Kooperatifçiliğe Kısa Bir Bakış

Kooperatifçiliğin ne kadar farkındayız? sorusuna geçmeden önce kooperatifçiliğe kısa bir bakış atmak faydalı olacaktır. Kooperatif; işbirliği, birlikte hareket etme, üyelerin ve ortakların yararını koruma anlamına gelmektedir. Kooperatifler, özerk eylem planları olan üretken ve çağdaş girişim gruplarıdır (Coşkun, 2018) ve içinde yer aldıkları bölgelere ekonomik anlamda girişim imkânları sağlarlar.

Türkiye’de kooperatiflere benzer bir yardımlaşma ve beraber hareket etme, özellikle köylerde çok eski zamanlardan beri uygulanan ama artık unutulmaya yüz tutmuş imecedir. Ortak çalışma alanında benzerlikler olsa da kooperatifleri imeceden ayıran en önemli özellik, kooperatiflerin tüzel kişiliğe sahip olmalarıdır.

1980’lerden başlayarak önce ABD ve İngiltere başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde ve sonrasında aralarında Türkiye’nin de bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde uygulanan neoliberal ekonomi politikaları kooperatiflerin yeniden gündeme gelmesine yol açmıştır. Neoliberal politikaların özel sektöre öncelik vermesi ve devletin ekonomideki rolünün azalmasıyla birlikte, kooperatifler giderek, özel sektör ve devletin dışında üçüncü bir sektör olarak adlandırılan sosyal ekonominin bir parçası olarak bir alternatif, mevcut sorunlar için bir çözüm olarak görülmeye başlandı.

Türkiye’de kooperatifçilik halktan, tabandan gelen bir hareketten çok, üstten devlet öncülüğünde gelişmiştir (Bilgin ve Tanıyıcı, 2008). Bu durum kooperatiflerin gelişmesini engellemekle kalmamış, aynı zamanda kooperatif alanı dışındaki insanların kooperatifleri birer devlet kuruluşu gibi algılamalarına neden olmuştur.

Kooperatifçiliğin Ne Kadar Farkındayız?[*]

Günümüzde karşılaştığımız işsizlik, dışlanma, ekonomik şok ve krizler, sosyal problemler, küresel ısınma gibi sorunlar bizleri iş yapma biçimimiz hakkında yeniden düşünmeye zorlamaktadır.

Yaşamımızda toplumsal dayanışmanın çok önemli bir yeri olduğunu artık anlamamız gerekiyor. Dayanışmanın, birlikte hareket etmenin en belirgin, en somut hali kooperatiflerde görülmektedir. Ancak toplumun kooperatifçilik farkındalığının düşük olması ülkemizde kooperatifçiliğin gelişimini engellemektedir.

Bir diğer engel, birlikte iş yapma, dayanışma, katılım gibi unsurları içeren sosyal sermaye değerinin düşüklüğüdür (Bilgin ve Tanıyıcı, 2008). Bunun da temelinde, Türkiye’de var olmuş veya var olan olumsuz örnek oluşturan kooperatiflerin yarattığı güven eksikliğinin olduğu düşünülebilir. Bu güven eksikliğinin giderilebilmesi için işini gerçekten doğru yapan kooperatifler ve onların nasıl ayakta kalabildikleri, ilkeleri konusunda insanların bilgilendirilmesi yararlı olacaktır. Böylece iyi örnekler üzerinden kooperatifçilik farkındalığı yükseltilebilir.

Dar Kapsamlı bir Araştırma

Kooperatifçiliğin ne kadar farkındayız? Üniversite öğrencilerinin kooperatifçilik konusundaki farkındalık düzeyini merak etmem beni küçük çaplı bir araştırma yapmaya yöneltti. Araştırmamın amacı, şu anda yüksek lisans yaptığım Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi lisans öğrencilerinin kooperatifçilik farkındalığını ölçmekti. Bir açıdan, şu anda lisans eğitimini sürdürenlerin benim lisans yıllarındaki durumumdan farklı olup olmadıklarını merak ettiğimi söyleyebilirim.

Dürüst olmak gerekirse lisans eğitimim sırasında sosyal ekonomi alanına ve bu alanın en büyük yapı taşı olan kooperatiflere ilişkin farkındalığım yoktu. Sosyal Ekonomi bloguna katılmam ile birlikte durum elbette değişti.

Kooperatifçiliğin Ne Kadar Farkındayız?

Farkındalığı ölçmek için hazırladığım 15 sorudan oluşan anketi, 71’i İktisat Bölümü ve 39’u Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümü öğrencilerinden oluşan bir gruba uyguladım. Yaşları 20-27 arasında değişen 110 kişilik grubun 51’i kadın 59’u erkeklerden oluşmaktadır.

Aşağıda verilen tabloda anketin farkındalığı ölçmek amaçlı olan soruları yer almakta olup güvenirliliğini ölçmek için sorulan sorular gösterilmemiştir.

Tablo 1: Anket Sonuçları

SORULAR Evet (%) Hayır (%)
1. Çevremde bulunan kooperatiflerden haberdarım. 23,6 76,4
2. Türkiye’de bulunan kooperatiflere örnek verebilirim. 66 34
3. Gelişmiş ülkelerde bulunan kooperatiflerden haberdarım. 17,3 82,7
4. Kooperatifler hakkındaki gelişmeleri takip ederim. 9,1 90,9
5. Kooperatifler devlet desteği alarak varlıklarını devam ettirebilirler. 81,5 18,5
6. Kooperatifçiliğin istihdam üzerinde olumlu etkileri vardır. 97,2 2,8
7. Kooperatifçilik hakkında eğitim almak isterim. 33,9 66,1
8. Kooperatifçiliğin tanımını yapabilirim. 18,2 81,8

Bilgisi Olanlar Eğitim İstiyorlar

Tablo 1’deki sorular, öğrencilerin kooperatifçilik ve kooperatifler hakkında bilgilerini, duyarlılıklarını ve farkındalıklarını ölçebilmeyi amaçlamaktadır. Sonuçlardan yola çıkarak, öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun ekonomi alanında öğrenim görmesine rağmen kooperatifçiliğin ne olduğu hakkında bir bilgi sahibi olmadıkları söylenebilir.

Öğrenciler, kooperatiflerin kalkınmada etkili olduğu düşünmelerine rağmen çevrelerinde bulunan kooperatiflerden, bu kooperatiflerin nasıl hizmet verdiklerinden, hangi alanda hizmet verdiklerinden haberdar değiller.

“Kooperatif tanımını yapabilir misiniz?” sorusuna katılanların % 18,2’si cevap verebilmiştir. Buradan yola çıkarak öğrencilerin kooperatifleri sadece isim olarak bildikleri ancak bu iş modelini tanımadıkları ve faaliyet alanları hakkında fikirlerinin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Bana göre en çarpıcı olan sonuç, kooperatifçilik hakkında bilgi sahibi olan öğrencilerin kooperatifçilik hakkında eğitim almak istemeleri; buna karşın bilgisi olmayanların eğitim almak istememeleridir. Öğrencilerin % 91’i kooperatifçilik hakkındaki gelişmeleri takip etmiyor ve maalesef merak da duymuyor.

Yaptığım çalışmaya ve gözlemlerime dayanarak, öğrencilerin kooperatifçiliğe yönelik farkındalığının az olmasındaki nedenlerin eğitimsizlik, ilgisizlik ve merak duygularının gelişmemiş olmasından kaynaklandığını düşünmekteyim.

Peki, Öğrencilerde Farkındalık Nasıl Arttırılabilir?

Kooperatifçilik Farkındalığı Nasıl Arttırılabilir?

Burada kendi gözlemlerimden ve deneyimlerimden yola çıkarak birkaç önerim olacak. İlk önerim öğrencilere kooperatifçilik hakkında doğru ve anlaşılır bir bilgi aktarımının yapılması yönünde çalışmalar yapılmasının sağlanması gerekliliğidir. Bu düşüncenin kafamda oluşmasının sağlayan en büyük etmenlerden birisi Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde 7-8 Mart tarihlerinde Genç İşi Kooperatifi’nin düzenlediği ‘Sosyal Kooperatifçiliğe Giriş Eğitimi’ oldu.

İki gün süren eğitim, uygulamalı eğitimin ve dayanışmanın pratikte ne olduğunun gösterilmesinin farkındalık açısından ne kadar önemli olduğunu kanıtladı. Bu eğitim sırasında diğer katılımcıların yorumlarını aldım. Özellikle bir katılımcıya sorduğum “Bu eğitim seni nasıl etkiledi?” sorusuna verdiği “Bu eğitimin sonunda bu konu hakkında bildiğimi sandığım şeylerin aslında doğru olmadığını, tam aksine aslında hiçbir şey bilmediğimi fark ettim.” cevabı beni oldukça etkiledi. Bunun haricinde; “Eğitim bilmediğim kavramları öğrenmemi sağladı.” ya da “İlk defa söylenenler teoride değil pratikte de vardı.” yanıtları da geldi. Aslında yapılması gerekenler o kadar bariz ve basit ki: Yanlış bilinenleri ortaya çıkarıp yerine doğruları yerleştirmek ve kooperatiflerin dayanışma ekonomisinin bir parçası olduklarını göstermek.

Bunun olabilmesi için;

  • Çeşitli sempozyumlar, paneller veya konferanslar düzenlenebilir.
  • Öğrencilerle kooperatifçiler bir araya getirilerek onlar arasında bir bağ kurulması sağlanabilir.
  • Üniversitelerde hatta liselerde kooperatifçilikle ilgili zorunlu ve/veya seçmeli dersler verilebilir.
  • Kooperatifçilik kavram değil yaşam biçimi olarak aktarılabilir.

Kavramları bilen veya ezberleyen bireyler yerine gerçek bir farkındalığa sahip bireyler yetiştirilmesini istiyorsak kooperatifçilik ruhunu onlara olabilecek en erken zaman diliminde göstermeli ve kazandırmalıyız. Eğitim hayatı içerisinde kooperatiflerle tanışan bir birey dayanışmanın ve birlikteliğin yaratabileceği değişime inanacaktır ve bunun için çalışacaktır. Kooperatifçiliğin ekonomik olduğu kadar toplumsal ve çevresel sorunlara da duyarlı gençlerle buluşması hem kooperatifçiliğin tabandan gelen bir hareket olarak gelişmesini sağlayacak hem de sektörde ‘iyi’ örneklerin sayısını arttıracaktır.

[*] Dourish ve Bellotti (1992) farkındalığı; “kendi faaliyetlerimize bir bağlam sağlayan, başkalarının faaliyetlerinin bir anlayışı” olarak tanımlar. Farkındalık, bir şeyi bilmek ya da bir şeyi gözlemleme yoluyla ya da kendisine anlatıldığı için o şey hakkında bilgiye sahip olmak olarak da tanımlanabilir (Dorgi, 2017).

Kaynakça

Bilgin, N., Tanıyıcı, Ş. (2008). Türkiye’de Kooperatif ve Devlet İlişkilerinin Tarihi Gelişimi. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 2008 (2), 136-159.

Coşkun, M. (2018). Yerel Yönetimlerde Sosyal ve Dayanışmacı Bir Hizmet Fonksiyonu Olarak Kooperatif Hizmetler. Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 6 (ICEESS’ 18), 311-319.

Kategori(ler): Görüş Yazıları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.