Bir sosyal girişim kurarken kahraman olma isteğiniz sosyal fayda yaratma isteğinizin önüne geçiyorsa dikkatli olun; şimdiden kahraman girişimci olma tuzağına düşmüş olabilirsiniz. Kahramanlar kurguda sevdiğimiz karakterler olabilirler ama gerçek hayatta günü kurtarmak için kahramanlara değil, işbirliğine, iletişime ve sorunlardan en çok etkilenenleri güçlendirmeye ihtiyacımız var. Ancak bu sayede ihtiyacımız olan sosyal değişimin gerektiği şekilde gerçekleştiğinden emin olabiliriz.


Marvel ve onun pelerinli savaşçılarının Yıldız Savaşlarını, Harry Potter’ı ve James Bond’u geride bırakarak tüm zamanların en ünlü popüler kültür serisi olduğu bir dünyada başımızı çevirdiğimiz her yerde kahramanlar görüyoruz. Olağanüstü kahramanların (genellikle bir erkek ve neredeyse her zaman beyaz) kötü adamları alt etmek ve yardıma muhtaç sıradan insanları kurtarmak için koşup yetiştiği tanıdık hikâyeler hepimizi büyülüyor. Küçük yaşlardan itibaren bu kahramanları kendimize örnek almaya özendiriliyoruz ve kabul etsek de etmesek de birçoğumuz alttan alta kahraman olma sırasının bir gün kendine gelmesini bekliyor.

Kahramanların nesi var?

Ama sosyal etki dünyasında bu kahraman anlatıları bir sorun teşkil ediyor. Meğerse gerçekte dünya böyle işlemiyormuş. Karmaşık toplumsal sorunların çözümünde gerçek ilerlemenin günü kurtarmak için öne çıkan örgütlerin ya da fevkalade kişilerin devreye girmesiyle gerçekleşmesi çok nadir görünür. Bunun en önemli sebebi, toplumsal sorunlardan etkilenen ‘sıradan insanların’ asla çaresiz ya da kurtarılmaya muhtaç olmamasıdır. Aksine, toplumsal sorunlar için en iyi çözümler genellikle bu sorunlardan etkilenen gruplar tarafından ve kapsamlı becerilere ve kaynaklara sahip bireylerin ve örgütlerin oluşturduğu bir ağın da desteği ile onlarla birlikte üretilir.

En kötü ihtimalle, sosyal etki kahramanları, hâlihazırdaki çözüm çabalarını köstekleyerek ya da kopyalayarak, eşitsiz güç dinamiklerinin benzerlerini üreterek (mesela beyaz olmayanları etkileyen sömürgeci güç dinamikleri), kimsenin talep etmediği ve asıl meselelere hal çaresi olmayan çözümler sunarak düzeltmeye çalıştıkları durumları daha da kötüleştirebilirler. Tanınmış sosyal yenilik danışmanı Daniela Papi-Thornton, bu sorunu kahraman girişimcilik (heropreneurship) olarak adlandırıyor.

Kahraman girişimcinin yükselişi

Sosyal girişim kurma, bu girişimi yönetme ve bir fark yarattığımızın fark edilmesi için duyduğumuz arzu, sosyal etki yaratma isteğimize baskın geldiğinde bir kahraman girişimci oluruz. Kâğıt üstünde, kahraman girişimcinin işi bir tane harika, parlak fikir bulup bu fikrin üzerinde yeni bir iş kurmak ve sonra da işi piyasaya sunarak dünyanın sorunlarını çözmek ve yağan övgüleri kabul etmektir. Ve ne yazık ki, medya yalnız kahramanları sosyal değişimin en iyi örnekleri olarak seçip öne çıkardığında gerçek ilerlemenin nasıl gerçekleştiğini unutuyoruz. Gerçek ilerleme, hakiki toplumsal yeniliğin dağınık ve mütevazı ortak çalışmasıyla mümkün olur.

Seçeneklerimiz nedir?

Kahraman girişimci sorununun üstesinden gelmek için dikkatimizi sosyal etkinin gerçek ve karmaşık görevine vermeliyiz, bu çabayı kendi işimizde benimseyip her fırsatta topluma duyurmalıyız. Aşağıda bir işe yaramayan kahraman masalları yerine öne çıkarmamız gereken dört ana sosyal yenilik ilkesini veriyoruz:

Sorundan etkilenen toplulukları merkeze alın

Sürdürülebilir sosyal etki çalışmalarında, çözüm inşasının merkezine bir sorundan etkilenen insanları koymak hayatidir. Kahraman girişimci senaryosunun temel sorunlarından biri mağdur toplulukları çaresiz kurban rolüne sokarak kendi sorunlarını çözme güçlerini ellerinden almasıdır. Gerçekte, neye ihtiyaç duyulduğunu en iyi bilenler bu insanlardır ve eğer çözümün yaratılmasında emekleri geçerse bulunan çözümün kalıcı olması çok daha muhtemeldir.

Rekabet etmek yerine işbirliği yapın

Bir sorun alanına, heyecanla yeni bir işletme, ürün ya da fikir ile koşturan kahraman girişimciler genellikle kendilerini, daha köklü bir geçmişe ve soruna dair daha iyi bir anlayışa sahip olan kişiler ve kurumlar tarafından zaten yapılmakta olan işleri kopyalarken bulurlar. Daha da kötüsü, bu oyuncularla zaten kıt olan fonlar ve kaynaklar için rekabet etmeye başlayabilirler. Asıl takınılması gereken tavır, sosyal yenilikçilerin önce hâlihazırda devam eden çalışmaları öğrenip, nerede yardıma ihtiyaç olduğunu sorduğu işbirlikçi bir yaklaşımdır.

Ufkunuzu genişletin

Yeni bir sosyal girişim kurmak, değişim yaratmaya can atan pek çok kişi için cazip bir seçenek olsa da etki yaratma yollarından sadece biridir. Değişim yaratmak isteyenler, kahraman olma arzusunu bir kenara koyduklarında, değişim için kullanabilecekleri kaldıraçları değerlendirip en iyi sonucu nasıl elde edebileceklerine karar vermeliler: Hâlihazırda faydalı işler yapan bir örgüte katılarak mı, mevcut oyuncular arasında işbirliği kurarak mı yoksa belirli bir konuda doğrudan çalışmak yerine diğer sosyal yenilikçileri destekleyecek hizmetler sunarak mı?

İyi insanlara katılın

Kahraman girişimci anlatısı çok cazip olsa da sosyal yenilikçilerin asıl hedeflerinden yani insanların ve Dünyanın iyiliği için büyük toplumsal sorunlarda ilerleme kat etmekten şaşmaması gerekir. Sosyal etkinin gerçek kahramanları isimsizdir. Onlar, ün ya da ödül peşinde koşmadan dünyanın en büyük sorunlarını çözmek için birlikte çabalayan insanlardır. Şu anda, her zamankinden de çok, dünyanın bu insanlara ihtiyacı var ve siz de onlardan biri olabilirsiniz!


Not 1: Jay Boolkin’in 8 Temmuz 2020 tarihinde Social Change Central internet sitesinde yayımlanan yazısından Barış Soysaraç tarafından çevrilmiştir. Erişim

Not 2: Öne çıkan görsel, gpointstudioFreepik

Kategori(ler): Görüş Yazıları

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.