Sistem Etkileri metodolojisini geliştirmesiyle tanınan Dr. Luke Craven’ın araştırmaları, karmaşık politik zorlukları anlamak ve çözmek için yeni araçlar geliştirmeye odaklanıyor. Karmaşıklık ve sorumluluk kavramları üzerine düşünmeye çağıran bu yazısında, sorumluluk modellerini sınamak için önerdiği ölçütleri bulacaksınız.
Aileler, örgütler ve küresel toplumun bütünü için karmaşık bir sorumluluk kavramı nasıl görünmeli?
Merhaba sevgili okur,
Twitter bu hafta, bazen geçmiş bir hayattanmış gibi gelen bir şeyi hatırlattı: David Schlosberg ile birlikte geçtiğimiz on yıl içinde yazdığım kitabım Sustainable Materialism’in (Sürdürülebilir Materyalizm) bir eleştirisi. Oldukça nazik incelemesinde, Anders Blok kitabın “gelecek yıllarda akademik tartışma ve eleştirinin merkezinde olmaya hazır göründüğünü” belirtiyor.
Bu bültenin ilk sayılarından birinde yazdığım üzere bu kitabı çevreleyen araştırma, benim sistemler ve karmaşıklık üzerine bakış açımı şekillendiren büyük bir etki yarattı. Sürdürülebilir materyalist uygulamaların temelinde dolaşıklık fikri yatar: İnsanoğulları ve ihtiyaçları kavramsal olarak ve pratikte ekolojik sistemlerden ayrılamaz. Bu gerçeği kabul etmek insanı derinden etkiler. Karmaşık, dolaşık bir dünyada sorumluluğu algılamanın alışılmış yolları yetersizdir. Mesela tekil bir adaletsizliği düzeltmek için o adaletsizliği yaratan kişiye sorumluluk vermek mümkün değildir. Sadece adaletsizlik bileşik ve çok yönlü değildir; ona sebep olan olaylar da öyledir. Liberal siyasi düşünceye böylesine musallat olmuş bireye atfetme ve bireyi suçlama kavramları, dolaşık bir dünyada işlemez.
Karmaşıklık ve sorumluluk yan yana gelebilir mi?
Karmaşıklık kavramsal bir çerçeve olarak daha yaygın şekilde kabul edildikçe bu etik boyuta daha çok dikkat etmemiz lazım. Karmaşıklık ve bireysel sorumluluk fikirleri anlamlı şekilde yan yana var olabilir mi? Aileler, örgütler ya da küresel toplumun bütünü için karmaşık bir sorumluluk kavramı nasıl görünmeli? Açıkça karmaşıklığa bir yanıt olarak ifade edilmiş olmasa da Iris Marion Young’ın sosyal bağlantı modelini bu tartışmalar için başlangıç noktası olarak almayı çekici buluyorum. Young’ın belirttiği üzere:
Sorumluluğun sosyal bağlantı modeli, eylemleriyle haksız sonuçlar üreten sürece katkıda bulundukları için bireylerin yapısal adaletsizliğin sorumluluğunu taşıdıklarını savunur. Sorumluluğumuz, diğerleriyle birlikte, sayesinde fayda aradığımız ve projeleri gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz işbirliği ve rekabetin birbirine bağlı bir süreçler sistemine ait olmamızdan gelir. Sonucu takip edemesek de doğrudan nedensel zincir içindeki bazı eylemlerimizden pişmanlık duymaya başlayabiliriz; sorumluluk alırız çünkü sürecin bir parçasıyız. (s. 119)
Bu modelle ilgili sevilecek çok şey var. Sorumluluğun amacı olarak sonuçlara değil, süreçlere ve ilişkilere odaklanır. Bariz sebep sonuç ilişkilerini kutsallaştırmanın sorumluluğu veya suçlamayı atfetmek için yetersiz bir temel olduğunu kabul eder. Young’ın odağı yapısal adaletsizlikler olsa da (iklim değişikliği, sömürüye dayalı emek, vs.), kullandığı mantığın uygulamaları çok daha geniş. Aşağıda Young’ın kullandığı argümanları, onları karmaşık sistemlerin davranışına uygun sorumluluk meselesine yöneltecek şekilde genişletiyorum. Böylece, karmaşıklığı ciddiye aldığını savunan her sorumluluk modeli önerisini sınamak için kullanmamız gerektiğini düşündüğüm beş ölçüt ayrıştırmaya çalıştım.
1. Açıklık. Model; bireyleri, nesneleri ve eylemleri yalıtmaya yönelik herhangi bir girişimin nafile olacağı öncülünden yola çıkmalı. Tüm sistemler açık sistemlerdir.
2. İleriye bakan odak. Model, tarihi olaylardan ya da eylemlerden dolayı bireyleri sorumlu tutma girişimlerinin kavramsal olarak sorunlu olduğunu kabul etmeli çünkü karmaşık sistemlerde:
- “Durma kuralları” diye bir şey yoktur. Karmaşık sistemler, bağımsız olaylar ya da eylemler tarafından değil, devam eden süreçler ve ilişkiler tarafından üretilir. P. Hartley ne demiş olursa olsun, geçmiş yabancı bir ülke değildir. Bu önemlidir çünkü geçmiş gelecekten ayrılamaz.
- Geriye dönük açıklamalar çoğunlukla artgörümlü tutarlılığın ürünüdür. Nedensel olay dizileri geriye dönüp bakıldığında mantıklı ve sıralı görünebilir ama kendi kendimize anlattığımız öyküler karmaşık tarihi süreçlerin nasıl ortaya çıktığının gerçekçi veya eksiksiz tasvirleri değildir.
3. Paylaşılan sorumluluk. Model, eylemleriyle bir sistemin davranışına katkıda bulunan herkesin o davranışın sorumluluğunu paylaştığını kabul etmeli.
4. Kolektif eylem. Model, ileriye bakan sorumluluğun yalnızca kolektif eylemde başkalarına katılarak yerine getirilebileceğini vurgulamalı. Karmaşık sistemin davranışı, ancak çeşitli toplumsal konumlardaki pek çok katılımcı onu değiştirmek için birlikte çalışırsa değiştirilebilir.
5. Konumsallık. Model, bir sistemin davranışını etkileme gücünün, sorumluluk derecelerini değiştiren önemli bir etmen olduğunu tanımalı.
Açıkçası, bu kriterlerin her biri daha detaylı şekilde açıklanmalı ve karmaşık kimlik bilgilerini esnetme iddiasındaki sorumluluk modellerine karşı test edilmeli. Bu, önem vermemiz gereken farklı davranış türlerinin bulunduğu farklı ölçeklerdeki farklı sistemler için muhtemelen farklı görünecektir. Gene de bu taslak, dolaşıklığın yarattığı etik zorluklarını ve kurumlarımızın normalde atıf, sorumluluk, suçlama, zarar karşılama ve adalet meselelerini ele alma şekillerinin noksanlarını öne çıkarıyor. Açık olmak gerekirse bu sorunları kabullenmek toplu bir kodesten ücretsiz çıkış kartı için mazeret değil. Üzerinde egemenliğimiz olduğunu zannına kapılmadan bir sistemin davranışını etkilemeye teşebbüs edebiliriz. Karmaşıklık, eylemsizlik için bir bahane değildir.
Aynı zamanda bu düşünce çizgisi, sağlıklı şekilde bir arada yaşamanın ne olduğuna dair temel varsayımlarımızdan bazılarına meydan okuyor. Hesap verebilirlik gibi kavramlar, karmaşıklığa yönelik tutumumuzu şekillendirmekte nasıl bir rol oynamalı mesela? Eğer Sonja Blignaut’un aşağıdaki provokasyonuna gelen yanıtlar bir şey söylüyorsa o da daha bu sorunu ele almaya başlama şeklimizde bile kayda değer farklılıklar olduğudur. Belki de bir dizi kritere yatırım yapmak hepimizin işine yarar.
Araştırmak istediğim bir soru. Karmaşıklıkta hesap verebilirlik nasıl görünür (ya da ne anlama gelir)? Bu soru bana evvelsi gün soruldu ve cevaptan çok sorum olduğunu fark ettim. Bunun hakkında başka düşünen var mı?
Not: Luke Craven’in Pig on the Tracks’te 4 Mayıs 2021 tarihinde yayımlanan yazısından Barış Soysaraç tarafından çevrilmiştir. Erişim