İngiliz iktisatçı Kate Raworth tarafından geliştirilen Simit Ekonomisi özünde, iktisadın meşhur varsayımlarına dayalı ekonomik modelin insanların ve dünyanın gerçek ve son derece önemli gereksinimlerini karşılamakta yetersiz kaldığını, dolayısıyla yeni, sınırları ve amaçları daha kesin bir ekonomik modele ihtiyaç olduğunu savunur. Simit Ekonomisinin önde gelen çağrılarından biri, sonsuz bir büyümeye odaklı bir ekonomi yerine, sürdürülebilir, sağlıklı ve sınırlarının farkında bir ekonominin herkes için daha faydalı olacağıdır. Ekonominin sınırlarını, hiç kimsenin altına düşmemesi gereken bir sosyal refah düzeyi ile gezegenin sınırları çizer.
Simit Ekonomisi Eylem Laboratuarından (DEAL, Doughnut Economics Action Lab) Erinç Şahan, insan doğasının kaçınılmaz şekilde rekabetçi olmadığı, herkesin iyiliği için birlikte çalışmanın da elimizde olduğu görüşünde. Peki, bunlar işletmeler için ne anlama geliyor? İş dünyası, 20. yüzyılın modası geçmiş maksimum kâr elde etmek için var olma fikrinden, 21. yüzyılın maksimum fayda üretme fikrine doğru nasıl yeniden tasarlanabilir?
Tasarım gereği yenileyici ve dağıtıcı
Gerekli olan dönüştürücü değişim ancak iş dünyasının derin tasarımının da dönüştürülmesiyle sağlanacaktır. Derin tasarım, bir işletmenin mülkiyet ve finansal yapısına; tedarikçiler, müşteriler ve paydaşlarla ilişkilerini nasıl yönettiğine; kilit kararları nasıl aldığına ve izlediğine, amacını nasıl belirlediğine ve kalıcı kıldığına odaklanır. Bu anlamda, kurumsal (yeniden) tasarım, hem iş dünyasında hem de ekonomide insanlığı Simit’in güvenli ve adil alanına taşımaya yardımcı olabilecek diğer birçok dönüşüm için temel oluşturur.
Simit Ekonomisinin öngördüğü sınırlara saygılı bir iş modeli kurmak için işletmelerin atabileceği pek çok adım var:
- Gerçek bir değişim yaratmanın en etkili yolu, işletme sahiplerinin (bunlar kooperatiflerinin sahibi olan işçiler de olabilir) “yeşil göz boyama” da denen çevresel sorumluluk ismi altında göstermelik vaatlerin ötesinde, işletmelerin temel vizyonlarını ve politikalarını baştan gözden geçirmeleridir.
- İşletmelerin sahiplerinin çalışanlar olması, ortak vizyonun herkes tarafından paylaşılması ve sosyal fayda yaratmak açısından önemlidir. Kooperatiflerin bu durumda avantajlı olduğunu söylemeye gerek var mı? Kurucuların şirketlerini çalışanlarına devrederek kalıcı sürdürülebilirliğe ulaşmaya çalıştıkları ilham verici ve tekrarlanabilir örnekler gelecekteki sistemin bir ön gösterimi olarak görülebilir.
- Yönetim kurulunda sosyal hedeflerin gerçekleştirilmesini gözeten birileri olması da işletmenin amacından sapmaması için gerekli olabilir.
- Ürün tasarımlarını çevreye en az etkide bulunacak şekilde değiştirmek ve tedarik zincirinin her yerinden kurumlar ve kişilerle yakın ilişkiler kurmak fayda sağlama faaliyetlerinin uygun işlemesini güvenceye alabilir.
Bütüne bakıldığında Simit Ekonomisi işletmeler için ciddi bir taahhüt anlamına geliyor. Ancak işletme modelinin böyle yeniden tasarlanması, işletmenin dayanıklılığını arttırıp büyük ekonomik değişimlere karşı onları daha esnek hale getirebilir. Simit Ekonomisi her ne kadar işletmelere çabuk ve kısa dönemde bariz kazanç sağlamasa da uzun vadede getireceği yararlar ve daha da önemlisi sürdürülebilir iş olanakları göz ardı edilemez.
Not: Öne çıkan görsel, azerbaijan_stockers — Freepik
80’lerle başlayan “işletme yönetimlerinde yenilik” fırtınası, toplam kalite, yalın üretim, esneklik, çeviklik, dayanıklılık, üretim ağları, tedarik zinciri, değer zinciri gibi yüzlerce büyülü terime indirgenmişti.
Hiçbiri burada sözü edilen “işletmelere çabuk ve kısa dönemde bariz kazanç sağlamasa da uzun vadede getireceği yararlar ve daha da önemlisi sürdürülebilir iş” odaklı olmadı.
Çok doğru söylüyorsunuz Sinan Hocam. Bunca süslü terim ve boş vaat yerine işletmelerin toplumu gözeden amaçlar etrafında yapılandırılmaları gerekiyor.