Konuk yazarımız Mehmet Kuzu, “umutsuzluğa kapıldığımız zamanlar oluyor, fakat biz geçmişten bugüne gelen sorunların ne olduğuyla ilgilenmeyip bugün karşımızda ne var, çözüm nedir ona odaklanmayı tercih ediyoruz,” diyen Buldan Vakfı Kurucusu ve Başkanı Meryem Salman ile keyifli bir söyleşi yaptı. Genç kadınların meslek edinmesini, kendinden sonra gelenlere destek olmasını destekleyen ve tüm bu destek programlarında, çağa uygun şekilde, dijital araçları kullanan “köyde doğan sosyal ekonomi” hepimize örnek niteliğinde… Keyifle okumanızı dileriz.


Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz, Meryem Salman nerede doğdu?

Ben, Buldan’ın kuş uçmaz kervan geçmez ve elektriği olmayan Beyler Köyü’nün Hatipler Mahallesi’nde doğmuşum. 1964 yılında doğdum. Dedem annemi okutmamış, o yıllarda başka bir köye okula gitmesi gerektiği için; kaçırırlar diye. Bu, annemin içinde kalmış çünkü okumak istiyormuş. İki kızı olunca “ben Buldan’a taşınacağım, kızlarımı okutacağım” demiş. Ben iki yaşına geldiğimde Buldan merkeze taşındık. Beş kız kardeşiz, annemin ömrü bizim okumamız için çalışmakla geçti. Babam da öyle, nur içinde yatsın, hep okumamızı destekledi.

Hatipler Köyü
Her şeyi okumayla öğrendim

İlkokula başladığımda, hayatım boyunca bana yol gösterecek bir şeyi öğrendim: Okumayı. Ve hayatım boyunca her şeyi okuyarak öğrendim. Bu yaşta bile, şimdi, bir şeye ihtiyacım olduğunda önce okumayı tercih ederim; okuma tutkunuyum. O yıllarda Buldan çok küçük bir yer, dünyayla ilişkisi yoktu; telefon ve televizyon yoktu. 1974’te televizyon geldi. Şimdi bile olmayan bir şey; üç sinemamız vardı. Bu sinemalar bana Buldan dışında bir hayat olduğunu gösterdi. Örneğin, Vizontele filmini seyrederken çok hüzünlendim. O filmdeki her şey gerçekti, bu hikâyelerin hepsi yaşanmıştı.

Her şeyi okumayla öğrendim dediniz, peki okumayı nasıl öğrendiniz? Okumanın önemini ve okumanın her şeyi sağlayacağını gösteren ne oldu?

18 yaşıma kadar en büyük hayalim, Buldan’dan kurtulmaktı ve çocuk yaşımda bunu yapmanın yolunun okumak olduğunu düşündüm. Buldan’daki kütüphanenin müdavimi oldum. Tüm dünya klasiklerini okudum. 1981 yılında üniversiteyi kazandım. O zamanlar Denizli bile bize çok uzaktı. Dolmuş, minibüs yoktu ve ben üniversiteyi kazandığımda İstanbul’a gittim. En yakınlarımın bile karşı çıkmasına rağmen babam beni destekledi; annemin desteğini unutamam. İstanbul’da üniversiteyi bitirdim ancak yüksek lisansa devam edemedim babam iflas etti.

Babanız ne iş yapardı?

Babamın küçük bir nakliye şirketi vardı. Babam ilkokul mezunuydu, annem okuma yazma bilmezdi. İflas sonrası Denizli’ye geri döndüm. Babamın sanatçı yönü vardı, bir müzik aleti çalardı. TRT’de müzik yapmak için kabul edildikten sonra amcası izin vermediği için kayıt olamamış.

Girişimcilikte İlk Adım

Buldan’a tekrar döndükten sonra neler oldu?

Yüksek lisansım yarım kalmıştı. 1990 yılında evlenip tekrar İstanbul’a gittim. Eşimin işi nedeniyle daha sonra Amsterdam’a taşındık. O tarihe kadar bankacıydım ve sonra işimi bıraktım. Yüksek lisansımı yarıda bıraktığım için bu durum içimde kalmıştı ve mutlaka tamamlamayı aklıma koydum. Bu sırada, bankacılığı tekrar yapmamak için kendime söz verdim ve Amsterdam Üniversitesi’nde Avrupa Birliği konusunda yüksek lisans yaptım. Okumaya ve öğrenmeye karşı isteğim hiç bitmedi. Bu bende öğrenme aşkına dönüştü. Ve orada girişimci oldum.

Girişimci olarak neler yaptınız Amsterdam’da?

İlk şirketimi yüksek lisans yaparken kurdum. Denizli’nin harika bir markası vardı:  ‘Denizli basması Uniqart’  diye. Hatta Frankfurt’taki tasarımcılara özel bir bölüm vardır, oraya giren ilk firma oldu. Bu firma kapandıktan sonra kendi ürünlerimi üretmeye başladım. Ancak bu işi çok sevmedim. Amsterdam’a gittiğimde ve işten ayrıldığımda ilk bir ay ne yapacağımdan çok ne yapmak istemediğimi düşündüm: Kesinlikle boş oturmayı istemiyordum.

Kent Konseyi Deneyimi
Buldan Vakfı

Buldan hikâyesi nasıl devam etti?

2015’te Buldan’da kent konseyi seçimlerine katıldım ve Başkan olarak seçildim. İki yıl arkadaşlarımla birlikte görev yaptık. Bu dönemde Buldan Kent Konseyi’ni tüm Türkiye’ye tanıttık ve Çocuk Meclisimiz uluslararası bir ödül aldı. Bu mecrada çalışmalarımızı sürdüremeyeceğimizi fark edince arkadaşlarımla bir sivil toplum kuruluşu kurmaya karar verdik ve bir Vakıf kurduk: Buldan Vakfı. Bize herkes yine karşı çıktı, yeteri kadar zengin olmadığımız söylendi. Ancak biz kendi birikimlerimizi kullanma konusunda azimliydik ve kiraladığımız binanın restorasyonuyla çalışmalara başladık. Vakıf binasının mülkiyeti bana ait ancak bu binayı 10 yıllığına bedelsiz olarak Vakfın kullanımına tahsis ettim.

Vakfın çalışma konuları neler?

Bizim ana konumuz çocuk ve kadın. Özellikle genç kadınların meslek kazanması için uğraş veriyoruz. Bugün bir genç kadın, çocukların sağlıklı nesiller olarak büyümesi konusunda önemli bir role sahip. Ayrıca, kadınların ekonomik özgürlüğünün önemi ortada. Bu hedeflere ucundan katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Kendi evinde üretim yapan kadınlara destek oluyoruz; kadın emeğini değerlendirmek için ne gerekiyorsa yapıyoruz.

Vakfımız, tüm ürünlerin satış noktası; bunun dışında pek çok platforma üye olduk, e-ticaret konusunda üretim yapan kadınlara destek oluyoruz. Yöremizin zenginliğini kullanıyoruz; 150 yıllık tekstil tarihi olan bir bölgede yaşıyoruz. El sanatlarına önem veriyoruz. Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını dikkate alarak çalışıyoruz. “Kimseyi geride bırakma” mottosuyla hareket ederken “genç kadınların ve kız çocuklarının desteklenmesi” için çalışıyoruz. Adım Adım Platformu ve Açık Açık üyesiyiz. Bu kuruluşların Türkiye’de şeffaflık açısından önemi büyük. Tüm hesaplarımız şeffaf bir şekilde yayınlanıyor. Ne kadar bağış aldığımız, bağışlarımızı nasıl kullandığımız her yerde görülebilir ve incelenebilir.

Deneyimlere Kulak Verirken Hayallerin Peşinden Gitmek

Peki, Vakfın gelecek planları neler?

Buldan Vakfı

Stratejik Plan hazırladık. Bu plan dâhilinde iktisadi işletme kurma kararı aldık. Tanıtım, pazarlama ve markalaşma engellilerimiz var. “Buldandan” ve “Geleyli” markalarını aldık. Buldan’ın tarihiyle ilgili araştırmalar yapıp marka tescil işlemlerini tamamladık.

Vakıf günlerimizi eskiden canlı yapardık; pandemiyle birlikte bu tür etkinliklerimizi dijitale taşıdık. Ancak dijital etkinliklerin bölgemize çok uygun olmadığını gördük.

Pandemi, dijitalleşmeye geçmenin önemini görmemize yardımcı oldu. Sivil toplumun ana merkezi olan yerlerden uzaktayız. Pek çok iyi ve merkezi kuruluştan uzaktayız. Kendimizi geliştirmek için tüm önemli, ilerici kuruluşların eğitimlerine uzaktan katılabiliyoruz. Facebook sivil toplum kuruluşları destek programının üyesiyiz, bize çok katkısı oldu. Çok yakın bir zamanda Dijital Yaratıcılık Atölyesi’ne katılacağız. Adım Adım maratonları sayesinde burs bağışlarımızı biriktiriyoruz ve bu işlemlerin tümü dijital platformlar aracılığıyla oluyor. Dijital alanda amaçlarımıza uygun tüm platformlara üyeyiz; iyilik kazansın, e-gönüllü gibi platformların hepsinde varız. Dijital tarafımızı güçlendirmek ve kolay bağışı teşvik etmek için fonzip kullanıyoruz.

Tüm bu çalışmaları değerlendirmek için iktisadi işletme ya da bir kooperatif modeli üzerine çalışmak istiyoruz. Biz kimsenin rakibi değiliz, bir artı bir iki olmasın, yan yana geldikçe birleri toplayıp üç ya da daha büyük bir kazanım elde edelim. Kazan-kazan mantığıyla hareket ediyoruz.

Burs Programları

Kaç kişiye burs veriyorsunuz?

Şu an 100 öğrenciye burs veriyoruz, burs programından mezun olan genç kadınlar avukat, doktor oldular. Mezun bursiyerlerimiz ile gurur duyuyoruz.

Son olarak paylaşmak istedikleriniz neler?

Gençlere hayallerinin peşinden gitmelerini ve deneyimlere kulak vermelerini öneriyoruz. Hayalleri hayatlarına sığmayan bir ekibiz. Genç kadınlara sadece burs vermiyoruz. Mentorlerle çalışıyoruz, bu yaptığımız çalışmalar kariyer günlerini de içeriyor; bilgilendirici seminerler düzenliyoruz. Bursiyerlerimiz farklı konularda bilgi ediniyor, kişisel gelişimlerine katkıda bulunuyorlar. Deneyimleri aktarmak için çabalıyoruz, biz gençlere güveniyoruz. Gençlerin yaratıcılığını merkeze alarak hareket ediyoruz. Onların heyecanlarını artırmak için ne gerekiyorsa yapıyoruz ve atılımlarda bulunuyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.