İklim Adaleti için bir Tehdit
Yenilenebilir enerji kooperatifleri denince aklınıza ilk nasıl bir görüntü geliyor? Yerel bir topluluk uzun uğraşlar sonucu, dayanışarak mümkün kıldıkları projenin önünde gururla poz veriyor, topluluğun üyeleri bize el sallıyorlar, değil mi? Bu projeler hem yerel ekonomilere hem de çevresel dönüşüme katkıda bulunurken, bir yandan da enerji sektörünün daha katılımcı ve adil hale gelmesi için tabandan bir harekete işaret ediyorlar. Tıpkı aşağıdaki fotoğrafın tasvir ettiği gibi.
Bu fotoğraf birçok proje için geçerli, fakat gitgide büyüyen bir kesim için değil. Kanada ve Avrupa’da yakın zamanda yapılan araştırmalar, özel şirketlerin topluluk enerjisi projelerine sunulan imtiyazlardan faydalanmak için kooperatif kurduklarına işaret etmekte (Cots, 2025; Tarhan, 2025; Tews, 2018). Yani birçok projenin fotoğrafında çok daha az sayıda, takım elbiseli ve varlıklı insan (ve yüksek ihtimalle erkek) görmek mümkün.
Örnek olarak Kanada’nın Ontario eyaletinde 2011 yılında yürürlüğü giren tarife garantisi (feed-in tariff, kısaca FIT) yenilenebilir enerji kooperatiflerine önemli imtiyazlar sunuyordu. Bunların en önde geleni Community Capacity Set Aside (CCSA), yani sadece yenilenebilir enerji kooperatiflerine açık olan ve toplam sözleşme kapasitesinin %20’sine denk gelen bir alım garantisi idi. Bu düzenleme, FIT programında özel şirketlerle rekabet etmekte zorlanan topluluk grupları için eşit koşullar yaratmayı amaçlıyordu. Fakat CCSA, projelerin kökeni veya toplumsal misyonları yerine sadece yasal biçimine odaklanmıştı. Yani hak sahibi olmak için yenilenebilir enerji kooperatifi olmak ve 50 yerel ortağa sahip olmak yeterliydi. Bu durumda CCSA dışındaki sözleşmeler için yüksek rekabete maruz kalan özel şirketler, bu sözleşmelere akın etti. Birçok özel enerji şirketinin üst düzey yöneticisi yenilenebilir enerji kooperatif kurdu. Esas amaçları, kendi şirketlerine kooperatif ile proje geliştirme, işletme ve bakım sözleşmeleri üzerinden ek gelir sağlamak ve mevcut müşteri tabanına yatırım imkanları sunmaktı. Asgari üye sayısı koşulunu karşılamak için kapıdan kapıya, kafeden kafeye gezerek imza topladılar ve çoğunun ortaklık ücretlerini kendi ceplerinden karşıladılar. Burada belirtmek gerekir ki kooperatif ortaklarının projelere yatırım yapma zorunluluğu yoktur. Yani çoğu ortak geliştirilen projelerden ekonomik fayda sağlamamıştır.
Yaptığım çalışmadaki nicel bulgular, özel şirket kökenli kooperatiflerin CCSA’dan ciddi şekilde istifade ettiğini göstermektedir. 2012-2016 tarihleri arasında yürürlükte kalan CCSA programı kapsamında yapılan sözleşmelerinin %62’si (25.1 MW) özel şirket kökenli kooperatiflere verilirken, topluluk kökenli kooperatifler için bu sayı %38’de (16.3 MW) kalmıştır. Bu durum topluluk kökenli kooperatiflerde ciddi bir hoşnutsuzluk yaratmıştır, zira özel şirketlerin insan, ekonomik ve teknik kapasitesiyle rekabet etmeleri mümkün değildir. Topluluk kökenli projeler tabandan geliştikleri için zaman almaktayken, özel şirket kökenli projeler kısa zamanda başvurularını yapabilmişlerdir.
Özel şirketlerin kooperatif sektörüne nüfuzu, kâr amacını önceliklendirmesi, kamu kaynaklı özel sermaye artışının önünü açması ve topluluk katılımını sınırlaması nedeniyle topluluk enerjisinin iklim adaleti potansiyelini kısıtlamaktadır. Friends of the Earth Europe bu tehdidin giderilmesi amaçlı bir çalışma yayınlamış, Fransa’daki çatı kuruluş Énergie Partagée ise projelerin topluluk kökenini ispat edebilmesi ve kendilerini özel şirket kaynaklı projelerden ayırt edebilmeleri için bir sertifikasyon programı geliştirmiştir.
Troya Çevre Derneği’nin yayınladığı rapora göre ülkemizdeki yasal kısıtlamalar 2019 yılından bu yana yenilenebilir enerji kooperatiflerinin gelişimini durdurmuş vaziyette. Fakat tüm zorluklara rağmen halen 45 tane faal kooperatif bulunmakta ve ciddi bir toplumsal ve çevresel dönüşüm potansiyeli barındırmakta. Umuyoruz ki ileride yapılacak mevzuat düzenlemeleri yalnızca yasal örgütlenme biçimine odaklanmak yerine topluluk kökenli projelerin toplumsal, çevresel ve ekonomik farklılıklarını gözetecek şekilde yapılır. Bu şekilde özel sermayenin kooperatif sektörüne nüfuzunun önü kesilmiş olur.
Kaynakça
Cots, F. (2025). Corporate capture of energy communities: A threat to a citizen-led energy transition. https://www.ecounion.eu/en/corporate-capture-of-energy-communities-a-threat-to-a-citizen-led-energy-transition/
Tarhan, D. (2025). “Cooperatives of convenience” and corporate appropriation of Ontario’s community renewable energy policy. Energy Research & Social Science, 119, 103849.
Tews, K. (2018). The crash of a policy pilot to legally define community energy. Evidence from the German auction scheme. Sustainability (Switzerland), 10(10), 3397.
Not: Öne çıkan görsel, Ralph — Pixabay