Örnek bir yaşam öyküsü, soluksuz dinlediğim bir kooperatifçilik birikimini paylaşıyoruz sizlerle. S.S. Bademli Fidancılık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin 55 yıllık ortağı, 18 yıllık Başkanı Selçuk Bilgi ’yi konuk ettik. Söyleşimizi yaparken heyecandan dizlerim titredi, İzmir’de böyle bir kooperatifin dünyaya örnek olduğunu görmek gurur verici. Selçuk Bilgi’nin kısa yaşam öyküsünü ve kooperatifçilik deneyimlerini söyleşimizde bulabilirsiniz.
Bir gün belediye başkanı bizi çağırdı ve kooperatif defterlerini bize verdi; ‘sizin top sahanız bu’ dedi.
Sayın Selçuk Bilgi Başkanım, siz, Ödemiş’in, Bademli beldesindensiniz, çocukluğunuz nasıl geçti, bizimle çocukluk hikâyenizi paylaşır mısınız?
10 Aralık 1946 tarihinde Bademli’de doğdum. İlkokulu Bademli’de okudum. O tarihlerde Bademli’de ortaokul ve lise yoktu. Ödemiş’e kayıt oldum. Tabii, köy yerinde ekonomik şartlar, sosyal durum beni okumaktan itti. Ortaokul 3’te okulu bıraktım; ailemin yanına tarım yapmaya döndüm. Babam ve amcam beraber yaşıyordu, babaannemiz de bizimle yaşardı. Babam ticaretle uğraşırdı, amcam tarımla iç içeydi. O dönemde tarımda ürün desenini hububat, incir, üzüm ve bir de tütün oluştururdu. Patatesçiliği Ödemiş’e babam getirdi. Genelde tarım işleriyle amcamın oğlu ilgilenirdi, o askere gidince onun sorumlu olduğu işlerle ben ilgilenmeye başladım. Çiftçilik yaptım, çift sürdüm ve askere gidinceye kadar bu şekilde çalıştım. Babam bir köy aydınıydı, haftalık Akbaba dergisini okurdu. Ek olarak Bütün Dünya diye aylık bir dergi vardı; ben de bu dergileri okurken akranlarıma göre biraz daha fazla bilgili olma şansı elde ettiğimi düşünüyorum.
Genç olduğumuz dönemde top sahamız yoktu, Belediyenin önündeki bir düzlükte futbol oynuyorduk. Amacımız belediye başkanından top sahası istemekti. 1968’de kooperatif kurulmuş ama 1970’e kadar pek bir faaliyeti olmamış. Bir gün belediye başkanı bizi çağırdı ve kooperatif defterlerini bize verdi; “sizin top sahanız bu” dedi. Bir de kütüphane istiyorduk; başkan “o da bunun içinde” dedi. Belediyenin muhasebecisinden yapılması gerekenleri sırasıyla öğrendik ve o doğrultuda çalışmaya başladık. Belediye başkanı beni Isparta’da bir kooperatifçilik eğitimine gönderdi ve 1971’den itibaren kooperatifte aktif bir şekilde çalışmaya başladım.
“1971’den itibaren kooperatifte aktif bir şekilde çalışmaya başladım.”
Kooperatifin ilk faaliyeti ne oldu?
20 kişilik kurucular vardı. Her günümüz birlikte geçmeye başladı. Meyve fidanı satmak için çalışmaya başladık. 1971’de Belediye Başkanı yine bizi topladı ve çarşıda bir dükkân açılmasını söyledi. 100-150 metrekare bir alan kiralandı, satış mağazası yapıldı. Saman, hayvan yemi, pamuk küspesi gibi ürünler vardı. Belediyelerin köyde yaşayan insanlara buğday desteği vardı. Köylerde bu şekilde bir bayilik oluşuyor ve işlemler yapılıyordu. Bu bayilik işi de kooperatifimize verildi.
Kurulduğunuz dönemde beldede Tarım Kredi Kooperatifi de var mıydı? İlişkiniz nasıldı?
Tarım Kredi Kooperatifi 1936’da kurulmuş. Devletin desteği olduğu için, bir de çok önce kuruldukları için onlarda bir üstünlük vardı. Bizim kooperatifimize alaycı gözlerle bakarlardı. Kaderin cilvesi, onlar kapandı biz dimdik ayaktayız.
“Bizim kooperatifimiz, iyileri taşır.”
Kooperatifinizin kaç ortağı var ve ortakların temel faaliyet alanları neler?
Kooperatifimizin değişen ortaklı, değişen sermayeli olarak şu an 850 civarında ortağı var, bu sayıyı dörtle çarparsak yaklaşık 3500 kişiye doğrudan erişiyoruz. Bizim kooperatifimiz, iyileri taşır; iyi süs bitkicisi, iyi sütçü, iyi meyve üreticisi bizim kooperatiftedir. Tarımsal kalkınma kooperatifleri ortaklarının tarım girdilerini daha ucuza temin etmek ve ortaklarının ürettiği ürünleri daha pahalıya satmak için çalışır.
“Türkiye’nin en çok meyve fidanı üreten kooperatifi olduk.”
Kooperatifinizin temel aldığı görev nedir?
Bizim spesifik bir özelliğimiz var. Mitolojideki ismimiz Potamia, açılımı da ırmak yurdu anlamına geliyor. İklimin getirdiği avantajla ilk önce meyvecilik oluşmuş, zaman içerisinde her geçen gün kendisini yenileyerek Türkiye’nin en çok meyve fidanı üreten kooperatifi olduk. Biz bu işten yola çıkarak kooperatif ortaklarımızın tarım girdilerini en iyi biçimde temin ediyoruz.
“Ortaklara her geçen gün daha fazla fayda sağladık.”
İlk sanayileşme adımlarınız nasıl başladı?
Biz, Zirai Donatım Kurumu’nun Bademli’de şubesi olduk. Onların satmış olduğu bütün ürünleri biz burada satardık. Su motoru, traktör benzeri ürünleri temin ederdik. Ortaklarımızın tarım girdilerini temin ederken, üretilen meyve fidanlarını ülkeye tanıtmak için çalışmaya başladık. Dolayısıyla bütün tarım kuruluşlarına kendi bastırmış olduğumuz kitapçığı gönderdik. Oralardan bize talep geliyordu ve ortaklara her geçen gün daha fazla fayda sağladık. Ege Üniversitesi ile yaptığımız işin doğru yapılması için işbirliği yaptık.
Gün geldi, hava kışı yaşamadı, erkenden ağaçlar çiçek açmaya başladı ve fidanın üçte birini satamadık. Bu yıl da (2023) benzer bir durum var. Bu duruma karşı çözüm üretebilmek için bir soğuk hava deposu yapmaya karar verdik. Fidanlarımızı bu şekilde depolamaya başladık. İlk tarım sanayimizden biri soğuk hava deposuydu. Bir diğeri de zeytinyağı fabrikası oldu. İzmir’de bir sanayici dökme yağa madeni yağ karıştırmış. İtalya’ya ürünlerini satarken bir anda ürünler geri gelmiş, tüm bunları basından öğrendik. O zaman mevcutta Ecevit Hükümeti vardı, onlar karar almışlar, Ege Bölgesi’nde ve İzmir’de özellikle, %80’i hibe olacak şekilde %20’si kooperatifin öz varlığı olması şartıyla bir zeytinyağı fabrikası yapmayı hedeflemişler. Biz de o kategoriye girdik ve bir arsa temin ederek 1975’te zeytinyağı fabrikamıza kavuştuk.
Kooperatifin tarihsel sürecinde dönüm noktası olan satış hangisi oldu?
1984 yılında Suriye Tarım Bakanlığı dünyaya bir ihale açtı, 2 milyon adet çeşitli meyve fidanı almak istediler. Bizde zeytin hariç o fidanlar vardı. Bir aracı firma bulduk ve Suriye’ye teklif verdik. Sonuç olarak bu ihaleyi aldık. Ortakların üretmiş olduğu bütün fidanları üst üste iki yıl Suriye’ye çok iyi fiyatlara pazarladık. Bir çığır açıldı ve 5 fidan üreten 500 fidan üretmeye başladı, 500 üreten, 10.000-20.000 üretmeye başladı. Üretim devasa şekilde arttı.
“Bugün gelişmiş ülkelerde nasıl yapılıyorsa hem süs bitkisinde hem meyve fidanında biz de aynı şekilde hizmet veriyoruz.”
Bugüne geldiğimizde Bademli Kooperatifi’nin tesis olarak neleri var?
İşte bu anlattığım işler için fidancılığın altyapısı olan soğuk hava deposu var. Bir de ihracat yıllarında bize aracılık yapan firmanın İstanbul’da tesisleri vardı; o zaman için bir doku kültürü laboratuvarını görmüştüm. O benim kafamda yer etmişti ve biz 2008’de Doku Kültürü Laboratuvarı’nı kurduk. Bu, Türkiye’de bizden başka bir kooperatifte yok. Ağaçtan meyve fidanının en iyisini seçiyoruz ve onu toplu iğne başı kadar küçük küçük parçalara ayırarak bir takım kimyevi karışımların içerisinde 15 gün içerisinde köklendiriyoruz. O zaman içerisinde çoğalıyor, parçalıyoruz onu, yani bir tane kökten 2-3 bin üreterek aynı ırktan aynı ebatta bir fidan üretiyoruz. Dünyada kabul gören işlerden bir tanesi de budur. Artık çekirdekten fidan üretmiyoruz. Yani, meyve fidanının teknolojisini hem ortaklarımıza hem kendimize kabul ettirdik. Bu işin altyapısı neyse onu hazırladık. Bugün Avrupa Birliğinde ve gelişmiş ülkelerde nasıl yapılıyorsa hem süs bitkisinde hem meyve fidanında biz de o konuda aynı şekilde hizmet veriyoruz.
Mesela, 365 gün pazara gidiyorsun, meyve alıyorsun. Elma alıyorsun ve bu aldığın elmanın ismi hiçbir zaman Türkçe değil. Türkiye’de meyvecilik konusunda 52’ye yakın ıslah araştırma kuruluşu var. Ama dünyada pazar payı elde edecek bir tane meyve ortaya çıkmamış. Cumhuriyet öncesinde bir Amasya elması varmış, onunla ilerliyoruz. Bir de Ege Üniversitesi’nin duyurmuş olduğu Ziraat 900 diye bir kiraz var. Bu bitkilerin haricinde kendi ülkemizin icat etmiş olduğu dünyaca kabul görmüş hiçbir çeşidimiz yok. Biz bunu dönüştürelim diye bir de araştırma kuruluşu kurduk.
Tesis olarak, tüm bunlara ek, hayvancılığı destekleyen süt ve süt ürünleri tesisimiz var.
“Tüm bu ürünler için altyapımız ve Ar-Ge merkezlerimiz var.”
O zaman BademliKoop deyince fidan, süs bitkisi, zeytin, süt aklımıza gelmeli diyebilir miyiz?
Evet, kesinlikle. Tüm bu ürünler için altyapımız ve Ar-Ge merkezlerimiz var. Bir de meyveciliğimiz var. 2.000 ton civarında kiraz üretimimiz var, bir de 5.000-6.000 ton civarında erik var. Cennet hurması, nar, ayva ürünlerinin de ıslahları yapıldı, üretiyoruz. Bunların bir de ambalaj ve tasnif için tesisleri var. Kirazın şoklamasından tutun da paketlenmesine kadar tesisimiz var.
Şimdi, AB destekli projenize gelelim. Kabul edilen projeniz hayırlı olsun. Projenizle ilgili bilgi alabilir miyiz?
Çok teşekkürler. İlana göre istenilenleri hazırladık ve gönderdik. Dosyamız incelendi ve uygun görüldü. Bu projeyi uygulama hakkı verildi bize. Proje kapsamında 16 personel istihdam edeceğiz, bunu da kolaylıkla sağlıyoruz, ekibimizi kurduk. Süs bitkilerinin sanat yapılarını oluşturan alet ve ekipmanları proje sayesinde alabileceğiz. Süs bitkileri üretim departmanımız çok iyi çalışıyor. Torf denilen maddeyi viyoller içerisine doldurup hazırlayacağız. Bir de dikim yapan makineye ihtiyacımız vardı, onu temin edeceğiz. Şu an bekleme aşamasındayız, sözleşmeyi en yakın zamanda imzalayıp uygulamaya başlayacağız.
Kooperatifçi yönünüzü destekleyen belediyecilik tecrübeniz de var. Nasıl belediye başkanı oldunuz?
1988 sonunda kooperatiften istifa ettim ve belediye başkanı adayı oldum. Hasbelkader kazandım ve 15 yıl belediye başkanlığı yaptım. 2004’te tekrar kooperatifimize döndüm. 2005’te yeniden başkan seçildim.
Söyleşimize katıldığınız için çok teşekkür ederiz. Anlattıklarınız okurlarımızı çok heyecanlandıracak, eminim.
Sayfanızda bize yer verdiğiniz için biz teşekkür ederiz. Sevgiler.
Not: Sayın Selçuk Bilgi’nin yaşam öyküsü 2022’de kitaplaştı. Sayın Reşat Yörük tarafından hazırlanan kitabın adı Selçuk Bey, Varyant Yayınlarından çıkan kitap internetten ve tüm kitabevlerinden temin edilebilir.