Yerel yönetimler ve kooperatifler arasında işbirlikleri farklı modeller kullanılarak gerçekleştirilebilir. Belediyeler; işbirliği ortakları olarak, topluluk enerji örgütlerinde hissedar olarak, ağ aktörleri olarak, yatırımcı olarak veya üretilen enerjinin alıcısı olarak yenilenebilir enerji kooperatifleri ile işbirliği yapabilirler. Bu farklı rolleri ile belediyeler enerji kooperatifleri için önemli aktörlerdir ve oynadıkları rolün ayrıntılı olarak incelenmesi gereklidir.
Bu bağlamda, dikkatimi çeken bir araştırmanın sonuçlarını özetlemenin yararlı olacağını düşünüyorum. Sözkonusu çalışma Meister vd. (2020) tarafından yapılmış ve How municipalities support energy cooperatives: survey results from Germany and Switzerland (Belediyeler enerji kooperatiflerini nasıl destekliyor: Almanya ve İsviçre’den anket sonuçları) başlığını taşıyor. Araştırma, belediyelerin enerji kooperatiflerine ortaklıklarını ve desteklerini Almanya ve İsviçre özelinde ele almış.
Araştırma Soruları
Ulusal ve yerel yönetişim düzeyinin genel olarak topluluk enerji örgütlerinin ve özel olarak da enerji kooperatiflerinin gelişimine katkıda bulunduğunu bilinmekte. Ancak, enerji kooperatiflerinin desteklenmesinde bu iki düzeyin nasıl ilişkili olduğu belirsizliğini koruyor. Çalışmada, bu belirsizliği gidermek amacıyla, belediye desteğinin, ulusal bağlam ile özellikle de ulusal enerji politikaları ve belediyelerin kooperatiflere katılımıyla nasıl ilişkili olduğu analiz edilmiş. Belediye desteğinin analizini bir perspektife oturtmak için ise enerji kooperatiflerinin bugüne kadarki ve gelecekteki gelişimini sınırlayıcı faktörler de araştırılmış.
“Belediyelerin enerji kooperatiflerine yönelik destek tedbirleri ve sınırlayıcı faktörler ulusal bağlamdaki koşullara ve belediyelerin enerji kooperatiflerine ortaklığına nasıl bağlıdır?” araştırma sorusuna yanıt bulabilmek amacı ile enerji kooperatiflerine yönelik ayrıntılı bir anket hazırlanmış.
Anket Çalışması
Almanya ve İsviçre’de gerçekleştirilen kapsamlı anketler, önceki anketlerin yanı sıra uzmanların atölye çalışmaları ve görüşmeleri üzerine inşa edilmiş. Çalışmanın gerçekleştirildiği tarihte, Almanya’daki kooperatif kayıtlarına, İsviçre’deki ticaret siciline ve her iki ülkedeki internet araştırmalarına dayanarak Almanya’da 828 ve İsviçre’de 289 aktif enerji kooperatifi bulunduğu belirlenmiş. Bu kooperatiflerle 2016 yılının ikinci yarısında iletişime geçilerek onlara anket formu gönderilmiş. Anket, kooperatiflerin önemli ticari ve örgütsel konuları ile doğrudan ilgili olan yönetim veya denetim kurulu üyelerine yönelik olarak hazırlanmış. Mart 2017’ye kadar 213 Alman ve 136 İsviçre kooperatifi ankete katılmış.
Çalışmada, Alman ve İsviçre enerji kooperatiflerinin karşılaştırılabilmelerini sağlamak için, iki filtre kriteri uygulanmış. İlk filtre kooperatiflerin kuruluş zamanıyla ilgili. Almanya’da ankete katılan kooperatiflerin %98’i (213 kooperatiften 208’i) 2006 yılında veya sonrasında kurulmuş. Almanya’nın aksine, İsviçre’deki birçok enerji kooperatifi 2006’dan önce kurulmuş. Bununla birlikte, her iki ülkede de 1990’ların başı ile 2006 arasında kurumsal ortamlar ve teknoloji önemli ölçüde değiştiğinden, verilerin ve sonuçların karşılaştırılabilirliğini sağlamak için yalnızca 2006 yılında veya sonrasında kurulan kooperatifler çalışmaya dahil edilmiş. İkinci filtre olarak kooperatiflerin ana faaliyetinin yenilenebilir elektrik üretimi olması kriteri seçilmiş. Bu iki filtrenin uygulanmasıyla, 2006 yılından sonra kurulan ve 2016’da yenilenebilir elektrik üretiminde ya aktif (kendi tesislerinin işletmecisi) ya da yakın gelecekte üretime geçmeyi planlayan kooperatifler anket çalışmasının katılımcıları olarak belirlenmiş.
Seçilmiş Anket Sonuçları
Fotovoltaik her iki ülkede de açık ara en yaygın kullanılan teknoloji olmakla birlikte, Almanya’da fotovoltaik teknolojinin payı (%86) İsviçre’ye göre (%93) biraz daha düşüktür. Fotovoltaik dışındaki yenilenebilir elektrik teknolojilerinin kullanımı oldukça sınırlıdır. Rüzgâr enerjisinden elektrik üreten yalnızca 19 Alman kooperatifi (kurulu rüzgâr kapasitesi ortalaması 4800 kW) mevcut iken bu 19 kooperatiften 13’ü fotovoltaik de kullanmıştır. İsviçre’de ise rüzgâr enerjisinden elektrik üreten tek kooperatif aynı zamanda fotovoltaik teknolojisini de kullanmıştır.
Anket verileri, Almanya ve İsviçre’deki enerji kooperatifleri arasında önemli farklılıklar olduğunu göstermektedir. Alman enerji kooperatifleri ortak sayısı, kurulu kapasiteleri (fotovoltaik için) ve bilanço toplamı açısından çok daha büyüktür. Her iki ülkedeki kooperatiflerin ortak noktası ise 2016 yılında her ülkenin toplam fotovoltaik kapasitesinde kooperatiflerin payının yaklaşık %1-1,5 olmasıdır.
Tablo 1’de, Alman (148 kooperatif) ve İsviçre (50 kooperatif) kooperatiflerinin ortak profilleri sunulmuştur. Buna göre, Alman kooperatiflerinin %60’ında (148 kooperatiften 89’unda) en az bir ortak belediyedir. Ayrıca, kooperatif bankalarının Alman enerji kooperatiflerine ortaklıkları dikkat çekicidir.
Tablo 1. Almanya ve İsviçre’de kooperatiflerin ortak profilleri
Ortak Grupları | Almanya | İsviçre |
Belediye | %60 89/148 | %50 25/50 |
Kooperatif Bankaları | %53 79/148 | %8 4/50 |
Diğer Bankalar | %26 39/148 | %2 1/50 |
Elektrik şirketleri | %34 50/148 | %12 6/50 |
Sonuç
Çalışmada elde edilen bulgular, belediye desteğinin her iki ülkedeki enerji kooperatifleri için de önemli olduğunu göstermektedir. Belediyelerin kooperatif ortağı olması durumunda, kooperatiflerin belediye desteğinden faydalanabilme olanağı artmaktadır. Bu destek, yenilenebilir enerji projelerinin tüm gelişim aşamalarında (proje geliştirme, üretim ve satış) ortaya çıkmakta ve özellikle bir belediye kooperatif ortağı ise yenilenebilir enerji için ulusal destek politikalarını tamamlamaktadır. Her iki ülkede de belediye desteğinin en yaygın şekli çatı alanı veya arazi sağlanması olup bunu, planlama ve izin prosedürlerinde destek ve maliyeti karşılayan fiyatlarla elektrik satın alınması takip etmektedir.
Belediyeler enerji kooperatifleriyle işbirliği yaparak yerel enerji politikasını uygulamada kendilerine bölgesel destek sağlayabilirler. Belediyelerin, enerji kooperatiflerini desteklemeleri ve kooperatiflere ortak olmaları merkezi olmayan bir enerji dönüşümünü teşvik etmeleri için uygun stratejiler olarak görünmektedir.
Son olarak, çalışmamız enerji kooperatiflerinin ve genel olarak enerji topluluğu örgütlerinin yalıtılmış, salt sivil toplum olguları olarak algılanmaması gerektiğini göstermektedir. Zira kooperatiflerin kamusal aktörlerle çeşitli bağları vardır ve bu bağlar kooperatiflerin varlığı ve başarısı için önemli görünmektedir.
Not: Öne çıkan görsel, Elg21 — Pixabay
Merak ettiğim onca katkısıyla kooperatiflerin tek tek hemşeri yurttaş ortaklarına göre daha fazla ve belirleyici pay alan belediyelerin, hele enerjinin tek alıcısı iseler, kooperatif yönetiminde evrensel ilkelerden sapmalara yol açıp açmadıkları. Yani bu kooperatiflerin üç aşağı beş yukarı birer belediye (iştirakı) şirketine dönüşmemeleri için alınan önlemler nelerdir?
Enerji topluluğunu oluşturan yurttaşların çalışmalara, toplantılara, karar süreçlerine aktif olarak katılmalarının belirleyici rolü olduğunu düşünüyorum. Kooperatifin ortak sayısı binleri, onbinleri bulduğunda ve bu yurttaşlar kooperatife aidiyet duygusu ile bağlı olduklarında, karar süreçlerinde etkin olduklarında söz ettiğiniz tehlikenin gerçekleşmesinin uzak bir olasılık olduğunu düşünüyorum. En azından bugüne kadar görüştüğüm enerji kooperatiflerinde belediye şirketine dönüşen bir kooperatife rastlamadım.