Mutluluk Ekonomisi: İki Karşıt Yönde Hareket Eden Bir Dünya
2011 yılı yapımı “Mutluluk Ekonomisi” filmi küreselleşmenin getirdiği sorunların çözümünün yerelleşmede olduğunu savunuyor. Ekonomik küreselleşme, büyük şirketlerin ve bankacılığın ölçeğinde ve gücünde önemli bir büyümeye yol açtı. Aynı zamanda karşılaştığımız her sorunu daha da kötüleştirdi: köktencilik ve etnik çatışma; iklimsel kaos ve türlerin yok oluşu, finansal istikrarsızlık ve işsizlik. Kişisel bedeller de var. Gezegendeki insanların çoğunluğu için hayat giderek stresli hale geliyor. Arkadaşlar ve aile için daha az zamanımız var ve iş yerindeki baskılarla karşı karşıyayız. Mutluluk Ekonomisi, iki karşıt yönde aynı anda hareket eden bir dünyayı tanımlar. Bir yandan, hükümet ve büyük şirketler küreselleşmeyi ve şirket gücünün sağlamlaşmasını desteklemeye devam ediyor. Bir yanda da dünyanın her yerinden insanlar bu politikalara direnmekte, ticaret ve finansın yeniden düzenlenmesini talep etmektedir ve bu insanlar eski iktidar kurumlarından çok farklı bir gelecek kurmaya başlıyorlar. Topluluklar, yeni bir paradigmaya dayanan insan daha fazla önem veren ve ekolojik ekonomiyi yeniden inşa etmek için bir araya geliyor: bir yerelleştirme ekonomisi.
Vandana Shiva, Bill McKibben, David Korten, Michael Shuman, Juliet Schor, Zac Goldsmith ve Tibet hükümetinin sürgündeki Başbakanı Samdhong Rinpoche gibi altı kıtadan koro halinde gelen fikirler duyuyoruz. Bize iklim değişikliğinin ve petrolün çok az seçenek sunduğunu söylüyorlar: Ekonomiyi eve getirmek için yerelleştirmemiz gerekiyor. İyi haber şu ki, bu yönde ilerlediğimizde, yalnızca dünyayı iyileştirmekle kalmayacak, aynı zamanda kendi refah duygumuzu da iyileştirmeye başlayacağız. Mutluluk Ekonomisi, insanlığa olan inancımızı yeniden oluşturur ve daha iyi bir dünya inşa etmenin mümkün olduğuna inanmamıza olanak sağlar. Erişim