Resmi verilere göre (TÜİK, 2024), Türkiye’de yaşlı nüfus geçtiğimiz 5 yılda %20 arttı. Durum böyleyken ülkemizin hızla yaşlanan bir nüfusa sahip olduğunu kabul etmemiz ve yaşlı nüfusun ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çabalara hız kazandırmamız gerekiyor. İspanya’da yaşlıların ortak yaşam sürmeleri için tasarlanan kooperatif projeleri, bakım gibi hassas bir meseleyi işbirliği yoluyla çözmek için hepimize ilham verebilir.
“Yaşlı yaşam merkezleri” veya ortak konut kooperatifi gibi modeller ileri yaşta aktif kalma ve sosyal izolasyona karşı mücadele hedefleriyle geleneksel huzur evlerine bir alternatif olarak sunuluyor.
Torrelodones’te (Madrid) yakında açılacak, yaşlıların ortak konut projesi olan Jubilar Villa Rosita’nın kullanıcılarından biri ve iletişim komitesi koordinatörü olan 68 yaşındaki Javier Martín, “insanlar yalnızlıktan kaçmak istiyor, kimse yalnız yaşamak istemez” diyor. Özel bir yaşlı yaşam merkezi topluluğu olan The Comm’da (Alfàs del Pi, Alicante) yaşayan José Antonio Aguilar ve Mai Lombao çifti de aynı fikirdeler. “Şu anda neredeyse her istediğimizi yapabilecek durumdayız, ancak her an birimiz kendini kötü hissedebilir ve buradan başka nerede daha fazla destek alıp daha iyi bakılabiliriz ki?” diye soruyorlar.
Yaşlılarımız yaşlılıklarını nasıl, nerede ve kiminle geçirmek istiyor? Geleneksel huzurevlerine alternatif olarak yaşlılık sahasına giren ve sosyal izolasyonla mücadele eden bu iki farklı modelin cevaplamayı amaçladığı asıl soru da bu. Ancak bu noktadan sonra varlık nedenleri ve işleyişleri farklılaşmakta: “Yaşlı yaşam merkezleri” (senior living) ya da yaşlı ortak yaşamı, özel girişimcilerin hayata geçirdiği ve hizmetlerle boş zaman faaliyetlerini bir araya getiren bir konut kompleksini temsil ederken; işbirliğine dayalı ortak yaşam (collaborative cohousing) ya da yaşlılar ortak konutu, kooperatifçilikten yola çıkar ve kendi kendini yönetmeyi ve karşılıklı destek yoluyla topluluk halinde yaşamayı amaçlar.
Nerede buradan daha iyi bakım ve destek görebiliriz ki
José Antonio Aguilar ve Mai Lombao
Mai ve José Antonio’yu Coma-ruga’daki evlerini satıp Alfàs del Pi kompleksine taşınmaya sevk eden şey, kendilerini bağımsız hissetme ve kimseye yük olmama arzularıydı. Çift, “İnsanlar buranın bir rezidans olduğunu düşünüyor ama burası daha çok bir tatil köyü gibi” diye açıklıyor. The Comm’da yılın her günü 24 saat güvenlik ve sağlık hizmetinin yanı sıra restoran, spor salonu, spa, konser salonu, kütüphane, kuaför salonu ve bahçeler gibi olanaklara sahipler.
Bu proje 1998’de 65 yaşın üstündeki insanlara hizmet verme amacıyla hayata geçirildi ve hâlihazırda 320 sakini bulunuyor; tüm daireleri dolu ve bekleme listesinde olanlar var. “Her sakin, deneyimlerini kendi ihtiyaç ve tercihlerine göre şekillendirebilir ve bağımsızlık ile destek arasında mükemmel bir denge kurabilir,” diye açıklıyor The Comm’un CEO’su Rafa Miró. Amaç, sakinleri aktif tutacak faaliyetleri teşvik ederken aynı zamanda sağlık hizmetlerine de odaklanmak ve bu kompleksin başarısı nedeniyle şimdiden 262 yeni konut birimini içerecek yeni bir konut genişletme projesi masada.
Konut sakinleri yerleşmek için, aylık kiranın dışındaki maliyetlerin çoğunu, genellikle önceki evlerinin satışı yoluyla karşılıyorlar. Başka bir deyişle, önemli bir miktarın peşin ödenmesi ve ardından 30 yıllık bir süre boyunca kiralamaya izin veren düzenli bir aylık ödeme gerektiğinden, bu herkese uygun bir seçenek değil.
Fiyatlar, konum ve mevcut hizmetler gibi faktörlere bağlı olarak değişmekle beraber, emlak danışmanlık firması Atomiun Services’e göre İspanya’da yaşlılara yönelik kiralık konutların asgari kirası 700 euro, ortalama yaklaşık 1.600 euro ve azami kira 5.000 euro. Bu da ilk ödemeye ek olarak aylık ortalama 2.400 euro civarında bir meblağ anlamına geliyor. Ancak Mai ve José Antonio, The Comm’da mutfak, yemek odası ve banyosu olan iki yatak odalı müstakil bir daire için ayda 450 euro ödüyor; üstelik sitede farklı fiyatlarda tek yatak odalı ve üç yatak odalı evler de bulunuyor.
Bu, Almanya, Birleşik Krallık, Belçika veya Hollanda gibi diğer Avrupa ülkelerinin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Japonya’da da çok popüler olmasına rağmen İspanyol toplumunda hâlâ çok yaygın olmayan bir model. Buna rağmen, İspanya’da hızla büyüyor. CBRE’ye göre, şu anda ülke genelinde yaklaşık 2.000 konaklama yeri sunan 17 proje var ve eğilim artış yönünde.
Javier Martín farklı türde bir yaşam projesiyle ilgilenmeye başladı. Emekli olduğunda ve eşi boşanmak istediğinde, günlerini nasıl geçirmek istediğini düşünmeye başladı ve internette ortak konut seçeneklerini araştırdı. Dört yıl önce Jubilar Villa Rosita kooperatifine katıldı ve şimdi 40 kişiyle ortak alanları ve bakımı paylaşacağı yeni konutuna taşınmak üzere. Javier, “Hepimiz arkadaşız ve bu birliği topluluk içinde yaşamak, birbirimize yardım etmek ve kardeş gibi olmak amacıyla kurduk; çok heyecanlıyız” diyor.
Hepimiz arkadaşız ve bu birliği topluluk içinde yaşamak, birbirimize yardım etmek ve kardeş gibi olmak amacıyla kurduk
Javier Martín – İşbirliğine dayalı yaşlıların ortak konut projesi Jubilar Villa Rosita’nın 68 yaşındaki kullanıcısı
Bu yöntem, kendi kendini yönetme yoluyla topluluk yaşamını desteklemekte ve en başından itibaren organizasyona dahil olan ve süreç boyunca aktif ve belirleyici bir rol oynayan kullanıcıları arasında karşılıklı bir destek ağını teşvik etmektedir. Ortak konut kooperatifleri ve bu modelle ilgilenen bireylerden oluşan bir birlik olan Jubilares’in ortağı ve başkanı Marga Torrego Llorente, “Ortaklar ortak bir öğrenme yoluyla kendilerini nasıl organize edeceklerine karar verirler ve bu, yönetişim ve karşılıklı bakımın sağlanmasıyla ilgilidir; bu, fazladan zaman alan bir grup kaynaşması işidir, çünkü önce topluluk oluşturulur ve sonra tuğlalar yerleştirilir” diyor.
Villa Rosita, Torrelodones’de 15.000 metrekarelik bir arsa üzerinde kurulu ve çiftler ile bekâr bireyler arasında dağıtılmış 29 konut biriminden oluşuyor. Bu kooperatifin inşası 10 yıl sürmüş ve bu süre zarfında kullanıcı ortakların birbirlerini tanımaları, fikirlerini paylaşmaları, ihtiyaçlarını tartışmaları ve kendilerini evlerinde hissedecekleri şekilde organize olmaları için zamanları olmuş. Ayrıca, Javier’in de açıkladığı gibi, “topluluğu gerçekten inşa edeceğimiz yer burası” olduğu için, bu modelin önemli bir yönü olan ortak alanların nasıl olması gerektiğini belirlemeye de zaman ayırmışlar.
Ortaklar ortak bir öğrenme yoluyla kendilerini nasıl organize edeceklerine karar verirler ve yönetişime sahip olmayı ve karşılıklı bakımı sağlamayı amaçlarlar.
Marga Torrego Llorente – ”Ortak konut” amaçlı bir kooperatif birliği olan Jubilares’in ortağı ve başkanı
Ayrıca bunun çok fazla öğretim gerektiren bir model olduğuna dikkat çeken Jubilares başkanı, herkese eşit derecede faydalı olacak bir ev modeli üzerinde uzlaşmaya varmanın kolay olmadığını, çünkü “ meselenin herkesin aynı düzeyde katılmasını ve bağlantı kurmasını sağlamak ile ilgili olduğunu” da tekrarlıyor. Bu nedenle, her ikisi de Madrid’de bulunan Trabensol veya Entrepatios gibi diğer öncü ortak konut kooperatifi projelerinin başarılarından ve hatalarından ders çıkarmamız gerektiğinde ısrar ediyor.
Javier’e göre kooperatifin temel amacı insanların sağlığını kontrol altında tutmak ve hoş bir topluluk ortamına sahip olmak. “Herkesin bir arkadaş grubu olmasını ve birbirini desteklemesini istiyoruz” diyor. Villa Rosita’da ortak mutfak ve yemek alanları, bahçeler, toplantı odaları, şömineli oturma odaları ya da çok amaçlı odalar, topluluk oluşturmak ve mahallelere canlılık kazandırmak için mahalleye de açılabilen alanlar bulunuyor. Hatta Torrego Llorente, bu işbirliğine dayalı ortak konut projelerindeki ortak alanların amaçlı olduğunu, yani kullanıcılar tarafından kararlaştırılan ihtiyaçları karşılamak üzere belirli bir niyetle birlikte tasarlandıklarını vurguluyor.
Bu projeler, insanların haklara, özerklik ve bağımsızlık duygusuna sahip olmaya devam ettikleri bir yaşam evresi olarak anlaşılan aktif yaşlanma bağlamında çerçevelenmiştir
Daniel López, Sosyal Psikoloji Doktoru ve MOVICOMA Projesi’nin baş araştırmacısı
Sosyal Psikoloji alanında doktora derecesine sahip ve MOVICOMA Projesi’nin baş araştırmacısı olan Daniel López, “Bu projeler, insanların haklara, özerklik ve bağımsızlık duygusuna sahip olmaya devam ettikleri bir yaşam evresi olarak anlaşılan aktif yaşlanma bağlamında çerçevelenmiştir; bireyler bu projelere hayatlarının geri kalanında özerkliklerini korumak istedikleri için katılıyorlar” diyor. Bu, İspanya’da yaşlıların işbirliğine dayalı konut hareketine ilişkin ilk çalışma olup farklı aşamalardaki yaklaşık elli projeyi incelemiştir, ancak López çok daha fazlasının yapılabileceğine inanıyor. “Kiminle ve nasıl yaşamak istediklerine ya da nasıl bakılmak istediklerine karar verme yetisine sahip olmak istiyorlar ve tüm bu girişimlerin özünde tam da bu var.”
Aslına bakılırsa, bu alternatifler, bu yaşlı gruplarının bir bina ya da arsa satın almaktan sonraki inşaat ve organizasyona kadar tüm süreci ilerletmek için gerçekten bir araya gelmeleri sonucunda ortaya çıkmaktadır. Bunu yapabilmek için arazi kullanımında bir kooperatif olarak örgütlenmeleri hayati çünkü bu, mülkün yalnızca kooperatife ait olmasını sağlıyor. Bu, konutları piyasa spekülasyonundan koruduğu ve henüz başlangıç aşamasında olsa da bazı kamu kurumlarının ilgisini çekmeye başlayan devrimci bir konut modeli olarak ortaya çıktığı için çok önemli bir nokta.
Bu ekonomik olarak nasıl işliyor? Ana hatlarıyla, kullanıcı sosyal sermaye olarak, projeden ayrılması halinde iade edilebilen ve ölüm halinde miras bırakılabilen, belli bir miktarı ödeyerek kooperatife ortak olmalı. Tek bir rakam bulunmamakla birlikte, fiyatlar başlangıç yatırımı olarak 60.000 euro ile 200.000 euro arasında değişmekte ve bazı durumlarda bu tutar finanse edilebilmekte. Ardından her ortak, her projenin kendine özgü özelliklerine bağlı olarak yaklaşık 800 ila 1.200 euro arasında değişen bir hizmet ve konut bakım onarım ücretini kira olarak ödemekte.
Walden XXI, Katalonya’daki ilk yaşlıların ortak yaşam kooperatifi
“Hem özel hem de kamuya ait konutlar sizi içine kapattıkları kışlalara dönüşüyor ve ben çocuklarımı köleleştirmek istemiyorum.” Josep Maria Ricart, kendisini yaşlılığı için bir alternatif bulmaya iten nedenler konusunda daha açık anlatamazdı. Kendisi 75 yaşında ve Katalonya’da özel arazi üzerindeki ilk yaşlılar ortak konut kooperatifi olan Walden XXI’in başkanı ve ana destekçilerinden biri. Yedi yıldır üzerinde çalışılan ve şu anda yapım aşamasında olan yaşam merkezinin birkaç yıl içinde açılması planlanıyor.
Sostre Cívic kooperatifi aracılığıyla yürütülen proje, Sant Feliu de Guíxols’un (Girona, Katalonya) merkezinde, sahile altı dakika uzaklıkta, kullanılmayan bir binada yer alıyor. Proje bir veya iki yatak odası, donanımlı açık mutfağı, oturma-yemek odası ve ihtiyaca göre düzenlenmiş banyosu olan 37 ila 49 metrekare arasında değişen 31 daire inşa etmek için tesisin kapsamlı bir şekilde yenilenmesini önermekte. Alanın %20’si çok amaçlı odalar, kütüphane, kendin-yap atölyeleri, hemşirelik hizmetleri veya fizyoterapi alanı gibi büyük ortak alanlara ayrılmış. Ayrıca, konut sakinleri için gerektiğinde bu yardımı sağlayacak bir evde bakım kooperatifinin varlığını öngörerek, gelecekte ortaya çıkabilecek bakım ihtiyacına şimdiden hazırlanmaktalar.
Hem özel hem de kamuya ait konutlar sizi içine kapattıkları kışlalardan başka bir şey değil ve ben çocuklarımı köleleştirmek istemiyorum.
Josep Maria Ricart, Katalonya’da özel arazi üzerindeki ilk yaşlılar ortak yaşam kooperatifi olan Walden XXI’in başkanı ve ilk destekçilerinden biri
Özellikle Walden projesinde, ortakların 60.000 euroluk bir sosyal sermaye katkısı yapması gerekiyor (ayrılma veya vefat durumunda iadesi mümkün). Daha sonra yapılacak aylık ödeme üç bölümden oluşuyor: Yenileme için aldıkları 6 milyon euroluk kredinin ödemesini karşılamak üzere konut başına ödenen kredi taksiti; kişi başına ödenen konut bakım taksiti ve ihtiyaç duyulduğunda ödenmeye başlanacak olan tesis taksiti. Toplamda yaklaşık 1.350-1.400 euro olan aylık ödeme tutarı bakım onarım hizmetlerine ihtiyaç duyulduğunda 2.000 euroya kadar çıkabiliyor. Karşılaştırma yapmak gerekirse, Inforesidencias.com portalına göre İspanya’daki özel yatılı bakım tesislerinin mevcut ortalama aylık fiyatı hâlihazırda 2.041,34 euro.
Tıpkı yaşlılar için yaşam tesislerinde olduğu gibi, fiyatlar pek uygun değil ve Josep Maria, herkesin ortak konut için ödeme yapamayacağının kesinlikle farkında. Bununla birlikte, gelecekte diğer kullanıcıların da bundan yararlanabilmesinin temellerinin atıldığından emin. “Bizden sonra gelenlere de bunu sunmalıyız çünkü bireysellikte bir değişim yaşıyoruz” diyen kooperatif başkanı, bu projelere kayıt olanların çoğunun üniversite öğrencisi ve mülk sahibi olduğunu kabul ediyor.
En büyük zorluk: Büyük bir bilgisizlik
MOVICOMA’dan bir araştırmacı, incelediği projelerin ağırlıklı olarak üst-orta sınıftan, yüksek eğitim seviyesine ve sosyal ve siyasi sermayeye sahip bireyler tarafından geliştirildiğini, ancak çeşitlenmeye doğru bir eğilim olduğunu doğrulamaktadır. Ayrıca kadınların bu harekete her zaman daha fazla dahil olduğunu, bununla birlikte giderek daha fazla erkeğin de hareketle ilgilenmeye başladığını doğruluyor. Bunun yanı sıra, bir topluluk içinde yaşamanın yalnızlığı, izolasyonu veya desteksiz kalmayı önlediği de kanıtlanmıştır.
Bazı şehir konseyleri ve özerk topluluklar, yaşlıların bir arada yaşamasını teşvik etmek için kamu arazisi tahsis etmeye başladı bile: Örneğin Barselona’nın Sarrià mahallesinde, yine Sostre Cívic tarafından İspanya’da türünün ilk kamu arazisi projesi olan Can 70’in açılışı yapılacak. Avrupa Birliği’nden 31 milyon euroluk bir kredi alan kooperatif tüm Avrupa’da bu tür bir fon alan ilk kooperatif oldu. Ancak bu girişimler hâlâ birer istisna.
Geleneksel huzurevlerine alternatif olan bu uygulamaların önündeki en büyük zorluk, toplumun büyük bir kesiminin bu uygulamaların varlığından haberdar olmaması. Yaşlıların ortak yaşam kooperatifleri söz konusu olduğunda ise asıl zorluk, kamu idarelerini bunun bakım sistemindeki tıkanıklığı gidermeye yardımcı olan ve üstelik mahallelerdeki yaşamı canlandıran, uygulanabilir bir uzun vadeli seçenek olduğuna ikna etmek. Konunun medyada giderek daha fazla görünürlük kazanmasına rağmen, yaşlı insanlar farklı bir şekilde yaşayabileceklerinin farkında değiller.
Not 1: Marta Conde’nin 12 Kasım 2024 tarihinde Lavanguardia’da yayımlanan yazısı Murat Soysaraç tarafından çevrilmiştir. Erişim
Not 2: Bütün görseller asıl yazıdan alınmıştır. Öne çıkan görselde Walden XXI projesine katılanlar görülmektedir.