Tarihin gördüğü en büyük komutanlardan birisi sayılan Kartacalı büyük General Hannibal, filler ile Alplerin geçilemeyeceğini söyleyen komutanlarına, “Ya bir yol bulacağız ya da bir yol yapacağız” demiştir.

Lafın özeti şudur; “bulunmuş” bir yol varsa kullanılacak, yoksa “yenisi” açılacaktır.

Çünkü insanlık tarihi, geçmişin ortak mirası üzerinde yükselmektedir. 

***

Bursa’da domates üreticileri, Giresun’da fındık üreticileri, Kayseri’de süt üreticileri, Gaziantep’te fıstık üreticileri, Trakya’da buğday üreticileri, Rize’de çay üreticileri, Manisa’da üzüm üreticileri…

Ülkemizin yedi coğrafyasında çiftçilerimiz/üreticilerimiz, ürettiklerini emeklerinin karşılığını alacak şekilde satamadıklarından şikayetçi.

Çiftçilerimiz ürünlerini kime ve hangi fiyata satacaklarını bilememektedir.

Sözleşmeli üretimlerde bile çiftçinin aleyhine işler olmaktadır.

Tarımsal üretim,  doğaya bağımlı ve belirsizliklerin fazla olduğu bir üretim alanıdır. Özellikle iklim değişiklikleri ile yakın ilişkili olmak üzere hava koşulları, kuraklık, susuzluk gibi faktörler üretimi hem belirsiz hale getirmekte hem de üretim maliyetini artırmaktadır.

Üreticilerimizin ürünlerin satış fiyatları üzerinde güçlü şekilde söz söyleme hakları yok gibidir. Yine çiftçilerimiz, tarımsal girdilerin temininde (mazot, gübre, tohum, ilaç vb. alış fiyatlarında) pazarlık etme gücüne yeterince sahip değiller.

Günümüzde 85 milyon vatandaşımızı, milyonlarca göçmeni, turistleri ve kurdu kuşu besleyen Türk çiftçisi kendi emeğinin karşılığını alamamaktadır.

Tarladan/ahırdan “sudan ucuz” bir fiyata çıkan ürünler bizim soframıza oldukça pahalı gelmektedir.

TZOB verilerine göre “çiftlikten çatala yolculukta” bir gıda maddesi 4 ila 6 misli değer kazanmaktadır. Başka bir ifadeyle herhangi bir gıda ürününden kazanılan paranın %20-25’i çiftçide/üreticide kalırken paranın diğer kısımları başkalarında kalmaktadır; Nakliyecide, depocuda, aracılarda ve elbette büyük ortak “devlet”te…

Yeri gelmişken ürünlerin yüksek fiyatlı olmasında akaryakıt fiyatları, “günah keçisi” olarak gösterilmektedir. Gerçekte ortalama lojistik giderlerin yükü, tarımda %19 ve gıdada ise %13 seviyesindedir.

***

Dünyada özellikle gelişmiş ülkelerde tarım ve gıda konuları üretici örgütleri olan kooperatifler yoluyla düzenlenmektedir. Kooperatifler; üretim planlamasında, üretimin süreçlerinde, elde edilen ürünlerin değerlendirilmesinde ve pazara sunulmasında kilit roller üstlenmektedir.  ABD, Avustralya, Yeni Zelanda, önde gelen AB ülkeleri dahil en gelişmiş ülkeler bu faaliyetleri, üretici örgütleri üzerinden sürdürmektedir. Böylece devlet çok önemli bir sorumluluğu işin gerçek sahiplerine devretmiş olmaktadır.

Yazılanları ülkemizle birlikte Avrupa’nın en büyük tarımsal üretim gücü olan Fransa ile ilgili bazı verilerle anlatmak mümkündür:

2020 yılı verilerine göre Fransa’nın GSYH’si 2.277,1 milyar Avrodur (yaklaşık 2,3 trilyon Avrodur). Aynı yıl Fransız kooperatiflerinin elde ettiği gelir toplamı 329,3 milyar Avrodur. Bunun içinde tarımsal kooperatiflerin elde ettiği gelir ise 84,4 milyar Avrodur.

2020 yılında Fransız kooperatifleri, ülke GSYH’sinin yaklaşık yüzde 14,5’i kadar gelir elde etmişlerdir. Fransız tarım kooperatifleri ise ülke GSYH’sinin yüzde 3,70 oranında gelir elde etmişlerdir.

2020 yılında, ülkemizde elde edilen GSYH ise 600 milyar Avronun biraz altındadır.

Aynı yıl, ülkemizde tarımsal amaçlı kooperatifler dahil bütün kooperatiflerin elde ettiği gelir, 300 milyon Avronun biraz üzerindedir.

O yıl, ülkemizin bütün kooperatiflerinin elde ettiği gelirin GSYH içindeki payı yaklaşık 10.000’de 5 oranındadır (yazıyla on binde beş oranındadır).

2020 yılında, sadece Fransız tarım kooperatifleri ülkemiz GSYH’sinin yaklaşık yedide biri oranında gelir elde etmiştir.

 ***

Rakamların söylediği ortadadır.

Ülkemizdeki sorunların ve çelişkilerin büyüklüğü ortadadır.

Çözüm ve yol arayışları ortadadır.

Oysa dünyada “bulunanı bulmaya çalışmak” ne ilginçtir!


Not: Bu yazı ilk kez 13 Ağustos 2024 tarihinde Hasat Türk gazetesinde yayımlanmıştır. Erişim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.