak kuruluyor. Impact Hub ortak yönetim meselesini çok önemsiyor. Genel Kurulunda yaklaşık 200 seçilmiş üye var. Bunların hepsi dünyadaki farklı Impact Hub’ların temsilcileri.
Farklı ülkelerde kurulan Impact Hub’ların belirli bir formu var mı?
Impact Hub’ların önemli bir kısmı sosyal girişim olarak kurulmuş durumda. Örneğin İspanya’dakilerin bir kısmı kooperatif olarak örgütlenmiş, Bask bölgesinde kooperatifçilik geleneğini bozmamışlar. Dernek olarak örgütlenmiş olanlar var. Belediyelerin bünyesinde ama bağımsız olarak çalışanlar var. Şirket olarak kurulmuş olanlar var. Birkaç farklı formu birlikte kullananlar var.
Impact Hub bir eş mülkiyet (co-ownership) sistemi üzerine kurulu
Peki, Impact Hub Ankara ne zaman kuruldu ve neler yapıyor?
Impact Hub Ankara resmi olarak Ağustos 2021’de kuruldu. Ancak kuruluş öncesinde adım adım 4 aşamalı bir süreçten geçtik. Dışarıdan bakındığında Impact Hub, franchising sistemi gibi algılanabiliyor. Fakat aslında bir eş mülkiyet (co-ownership) sistemi üzerine kurulu. Her yerelde orayı tanıyan, o kentle ve insanlarla bağı olan bir ekip tarafından kuruluyor. Temelde bir grup girişimci olarak, bir ağa katılıyorsunuz. Bunun için önce, o ağa katılabilme yani Impact Hub kurma hakkını kazanmanız gerekiyor. Bir ön seçim süreci var.
Ön seçim sürecinden geçtikten sonra daha ciddi bir seçim süreci var. Fizibilite raporları, finansal tahmin tabloları hazırlıyorsunuz, bir lisans ücreti ödüyorsunuz. Kurmak istediğiniz Impact Hub’a ihtiyaç olup olmadığı, hâlihazırda bir toplulukla ilişkinizin varlığı ya da gereken maddi yatırımı bulmaya ehil olup olmadığınız test ediliyor. Bu süreçte size bir koç atanıyor ve o koç size rehberlik ediyor. Aynı zamanda kurucu ekip olarak kapsamlı bir oryantasyon eğitimi alıyorsunuz. Bu aşamaları geçtikten sonra, tüm networkü temsil etmek üzere seçilmiş kişilerden oluşan bir komite sizinle mülakat gerçekleştiriyor. Bu sözlü mülakat sonrasında size geri bildirim vererek kabul edilip edilmediğinizi söylüyorlar. Bütün bu süreç Impact Hub’ı yakından tanıma, kurucuları ile tanışma şansı veriyor. Son aşamada, ağa kabul edildikten sonra, size tanınan belirli bir sürede mekânı açmakla yükümlüsünüz.
Anonim şirket olarak kurulmuş olmakla birlikte kârı misyonumuzu gerçekleştirmek için kullanıyoruz
Impact Hub Ankara bir sosyal girişim olarak mı kuruldu?
Sosyal girişim olarak kuruldu. Fakat sosyal girişimlerin Türk hukukunda herhangi bir karşılığı olmadığı için uygulamada sosyal girişimiz ama kâğıt üzerinde bir anonim şirket olarak gözüküyoruz. Toplamda 3’ü girişimci ikisi destekçi 5 ortak ile kurulduk. Kurucu ortaklar arasında, benim dışımda, Duygu Vatan ve Murat Çitilgülü var. Anonim şirket olarak kurulmuş olmakla birlikte kârı misyonumuzu gerçekleştirmek için kullanıyoruz. Kâr dağıtımı yapmayacağımızı pay sahipleri sözleşmemize yazdık.
Bizim uzmanlık alanımız daha çok sosyal girişimcilik ve sosyal inovasyonla ilgili gelişim sağlamak
Impact Hub Ankara kurulurken hangi alanlarda faaliyet göstermesi planlandı?
Impact Hub’ı açarken birkaç odak konu belirlemeniz isteniyor. Biz odak noktalarını iki şekilde belirledik. Birincisi uzman olduğumuz konularımızdı, ikincisi ise Ankara’nın ihtiyacı olduğunu düşündüğümüz ve insanları, toplulukları etrafında örgütleyebileceğimizi düşündüğümüz konulardı. Örneğin, Ankara için çok önemli bir konu ilçeleri arasında çok ciddi bir gelişmişlik farkı olması. İlçe gelişmişlik sıralamalarında, Çankaya ile Haymana arasında dev bir uçurum var. Bunu gidermek üzere ne tip yerel kalkınma çalışmaları yapılabilir? Kalkınma alanında, sosyal ekonomi alanında, sosyal girişimcilik alanında çalışacak Impact Hub gibi bir kuruluş bu konuda çözüm geliştirebilir mi? Kapsayıcı girişimcilik bir çözüm olabilir mi? Hangi aktörler ile ne yapabilir? Bu sorular üzerinde düşünüyor ve konuşuyorduk. Bizim uzmanlık alanımız daha çok sosyal girişimcilik ve sosyal inovasyonla ilgili gelişim sağlamak. Ama topluluk tabanlı gelir modeli yaratabilecek birçok iş modeli var. Bunlar Impact Hub Global’in de kullandığı modeller. Dünyanın her yerinde kır-kent ağı üzerine inovasyon çalışmaları yapılıyor. Acaba biz de bunların bir kısmını Türkiye’de uygulama alanı yaratabilir miyiz? Bir konu buydu.
Diğer bir konu ekosistemi geliştirme çalışmaları açısından çok önemli olan sistem bakış açısı; sistem dönüşümü denilen alandı. Sistem girişimciliği diyoruz ama bu terimi kullanıp kullanmamakta halen tereddütteyiz. Çünkü sistem dönüşümü alanında çalışanlar bunu sadece girişimcilik üzerinden yapmak zorunda değiller. Birçok farklı mecrası olabilir. Diğer iki odak konu da sosyal girişimcilik ve sosyal inovasyon alanında kamu politikaları geliştirilmesi ve yaratıcı ekonomi alanı. Bunlar da ekibin uzmanlığı ve ilgi alanlarına göre belirlendi.
Türkiye Sosyal Girişimcilik Ağı’nın bir parçasıyız
Kuruluştan bugüne Impact Hub Ankara neler yaptı?
Mekân tadilatı için ciddi miktarda para biriktirmemiz ve destek bulmamız gerekiyordu. Bu nedenle, resmi olarak kurulmadan önce danışmanlık işlerine başladık. Hâlihazırda sosyal girişimcilik alanı ile bağlarımız vardı örneğin Türkiye Sosyal Girişimcilik Ağı’nın bir parçası idik. Bu kapsamda yürütmekte olduğumuz çalışmalara devam ettik. Bunlardan bir tanesi Dünya Bankası tarafından yürütülen “Türkiye’de Sosyal Girişimcilik” araştırması oldu. Ek olarak Impact Hub’ın küresel ağları sayesinde bağlantılarımız oldu. Örneğin, Ürdün’de sosyal girişimcilik politikası ve yasası oluşturulmasına yönelik projede danışman olarak yer aldık.
Sistem dönüşümü
Programlar kısmında, Ashoka Türkiye’nin önceki eş direktörleri İstem ve Zeynep ile birlikte Kanada’dan aldığımız küçük bir mikro hibe ile sistem dönüşümü alanında çalışan kadınları destekleyecek bir model üzerinde çalıştık. Düzenli olarak buluşan, birlikte okumalar yapan, tartışan, bilgi üreten, bir akran dayanışma modeli yaratmaya çalıştık 12 kadın ile. Mikro hibe kısmı sona erdi fakat modeli devam ettiriyoruz.
Sistem dönüşümü alanında çalışanlara yönelik bir kuluçka programı başlayacak. Bunun için anlamlı bir destek bulduk, farklı destekler de aramaya devam ediyoruz. Bunu yine anlamlı bir işbirliği çerçevesinde yürütmeye çalışacağız. Sistem dönüşümü gibi bir alanda tek başına başarılı olmak mümkün değil. Şu anda Impact Hub Global’de de bir ‘değişim ağı’ olmaktan ‘değişim için bir sistem’ olmaya yönelik bir dönüşüm süreci var. Bütün Impact Hub’lar sistem dönüşümü alanında ne yapabileceklerini, etkin translokal ağları nasıl yaratabileceklerini konuşuyorlar. Biz de bu programı bu çerçevede konumlandıracağız.
Yaratıcı ekonomi, yaratıcı girişimcilik
İki odak noktamız daha var demiştim. Bir tanesi yaratıcı ekonomi, yaratıcı girişimcilik alanında. Ankara hem tasarım hem de genel olarak içerik üretimi konusunda birikimi çok yüksek, güçlü şehirlerden biri. Bu alanda çalışanların gelir modelleri kurma konusunda ciddi problemleri olduğunu, bu konuda kapasitenin düşük olduğunu gözlemliyorduk. Bir destek programı geliştirebilir miyiz diye düşündük. Impact Hub Global’ın parçası olduğu bir büyük program (EIT Culture and Creativity) çerçevesinde, kültür ve yaratıcılık alanlarında kendi kendine yeterli, ayakta durabilen, daha sürdürülebilir, daha dayanıklı gelir modelleri olan girişimlerin nasıl kurulabileceği araştırılacak. Kapsamlı bir haritalama çalışması da yapılıyor. Gelir modelleri, inovasyon için uygulanan mekanizmalar, hangi mekanizmaların neden ve nasıl çalıştığı, nasıl uygulandığında daha etkili olduğu araştırılıyor. Bu araştırmayı yürüten ekipte yer alıyoruz.
Son konu da kamu politikası geliştirme. Zaten Türkiye Sosyal Girişimcilik Ağı’nın bir parçası olarak bir süredir bu alanda aktifiz. Impact Hub Global kalıcı bir çalışma grubu da (Policy Task Force) oluşturdu. Çalışma grubu iki konuya odaklanmaya karar verdi. Bunlardan biri, ekosistemin geliştirilmesi. Tek tek aktörleri değil, ekosistemin genel gücünü, dayanıklılığını geliştirecek çözümler neler olabilir? İkincisi, var olan işletmelerin, KOBİ’lerin kapsayıcı iş modellerine, yeşil iş modellerine, yönetişim açısından demokratik iş modellerine dönüşümü için ne yapılabilir? Çünkü mevcut mekanizmaların çözüme katkı sunmadığını herkes pandemide net olarak gördü ve dönüşüm için harekete geçen çok fazla kuruluş oldu. Acaba Impact Hub onlara nasıl yardımcı olabilir? Sorduğumuz soru bu.
Impact Hub Ankara aynı zamanda bir buluşma mekânı
Impact Hub’ın sadece programlar, danışmanlıklar, eğitimler ile işlemediğini de belirteyim. Burası aynı zamanda bir buluşma mekânı. Impact Hub’ın bir üyelik sistemi var. Ofisimiz 2022 Kasım başında açıldı, şu anda aktif olarak ofisi kullanan 30’dan fazla üye var. Farklı ücret seviyelerinde seçenekler var. Örneğin ayda 5 günlük bir üyelik ya da 10 günlük üyelik alabiliyorsunuz. Sürekli ofisi kullanmak ya da Impact Hub içinde bir mikro ofise sahip olmak da mümkün. Etkinlik, toplantı ve atölyelere de ev sahipliği yapıyoruz. Mekân açıldığı günden beri etkinliklere talep yoğun oldu. Keşke daha büyük bir etkinlik alanımız olsa; Ankara’da bu konudaki ihtiyaç hâlâ çok büyük. Fiyatları erişebilir tutmaya önem veriyoruz ancak ekonomik koşullar nedeniyle bunu istediğimiz gibi yapamıyoruz. Elimizden geldiğince çözüm bulmaya, kolaylık yaratmaya çalışıyoruz.
Yönetimde ortaklığı esas aldık
Impact Hub Ankara’nın yönetiminden söz eder misin?
Impact Hub’ın bugüne kadarki küresel deneyimlerinden yola çıkarak, en baştan bize ortak sayısını her zaman yönetilebilir sayıda tutmamız önerildi. Bizim için bir kişinin resmi olarak ortağımız olması değil, uygulamada ortağımız olması önemli. Buradan hareketle, yönetimde ortaklığı esas aldık.
Impact Hub içinde, kurucu, maker ve üye şeklinde üç farklı kademe var. Kurucular sorumluluğu üstlenen ve imza yetkisi olan kişiler. Makerlar, çalışanlar ve destekleyiciler gibi emeği ile katkı sunan bağlılığı yüksek kişiler. Kurucular da aynı zamanda maker. Üyeler ise daha çok faydalanıcı konumunda ama onlar da topluluğa katkı veren insanlar. Müşteri yerine üye denmesinin sebebi de bu zaten. Daha çok bir kulüp üyeliği gibi. Hem topluluğa katkıda bulunuyor hem topluluğun bir parçası oluyor hem de sağlanan hizmetlerden faydalanıyorlar.
Kurucu, maker ve üyeler arasında hareketlilik mümkün. Örneğin şu anda üye olan birisi daha sonra maker ve hatta kurucu olabiliyor. Bu hareketlilik sistemini nasıl kuracağımızı çok düşündük. Yönetim formundan ziyade, yapının misyonunun devamlılığına ve yaratılan faydanın sürmesine öncelik veren bir sistem oluşturmaya çalıştık.
Son olarak hızla gelişen sosyal girişimcilik alanında yapılması gerekenlere dair düşüncelerini paylaşmanı istesek…
Sosyal girişimcilik alanında çalışan insanlar olarak konunun popülerliğinin hızla arttığını gözlemliyoruz. Bu konuyu hâlâ hiç bilmeyen insanlar da var tabii ama artık en azından yabancı bir kavram olmaktan çıktığını düşünüyorum.
Sosyal girişimcilik her şey için bir çözüm değil
Şunun altını çizmek isterim: Sosyal girişimcilik her şey için bir çözüm değil; alalım her yerde uygulayalım demek işe yaramaz. Bu nedenle yapılması gereken şeylerden ilki, sosyal girişimciliği her şeye çözüm olarak görmekten vazgeçmek. Burada özellikle bir parantez açıp dezavantajlı grupların sosyal girişimciye dönüştürülmesi meselesine değinmek istiyorum. Sosyal girişimcilik modellerinin dezavantajlı grupların kapsanmasına yönelik modeller kurmada fark yaratabileceğine inanıyorum fakat girişimciliğin kendisi en avantajlı gruplar için bile çok zor; çok ciddi kaynak, kültürel ve finansal sermaye, iyi bağlantılar, bilgi, dayanıklılık gerektiren bir yol. Dezavantajlı grupların girişimci olmasından ziyade, gelişim ve geçim kaynaklarının güçlendirilmesi için çalışmak önemli. İstisnai iyi örnekler var ama genel olarak bu yaklaşımın terk edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Yasal düzenleme ihtiyacının arttığını gözlemliyoruz
İkincisi, yasal çerçeve meselesi. Biz bundan 4 yıl önce yayınlanan British Council raporunda şöyle bir tespit yapmıştık: “Bu alan Türkiye’de yeni yeni şekilleniyor. Herhangi bir yasal düzenlemeye gerek yok gibi görünüyor. Üstüne beton döküp sabitlemeyelim. Gelişimini görelim.” Şimdi bu durumun değiştiğini ve yasal düzenleme ihtiyacının arttığını gözlemliyoruz. Artık belli düzenlemelerin yapılması gerektiğini düşünüyorum. Gene çok köşeli ya da kapsamı daraltacak düzenlemeler değil ama esnek düzenlemelere ihtiyaç var. Özellikle finansa erişim konusunda çok sıkıntı yaşanıyor.
Sosyal girişimciliğin, görünürlüğünün artması için yapılması gereken çok şey var
Üçüncüsü, sosyal girişimciliğin, sosyal inovasyonun genel anlamda sosyal ekonominin bir alternatif çalışma alanı ve alternatif ticari faaliyet biçimi olarak görünürlüğünün artması için yapılması gereken çok şey var. Bu konuda asıl iş, içerik üreticilerine düşüyor. Yürütülen ödül programlarında da kişiler değil, çözümler ön plana çıkartılmalı. Özellikle kolektiflik vurgusunun ön plana çıkartılması gerektiğini düşünüyorum. Bu alanda çalışan herkesi de bunu yapmaya davet ediyorum. Öbür türlü girişimcilik zaten var; ekonomiye, topluma belli şekillerde değerli katkıları var. Ama sosyal girişimcilik başka bir şey. Ne tamamen sosyal alandan ne de tamamen girişimcilik alanından, iki tarafın da genlerini taşıyan ama kendine özgü özellikleri olan bir şey.
Sosyal girişimciliğin tüm sektörler tarafından daha iyi anlaşılmaya çalışılmasını ve daha fazla desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum
Dördüncü ve son olarak şunu ekleyebilirim. İş modelleri ve yönetişim modellerinde içinde çok değerli çözümler ve yenilikler barındıran bir alan olarak sosyal girişimciliğin tüm sektörler tarafından daha iyi anlaşılmaya çalışılmasını ve daha fazla desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Impact Hub Ankara hakkında daha fazla bilgi için: https://ankara.impacthub.net