Açık Radyo’nun 57. yayın döneminde yayına başlayan “Birlikte Üretiyoruz” programının konusu kooperatifçilik. Kooperatifçilikle ilgili bilgilerin paylaşıldığı programa bu alanda çalışanlar ve kooperatif temsilcileri konuk oluyorlar. İki haftada bir çarşamba günleri yayınlanan programı Albatros Bilişim Kooperatifi’nin çalışan ortakları Gökçe Türkmen ile Alper Can Kılıç hazırlayıp sunuyorlar. Kooperatifçiliğin her mecrada konuşulması gerektiğini düşünen Sosyal Ekonomi ekibi olarak bizi heyecanlandıran bu girişim hakkındaki sorularımızı Gökçe ve Alper’e yönelttik.


Hızlı bir giriş oldu ama o hızla ve güzel karşılaşmalarla hiç bilmediğimiz bir alanda keyifle ilerliyoruz

Kooperatifçiliğin yaygınlaşmasına katkıda bulunan Birlikte Üretiyoruz programı için kutlarız. Harika bir düşünce. Radyo programı fikri nasıl ortaya çıktı, nasıl hayata geçirildi? 

Aslında Açık Radyo’da böyle bir program yapma fikrini bize öneren, Albatros Bilişim Kooperatifi olarak konuğu olduğumuz Toplumsal Dönüşümde Sosyal Girişimcilik programının sunucusu Hülya Denizalp oldu. Kendisi ile çok keyifli geçen sohbetimizin ardından, “kooperatifçilik konusunda Açık Radyo’da program yapmak üzerine başvurmanızı öneririm, çok önemli bir alan ve bu konunun radyoda sesinin olması istenir” dedi. Sonrasında Açık Radyo’da yer alan “Ben de program yapmak istiyorum” başlığı üzerinden ilgili yazışmaları başlattık. Radyo da çok ilgiliydi sağ olsunlar ama sezon içerisinde yer bulamadılar ilk görüşmelerimizde. Gelecek sezonları bekleyeceğiz derken, 57. yayın döneminde Açık Dergi içerisinde program içeriğine uygun bir yer açıldı ve hemen başlayabileceğimizi söylediler; çok sevindik tabi. Kolları sıvadık, hızlı bir giriş oldu ama o hızla ve güzel karşılaşmalarla hiç bilmediğimiz bir alanda keyifle ilerliyoruz.

Dayanışmaya açık kooperatiflerin tanıtımının ve deneyim paylaşımının amaçlandığı bir program serisi

Programın amacı nedir? Kimlere ulaşmayı ve sesinizi duyurmayı hedefliyorsunuz?

Öncelikle kooperatifçilikle ilgili yanlış bilinenler ve bilinmeyenler üzerine yoğunlaştık (ara programlarda içeriğe dair eksik kalan başlıklarımız olursa, ihtiyaç duyulan konu hakkında derinleşebileceğimiz konuklarımız bizlerle olacaklar.) Bunun yanı sıra şu an için programda en önemsediğimiz konu, aktif faaliyet gösteren, dayanışmaya açık kooperatiflerin tanıtımının ve deneyim paylaşımının amaçlandığı bir program serisi olması. Günümüz kooperatif yapıları öz değerleri, emeğe yaklaşımı, üretim aşamalarında çalışanın yeri, üreten ve yöneten denkliği vb. gibi konularda derinlemesine düşünen, tartışan, sağlıklı ve eşit bir çalışma alanı kurmak konusunda iç sohbetlerini devam ettiren, işçi kooperatiflerinin yaygınlaşmasını kendine hedef koyan bir çerçevede ilerliyor. Bu gelişim sürecinde biz, yapılan tüm bu tartışmaların biz kooperatif çalışanları arasında oluşturduğu alt başlıklar ve kararlar, biriken ve birikmekte olan deneyimler, beslendiğimiz Türkiye ve diğer ülkelerdeki kooperatifçilik deneyimleri vb. gibi başlıkları içeren konular üzerine konuklarımızın olduğu bir program serisi yapmak istedik.

Akışın sadece teoride kaldığı bir program olmasını hiç istemedik, güncel deneyimler dikkati ve algıyı çok daha canlı tutar diye düşündük; öyle olduğunu da gözlemliyoruz. Bu sebeple de kooperatif deneyimlerinin çalışan ortaklardan ve teorisinin bu alanda çalışan akademisyenlerden geleceği bir akış doğrultusunda program serimizi kurguluyoruz.

Güncel deneyimler dikkati ve algıyı çok daha canlı tutar diye düşündük; öyle olduğunu da gözlemliyoruz

Programın nasıl bir formatı var? İçeriği ve konukları nasıl belirliyorsunuz? 

Canlı yayın yapmayı arzu ediyoruz (umuyoruz o noktaya da geleceğiz bir gün) fakat radyoculuğa henüz amatör düzeyde giriş yaptığımız için daha çok kayıt alarak ilerliyoruz. Konuklarımız uygunlukları varsa bizimle beraber Açık Radyo’nun harika stüdyosuna girip, bu kıymetli deneyimi yaşıyorlar. Ama İstanbul dışında yaşıyorlarsa ve/veya zamanı eşleştirmek mümkün olamıyorsa, web üzerinden bağlanıp kayıtları gerçekleştiriyoruz. İlerisi için, yurtdışından iletişim kurduğumuz konuklarımız olursa, montaj/edit/kurgu gibi konularda ve sohbetin çevirisini ses olarak eklemek için zamana ihtiyacımız olacak; şu an yürüttüğümüz bu yöntem ile edindiğimiz deneyim bu aşamada da bizlere destek olacak. Tabii Açık Radyo canlı yayın yapın diye arada bizi cesaretlendiriyor ama hem yukarıda saydığımız nedenlerden hem de bizim zamanımız henüz gelmedi düşüncesiyle, olması gereken zamanı beklemedeyiz. 🙂

Program formatı olarak da 25 dakikamız var ve aslında oldukça kısa bir süre. Bu süreyi etkili şekilde değerlendirmek için programı ikiye bölüyoruz. İlk kısımda konuğumuzu tanıyoruz ve giriş sorularımızı iletiyoruz. İkinci bölümde de projelerin/yürütülen işlerin tanıtımının yapılması için bazı sorular yöneltiyoruz. Bir de her konuğumuzdan dinleyicilerimiz için bir şarkı belirlemelerini istiyoruz. Bu şarkıların anonsları kayıtlarda var. Fakat sadece canlı yayımlandığı süre içinde dinlenebiliyor telif hakları sebebiyle.

Yeniden bir keşif değil bizimkisi; hepsi bizim kodlarımızda olan değerler

Bugüne kadar kaç program yayınlandı? Toplam kaç program olacak?

30 Ağustos itibariyle 8. programımız yayımlandı. Toplamda 13 program olacak. Eğer yapabilirsek, son programı bir dönem özeti gibi düzenlemeyi düşünüyoruz. Bakalım zaman neler gösterecek. Şu an için tüm programlarımızın konukları hemen hemen belli oldu. Randevularımızı ayarlayıp sezonu tamamlamak için çalışıyoruz.

Üretimle geçen ömrümüzde zamandan kazanmak için de birlikte üretmek şart

Programın isminden hareketle, birlikte üretmenin neden önemli olduğunu sormak isteriz…

İçine sokulduğumuz kaplar o kadar dar ve yalnız olmamız üzerine kurulu ki; nefes almak zorlaştı, el birliği ile çözülebilecek, dayanışma ve beraber çalışma ile kolaylanacak işler (ki geçmişte hayat böyle akıyordu) her bireyin sırtına teker teker konuldu. Hepimizin omuzları ağrımıyor mu? Sadece kendi yükümüzü değil, sosyal devletin yapmadığı her şeyin yükünü de bu omuzlar taşıyor. Asli görevlerini yerine getirmeyen bir devletin karşısında, tekil olarak üretmeye ve yaşamaya çalışmak daha da zorlaşıyor her birimiz için. Ayrıca bu toprakların değerleri arasında yer alan imece kültürü, komşuluk değerleri, büyük aile yapıları; hepsi topluluk olmak ve birlikte üretmek üzerine kurulu. Fakat kapitalizm bizden tam tersini istiyor; biz de unutmamamız gereken değerleri hatırlatmak istiyoruz.

Yeniden bir keşif değil bizimkisi; hepsi bizim kodlarımızda olan değerler, sadece bu simülasyondan uyanıp özümüzde olanı hatırlamamız gerekiyor. Hayat ona bütünsel yaklaşınca, yükleri de keyfi de paylaşınca daha güzel. Ayrıca üretimle geçen ömrümüzde zamandan kazanmak için de birlikte üretmek şart; biz yeryüzüne sadece haldır haldır çalışmak için gelmiş olmamalıyız. Üretmenin bin türlü hali var sevdiğimiz/keyif aldığımız başka kanallarda da üretmeye zaman ayırabilmek de yine birlikte üretmemizle mümkün olacak. Bizi mutsuz eden, çukura çeken yalnızlığa karşı uyanık olmamız lazım.

Kooperatifçilik sistem içerisinde nefes alınacak ve sağlıklı düşünebilecek bir alan açabilir

Kooperatifçilik ve dayanışma sizin için ne ifade ediyor?

Yukarıda bahsettiklerimizden yola çıkarak, bu yalnızlığa ve çıkmaza yanıt olabilecek bir alan açıyor. Programın içeriğinde de bahsettiğimiz gibi, kooperatifçilik sistemin tüm çarpıklıklarına bir yanıt olamaz elbette; ama sistem içerisinde nefes alınacak ve sağlıklı düşünebilecek bir alan açabilir. Bozuk bir düzenin içinde, sağlıksız patronların çalışanı olarak, sağlıklı bir düzen kurmaya çalışıyoruz kendimize. Böyle bir şey mümkün olabilir mi? Toplumun içinde asalak bir yaşam sürmeye aday değiliz çok şükür, hepimizin elinden bir sürü şey geliyor. Bizlere ekonomik olarak yaşattıkları onca sıkıntılara rağmen hâlâ bu ülkede üretim devam ediyor, sistem işliyor, çarklar çalışanlar sayesinde hâlâ dönüyor. Makineyi çalıştıran bizleriz, güç bizlerin elinde; para başkalarının elinde olduğu için oramızdan buramızdan çekiştirip kukla gibi menfaatleri için oynatmaya çalışıyorlar bizleri.

Kooperatifçilik eğer yapısına uygun işletilirse; doğru değerler üzerine kurulursa, kazançlarımız üretime devam eden bizlerin kontrolünde olacak ve sistem tüm kooperatif ortaklarının refahı üzerine kurulacak; sadece birkaç kişinin (işverenlerin) değil. Bu ne anlama geliyor; toplumsal refahımız bizlerin ellerinde olacak. Bu ülkede ekonomi böyle değilken de aynı şekilde çalışıyorduk (hatta belki daha az), ekonomi batmışken de aynı şekilde çalışıyoruz. Yani üreten tarafında aksayan bir şey yok, biz toplumun kalkınması için elimizden geleni aynı şekilde yapmaya devam ediyoruz. Ne oluyor da işler karışıyor ve tüm faturayı halk yükleniyor? Sorunun cevabı düşünebilen her aklın içinden süzülsün kendi yaşamına aksın isteriz.

İş kurmak için yapılabilecek tek şeyin şirket kurmak olduğu bilgisi verilmiş bizlere

Kişisel olarak kooperatifçilik konusunda sizi heyecanlandıran gelişmeler ve deneyimler var mı?

Gökçe: Ben de bu topraklarda büyümüş ve 90’larda kooperatifçilikle ilgili konuşmalara, olan bitene hasbelkader dahil olmuş birisiyim. Benim algım da çok sınırlıydı kooperatifçilik konusunda ve yanlış bildiğim, hiç bilmediğim o kadar çok şey varmış ki… En başta da aslında her alanda kooperatifleşmenin mümkün olduğu bilgisinin eksikliğiymiş. Sanki iş kurmak için yapılabilecek tek şeyin şirket kurmak olduğu bilgisi verilmiş bizlere. Yeni nesil kooperatif (New Generation Cooperative-NGC) kavramı ilk olarak 1990’larda Kuzey Amerika’da tarım sektöründe ortaya çıkmış ve şimdi bir çok farklı sektörün bir araya geldiği yeni nesil kooperatifler var: Tiyatro, çevirmenlik, bilişim, eğitim, vb. gibi o kadar değişik ve güzel örnekler var ki; heyecanım çok büyük bu konuda. Düşüp kalktığımız yerler elbette ki olacak ama deniyoruz ve böylece deneyim sahibi oluyoruz. Biz yapamazsak bizden sonra gelecek olanlara alternatif bir alan açmış oluyoruz. Çöken kapitalizmin ardından yeniden yapılanacak olan alternatif ekonomik model için çok önemli bir örgütlenme çalışması olduğu inancındayım.

İnsanların kendi ayakları üzerinde durmasını ve yaşamak için harekete geçebilmelerini sağlayan nadide bir alan

Alper: Kooperatifçilik bütünüyle emekçinin tek çıkış yolu. Bu konuda ortaya koyulan her türlü örnek toplumsal iyileşme için ilerlediğimiz yolun ilk adımları. Bu örneklerin çoğunu hem yurt içinde hem uluslararası ortamda platformunuzdan ve kendi ağımdan takip etmeye çalışıyorum, bireysel olarak güncel kalmama platformunuzun çok katkısı oluyor. Bu sebeple çalışmalarınız çok kıymetli ve tüm emek verenlere tekrar teşekkür ediyorum. Küçük büyük demeden üreten, tüketen ve bu iki eylemi desteklemeye niyeti olan, yatay örgütlenmenin, şeffaf yönetimi özümseyen, toplumsal ihtiyaçları önemseyen her bir oluşum geleceğimizin teminatıdır. Özellikle kriz dönemlerinde, salgın döneminde, yakın zamanda yaşadığımız ve 10 ili etkileyen acı deprem olayında da gözlemlediğimiz ve kendini doğrulayan kriz durumunda kooperatifler yaşamı ayakta tutan nadir yapılardan. Devletin halkın sesini duymadığı noktada, insanların kendi ayakları üzerinde durmasını ve yaşamak için harekete geçebilmelerini sağlayan nadide bir alan, bir sistem. Dileğim şudur ki kooperatifçilik, bilinçle, toplumumuzun tüm kılcal damarlarına yayılır ve otonom şekilde hayatta kalabilen, hayata nefes olan binlercesi kurulur.

Yayın akışını kaçıranlar programa nasıl ulaşabilir?

Yayın akışını kaçıranlar program kaydına Açık Radyo web sitesinde yer alan “podcastler” bölümünden ya da https://acikradyo.com.tr/program/birlikte-uretiyoruz adresinden ulaşabilirler.

Spotify üzerinde “Birlikte Üretiyoruz” ismiyle aratarak programımıza podcast olarak da ulaşabilirsiniz.

Belki yeni şeyler deneriz, belki de güzel geri dönüşler alırsak devam ederiz

Yayınlar sona erdikten sonra Birlikte Üretiyoruz’u başka biçimler altında sürdürmek gibi bir düşünceniz var mı?

Açık Radyo’yla henüz programın bir sonraki sezon devam edip etmeyeceğiyle ilgili bir şey konuşmadık. Süreç bizim için de belirsiz. Özellikle Açık Radyo’da böyle bir program yapmak bizi çok mutlu etti. Diğer taraftan ne kadar emek gerektiğini de birebir gözlemlemiş olduk. Zaten Albatros Bilişim Kooperatifi olarak kooperatifçiliğin gelişmesi konusunda bilgi paylaşımı amaçlı hem etkinlikler, hem canlı yayınlar geçmişte de yapmıştık. Tabi bir radyo programı disiplinine sahip değildi. Belki yeni şeyler deneriz, belki de güzel geri dönüşler alırsak devam ederiz. Kim bilir… 🙂

Sesimizi yükseltebileceğimiz kanalları bırakmamak bugün “öteki” ilan edilen bizler için çok önemli

Sosyal Ekonomi okuyucularına iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

Sesimizi yükseltebileceğimiz kanalları (kaleleri) bırakmamak bugün “öteki” ilan edilen bizler için çok önemli. O yüzden Sosyal Ekonomi kanalını takipte kalmak, yaygınlaşmasını sağlamak ve burayı sürdürülebilir kılmak için dayanışma kültürünün bir parçası olup içerik üretmek önemli. Bu noktada sadece yürütücülere değil okuyuculara iş düşüyor.

Hopi kabilesine ait olduğu düşünülen bir yazı var, onu okuyucularla paylaşmak isteriz.

“İnsanlara bunun 11. saat olduğunu söylemekteydiniz.
Şimdi geri dönün ve onlara deyin ki bu o saattir
ve düşünülmesi gereken konular var:
Nerede yaşıyorsunuz?
Ne yapıyorsunuz?
İlişkileriniz nasıl?
Doğru ilişkide misiniz?
Suyunuz nerede?
Bahçenizi bilin
Şimdi doğrunuzu konuşmanın zamanı
Topluluğunuzu yaratın
Birbirinize iyi davranın
ve lideri dışınızda bir yerde aramayın
Bu iyi bir zaman olabilir!
Şimdi çok hızlı akan bir nehir var
O kadar büyük ve süratli ki ondan korkanlar olacaktır
Onlar kıyıya tutunmaya çalışacaklar
Paramparça olduklarını hissedecekler, çok canları yanacak
Bilin ki bu nehrin varacağı bir yer var
Bilgeler diyor ki kendimizi koy vermeliyiz nehrin akışına
Gözlerimiz açık, başımız suyun üstünde
Kim orada sizinle görün ve kutlayın
Tarihin bu noktasında hiçbir şeyi kişisel alamayız
Hele hele kendimizi
Bunu yaptığımızda ruhumuzun gelişimi ve yolculuğumuz duracaktır
Yalnız kurdun zamanı geçti! Bir araya toplanın!
Şimdi her yaptığımız kutsal bir tutum ve kutlamayla yapılmalı
Çoktandır beklediğimiz onlar, biziz!”

Kategori(ler): Söyleşiler

Bir yorum

“Birlikte Üretiyoruz” Özümüzdeki Değerleri Hatırlatıyor

  1. Röportajımız Solidarity Economy Europe (RIPESS Europe) https://ripess.eu/en/we-produce-together-turkey/ üzerinde yayımlandı. <3 Sevinçliyiz.

    “We Produce Together” is a radio program (Açık Radyo’s) about cooperatives and co-production experiences in Turkey and the world. It is prepared and presented by Gökçe Türkmen and Alper Can Kılıç, partners of Albatros Information Technology Cooperative.

    Sosyal Ekonomi (“Social Economy” in Turkish) is a non-profit communication platform containing theory, practice, and policy information about all topics related to social and solidarity economy (SSE), as well as other alternative economy approaches, including but not limited to cooperatives and transformative models that seek sustainable and ethical economies.

    The Social Economy team, which thinks that cooperatives should be talked about in every media, interviewed Gökçe and Alper and asked questions about this initiative.

    To read the interview use the following link:
    “We Produce Together” Reminds Us of Our Core Values

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.