Paris Avrupa’nın en köklü büyük şehirlerinden biri. Bu yüzden, bir anlamda metropollerin nasıl olması gerektiği konusundaki algımızı etkilediğini söylemek abartı olmaz. Gelin görün ki Paris, “modern” kent yaşamından pek memnun değil. Yeme, içme ve kutlama etkinlikleri ile başlayan bir proje, kentsel bir mahallenin doğasını ve işleyişini dönüştürmeyi hedefleyen uzun vadeli amaçları benimsiyor. Sahi, yaşadığınız kentte yalnız olmadığınızı bilmek, içtenlikli ilişkiler kurmak nasıl hissettirirdi?
Parislilerin zor zamanlarda, sokak yemeği ve açık samimiyet yoluyla şenlik ve şölenin gücünü nasıl yeniden keşfettiklerine dair The Guardian’dan mükemmel, derinlemesine bir yazı: “Bonjur” deme politikası.
République des Hyper Voisins, yani Süper Komşular Cumhuriyeti, Paris’in Sol Yakasındaki aşağı yukarı 50 sokağı ve 15.000 kent sakinini kapsayan 14. semtin bir uzantısı. Bir “sosyal deneyler laboratuvarı” olarak Cumhuriyet, son beş yılda, alım satıma dayalı, hızlı ve yalnız olabilen modern kent hayatının eksikliklerine dikkat çekmeye çalıştı.
Deney, insanları sadece sokakta birbirlerine daha çok selam vermeleri için değil, ama aynı zamanda karşılıklı yardım planları, gönüllü yetenek paylaşımları ve düzenli buluşmalar ile günlük olarak etkileşmeleri için cesaretlendiriyor.
“Bir kalıp yargı olarak Parisliler haşin ve soğuktur,” diyor projeyi başlatan eski gazeteci ve yerel halktan Patrick Bernard. “Ama kent hayatı zevksiz ve anonim olmak zorunda değil. Kentsel bir alanda bir köy havası yaratmak istiyoruz.”
Bernard, “şenlik ve şölen sadece hoş bir his değil, güçlü bir araç; yarının kentlerinin inşasında, vazgeçilmez bir ekonomik ve sosyal etken olabilir,” diye ekliyor .
Bugün, yaklaşık 2.000 kişi, yerel lokantalardaki haftalık geç kahvaltılara ve aperatiflere, kültür turlarına, anı takaslarına, çocuk etkinliklerine ve daha fazlasına katılıyor. Pandemi sırasında bölge sakinleri maske yapmak, hassas durumdaki komşuların alışverişini yapmak ve yerel bir hayır kuruluşunu desteklemek için kek pişirmek üzere seferber oldu. Bunun dijital yönü de çok önemli: Bozuk cihazları tamir etmeye, ikinci-el ürünler satmaya ve sağlık hizmeti kaynaklarını paylaşmaya adanmış olanları da içeren düzinelerce WhatsApp grubu.
Aslen Rus olan 31 yaşındaki Anna Morosova, boşanmasından sonra projenin hayatına paha biçilmez bir istikrar kazandırdığına inanıyor. Bir mimar olan Morosova, şu sıralar tango dersleri vermeyi planlıyor. “Yalnız yaşıyorum ama eğer yardıma ihtiyaç duyarsam hep birileri var. Burası bana enerji veriyor.”
Semte 2000’de taşınan 86 yaşında bir dul olan Mireille Roberdeau projenin sabahları yataktan kalkmak için ona bir sebep verdiğini söylüyor. “Önceleri oldukça çekingendim,” diye ekliyor. “Kimseyle konuşmazdım. İnsanlara kaş çatardım. Ama şimdi dışarı çıkmayı dört gözle bekliyorum. Bu iyi çünkü doktorum dışarı çıkmam gerektiğini söylüyor.”
Şimdi WhatsApp gruplarının hevesli bir kullanıcısı olan Roberdeau, Mart’ta hastaneye yatırılmıştı ama eve döndüğünde komşularının ona yiyecek getirdiklerini söylüyor. “Buranın bir ambiyansı var,” diyor. “Beni değiştirdi.”
Bernard’ın deyişiyle Hyper Voisins’in ilk aşamalarını tanımlayan “sosyal mühendislik olarak yeme, içme ve kutlamanın” ötesinde, bir kentsel mahallenin doğasını ve işleyişini dönüştürmeyi amaçlayan uzun vadeli hedefler dört sütun üstüne kurulu: Çevre, sağlık hizmetleri, kamusal alanlar ve hareketlilik.
Örneğin, bu proje kâr amacı gütmeyen Les Alchimistes ile eski park alanlarına organik atık öğütücüleri yerleştirmek ve atıkları komposta dönüştürmek konusunda işbirliği yaptı. Fransa’daki sağlık hizmetlerinin zorlandığı bir zamanda belki de daha radikal bir hamle olarak, yerel ihtiyaçlara yönelik bir sağlık kliniği kuruyor.
Klinik Paris belediyesinden aldığı 500.000 € fon ile 10 kişilik bir kadroya sahip olacak ve daha uzun çalışma saatleri, randevusuz muayeneler ve ev ziyaretleri sunacak. Asıl önemlisi, “kullanıcı vatandaşlar” tıbbi görevlileri destekleyecek ve onlarla yakından ilişkide olacaklar ki kendi sağlıkları konusunda daha bilgili aktörler olabilsinler.
“Birileri hastanede olup desteğe ihtiyaçları olduğu için eve dönemeyebilir,” diye açıklıyor Bernard. “Peki, ya eve bir hafta erken dönebilsinler diye bölgedeki çocukların hastaların alışverişlerini yapmaları için bir plan oluştursak? Hastalar için daha iyi olur ve kamu hizmetleri için büyük bir tasarruf sağlar.”
Hyper Voisins, bölge sakinlerinin ve ticaretle uğraşanların yerel araç kullanımını azaltmak için römorkları olan elektrikli bisikletler almayı ve topluluğa ait bir elektrikli bisiklet şarj cihazı kurmayı planlıyor. Ayrıca belediye başkanı ile emlakçılar, bankalar ve teslimat merkezleri gibi istenmeyen işletmelere bir yerel vergi koymayı ve taşınıp taşınamayacakları konusunda bölgede yaşayanlara bir oy hakkı verme olasılığını görüşüyor.
“Günlük hayatımızı iyileştiren dükkânları desteklemek istiyoruz,” diye ekliyor Bernard. “İyileştirmeyenler, tıpkı çevreyi kirletenler gibi bir bedel ödemeli.”
Bu makalenin kalanına buradan erişebilirsiniz. (Dijital olarak çevrilen) bu Le Journal du Dimance yazısında Bernard’ın harika bir sözü var: “Politika yapmak veya kenti onarmak için değil, yakınlığa değer kazandırmak için buradayız.”
Not 1: 14 Temmuz 2022 tarihinde The Alternative sitesinde yayımlanan “How Paris reconnected with the power of saying “bonjour”” başlıklı yazıdan Murat Soysaraç tarafından çevrilmiştir. Erişim
Not 2: Öne çıkan görsel, Hyper Voisins Facebook sayfası