Sosyal bakım hizmeti veren sosyal kooperatifler ABD için yeni bir kavram olsa da Avrupa, Kanada ve Güney Kore’de gelişen sosyal kooperatifçilik deneyimleri bu kooperatiflerin bakım alanında etkili bir seçenek olabileceğini göstermiş durumda.


Birkaç yeşil fidan filizlenmeye başlasa da sosyal kooperatifler, birçok Amerikalı için hâlâ nispeten yeni bir kavram.

Demek ki sosyal kooperatiflerin faaliyet gösterdikleri ülkelerde gördüğümüz kendine has nitelikleri, ABD’de henüz yeterince anlaşılamamış.

Uluslararası Kooperatifler Birliği’nin tanımına göre, bir sosyal kooperatif aşağıdaki özelliklere sahiptir:

  • Ortaklara sağlanan faydanın ötesinde, kamu yararına hizmet etme amacı
  • Devletten bağımsız, devlet dışı bir kuruluş statüsü
  • Çok paydaşlı ortaklık (çalışanlar-işçiler, kullanıcılar, topluluk üyeleri vs.)
  • Her yönetim düzeyinde çalışan-işçi ortakların önemli ölçüde temsil edildiği demokratik bir çalışma ortamı
  • Fazla gelirlerin dağıtılmaması veya sınırlı biçimde dağıtılması (yani, gelirlerin bir kısmı veya tamamı özel amaçlar için ayrılır.)

Sosyal kooperatifler, bir tür işçi kooperatifi olarak, İtalya’da 1970’lerde, hükümetin engelli kişilere verilen sosyal bakım hizmetlerinde kesintilere gitmesine karşı toplumun tepkisi sonucu ortaya çıktı. İtalyan hükümeti nihayet onlara vergi indirimi ve geleneksel ticari rakiplerine kıyasla başka avantajlar sağlayan bir yasa çıkarana kadar resmi tanınırlıkları olmadan faaliyet gösterdiler. O zamandan beri, Québec ve Güney Kore gibi yerlerde sosyal kooperatiflerin oluşturduğu sağlık ekosistemleri gelişti. Bunlar, birçok örnekten sadece ikisi.

İşte size zor bir soru: Aşağıdaki üç kuruluşun ortak yönü nedir?

SABSA Québec City’de çalışan hemşireler ve sosyal hizmet uzmanlarından oluşan bir ekiptir. Bu ekiptekiler birkaç yıl önce, sokaklarda yaşayan, bağımlılık, AIDS ve hatta Hepatit-C gibi hastalıkları olan, ancak hastaneye gitmeyi reddettikleri için tedavi görmeyen insanlar olduğunu fark ettiler. Ayrıca, bu kişilerin çoğunun Québec sağlık sisteminden sigorta kartı yoktu. SABSA ekibi, ne olursa olsun onlara tedavi sunmaya karar verdi ve güvenli enjeksiyonlar ve denetimli uyuşturucu kullanımı (zararı azaltma yaklaşımı) sağlayan bir mobil klinik kurdu.

2016 yılında SABSA, yerel doktorlar birliği ve Québec Sağlık Bakanlığı’ndan büyük tepki gördü çünkü SABSA hemşireleri normalde genel pratisyen hekimlerin yaptığı birçok görevi üstleniyordu. SABSA ekibi bu eleştirilere, hastaların aldığı tek bakımı bu hemşirelerin sağladığını belirterek yanıt verdi. Sonunda, sağlık bakanlığı bu çalışmanın değerini gördü ve bu tür sokak klinikleri için “süper hemşire” ismi ile yeni bir kategori oluşturdu.

Pandora Milano merkezli bir ekip olup eskiden uyuşturucu bağımlılığı sorunu olan ve topluma yeniden kazandırılan kişileri iş hayatına hazırlayan eğitimler vermektedir. 2026 Milano Kış Olimpiyatları öncesinde Pandora, Steeteat adlı küçük bir mobil restoran şirketini satın aldı. Pandora, Streeteat’i kendi modeline dahil etmeyi ve catering sektöründe yenilikçi hizmetler sunmayı planlamaktadır.

Suara, Barselona merkezli, 133 milyon avro geliriyle büyük çaplı bir kuruluştur. Suara evde bakım hizmetleri, hospis bakımı [ç.n.], engelli bireyler için konut, kreş ve diğer çeşitli sosyal hizmetleri sunmaktadır. Kuruluşun sahibi, Suara’nın aynı zamanda ortakları olan 1.574 çalışanıdır (bu ortakların da yaklaşık %90’ı kadındır). Suara ortaklarının %65’inden fazlası canlı toplantılarda alınan kararlara katılırken, sanal toplantılara katılım oranı %90’dır.

 İşte “zor sorunun” cevabı: Bu üç kuruluş da sosyal kooperatiftir, yani ABD’deki kâr amacı gütmeyen kuruluşların (ve bazen işçi kooperatiflerinin) sağlayamadığı veya sınırlı sağlayabildiği sosyal bakım hizmetleri veren türden işletmeler. 

Demek istediğimiz şu:

SABSA ne bir devlet kurumu ne de tipik bir işletmedir ve bu sayede düzenlemeler veya prosedürlerle kısıtlanmaz; istediği gibi faaliyet gösterebilir. Sigortasız bireylere hizmet sunarak, muhtemelen tedavi yöntemleri ve yerleri ile ilgili kuralları ihlal edip kontrollü bir risk almıştır. SABSA, bir sosyal kooperatif olarak, yalnızca sunduğu sosyal hizmetler ile değil, gerçekleştirdiği sosyal yeniliklerle de iftihar etmektedir. Bakım hizmetleri hastalar ve diğer ortak türleri birlikte oluşturulduğundan kooperatif ne devletin ne de özel sektörün sunabileceği bir hizmeti sunabilmektedir.

Pandora, %70’i dezavantajlı gruplardan gelen 100 çalışan ve işçinin oluşturduğu bir İtalyan sosyal kooperatifi olarak, ABD’de bizi ayıran kâr amacı güden/gütmeyen ayrımına tabi değildir. Bu sayede, 2022 yılında kendi gelir kaynağı olan Streeteat adlı başka bir şirketi satın almasının önünde herhangi bir engel yoktu. Böyle bir satın alma, ABD’deki işgücü hizmetlerinin tedarikçileri için tipik bir durum değildir. Bu, İtalyan kooperatiflerinde yaygın olan girişimci zihniyetin de tipik bir örneğidir: Onlar sadece hizmet sağlayıcıları değil, çözüm makineleridir.

Son olarak, Suara’nın yüksek ortak katılım derecesi, sosyal kooperatiflerin bir başka tipik özelliği olan demokratik işyeri ilkesiyle bağlantılıdır, ancak bu özellik ABD’nin kâr amacı gütmeyen kuruluşlarının çoğunda görülmez.

Ayrıca, ABD’deki çoğu bakım kooperatifi; aile üyeleri, topluluk üyeleri ve gönüllüler gibi farklı ortak kategorilerini içeren resmi çok paydaşlı modeli kullanmamaktadır.

 ABD’deki pilot sosyal kooperatif projeleri

ABD’nin sosyal kooperatif alanında önde gelen örgütü, muhtemelen Denver’daki Rocky Mountain Employee Ownership Center (RMEOC)’dir. RMEOC’nin yöneticisi (akademisyen ve eski göçmen işçi örgütçüsü) Minsun Ji birkaç ay önce Driver’s Cooperative—Colorado (DCC) adlı kooperatifi kuran ekibi bir araya getirdi.

Muhtemelen şaşırtıcı olan, DCC’nin işçilerin sahip olduğu bir taksi şirketi olmakla kalmayıp iki temel özelliği nedeniyle sosyal kooperatif rolü de üstlenen bir araç paylaşım platformu olmasıdır: Birincisi, çalışanlarının neredeyse tamamı göçmenlerden oluşmaktadır ve ikincisi, araç paylaşım hizmetleri Denver bölgesinde özel ihtiyaçları olan kişiler için planlı (acil olmayan) yolculukları da kapsamaktadır.

RMEOC, gelecek yıl yine Denver’da ikinci bir sosyal kooperatif olarak evde sağlık hizmetleri işini başlatmayı planlıyor.

ABD’deki sosyal bakım sektörünün sorunlu durumu göz önüne alındığında, sosyal kooperatif modelinin benimsenmesi birkaç önemli avantaj sağlayabilir:

  • Sosyal kooperatifler, işçilerin ve müşterilerin refahının sermayenin ihtiyaçlarından önce geldiği, işçiler tarafından yönetilen işyerleridir.
  • Sosyal kooperatifler genellikle işbirliğine dayalı bir süreçle sosyal bakım hizmetlerini ortaklaşa oluştururlar, yani çalışanlar, müşterilerine ve diğer kişilere sundukları bakım hizmetlerini onlarla birlikte oluştururlar.
  • Sosyal kooperatifler çok paydaşlı bir çerçeve ile yönetilirler, bu da onların çalışanların bakış açısının ötesinde, topluma dayalı daha geniş bir bakış açısına sahip olmalarını sağlar.
  • Sosyal kooperatifler, “ihraç edilemeyen” ve devlet sübvansiyonlarına ihtiyaç duymayan, son derece yerelleşmiş işletmelerdir.

Sosyal kooperatiflerin yeni bir tür kurumsal yapı olarak eksiksiz gelişebilmesi için yollarını açacak federal yasalara ve eyalet kanunlarına ihtiyaç var. Ayrıca, diğer ülkelerde bulunan finans mekanizmaları da bizde eksik; bu, ABD’deki tüm kooperatif türlerinin ortak sorunu.

Bir başka olası engel ise sosyal kooperatiflerin hem hayırseverlik hem de girişimcilik yoluyla elde edilen geliri kullanan karma gelir modeline aşina olmamamızdır.

Ancak, yukarıdaki pilot projelerin de gösterdiği gibi, sosyal kooperatifler ABD’de ortaya çıkmaya hazırdır ve daha da önemlisi, bu ne kadar erken olursa o kadar iyi olacaktır.

Sosyal kooperatifler hakkında daha fazla bilgi için, Rocky Mountain Employee Ownership Center (Rocky Mountain Çalışan Sahipliği Merkezi) kısa süre önce bir sosyal kooperatif programı, başlattı. Bu program kapsamında, her ay Sosyal Kooperatif  Uygulama Topluluğu ve bu sonbaharda başlayacak olan bir başka Sosyal Kooperatif Akademisi düzenlenecek.

DCC hakkında daha fazla bilgi edinmek için, Shareable’dan Erika Iacono’nun yazdığı Driving change: The story of the Drivers Cooperative – Colorado (Değişimi yönlendirmek: Drivers Cooperative – Colorado’nun hikâyesi) başlıklı makaleyi okuyun.


[ç.n.] Hospis bakımı ölüm sırasındaki tedaviye odaklı bir yaşam sonu bakım şeklidir (Yılmaz Ö, Bahat G. Yaşlıda hastane temelli palyatif bakım ve hospis. Naharcı Mİ, editör. Yaşlının Hastanedeki Serüveni. 1. Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri; 2019. s.32-44.).

Not 1: Elias Crim‘in Shareable internet sitesinde 23 Temmuz, 2025 tarihinde yayımlanan yazısından Barış Soysaraç tarafından çevrilmiştir. Erişim

Not 2: Öne çıkan görsel, National Cancer InstituteUnsplash

Kategori(ler): Görüş Yazıları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir