Geçen yıl 110. Uluslararası Çalışma Konferansı öncesinde, ILO’nun kooperatif ve Sosyal ve Dayanışma Ekonomisi (SDE) portföyünden sorumlu Program Yöneticisi Simel Eşim ile Ofisin “İnsana yakışır iş ve sosyal ve dayanışma ekonomisi” başlıklı raporu  üzerine görüşmüştük. Eşim, CIRIEC Sosyal Ekonomi haberleri için kaleme aldığı yazısında, SDE’nin üç taraflı uluslararası tanımına giden süreci ayrıntılı olarak anlatıyor.


CIRIEC’in Sosyal Ekonomi Haberlerine katkıda bulunma davetiniz için teşekkür ederim. Haziran 2022’de insana yakışır iş ve SDE hakkındaki Uluslararası Çalışma Konferansı (UÇK) kararının bir parçası olarak kabul edilen SDE tanımının yapılması sürecinden bazı önemli noktaları paylaşmak istiyorum. Bu tanım, Nisan 2023’te kabul edilen sürdürülebilir kalkınma için SDE’nin teşvik edilmesine ilişkin BM Genel Kurulu (GK) kararına da dâhil edilmiştir.

SDE’nin uluslararası üç tarafça tanımlanması yolculuğumuz, ILO Yönetim Kurulu’nun (YK) 341. Oturumunda, insana yakışır iş ve sosyal ve dayanışma ekonomisi hakkında genel bir tartışmayı 2022’deki 110. UÇK’nın gündemine almaya karar vermesiyle başladı. Bu, ILO’nun genel tartışmaya bilgi sağlamak maksadıyla insana yakışır iş ve sosyal ve dayanışma ekonomisi hakkında bir Ofis raporu hazırlaması gerektiği anlamına geliyordu.

Rapora götüren istişareler, SDE’ye ilişkin bir tanım önerisine yer verilmesi gerektiğine açıkça işaret etmişti. Bunun, Ofis’teki meslektaşlarımız, ILO bileşenleri ve SDE ortaklarıyla istişare içinde yürütülen genel tartışmanın temel bir unsuru olacağını biliyorduk. ILO’nun üç taraflı bileşenleri tarafından kabul edilecek uluslararası bir tanım, genel tartışmanın başlıca sonucu olacaktı.

SDE’nin mevcut tüm tanımlarını gözden geçirerek işe başladık. Analizimiz, farklı ülke, bölge ve uluslararası kuruluşlardan gelen tanımların ya öze (değerler ve ilkeler temelli) ya da yasal formlara (kurumlar temelli) dayandığını gösterdi. Ofisin sunacağı tanımın hem öze dair unsurları hem de yasal formları bir arada kapsaması gerektiğini biliyorduk. 187 üyeye sahip uluslararası bir kuruluş olarak farklı bölgesel yaklaşımları dikkate almamız gerekiyordu. Avrupa ve Latin Amerika geleneklerini yansıtmak bakımından tanımda sosyal ekonominin dayanışma ekonomisi ile birlikte yer alması gerekiyordu.

ILO’nun hükümetlerin, işveren ve işçi örgütlerinin katıldığı üçlü yapısına saygı göstermek anlamında, geleneksel ikilikleri aşan bir SDE tanımına da ihtiyacımız vardı. Tanım, piyasa ve piyasa dışı üreticileri ve kayıtlı ve kayıt dışı ekonomilerde faaliyet gösteren kuruluşları kapsamalıydı. Ayrıca tanımın, SDE kuruluşlarının ikili yapısını yani hem örgüt hem işletme olduklarını yansıtması gerekiyordu.

Her ne kadar bazı SDE kavramsallaştırmaları, özellikle de Küresel Kuzey’den gelenler, kayıt dışı ekonomi kuruluşlarını tanımın dışında bıraksa da ILO Üye Devletlerinin çoğunluğunun Küresel Güney’den olması nedeniyle ILO’da bu bizim için bir seçenek değildi. Dünyadaki her on işçiden altısının kayıt dışı ekonomide çalıştığı ve bu işçilerin yaygın bir örgütlenme biçiminin SDE kuruluşları olduğu dikkate alındığında, ILO’nun SDE tanımının bu işçilerin gerçeklerini yansıtması gerekiyordu. Ayrıca, kayıt dışı ekonomiden kayıtlı ekonomiye geçişle ilgili 204 sayılı ILO Tavsiye Kararı (2015), SDE “birimlerinin” kayıt dışı ekonomide faaliyet gösterebileceğini kabul etmiştir.

Ayrıca ILO bileşenlerinin daha önceki UÇK ve YK tartışmalarında SDE ve kuruluşları hakkında neler söylediklerine de yakından baktık. Tüm uluslararası çalışma standartlarını (UÇS) gözden geçirdik, bazıları açıkça SDE’ye veya SDE kapsamındaki kuruluşlara atıfta bulunuyordu. Özellikle SDE’ye veya SDE kuruluşlarına atıfta bulunan bu UÇS’lerin bir listesini hazırladık ve bunu Ofis raporuna ve müteakip UÇK kararının ekine koyduk.

ILO bileşenlerinin, tarihsel olarak, SDE kuruluşları etrafındaki pozisyonlarını daha anlayabilmek amacıyla 90. UÇK’de, ILO’nun 2002 tarihli 193 Sayılı Kooperatiflerin Teşvikine İlişkin Tavsiye Kararı’nın kabul edilmesiyle sonuçlanan tartışmalara özellikle dikkat ettik. Bunu yaparken, birçok Üye Devlette SDE’nin temel yapı taşının kooperatifler olduğunu unutmadık.

Bunun yanı sıra, 1995 yılında ICA tarafından kabul edilen kooperatif kimlik bildirgesindeki gibi değerlere ve ilkelere dayanan bir tanıma sahip olmak istiyorduk. Tanım önerisini oluştururken, değerleri ve ilkeleriyle SDE kuruluşlarının diğer kamu ve özel sektör kuruluşlarından nasıl farklı olduklarına odaklandık. SDE içindeki farklılıkları ve ortak noktaları ve aynı zamanda SDE kuruluşlarının SDE sınırları dışında var olanlardan nasıl farklı olduğunu göstermek istedik. Çeşitlilik içindeki birlik ve birlik içindeki çeşitlilik bizim yol gösterici düşüncemiz oldu.

Rapordaki tanımın, Üye Devletlerin SDE’ye ilişkin yasal ve politika belgelerine dayanması gerektiğini biliyordum. Bu nedenle, mevcut politikalardan ve mevzuattan oluşan bir veri tabanı oluşturduk. İlgili tüm mevzuatın ILO’nun ulusal çalışma, sosyal güvenlik ve bunlarla ilişkili insan hakları mevzuatını içeren NATLEX veri tabanına entegre edilmesini sağladık. SDE’ye ilişkin ulusal yasalar genellikle, yasada belirtilen SDE değer ve ilkelerine uyduğu takdirde, her örgütlenme biçiminin SDE’nin bir parçası olduğunu kabul eder.

Mevcut SDE politikaları ve mevzuatına dayanarak önerilen tanımın değerlerini ve ilkelerini belirleyen Sosyal ve Dayanışma Ekonomisine ilişkin bir Yasal Özet hazırladık. Derlemede alt ulusal ve ulusal düzeylerdeki SDE politikalarında ve mevzuatında vurgulanan örgüt türlerinin ve politika tedbirlerinin bir analizi de yer almıştır.

Yol boyunca ILO Bileşenleri ve SDE ortaklarıyla tanım önerisi üzerinde istişarelerde bulunduk. Bu, daha sonra UÇK’deki genel tartışma sırasında daha sorunsuz bir şekilde ilerlememize yardımcı olan sahiplenmeyi tesis etmemizi sağlayan etkili bir yöntemdi.

Ofis raporundaki SDE tanımı, ILO Üyeleri ve SDE paydaşları tarafından uygunluğu ve zamanlaması açısından olumlu bulunmuştur. Taraflar, tanımın değer ve ilke odaklı yapısı ile yasal ve istatistiksel alanlarda işlevselleştirilebilir oluşunu takdir ettiler. Esasen çalışmalarımızı yönlendiren hususlar da bunlardı.

Haziran 2022’de UÇK’deki genel tartışma sırasında Ofis tarafından önerilen tanım üzerinde bazı eklemeler ve değişiklikler yapılmıştır. Örneğin, kabul edilen tanıma “SDE kuruluşları uzun vadeli büyümeyi ve sürdürülebilirliği, kayıt dışı ekonomiden kayıtlı ekonomiye geçişi hedefler ve ekonominin tüm sektörlerinde faaliyet gösterirler” cümlesi eklenmiştir.

Ofis tarafından geliştirilen SDE’nin değer ve ilkelere dayalı tanımının sadece birkaç değişiklikle kabul edilmiş olmasından mutluluk duyuyorum. Tanım, insana yakışır iş ve SDE hakkındaki UÇK Kararının beşinci paragrafına alınmıştır. ILO bileşenleri ve SDE ortakları, sürdürülebilir kalkınma için SDE’nin teşvik edilmesine ilişkin BM Genel Kurulu kararının bir parçası olarak da kabul edilen bu tanımı memnuniyetle karşılamışlardır.

Şu anda dikkatimizi, yedi yıllık insana yakışır iş ve SDE Ofis stratejisi ve eylem planını (2023-29) uygulamaya yöneltmiş bulunuyoruz. Bu strateji ve eylem planının bir parçası olarak, tanımı işlevselleştirmek amacıyla çalışacağız. Tanım, dünya genelindeki SDE birimlerinin çeşitliliğine ve SDE politikasına, mevzuatına ve istatistiksel çerçevelerine dair kavramsal çerçevelerin çokluğuna uygun olarak esnek olmayı ve farklı ulusal bağlamlardaki çeşitli durumlara uyum sağlamayı amaçlamaktadır. Asya’da, UÇK tanımını kullanarak, SDE konusunda politika odaklı sosyal diyalog üzerine bir araştırma yürütüyoruz.

Ayrıca, SDE ile ilgili istatistiksel çerçevelerin iyileştirilmesini ve sonuç olarak daha sistematik veri toplanmasını sağlayacak bir tanımı oluşturuyoruz. SDE istatistiklerine ilişkin bir yol haritası öneren metin, SDE istatistik standartlarının oluşturulmasında ilerleme kaydedilmesi amacıyla 21. Uluslararası Çalışma İstatistikçileri Konferansında sunulacaktır.

CIRIEC topluluğundan araştırmacılar bu süreçte etkili ortaklar oldular ve ileriye dönük olarak sizlerle işbirliğimizin devam etmesini umuyoruz.


Not: Simel Eşim’in “Making of the international tripartite definition of Social and Solidarity Economy (SSE), adopted at the 110th session of the ILC” başlıklı yazısından Aylin Çiğdem Köne tarafından çevrilmiştir. Erişim

Kategori(ler): Politika

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.