Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşlar için Öncelik Beşeri Sermaye Olmalı
Yakın zamanda yayımlanan 2018 tarihli Kuzey New England’da Kâr Amacı Gütmeyen Ücretler + Sosyal Yardımlar Raporu‘na göre, kâr amacı gütmeyen kuruluşların gelecek yıl personel seviyelerini korumaları veya artırmaları bekleniyor. Ancak bu planlar yüksek bir istihdam ve durgun ücretler gibi güçlüklerle mücadele edecek.
Sektördeki ücretler, kamu sözleşmelerindeki ücretler de dahil olmak üzere birçok şey tarafından zorlanabilir. Bu, misyonlarını yerine getirmek için temel olan kaliteli personeli işe almak ve tutmak isteyen insani hizmetler sağlayan kuruluşlar için ciddi bir kapasite sorunu yaratmaktadır.
Rapor temel olarak anket verilerinin gerçeğe dayalı bir sunumudur. Ancak yönetici özeti dikkate değer bazı görüşler sunmaktadır:
- Emek kıtlığı var, Maine işsizlik oranı yüzde üçe ve işgücüne katılım oranı yüzde 64’e yaklaşıyor (her iki oran da ulusal ortalamanın biraz üzerindedir).
- Rekabetçi işe alım ortamına rağmen, kâr amacı gütmeyen kuruluşlarda çalışanlar iki yıl önce olduğundan daha kötü durumdalar. Çünkü maaşlar, enflasyonu ve çalışanların katkı payları arttığı için yükselen sağlık bakımı harcamalarını (çalışanlar tarafından karşılanan maliyetler) yakalayamıyor.
- Maine kâr amacı gütmeyen kuruluşlarının neredeyse yüzde 40’ı bu yıl personellerini artırmayı planlıyor. Ancak emekli olan kıdemli liderlerin yerini alacak yeni liderler yetiştirmenin yanı sıra işe alınacak nitelikli personel bulma konusunda zorlanacaklarına inanıyorlar.
Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, Maine’deki çalışanların neredeyse yüzde 20’sini istihdam ediyorlar ve Maine’in ekonomisi ve yaşam kalitesi için kritik öneme sahipler. Bu rapor, kâr amacı gütmeyen kuruluşların ve onların misyonlarını önemseyen bağışçıların en önemli kaynakları olan beşeri sermayeyi desteklemeye daha fazla öncelik vermeleri gerektiğini önermektedir.
Bu, kâr amacı gütmeyen toplum dışındakiler için biraz zor anlaşılabilir bir mesaj olsa da sıradan bir NPQ okuyucusu bile bunun gerçekten ne anlama geldiğini anlayacaktır. Henüz o noktada olmasalar bile birçok kâr amacı gütmeyen kuruluş yavaş yavaş ve kaçınılmaz olarak kriz konumuna gelmekte. Yapacak daha çok iş var ve bu işleri yapacak kadar insan yok.
Not: Keenan Wellar’ın Nonprofit Quarterly blogunda yayımlanan yazısından kısaltılarak çevrilmiştir. Erişim