Kooperatif hukuku öksüz kaldı.

22 Kasım 2023 tarihinde kooperatif hareket, önemli bir savaşçısını, dünyanın en önemli kooperatif hukuku uzmanlarından Profesör Hans-Hermann Münkner’i kaybetti. Uzun yıllar Marburg Üniversitesi (Almanya) Gelişmekte Olan Ülkelerle İşbirliği Enstitüsü Genel Müdürlüğünü yapan ve yüzlerce öğrenci yetiştiren Prof. Münkner, ayrıca Marburg Consult for Self-Help Promotion olarak bilinen kooperatifin de kurucusu ve yöneticisi idi.

Prof. Hans-H. Münkner, eşini, kızını, damadını ve iki torunu ile yüzlerce öğrencisi ve arkadaşını geride bırakarak 88 yaşında bu dünyaya veda etti… Ailesinin kaybı bizim kaybımızla kıyaslanamaz ancak onun hakkındaki duygularımızı ifade etmek ve onun üzerimizdeki etkisini belirtmek istiyoruz. Profesör Münkner’in dünya çapındaki pek çok arkadaşı, meslektaşı ve öğrencisi, bir Afrika atasözünü başka kelimelerle ifade edersek, onunla birlikte kooperatif hukuku, kooperatif teorisi, işletme hukuku, kalkınma teorisi ve uygulaması, arazi hukuku üzerine muazzam bir bilgi kütüphanesinin yok olduğunu anlayacaktır (Voinea, 2024).

Neyse ki onun mirası, Almanca, İngilizce, Fransızca ve İspanyolca dillerinde yazdığı ve Lehçe, Bahasa Endonezya, Rusça, Çince, Türkçe ve İtalyanca dâhil pek çok dile tercüme edilen yüzlerce yayında ve ondan ders alma ayrıcalığına sahip olanların anılarında korunmaktadır. Bununla birlikte, hiçbir şey onun Çin’den Honduras’a, Finlandiya’dan Güney Afrika’ya kadar dinleyicilerinin dikkatini çekme yeteneğinin yerini, karmaşık konuları basit ve tavizsiz bir şekilde ama onunla aynı fikirde olmayanlara karşı bile her zaman adil bir şekilde açıklama yeteneğinin yerini tutamaz.  Ayrıca bunu birçok dilde yapıyordu ve zaman zaman tercümanlarını şaşırtıyordu.

Onun en yakın arkadaşlarından Prof. Hagen Henrÿ arkasından şu değerlendirmeyi yaptı:

“Profesör Münkner’in katkısı olmasaydı kooperatif hukuku ve kooperatif hukukçuları bugün bulundukları yerde olmazdı. Altmış yıldan fazla bir süre boyunca kooperatiflerin kimliğine saygı gösterilmesi konusunda kararlı bir şekilde mücadele ederek ilerlemeyi sağladı. Kooperatif hukukunu yapan ve uygulayanların atıfta bulunduğu uluslararası metinler, yani 1995 tarihli Uluslararası Kooperatif Birliği Kooperatif Kimlik Bildirgesi; kooperatiflerin gelişimi için destekleyici bir ortam yaratmayı amaçlayan 2001 Birleşmiş Milletler taslak/yönergesi ve 2002 Kooperatiflerin Teşvikine ilişkin ILO’nun 193 Sayılı Tavsiye Kararı’nı da içeren yasal metinlerin tümü onun fikri damgasını taşıyor.”

EFSANEVİ KOOPERATİF YASASI UZMANI PROF. HANS MÜNKNER İLE BİR KONUŞMA

2023 yılının temmuz ayında Almanya’nın Marburg kentinde bir grup kooperatif hukuku uzmanı, Profesör Hans Münkner ile ICA’nın bilgi ve uygulamayı ilerletmedeki rolü hakkında konuştu. Grupta ICA Kooperatif Hukuku Komitesi Başkanı Hagen Henrÿ, hukuk komitesi üyesi Ifigeneia Douvitsa, ICA Kooperatif Hukuk Ağı üyesi Dr. Leonardo Rafael D’souza ve ICA Mevzuat Direktörü Santosh Kumar vardı. Tartışma, kooperatif hareketinin geliştirilmesi konusunda Profesör Münkner’e yöneltilen sorularla başladı. Münkner, kooperatiflerin kooperatifin başarısına bağlı olarak yayılabilecek bir “demokratik çekirdek” oluşturduğunu belirtti. İyi işleyen bir kooperatif, demokratik bir ekonominin başarısının en iyi kanıtıdır çünkü eylemler sözlerden daha güçlüdür.

Münkner’e kooperatif hareketin temsilcisi olarak ICA’nın kooperatif yasasını geliştirmek için neler yapabileceği soruldu. Münkner, ICA’nın devletin kanun yapma sürecine müdahale etmemesi gerektiğine inanıyordu. Bunun yerine, eğer ICA kooperatif yasasını ulusal düzeyde etkilemek istiyorsa yapılacak en iyi şey, kılavuz olarak açık bir uluslararası beyana sahip olmaktır. ICA kimlik beyanı, deneyime dayalı hukuki öneriler sunar ve devlete dayatma amacı taşımaz. Profesör Hagen Henrÿ, kooperatif hukuku söz konusu olduğunda 193’ten önceki 127 sayılı Tavsiye Kararının çok daha kesin olduğunu belirtmektedir. Bu noktaya kadar Münkner, yasaların ne kadar uzmanlaşmışsa bir bütün olarak o kadar az uygulanabileceğini ekliyor. Hangi fikirlerin sektöre özgü olduğunu belirlerken, genel bir yasada uygun yeri olmadığı için bunların dışarıda bırakılması gerekir. Dahası Henrÿ, yasanın ayrıntılara girmemesi gerektiğini, genel kurallar koyması ve ulusların özerklik ilkesini sürdürmesi gerektiğini savunuyor. Ayrıntılı yasalar, daha çok bir politikaya benzedikleri ve hızlı değişikliklere tabi olabildikleri için sorunludur. Konuşma, eğitime ve kooperatif hukukunun üniversite hukuk müfredatının bir parçası olması için neler yapılması gerektiğine kaydı. Ortalama bir hukuk eğitiminde kooperatifler yer almaz ve birçok öğrencinin kooperatiflerin varlığından haberdar olması yeterlidir.

Avukatları, öğrencilerin alamayacağı konuları öğretmeye ikna etmek zordur. Kooperatif avukatları kooperatifleri heyecan verici bir çalışma konusu olarak tanıtmalıdır. Kooperatif konusunun genel şirket ve ortaklık hukuku ile ekonomi politikasında ana akım haline geldiği Almanya’da, kooperatif araştırmacıları ve enstitülerinin bir araya gelmesiyle kooperatiflerin tanıtılmasının başarılı olduğu kanıtlanmıştır. Henrÿ son mesaj olarak avukatların açık fikirli olmalarını ve kooperatifler için sağlam bir temel oluşturmak amacıyla kooperatif yasasını eşit olarak tanımalarını savunuyor. Cooperative Law Bulletin of the ICA, Summer-Autumn 2023 edition

Vefatından dört ay kadar önce, 2023 Temmuz ayında Prof. Münkner ve eşini ICA Kooperatif Mevzuatı Komitesi üyeleri Marburg’da ziyaret etmişlerdi. ICA Koop. Mevzuatı Müdürü Santosh Kumar (solda) ve ICA Kooperatif Hukuku Komitesi Başkanı Prof. Hagen Henry (sağda).

Prof. Münkner’in Kooperatifler ve Kapitalizm, Sosyal Ekonomi ve Kooperatiflerin Denetimi ile İlgili Bazı Değerlendirmeleri

Uluslararası Kooperatif Yasası Dergisinde Prof. Münkner ile ICA Kooperatif Hukuku Komitesi Üyeleri Prof. Hagen Henrÿ ve İfigeneia Douvitsa’nın yaptığı söyleşi çok önemli ve ilginç konuları içeriyor (Interview with Professor Dr. Hans-H. Münkner, International Journal of Cooperative Law, Vol. 1 (1), 2018, p. 249).

Zorunlu ortaklık konusu

Douvitsa ve Henrÿ soruyor: Kooperatiflerin tarihi (zorunlu) ortaklık örnekleriyle doludur. Bu tür kooperatifler bizim ülkelerimizde de var. Örneğin Yunanistan’da anayasa kanunen zorunlu kooperatiflere izin veriyor; Almanya’da kooperatiflerin denetim birliğine ortak olması zorunlu. Bu zorunlu kooperatiflerin çoğu başarısız oldu. Başarılı vakalar var mı? Bütün bu durumlar karşılaştırılabilir mi? Değilse, neden?

Profesör Münkner yanıtlıyor: Almanya’da zorunlu kooperatiflerin klasik örnekleri var. Bir asırdan fazla bir süredir mevcut olan ortaklık: Orman sahipleri ve su kullanıcılarının kooperatifleri. Bu tür kooperatiflere ortaklık, çevreyi ve doğal yaşamı koruma yükümlülüğü ile ilişkilendirilir. Kaynakların verimli ve etkili bir şekilde yönetilmesinde ortakların kişisel çıkarları göz önünde bulundurulmalıdır. Ortaklığı zorunlu olan bu tür kooperatifler, tanımlandığı gibi gönüllü kooperatiflerden farklıdır ve bunların yapıları, ICA tarafından da belirtildiği gibi, kamu kuruluşlarına daha yakındır.

Kooperatif denetiminde Alman kooperatiflerinin zorunlu ortaklığına ilişkin alıntılanan örnek federasyonlara farklı bir gözle bakmak gerekiyor: Alman mahkemelerine göre, ortak federasyonlar için yasal biçimlerin seçimi ve faaliyetleri gönüllülük esasına dayanmaktadır. Hiç kimse kooperatif örgütün yasal biçimini seçmeye zorlanamaz. Ama bir kez bu seçim yapıldıktan sonra, ortak olma zorunluluğu da dâhil olmak üzere kanunla düzenlenen hukuki düzen seçilir. Kooperatif denetim federasyonuna bağlıyız, bunun nedeni, ortakları teşvik etme amacı olan her kayıtlı birim kooperatifin özel nitelikli denetçiler tarafından denetlenmesi gerekliliğidir.

Alman Kooperatif Kanunu aynı zamanda yeni kooperatif projelerinin bir kooperatif denetim federasyonu tarafından ön kayıt denetimini de öngörmektedir; bu, yasal formun kötüye kullanılmasına ve sahte veya geçersiz olmasına karşı korunmasını amaçlamaktadır.

Kooperatif adı altında projeler farklı durumlar, hükümet politikasının bir parçası olarak kooperatiflere zorunlu ortaklığın söz konusu olduğu durumlardır. Ortakların kooperatiflere gönüllü katılımı, ortakların kooperatife katılmaya ve kooperatif kurmaya karar vermesi anlamına gelir. Ortaklar, kooperatif çalışmalarına katkıda bulunurlar, çünkü bu onların da çıkarınadır. Ayrıca ortaklıktan çıkma hakları vardır.

Yunanistan’daki zorunlu kooperatifler hakkında hiçbir bilgim yok.

Kapitalizm, sosyal ekonomi ve kooperatifler

Douvitsa & Henrÿ soruyor: İdeolojilerin devrinin sona erdiği ilan edilmiş olmasına rağmen, o dönemleri canlandırmak isteyen bazı kesimlerin tercih ettiği konu. Bazıları kooperatifleri çare olarak görüyor. Kapitalizmin tüm tutarsızlıklarına karşın, bazıları kooperatifleri kapitalizmin yerini alacak bir araç olarak görüyor. Yeniden mi diriliyoruz? Ya da kooperatiflerin dönüştürücü rolü hakkındaki eski tartışmayı yeniden canlandırmalı mıyız?

Profesör Münkner yanıtlıyor: “Kooperatifler ve kapitalizm” konusu Fransa’da uzun yıllardır ve ayrıntılı bir şekilde tartışılmaktadır, örneğin Thierry Jeantet’nin Almanca’ya çevirdiğim “Kapitalizme Alternatif Olarak Sosyal Ekonomi” adlı kitabında. Görünen o ki Sosyal Ekonomiyi (SE) savunanların çoğu artık SE’yi kapitalizme bir alternatif olarak değil, tehlikeli finansal kapitalizmin yaptığı hatalardan kaçınarak kapitalizmi geliştirmenin bir aracı olarak görmekte, “aile kapitalizmini” ise daha az tehlikeli ve aslında tüm işletmelerin %85’ine kadar hâkim olan “ılımlı” kapitalizmin gerekli bir biçimi olarak görmektedir.

Kooperatif iş yapma biçimini kapitalizmden “daha iyi” kılan olumlu özellikler şunlardır:

  • Kâr odaklı olmak yerine ihtiyaç odaklı olmak,
  • Yatırım kârını maksimize etmeye odaklanmak yerine sabırlı (ve sınırlı) sermayeyle çalışmak,
  • Kısa vadeli başarı aramak yerine sürdürülebilir kalkınmayı hedeflemek.

Dolayısıyla, kooperatifler ve şirketler, farklı görevleri yerine getirmek için uygun olan farklı örgütlenme hukuku tasarımlarına ihtiyaç duyarlar.

Prof Münkner ile İlgili Anılardan Bir Seçme

Türkiye’de kooperatiflerin temel yasası olarak kabul edilen 1969 yılında yürürlüğe giren 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun hazırlanmasında, 1949 yılında ülkemize davet edilen ILO’nun Kooperatif Bölümü Şefi Maurice Colombain’in hazırladığı rapordan ve kooperatif yasa tasarısından yararlanılmıştı. Prof. Münkner ve Prof. Henry, 1980’lerde, 1990’larda ve 2000’li yıllarda bu yasada değişiklik yapılmasına dönük çakışmalara katkıda bulunmak üzere defalarca Türkiye’ye davet edilmişlerdi. Her iki bilim insanının da Türk kooperatifçilik hareketinin gelişmesinde önemli katkıları olduğu için adları pek çok kooperatif lideri tarafından bilinmektedir. Prof. Münkner’in kaybı o nedenle Türkiye’de de büyük bir üzüntüyle karşılanmıştır.

1969 yılında öğrenci iken çalışmaya başladığım Koop-İş Sendikası, sendika olarak kooperatif çalışanlarının haklarını korurken, diğer yanıyla da üyeleri kooperatif çalışanları olduğu için kooperatiflerin gelişmesini destekleyen bir demokratik kitle örgütü idi. Bu yapısından dolayı orada çalışmak benim için hem sendikacılık hem de kooperatifçilik konusunda kendimi yetiştirme konusunda bulunmaz bir fırsattı. O nedenle de hem sendikalarla ilgili hem de kooperatiflerle ilgili toplantıları izliyor, yayınları takip ediyor ve Koop-İş Sendikasının aylık yayın organının da yazı işleri müdürlüğünü yapıyordum.

Prof. Münkner ile tanışmam, budan 52 yıl öncesine, yani 1971 yılına dayanmaktadır. 1971 yılında Almanya Marburg Üniversitesinden Kooperatif Uzmanı Prof. Dr. Hans-H. Münkner’in “Sendikalar ve Kooperatifçilik” konulu bir konferans vermek üzere Goethe Enstitüsü’nün bir programı nedeni ile Ankara’da olduğunu duyduğumda çok sevinmiştim. Konferans, sendikacılık ve kooperatifçiliğin ortak tarihçesini ve karşılaştırmalı olarak nasıl çalıştıklarının anlatıldığı benim katıldığım ilk konferans idi ve bu iki konuyu uzmanından dinlemek çok keyifliydi. Konferanstan sonra Prof. Münkner’e çalıştığım sendika ile ilgili bilgi verdiğimde Profesör çok şanslı biri olduğumu, zira bu iki özelliği taşıyan örgüt sayısının dünyada çok az olduğunu söylemişti. Daha sonra, Prof. Münkner’in ICA Dergisi Review of International Cooperation’da yayımlanan “Trade Unions and Cooperatives” başlıklı yazısını Koop-İş Dergisinde yayımlanmak üzere tercüme etmiştim.

Prof. Münkner ile Türkiye’de ikinci görüşmeyi, Türk-İş Kooperatifler Bürosu görevlisi olduğum 1977 yılında yapmıştım. Bu toplantıda, Alman sendikaları tarafından kurulmuş banka (BfG), konut (Neue Heimat) ve sigorta (Folksfürsorge) şirketlerini konuşmuştuk. Aynı yıl, Münkner’in tavsiyesi ile ve Türk-İş Başkanının onayı ile Frankfurt’a gitmiş ve Alman sendikalarının sahibi olduğu Halk Sektörü Bankası olarak tercüme edilebilecek Bank für Gemeinwirtschaft (BfG) Genel Müdürü ile görüşmüştüm. O yıllarda Türk-İş’in efsane başkanlarından Halil Tunç’un benzeri bir bankanın sendikalar tarafından Türkiye’de kurulması konusundaki önerisi sendikalar tarafından kabul görmemişti. Bir değerlendirmeye göre, Halil Tunç’un bu önerisine karşı çıkan sendikalar, paralarını özel sektör bankalarından çekmek istememişlerdi.

Prof. Münkner ile ILO’daki görevime başlamak için 1986 yılında Türkiye’den ayrılıncaya kadar birkaç kez görüştüğümü anımsıyorum. Prof. Münkner’in 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu ile 1581 Sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu hakkındaki görüşlerini dinlemiş, hatta 1581 Sayılı Kanunun hazırlanmasında Prof. Münkner’in kitaplarından ve araştırmalarından yararlanıldığını kendisine anlatmıştım. Tarım Kredi Kooperatifleri yasasını incelediğini, bu kooperatifler ile Almanya’daki Raiffeisen kooperatiflerinin önemli bir farkının “devlet müdahalesi” konusunda yoğunlaştığını söylemişti.

Daha sonra, Prof. Münkner ile 1995 yılından 2001 yılına kadar devam eden ILO’nun 193 sayılı Kooperatiflerin Teşvikine İlişkin Tavsiye Kararı hazırlıkları ile ilgili toplantılarda birlikte çalışmış ve ilginç konuşmalar ve tartışmalar yapmıştık. Gerek Prof. Münkner, gerekse de Prof. Hagen Henrÿ ile dostluğumuz bu toplantılar sayesinde güçlenmişti. 193 Sayılı Tavsiye Kararının görüşüldüğü 2001 ve 2002 yıllarındaki Uluslararası Çalışma Konferansı oturumlarında da her iki Profesör, ILO Kooperatifler Bölümünün danışmanları olarak yer almışlardı. Her iki profesör ayrıca, 2000’li yıllarda hükümetler ve kooperatif örgütler tarafından davet edilerek Türkiye’yi sıklıkla ziyaret etmişler ve kooperatif yasa tasarılarına ilişkin görüşlerini bildirmiş, uzmanlarla ortak toplantılar yapmışlardı.

Prof. Münkner ile ICA ve BM toplantılarında sık sık bir araya geliyor ve 193 Sayılı Tavsiye Kararının uygulama sonuçlarını tartışıyorduk. Bu toplantılardan katıldığım üçü Asya’da (Tayland, Filipinler ve Malezya) biri de Afrika’da (Kenya) idi. Filipinler’deki ICA Bölge Genel Kurulunda 193 Sayılı Tavsiye Kararını sunduğum toplantının oturum başkanlığını da Prof. Münkner yapmıştı. Emeklilikten sonra da birkaç toplantıda bir araya gelmiştik. Bunlardan, 2011’da Alanya’da yapılan ICAO/COGECA ortak seminerinde, Prof. Münkner’in konferansının oturum başkanlığını yapmak da bana nasip olmuştu.

Prof. Münkner ile görüşmelerimiz 2006 yılından itibaren emeklilik nedeni ile kısa aralıklarla yapılamıyordu, ancak birbirimize ortak dostlarımız yolu ile selam gönderiyorduk. Yayınlarını izlemeye devam ediyordum. İlgimi çeken pek çok yayını vardı, bunların bir bölümünü Türkiye Milli Kooperatifler Birliği kütüphanesinde bıraktım. Elimde kalan birkaç kitabın başlıklarını belirtmekle yetineyim: Avrupa Kooperatif Yasaları ile ilgili olan ve aralarında Prof. Hagen Henrÿ’nin de bulunduğu Avrupa Kooperatif Yasası Çalışma Grubu (SGECOL) üyesi bilim adamları ile birlikte hazırladığı Principles of European Cooperative Law: Principles, Commentaries and National Reports (2017). Bazı Afrika ülkeleri yasalarını incelediği Comparative Study of Cooperative Law in Africa (1989). Chances of Cooperatives in the Future (ICA’nın 1995 yılında 100. yılı kutlamalarına katkı için hazırlamıştı). Cooperatives as a Remedy in Times of Crisis (2011) ve Alanya Semineri notları olarak Recent Issues,  Future Prospects and Crux Matters around Agricultural Cooperatives (2011).[1]

Bu vesile ile dostum ve üstadım Prof. Dr. Hans-H. Münkner’in kaybından dolayı anısı önünde saygı ile eğiliyor ve ailesine de sabırlar diliyorum.

Prof. Dr. Münkner’in 6 Afrika ülkesinin kooperatif yasalarını incelediği klasik eserlerinden biri Avrupa Kooperatif Yasaları ile ilgili olan bu yayın Prof. Münkner’in diğer bilim adamları ve araştırmacılar ile birlikte hazırladığı bir diğer önemli kitap

[1] Prof. Münkner’in yayınlarının listesine internetten “Books by Hans-H. Münkner” yazarak ulaşabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.