Günümüzde girişim ve girişimci kavramlarıyla sıkça karşılaşmaktayız. Bunları duyduğumuzda çoğumuzun aklına, önceliği kâr olan kişi ve kuruluşlar geliyor desek sanırım yanlış olmaz. Ancak girişimlerin bazıları için öncelik “sosyal fayda yaratmak” olduğunda durumlar değişiyor. Burada karşımıza, elde edilen kârların yalnızca sosyal amaçlar için kullanıldığı “sosyal girişimler” çıkıyor. Kitap Koala da onlardan biri. İstanbul’da faaliyet gösteren girişim, kârı tamamen sokak hayvanları için kullanmakta. Daha fazla detay vermeden sizi söyleşiyle baş başa bırakmak istiyorum. Kurucusu Umut Kısa ve ekibini gönülden tebrik ediyorum. Son olarak, Selinay Ünlüdoğan Şahin’e, söyleşimizi e-posta yoluyla yapmamıza rağmen, başından beri gösterdiği samimiyet için ayrıca teşekkür ederim.
“…ekip olarak ortak bir hayalimizdi ve bu yolda buluştuk.”
Bize kendinizi tanıtır mısınız?
Ben Selinay Ünlüdoğan Şahin, Kitap Koala’da operasyon yöneticisiyim. 29 yaşındayım, evli ve bir kedi annesiyim.
Daha önce sosyal ekonomi alanındaki herhangi bir kuruluşta (dernek, vakıf, kooperatif vb.) çalıştınız mı?
Vakıf olarak, üniversite yıllarımda Toplum Gönüllüleri için gönüllü olarak çalışmıştım. Sonrasında iş hayatı ve yoğunluk ile birlikte birkaç yıl sosyal alandan biraz uzaklaştım. Taa ki Kitap Koala’yla tanışıp, hayatımı bu yönde değiştirene kadar.
Kitap Koala ekibine katılmak size neler kattı? Bir sosyal girişimde çalışmanın avantajları/dezavantajları neler?
Aslında peşinen dezavantajı bulunmadığını söyleyebilirim. İş hayatında bazen neden işe gittiğimizi, ne oranda katma değer yarattığımızı sorgularız. Günler rutin işlerle devam ederken, “ben ne yapıyorum?” sorusu sıklıkla akla gelir. Kitap Koala’da çalışırken bu soru asla aklıma gelmiyor, çünkü fayda yaratmak için çalıştığımdan çok eminim. Bu işin iç huzur kısmı. Bir diğer avantajı ise sistemin sürdürülebilir mantığı. Kitap satarak, tüm kârı sokak hayvanlarının tedavisine ayırmak, sistem zaten kendi mantığı ile ayakta kalabilen bir yapıda. Bize düşen onu en iyiye taşımak için çalışmak.
Kitap Koala’yı bize tanıtır mısınız?
Kitap Koala, kurucumuz Umut Kısa’nın çocukluk hayalinden, bir hayvan ambulansı hedefinden yola çıktı. Umut Bey’in çocukken bir ambulans olsa ve acı çeken hayvanlara yardım etse hayali varmış, büyüyüp de hayaller hedefe evrilince; yapıyı nasıl finanse ederiz diye düşünüldü. Ve kitap satılsın, hem insana, hem hayvana katkısı olsun fikri ile kitapkoala.com kuruldu. Girişim ihtiyacı nereden doğdu konusuna gelirsek, bildiğiniz gibi B-Corp şirketler dünyada yayılmaya başladı. Kitap Koala da tüm kârını iyilik ve fayda yaratmaya ayıran bir şirket olarak, Türkiye’de bu alanda bir ilk. Biz ülkemizde öncü olacağımıza, daha birçok güzel yürekli şirketin birçok toplumsal soruna, çevre problemlerine, doğaya yardım eli uzatacağına inanıyoruz.
Kitap Koala bir sosyal girişim olarak neden özellikle hayvanları korumaya yönelik faaliyet gösteriyor?
Biz fayda yaratmak alanında hayvan dostlarımızı tercih ettik, ekip olarak ortak bir hayalimizdi ve bu yolda buluştuk. Sokak hayvanlarının tedavilerini finanse etmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Başka şirket ve yapılanmalar da başka alanlarda fayda yaratabilir, dünyada iyilikle dokunmamıza ihtiyacı olan o kadar çok alan var ki…
“Sürdürülebilirlik bağımsız bir yapılanmadan geçiyor.”
Kitap Koala bir kooperatif olabilir miydi?
Kooperatifçiliği hiç gündemimize almadık. Ortağımız da, patronlarımız da hayvan dostlarımız.
Kitap Koala’da gönüllü çalışanlar var mı? Gönüllü çalışanları hangi esaslara göre seçtiniz/seçiyorsunuz?
Gönüllülerimiz mevcut. Bizi arayıp, gelip yardım etmek isteyen takipçilerimizi ofisimizde ağırlıyoruz. Bize ulaşmaları yetiyor. Gönüllü destek sadece bireysel değil, kurumsal olarak da geliyor. Mesela KPMG Türkiye ekibi her ay bir günü gelip bize yardım eder. Hepsini çok seviyoruz.
Bağış ve sponsorluk kabul etmediğinizi biliyoruz. Peki kabul etmemeniz konusunda ne gibi olumsuzluklar olabilir, endişeleriniz nedir?
Kitap Koala’nın en büyük önceliği sürdürülebilir olmak. Sürdürülebilirlik ise bağımsız bir yapılanmadan geçiyor. Bugün alacağınız bağış ve sponsorluğun gelecek yıl devam edeceğinin hiçbir garantisi yok. Bu sebeple bağış ve sponsorluk kabul etmiyoruz. Çünkü hayvan dostlarımıza sürdürülebilir imkanlar sunmak istiyoruz.
Web sitenizden alıntılayarak söylemek gerekirse “kapitalizmi kullanarak mücadele ettiğiniz kapitalist ortamda” karşılaştığınız zorluklar neler?
Aslında biz kapitalizmin iyilik hareketine de dönüşebileceği iddiasındayız. Umut Bey’in argümanıdır. Umut Bey “Eğer Marx kapitalizmin bu halini, yani bazı şirketlerin patrona gidecek olan kârı faydaya ayırdığını, kapitalizmin iyiye kullanıldığını görseydi, belki kapitalizme bu denli karşı olmazdı” der. Var olma, büyüme ve kalkınma mücadelemiz dışında zorluk yaşamıyoruz. Sektördeki diğer şirketler hangi zorluklarla karşılaşıyorsa, biz de aynı zorluklarla yüz yüzeyiz.
“… hikayeniz ne kadar iyi olursa olsun, hizmet kaliteniz ve müşteri memnuniyetiniz kadar varsınız.”
Kitap Koala’da “sosyal girişim” kavramının kitap tanımı dışındaki tanımı nedir?
Biz sokak hayvanlarının tedavilerini finanse etmek hedefi ile kurulmuş bir şirketiz. Ancak bunu insana da fayda yaratacak bir alanda, yani kitap satarak gerçekleştirmeyi tercih ettik. Sistem geliştikçe ve gelen bağış taleplerini ne kadar sıklıkla reddettiğimizi fark edince, Askıda Kitap uygulamamızı başlattık. Böylece Eylül 2018 itibari ile ihtiyacı olan okul kütüphanelerine 40.000 TL üzerinde kitap bağışı gerçekleştirdik, tabi ki müşterilerimizin desteği ile. Tanımlarla sınırlandırılmıyoruz ancak alanımız içinde fayda yaratabileceğimiz her yere dokunmaya çalışıyoruz.
Sosyal girişimler hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce ülkemizde bu alanda daha fazla farkındalık yaratmak için neler yapılabilir?
Sosyal girişimlere her alanda ihtiyacımız var. Ve tüm sektörlerde artmasını, hatta artan bilinç ve hizmet kalitesi ile müşterilerin ilk tercihleri olmalarını çok isterim. Ancak hikayeniz ne kadar iyi olursa olsun, hizmet kaliteniz ve müşteri memnuniyetiniz kadar varsınız. Kitap Koala‘da müşteri memnuniyeti ve hizmet kalitesinden asla taviz vermiyoruz. Çünkü bizi sürdürecek olan yapının temel taşı, okurların bizi tercih etmeye devam etmesi. Farkındalık yaratmaya gelirsek; Y ve Z kuşağının, özellikle sosyal medyanın da yardımı ile farkındalık düzeyinin arttığını düşünüyorum. Farkındalığı arttırmak da gerekli, ancak mevcut farkındalığı doğru odaklamak ve çerçevelemek ilk öncelik olmalı. Belki de sormamız gereken değişim için ne yaptığımız, öncü olmaya cesaretimiz var mı?