Kayıt dışı işçileri kendilerine ait kooperatifler altında organize etmek onlara yardım ediyor mu? Kesinlikle. Size Gujarat, Hindistan’daki Little Rann of Kutch’dan (LRK) iki fakir tuzla işçisinden bahsedeyim: Bhuriben ve Samiben.
25 yıldan uzun süredir tuzlalarda işçi olarak çalışan Bhuriben, bana kooperatiften önce hayatın nasıl olduğunu anlattı. “Mevsim sonunda, bir tuz işçisinin elinde tüm yıl boyunca ailesini geçindirmek için zar zor 5.000 rupi (73 $) kalırdı.”
Anlayacağınız, hayat Bhuriben ve onun gibi LRK’de çalışan 16.000’in üzerinde tuzla işçisi için oldukça zordu. İki büyük sorunla yüzleşiyorlardı: Pazara doğrudan erişimlerinin olmaması yüzünden tüccar kartellerinin sömürü derecesine varacak kadar düşük fiyatlarını kabul etmeleri. Ve tuz hasadı için gereken pompaları çalıştıracak dizel yakıtın fiyatı.
Sonra, 1998’de bir şey değişti. Hindistan Serbest Meslek Sahibi Kadınlar Birliği (SEWA) işin içine girdi. SEWA, kendi hesabına kayıt dışı işçi olarak çalışan 1,5 milyondan fazla yoksul kadını bir araya getiriyor. Bhuriben, bana sonra ne olduğunu anlattı.
“SEWA, tuz kolektifleri olarak organize olmamıza yardım etti ve bize endüstriyel, yani daha yüksek fiyata satılan, tuz üretmek için gereken eğitimi sağladı. Tuz kolektiflerimiz yardımıyla ürettiğimiz endüstriyel tuzu büyük sanayiye doğrudan satmaya başladık ve böylece aracıyı ortadan kaldırdık. SEWA ve tuz kolektiflerimiz sayesinde gelirimiz yüzde 30 arttı.”
Kolektif Çaba ile Herkes Kazanıyor
Bundan sonra, kadınların yeni kooperatif federasyonu, SEWA’nın yardımıyla ikinci sorunu çözmek üzere yola çıktı: tuz hasadı için gereken pompaları çalıştıracak dizel yakıtın masrafı. Tuz işçilerinin kendilerinin sahip olduğu ve yönettiği federasyonun yardımıyla ve SEWA’nın yenilikçi finansman mekanizmalarıyla, güneş pompalarına erişim sağladılar. Başka bir deyişle, yeşil, yenilenebilir enerji.
Benim için, asıl önemli nokta bunun sadece tuz çiftçiliğinin işletim masraflarını aşağı çekmiş olması değil. Asıl önemli olan, bunun yoksul kadın işçilere bir kazanç kapısı açmış olması. Ve malvarlığı kazandırmanın yoksullukla savaşmanın en kesin yolu olduğuna kuvvetle inanıyorum. Sırf benim sözüme güvenmeyin, LRK’den başka bir SEWA üyesi olan Samiben’e kulak verin:
“Federasyonum aracılığıyla, üç yıl önce bir güneş pompası satın aldım. Beş varil dizel tasarruf edebildik ve üstüne tuz üretimimiz 150 ton arttı. Pompanın borcunu ödememize rağmen fazladan 15.000 rupi (218 $) biriktirmeyi başardık.”
“Gelecek üç yılda borcumuzu tamamen ödeyeceğiz ve pompa seti bize ait olacak. Ondan sonra gelirimiz şu ankinin beş katına çıkacak ve hayat daha iyi olacak.”
Olgunlaşmış kooperatifleri şu anda yirmi yaşında ve LRK’nin kadınlarına getirdiği faydalar su götürmez. Üstelik bundan siz ve ben de faydalanıyoruz, çünkü yeşil enerjiye geçiş karbon ayak izlerini küçülttü. Bu gerçek bir kazan-kazan stratejisi ve bunun için kooperatif organizasyonuna teşekkür etmeliyiz.
Not: Reema Nanavaty’nin International Labour Organization blogunda 16 Temmuz 2019 tarihinde yayımlanan yazısından Murat Soysaraç tarafından çevrilmiştir. Erişim