Bundan önceki bölümde sistem düşüncesinin (SD) karmaşık problemlere sunduğu özgün yaklaşımla sosyal ve dayanışma ekonomisi (SDE) alanında da katkı yapabileceği görüşü tanıtılmıştı. Bu bağlamda sistem düşüncesinin

  • bütüncül bakışı benimseme
  • sistem elemanlarının kendi aralarında ve sistemin bütünüyle ilişkilerini incelemeye odaklanma
  • paydaşları ve farklı perspektifleri ele alma
  • sistemi zihinde tanımlanmış bir varlık olarak, dış çevresinden sorgulamayla belirlenecek sınırlarla ayırarak kurgulama
  • uygulamacılara öğrenme esaslı katkı yapma

özelliklerine değinilmişti.

Buradan, sistem düşüncesinin eleştirel bakışı gerektirdiği ve ilkelerini doğrudan uygulama gözetilerek temellendirdiği anlaşılır. Bu özgül bakışta problemlere yaklaşmakta farklı kümelenmeler (fonksiyonellik, müzakere/yorumlama, zorlamaları gevşetme yaklaşımları) olduğu düşünülerek her kümeye uygun inceleme araçlarının kullanılması önerilir.

Karmaşıklık içeren problemlerde kullanılacak uygun araçların önemli bir özelliği, paydaş tarafların görüşlerinin alınması ve çoğulcu ifadelere yer verme, oydaşma, uyumlandırma gibi yollarla bu tarafların kabullerinin yeterince yansıtılması arayışıdır. Dolayısıyla sistem düşüncesi ancak problem taraflarıyla birlikte yapılan inceleme ve sorgulama yoluyla yürütülebilir. Bu yönüyle sistem düşüncesi uygulamaları paydaş katılımı esaslıdır.  Birkaç uzmanın durumu masa başında çözümleyerek aralarından seçim yapılacak önerilerle uygulamacılara geri döndüğü çalışma tarzından uzak durulur.

Bu konuda Endonezya’da süt üretici kooperatiflerinin rekabetçiliğini artırmak için yapılan çalışma örneği verilebilir (Dianta & Sebayang, 2013). Kurumsal yönetişim sorununu çözmek için, sistem düşüncesi yaklaşımıyla tanınan Yumuşak Sistemler (“Soft Systems”) Metodolojisi kullanılmıştır. Çalışmaya uygulamacı paydaşlar ve rolleri tanımlanarak başlanmıştır. Bunun için sahaya çıkıldığında Java adasının batısındaki KPSBU Lembang kooperatifi çevresinde yer alan paydaşlara başvurulmuştur. Süt üreticileri, süt ürünleri endüstrisi, kamu yönetimi ilgili paydaşlar olarak belirlenmiş ve bunların birbirleriyle ilişkileri incelenmiştir. Paydaşlarla yapılan görüşmelerde, tarafların sunduğu ideal çalışma biçimlerine uyum sağlayan (ortaklaşmaya yakınsayan) olurlu işleyişler üzerinde uyuşulması hedeflenmiştir. Paydaş katılımındaki görüşlerin herkesçe açıklıkla anlaşılması, farklarının ortaya çıkarılması için dile getirilenleri temsil eden görsel modelleme araçlarına başvurulmuştur.

Sistem düşüncesinin uygulamadaki dayanağı: Modelleme

Java adasındaki örnekte olduğu gibi sistem düşüncesi uygulamaları, duruma uygun modellemelerle yürütülür. Modeller, iletişimi sağlayan temsil araçlarıdır. Sistem düşüncesinin tespit ve önerileri ele almasında modellemenin, organizasyon şemalarının kuruluşların organları ve yönetsel ilişkilerini temsil etmesine benzer bir işlevi vardır. Tanımlanan sistem ele alınırken, çözümleme için analistlerce paydaşlarla yapılacak sorgulamalarda, önerilerin geliştirilmesinde modellemeye başvurulur.

Sistem düşüncesi uygulamalarında farklı disiplinlerden paydaşa ortaklaşa değerlendirme ve güncelleme yapma olanağı yaratılsın istenir. Bunun için kolay izah edilebilen ve basitçe değiştirilebilen görsellik öne çıkar. Grafik modelleme araçlarına sıklıkla başvurulur. Grafikler standart şekillerle zihindeki sistemi açıklıkla ifade eder ve eleştirel bakışta ilişkilere odaklanmayı, önerilen değişiklikleri anlatmayı kolaylaştırır.  Bu tür temsil araç seçenekleri arasından incelenen duruma, tercih edilen sistem düşüncesi metodolojisine uygun olanları seçilir.

Yazımızda sistem düşüncesi araçlarından ikisine örnek verilecek, diğer araçların sistem düşüncesi uygulamalarında yerleşik adları ve kısa tanımları sunulacaktır.

Büyük Resim (“Big Picture”)

Zihinde biçim verilecek sistemin genel görünümü ile problemin ortaya çıkışını görselleştirmek için kullanılır. Endonezya’nın Luwu bölgesinde kakao tedarik zincirinin sürdürülebilirliği için farklı taraflardan paydaşların katılımıyla bir saha çalışması yürütülmüştür (Sriwana et al., 2017, s. 256-275). Problemin sosyal sürdürülebilirlik boyutu, çiftçi örgütlenmesini içeren çok taraflı bir kurumsallaşma ile çözülebilir görülmüş ve sorun sistem düşüncesi ile ele alınmıştır. Bunun için paydaş görüşlerine başvurulmuş, yaklaşımın başlangıcı olarak sorun durumunun (“problem situation”) aşağıdaki büyük resim ile temsil edilmesi yoluna gidilmiştir. Burada öncelik genel bir bakış üzerinde uzlaşılmasıdır. Ele alınacak sistemin sınırlarının henüz kararlaştırılmamış oluşuna dikkat çekilmelidir.

Sistem sıradüzeni  (“Hierarchy of systems”)

Katmanlı bir düzenlemede birbirini kapsayan ardışık sistemleri ve tanımlanan sistem için dışsal kabul edilen çevreyi temsil eder. Sınır değerlendirmelerini inceleme olanağı vermekte kullanılır.

Etki grafiği (“Influence Diagram”)

Sistem elemanlarının kendi aralarında ve çevreleriyle (dışsallıklar) hangi bağlamda (veri, komut, kontrol, kural gibi) ilişkiye girdiklerinin resmedilmesidir.

Balık Kılçığı / Hata Ağaçları (“Fishbone Diagram / Fault Tree”)

Tanımlı sonuçları ortaya çıkardığı öngörülen etkenlerin birbiri arasında sıradüzenli bir biçimde resmedilmesinde kullanılır.

Akış şeması (“Material/information Flowchart”)

Sistem içindeki işleyişin sistem elemanlarının hangi ardışık işlevler ile yürütüldüğünün modellenmesi içindir.

Etkinlik (Süreç) Grafiği (“Activity Diagram”)

Yalnızca fiillere kısıtlı kalmakla sistem elemanının verili bir işlevdeki (girdi alıp çıktıya dönüştürme) iç işleyişini temsil etmeye yarar. Bunun yanı sıra, dışsal sayılanların iç işleyişle ilgili işlemlerini (ayrıntı vermeden, genel ifadeler ve yine fiillerle) tanımlamakta kullanılır.

Nedensel Döngü Çizimi  (“Causal loop diagram”)

Karmaşıklık barındıran sistemde değişik olguların birbirini etkileme yönü (artıran + / azaltan -) belirtilerek gösterimidir.  Kâr amacı gütmeyen sosyal girişimlerin yenileyici sürdürülebilirlikte (“Regenarative Sustainability”)  oynadıkları rol karmaşıklık içerir. Dolayısıyla bu rol sistem düşüncesi ile incelenebilir. Modellemede başvurulan basitleştirilmiş örnek bir nedensel döngü çizimi Türkçeye çevrilerek aşağıda sunulmuştur (Hinton, 2022, s. 193).

Kolektif ekonomik faaliyet problemlerinde sistem düşüncesi

Sosyal ve dayanışma ekonomisinde beraber olununca sonuç alınabilecek kolektif faaliyetler; farklı iş tarzları, deneyim, arzu ve çıkarların bulunduğu ortamlarda yürütülecektir. Karmaşıklığın nedeni budur. Bu farklılıklar varken üzerinde mutabık kalınmış sürdürülebilir işbirliği için bağlantılar, katkı payları, kazançlar, risklere karşı önlemler kapsayıcı usullerle önceden incelenmeli ve yerine göre özgün/yaratıcı öneriler geliştirilmelidir.

Yerleşik sisteme alternatif sunan dayanışma ekonomisinin mevcutta yer edinmesinde ve giderek yaygınlaşmasında sistem düşüncesinin katkı verebileceği görüşündeyiz. Bu konuda karbon sonrası ekonomi için Adil Geçiş[*] tasarımlarında izlenen prensipler SD’ne benzerlik gösterir. Bu dönüşüm için yapılan önerilerin bir örneğinde bunu izlemek mümkündür (Velicu & Barca, 2025, s.154).

Çalışmada yazarların değindiği

(a) geçiş için işçilerin nasıl bir çerçeve içinde hareket ettiklerini fark etmeleriyle çözüm arayışındaki öğrenme ilkesi,
(b) “sömürü ilişkileri de dahil, sosyo-ekolojik ilişki modellerini … sorgulamayı” içermesiyle ilişkilere odaklanma,
(c) “işin demokratikleştirilmesine dönük yansıtıcı bir katılımcı yaklaşım” tasarımıyla uygulama odaklı katılımcılığı gerektirmesi

açıkça sistem düşüncesini akla getirmektedir.

SDE işletmeciliğinde karşılaşılabilecek problemler için de sistem düşüncesi yaklaşımının önerilebileceği görüşündeyiz. Bu anlamda, sosyal ve dayanışma ekonomisindeki kuruluşlarda istihdam ilkeleri, fiyatlama ve bütçeleme, iş yönetiminde yatay ve dikey roller, dayanışmada izlenecek kurallar, kısa-orta-uzun vade tercihleri arasında bağlantı kurulması gibi pek çok konu sayılabilir. Bu gibi problemler tekil kuruluşlar için olduğu kadar, işbirliği çerçevesinde çoğul ilişkilerde de ortaya çıkabilir.  Çok yanlı ve çatışabilen tarafların yer alacağı ilişki yumaklarını çözümleme ve uyum sağlayabilecek öneriler geliştirmede gereken kolektif yaklaşımı sistem düşüncesiyle geliştirebiliriz.

Örneğin bu blog sayfasında Barış Soysaraç’ın  Latin Amerika’da platform kooperatifçiliği uygulaması hakkındaki çevirisi şu cümlede böylesi çözüm gerektiren işletmecilik konularına dikkat çekmektedir: “Toplu pazarlık hakkının tanınmasında ilerleme kaydedilmiş olsa da işçilerin programcı ve yapay zekâ kullanıcısı rollerini üstlendiği, adil tasarımın ve yapay zekâ sistemlerinde eşitlik ve ayrımcılık yapmama haklarının sağlandığı paylaşımcı, katılımcı ve demokratik programlama süreçlerinin örneklerinin nasıl ve nerede aranacağına dair sorular henüz çözülmüş değil.”

Sistem düşüncesiyle ele alınabilecek sorunlardan bir grubuna, verili SDE uygulamalarına yeni işlevlerin eklenmesinde karşılaşılabilir. Mevcut işleyişe yenilikçi ilaveler için sistem gözden geçirilerek yeniliklerin yakın ve uzak dönemli etkileri, SD modellemesinin desteğinde benzetim (simülasyon) yoluyla incelenebilir. Bu anlamda yenilikçi anlayışla geliştirilecek endüstriyel simbiyoz, döngüsel ekonomi, sosyal kooperatifçilik, toplumsal eğitim, yerel tematik şenlik ve festivallerin düzenlenmesi gibi kolektif uygulama ve etkinlikler düşünülebilir.

Yakın tarihli bir yayından SDE ilkelerinin döngüsel ekonomi anlayışıyla uyumluluğu konusunda yapılmış bir saha çalışması örneği verilebilir (Villalba-Eguiluz et al., 2023, s. 1-12). İspanya’nın Bask bölgesi ve İsviçre’de yaşanmış iki örnek olayda ilgililerle mülakatlar yapılmış ve SDE’nin özgül ilkeleri geliştirildikçe kâr temelli olmak yerine Yeterlik Esaslı İş Modeline (“Sufficiency-driven Business Model”, SBM) geçişte başarılı olunduğu gözlenmiştir.

İki bölümlü bu yazımızda toplumsal kolektifi hedefleyen SDE uygulamalarının sistem düşüncesiyle ele alınabileceği görüşümüzü tanıttık. Sistem Düşüncesi metodolojilerinin araçlarıyla problemlerin incelenmesinde, indirgemeci bakışın yerine sistemdeki eleman ilişkilerinin ve farklı paydaş perspektiflerinin öğrenilmesine odaklanan bütüncül çözümleme esasını aktardık. SDE ortamının doğal karmaşıklığı dikkate alındığında, eşzamanlı döngüleri, çoklu amaçları, güç ilişkileri ve dışsallıkları dikkate almayı öneren sistem düşüncesinin kendine özgü yararlar sunabileceğini örneklerle yansıttık.

Kaynaklar

Atahualpa, Blanchet. (2024, 13 Temmuz). Latin Amerika’dan Platform Kooperatifçiliği Dersleri. Çev. Barış Soysaraç [Blog post]. https://sosyalekonomi.org/latin-amerikadan-platform-kooperatifciligi-dersleri/ Erişim: 28 Eylül 2025

Dianta, K., & Sebayang, A. (2013). Empowerment the Institutional Milk Cooperation Using Soft Systems Methodology. Rev. Integr. Bus. Econ. Res2(2), 449. https://www.buscompress.com/uploads/3/4/9/8/34980536/riber_b13-183__449-466_.pdf

Hinton, J.B. (2022). A Not-For-Profit Economy for a Regenerative Sustainable World. In: Künkel, P., Ragnarsdottir, K.V. (eds) Transformation Literacy. Springer, Cham. https://doi.org/10.1007/978-3-030-93254-1_13 Erişim: 5 Ağustos 2025

Sriwana, I. K., Arkeman, Y., Syah, D., & Marimin, N. A. (2017). Sustainability improvement in cacao supply chain agro-industry. World Review of Science, Technology and Sustainable Development13(3), 256. https://doi.org/10.1504/wrstsd.2017.087154

Velicu, I., & Barca, S. (2025). Adil Geçiş Eşitsizliği Nasıl Ekip Biçiyor? Cogito, 117.

Villalba-Eguiluz, U., Sahakian, M., González-Jamett, C., & Etxezarreta, E. (2023). Social and solidarity economy insights for the circular economy: Limited-profit and sufficiency. Journal of Cleaner Production, 418, 138050. https://doi.org/10.1016/j.jclepro.2023.138050

[*] Karbondioksit emisyonunun azaltıldığı bütünsel bir toplumsal yaşama gidişin, aşırı tüketimin azaltılması, gıda egemenliği, kaynakların kullanımının denetlenmesi, yerli ve köylü haklarına saygı gibi yollarla sağlanması öngörülür. Adil Geçiş, bu uygulamalarda çevre ve emek politikaları arasındaki karşıtlığı adaletli biçimde aşmak için önerilen çerçeveleri kapsar [Velicu ve Barca’dan (2025) derlenmiştir].


Not : Öne çıkan görsel, Freepik

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir