Sosyal Ekonomi’nin 6. yılını kutlarken, blogun kurucusu ve editörü olan Aylin Çiğdem Köne ile bir röportaj yaptık. Blogun ilk gününden bu yana kat ettiği yolu değerlendirmesini istedik.
Türkiye’de SDE konusunda bilgi birikiminin ve farkındalığın artmasına katkıda bulunduğumuzu düşünüyorum.
İlk yazıdan bugüne, yapmak istediklerinizin ne kadarını gerçekleştirdiniz?
Sosyal Ekonomi’de ilk yazı, 4 Mart 2018 tarihinde yayımlandı. 6 yıl önce blogun kuruluşu sırasında amacımızı, Sosyal ve Dayanışma Ekonomisi (SDE) konularında teori, pratik ve politika boyutlarındaki gelişmeleri mümkün olduğunca izleyerek bu konularda bilgi iletmek ve fikir paylaşmak olarak belirlemiştik. Nihai amacımız ise dünyada SDE alanındaki gelişmelerin, ortaya çıkan zorlukların ve çözüm pratiklerinin topluca takip edilebileceği, konu ile ilgilenenlerin birbirleriyle görüş alışverişi yapabilecekleri bir platform oluşturulmasına katkıda bulunmaktı. İktisat ve diğer disiplinlerden araştırmacılara, politika yapıcılara ve bu alanda girişim başlatmak ya da geliştirmek ile ilgilenenlere sesimizi duyurmak istiyorduk.
Altı yıl boyunca özgün makaleler, söyleşiler ve görüş yazıları ile birlikte çeviri yazılar yayımladık. SDE alanından haberlere, iyi uygulama örneklerine, işbirliği ve kolektif çalışma öykülerine yer verdik. Konuk yazarlarımız bilgi, görüş ve deneyimlerini bizimle paylaştılar. Seslenmek istediğimiz topluluğa web sayfamızdan ve sosyal medya kanallarından ulaşabildik. Yüzlerce yazıdan oluşan dikkate değer bir arşiv oluşturduk. Türkiye’de SDE konusunda bilgi birikiminin ve farkındalığın artmasına katkıda bulunduğumuzu, bu bakımdan amacımızı gerçekleştirdiğimizi düşünüyorum. Sayısal verileri incelemekle birlikte, tüm dikkatimizi ölçülebilir başarım ölçütlerine vermekten kaçındığımızı söylemeliyim. Bir yazı ile binlerce kişiye ulaşmayı değil, o yazıdan gerçekten yararlanacak birkaç kişiyi bulmayı gözettik; popülerlikten kaçındık.
Nihai hedefimize ulaşmak için daha yolumuz var. Görüş alışverişi yapılan etkin bir platform olmak paydaşların aktif katılımını gerektiriyor. Zamanla bu konuda da ilerleyeceğimizden kuşkum yok.
Mart ayından başlayarak haftalık yazı sayımız ikiden bire inecek.
Blogda işler nasıl yürüyor?
Gönüllü bir çalışma yürüttüğümüz için sınırları iyi çizilmiş roller tanımlamaktan ve katı bir düzen belirlemekten kaçınıyoruz. Bununla birlikte, yıllar içinde belirli bir işleyiş biçimlendi. Gündemi yakalayan ancak zamanla önemini yitirmeyecek ve ilham verecek yazıları arşivimize eklemek istiyoruz. Çeviri yazılar için süreç şu şekilde işliyor: İlk aşamada, çok sayıda kaynak taranarak yayımlanabilecek yazılar belirleniyor. Bu aşamada, çekirdek ekibin (benimle birlikte Tayfun, Murat ve Barış) tamamı sorumluluk alabiliyorsa da alana daha yakın olduğum için benim seçtiğim yazılar sayıca daha fazla oluyor. Yayımladığımız çeviriler çoğunlukla Murat ve Barış tarafından yapılıyor.
Editör olarak gelen yazı önerilerini, tamamlanan çevirileri değerlendiriyor ve gözden geçiriyorum. Yazılara eşlik edecek resimlerin seçilmesinde ilk söz yazara (çevirmene) ait; bir tercih belirtmediklerinde resimleri biz seçiyoruz. Resimlerin gücünü bildiğimizden uygun resmi bulana dek araştırıyoruz.
Yayım programını çekirdek ekip oluşturuyor. Blogun başlıkları (akademik, görüş yazısı, haber, politika, söyleşi, uygulama) altında dengeli bir dağılım oluşturacak ve çeşitliliği kucaklayacak bir program olmasına özen gösteriyoruz.
Haftalık bültenlerimizi Tayfun Hoca hazırlıyor. Çekirdek ekibin erkekleri sosyal medyadan uzak olduklarından sosyal medya gönderilerini ben yapıyorum. 😊 Okuyuculardan gelen yorumları, e-postaları birlikte değerlendirdikten sonra kim daha uygun ise yanıtı hazırlayıp gönderiyor.
Mart ayından başlayarak yayın rutinimizde bir değişiklik olacak. Haftalık yazı sayımız ikiden bire inecek. Bu kararı almadan önce çekirdek ekip olarak çok konuştuk. En başta yaptığımız işin bir yük haline dönüşmesini asla istemediğimizi fark ettik. Her zaman zevkle ve heyecanla üretebilmeliyiz. Küçülme ve post-kapitalizm fikirlerini duyurduğumuz platformun sürekli büyümeye odaklı olması ne büyük bir çelişki olurdu.😊 Ayrıca, düzenli okurlarımızdan aldığımız geri bildirimler var. Yeni yazıları kaydedip okumaya zaman bulamadıklarını söyleyen blog dostlarımıza hak veriyoruz. Herkesin programı fazlasıyla yoğun.
Blog arşivi sizi bekliyor.
Blog arşivinin belli bir noktaya ulaşmış olması bu kararı almamızı kolaylaştırdı. Konu ile ilgilenenler, site içinde anahtar sözcükler ile arama yapabilirler. Bundan başka, Kütüphane kategorisi altında İstatistikler, Kitaplar, Makaleler ve Raporlar sizi bekliyor.
Sözün özü, yazı sayısını azaltmayı bir gerileme olarak görmüyoruz. Daha kapsamlı yazılara yer vermek, yayınları sindirmek için kendimize ve okurlara zaman vermiş olacağız.
Daha güzel bir şey düşünemiyorum. Müthiş bir deneyim oldu.
Sosyal Ekonomi’de çalışmak size neler kazandırdı?
SDE alanındaki gelişmeleri yakından izleyip öğrenebildim. Birikimimi Sosyal Ekonomi ve Kooperatifçilik ve Küçülme Ekonomisi derslerimde öğrencilerim ile paylaştım ki bu derslerin çıkış noktası Sosyal Ekonomi blogudur. Yazılarımızın elle tutulur bir etki yaratmasına tanık oldum. Harika insanlarla tanıştım. Bunlardan daha güzel bir şey düşünemiyorum. Müthiş bir deneyim oldu.
Aynı soruyu size yönelteyim. Siz neler kazandınız?
Murat Soysaraç: Sosyal Ekonomi, okuyucular için olduğu kadar bizim için de bir öğrenme fırsatı. Geçtiğimiz altı yıl içerisinde iktisat ve insanların ekonomiye nasıl katıldığıyla ilgili görüşlerim önemli ölçüde değişti. Artık bireyler olarak küçük ölçekte bile olsa, bir araya geldiğimizde neler başarabileceğimizi fark ettim ve bu blog bence bunun en iyi örneklerinden biri. Bunun yanı sıra gerek çeviri gerek de bir yayın programına bağlı olarak yazma konusunda kendimi oldukça geliştirdiğimi düşünüyorum.
Tayfun Büke: Blog aracılığıyla SDE bilgi birikimine sürdürülebilir enerji konularında akademik yazılar ve söyleşiler ile katkıda bulunmaya çalışıyorum. İlk yazımın yayınladığı Ekim 2018’den bu yana zor şartlar altında üretime katkı yapmaya çabalayan okurlarla iletişim içerisinde olmak, onların farklı deneyimlerini dinlemek ve onlara yardımcı olmaya çalışmak mutluluk verici. Ayrıca okurlarımız dışında, Sosyal Ekonomi’ye önemli katkılar yapan konuk yazarlarımız ve zaman zaman yazıları yayınlanan arkadaşları tanımak da çok keyif verici. Bu manada blog hayatımda çok önemli bir yer tutuyor. Tutmaya da devam edecek.
Gelecek planlarınız nelerdir?
Geleceğe dair planlarımız değil ama hayallerimiz var. SDE bileşenlerinin yurt içinde ve yurt dışında SDE değerlerinin ve ilkelerinin yol göstericiliğinde bağlar kurmalarına, kurulmuş bağların güçlenmesine katkıda bulunmak bizi çok mutlu eder.
Yaşayan ekonomileri birlikte kuralım!
Sosyal Ekonomi okuyucularına iletmek istedikleriniz…
Bunca yükü tek başımıza sırtlamak zorunda değiliz. Bugüne bakıp gelecekte daha da kötü hayatlar süreceğimizi kabul etmek olmaz. “Kooperatifçiliğe, SDE’ye ya da alternatif ekonomik ve toplumsal yapılara dair umudunuz var mı?” sorusu bana pek çok kez soruldu. Bence umut, irade ve eylem demek. Bir duygudan ziyade bir pratik, şu dünyada gerçekleştirdiğimiz şeyler… Bize gereken diri umut. Bunun için nihayetinde her şeyin yoluna gireceğine inanmamız gerekmez. Yapmamız gereken tek şey, kim olmayı ve nasıl davranmayı tercih ettiğimize bakmak. Piyasa ilişkilerinin yerini alacak ilişkileri kurduğumuzda, bireycilik hapishanesinin çıkış biletinin de aslında ellerimizde olduğunu göreceğiz. Haydi, karamsarlığı daha iyi zamanlara bırakalım ve yaşayan ekonomileri birlikte kuralım!
Nice verimli keyifli kazanımlı yillar dileğiyle. Harika bir projeydi bu ve katlanarak devam ediyor. Çok kısa sürede tanındınız duyuldunuz izlendiniz ve rol model oldunuz. Dokunduğunuz her insana katkı sağladığınız bilmediğiniz okurlara da yeni yollar açtınız ne mutlu size. Nice yaşlara 🙏💙🧿🌀