Haritalama Çalışması Gereksinimi

İzmir, Karaburun’da 7-8 Eylül tarihlerinde düzenlenen Kooperatifleşme: Sınırlar ve İmkânlar başlıklı atölye çalışmasında üzerinde durulan konulardan biri de envanter ve haritalama çalışması ihtiyacıydı.  Tüm oturumlarda, kooperatiflerin sayısının artması kadar aralarındaki ilişkinin güçlenmesinin de  önemli olduğu  vurgulandı. Bilindiği gibi, uygulamada karşılaşılan pek çok sorunun aşılmasında kooperatiflerin bir araya gelmeleri, deneyimlerini birbirlerine aktarmaları, dayanışmaları kritik önem taşımakta. Aslında envanter ve haritalama çalışmaları ile istenilen, somut sonuçların üretilebileceği; yani kooperatiflerin ayakta kalmasını, ekonomik ve toplumsal amaçlarına ulaşmasını sağlayacak biçimde, ağlar oluşturmak.  Dar kapsamda yüz yüze ilişkiler ya da tanıdık, arkadaş çevreleri üzerinden ağlar kurmak mümkün olsa da coğrafi uzaklıklar ya da zaman kısıtı daha geniş ağlar oluşturulmasının önünde engel oluşturur. İşte bu noktada veri tabanı ve çevrimiçi harita oluşturulması bilgiye erişimin yolunu açar.

Çevrimiçi harita, kooperatifler arasında ağ oluşturmaya ve ekonomik bütünleşmeye yardımcı olur. Böylelikle kooperatifler birbirleriyle kolaylıkla iletişim kurabilirler ve farklı biçimlerde örgütlenmeye başlayabilirler. Bundan başka, böyle bir çalışma bireylere, kooperatiflere katılmanın değişik yollarını gösterebilir. Son olarak kamusal açıdan daha görünür olacak kooperatiflerin aslında marjinal olmaktan çok, gelişmeye açık yapılar olduğu gösterilebilir.

ABD’den Bir Haritalama Çalışması Örneği

Teknik yönleri bir yana bırakarak, böyle bir haritalama çalışmasının amacı, kapsamı ve yöntemi ne olmalı soruları üzerinde düşünürken ABD’de yürütülmekte olan bir proje karşıma çıktı. The Solidarity Economy Mapping Project başlıklı çalışmanın haritalama çalışmalarına ilişkin fikir vermesi bakımından önemli olduğunu düşünüyorum.

Çalışma, Philadelphia, New York, Orta ve Batı Massachusetts’deki dayanışma ekonomisini haritalamayı ve ekonomik etkisini tahmin etmeyi amaçlayan işbirlikçi bir araştırma projesidir. Üniversitelerden öğretim üyeleri ve öğrencilerin araştırmacı olarak katıldıkları projeye ABD’nin farklı yerlerinden topluluk üyeleri de katılmaktadır. Çalışmaya duyulan gereksinim şu şekilde açıklamıştır: ABD’de dayanışma ekonomisinin farklı uygulamaları olmakla birlikte bunlar yeterince çalışılmamış bir alana tekabül etmektedir. Bu nedenle de toplulukları yeniden canlandırmanın bir yolu olarak azımsanmakta ve yeterli desteği elde edememektedirler.

Çalışma planına göre ilk olarak, coğrafi ve ekonomik analiz yapmak için ihtiyaç duyulan bilgileri toplamak için dayanışma ekonomisi örgütlerine sektörlere göre uyarlanmış bir anket dağıtılacaktır. Ayrıca, anketi dolduran kuruluşlara kamu haritasına dâhil edilmek isteyip istemedikleri sorulacak ve son olarak, öğretim üyeleri ve öğrencilerden oluşan araştırmacılar ile topluluk üyeleri tarafından yürütülen derinlemesine mülakatlar ile sosyal ve ekonomik etkilerin belirlenmesine çalışılacaktır.

Proje, dört ana hedefe sahiptir:

  1. Dayanışma ekonomisi girişimlerinin ve etkinliklerinin, ırk, mahalle, gelir ve erişilebilirlik bakımından nasıl kümelediklerini görmek;
  2. Dayanışma ekonomisi girişimlerinin vergi tabanına katkısı ve tüketici harcamalarındaki değişiklikler açısından toplam ekonomik etkisini tahmin etmek;
  3. Mülakatlar gibi nitel araştırma tekniklerini kullanarak, insanların tutumlarındaki değişiklikler ya da toplum katılımındaki artış gibi sayılar yoluyla yakalanması zor olan sosyal ve ekonomik etkileri belirlemek.
  4. Bir çevrimiçi harita oluşturmak.

İlkelerin Belirlenmesi

Projenin kapsamında, kooperatifler ve kooperatifler dışındaki tüm dayanışma ekonomisi uygulamaları bulunmaktadır. Ancak bu uygulamaların tamamı çalışma kapsamına alınmamaktadır. Hangi uygulamaların dayanışma ekonomisi haritasına dâhil edileceği konusunda iki ölçüt belirlenmiştir (Kawano, 2018).

  1. Uygulama temelde, dayanışma ekonomisi ilkeleri ile (eşitlik, sürdürülebilirlik, dayanışma, demokrasi ve çoğulculuk) uyumlu olmalıdır.
  2. Uygulamanın yapısına içkin herhangi bir şey dayanışma ekonomisi ilkelerini ihlal etmemelidir.

Kawano, bu iki ölçütün nasıl uygulanabileceğini farklı örnekler üzerinden açıklamaktadır. İşçi kooperatifleri örneğinde yedi kooperatif ilkesi dayanışma ekonomisinin beş ilkesi ile örtüşmektedir ve işçi kooperatifinin yapısında bu ilkelerden herhangi birini ihlal eden hiçbir şey yoktur. Sonuç olarak işçi kooperatifleri dayanışma ekonomisi pratiği olarak kabul edilerek harita kapsamına alınabilir. Ancak bu ilkelerle uyumlu olmayan şekillerde çalışan işçi kooperatifleri de olabilir. Örneğin cinsiyetçi, ırkçı uygulamalara başvuran bir kooperatif bu nedenle çalışmanın dışında bırakılır. Ancak genel olarak işçi kooperatiflerinin kategorik olarak dışlanması için bir neden yoktur.

İşçi kooperatifleri, dayanışma ekonomisinin bütün ilkeleri ile uyumludur. Ancak tüm uygulamalarda bu uyumu göremeyiz. Sosyal girişimler gibi bazı uygulamalar, ilkeler ile bir boyutta güçlü bir biçimde uyumlu iken diğerlerinde değildir. Sosyal girişimlerin amacının sosyal bir etki yaratmak olduğu göz önüne alındığında, eşitlik, sürdürülebilirlik ve dayanışma ilkeleriyle uyumlu olmaları olasıdır. Ancak kapitalist sosyal girişimlerde çalışanların karar verme gücü yoktur ve yönetim firma sahipleri ya da hissedarları tarafından gerçekleştirilir. Bu da dayanışma ekonomisinin demokrasi ilkesine aykırıdır. Firma sahibi işçilerin karar verme sürecine katılmasına izin verse bile bu ayrıcalık kolayca yürürlükten kaldırılabilir. Dolayısıyla, demokrasi ilkesi için bu yapısal çelişki nedeniyle bu kurumlar haritalama çalışması kapsamında olmayacaklardır.

Fakat kolektif ve demokratik olarak sahip olunan ve yönetilen firmalar, örneğin kâr amacı gütmeyen bir kurumun şirketi (bir vakfın iktisadi işletmesi gibi) ya da işçilerin, toplulukların mülkiyetindeki şirketler projenin kapsamına girecektir.

Nasıl Bir Haritalama Çalışması: Amaç, Kapsam ve Yöntem Üzerine Düşünceler

Fikrimce, böyle bir projenin bir fihrist çalışmasının ötesine geçecek biçimde kurgulanması gerekir. Bir veri tabanını harita üzerinden görselleştirmek önemli olmakla birlikte bununla yetinilmemelidir. Amaç, harita oluşturmak yanında belirlenecek kapsama göre kooperatiflerin ya da dayanışma ekonomisinin yarattığı etkiyi ölçmek olmalı. Bu alandaki kurum ve inisiyatiflerin ekonomik ve sosyal etkilerini ortaya koyacak nicel ve nitel çalışmalar, eşitsizlik ve ekolojik kriz gibi sorunlar karşısında dayanışma ekonomisinin gerçek değerini ortaya koyacaktır.

Kapsam konusuna gelirsek, öncelikle çalışmada sadece kooperatiflerin mi yoksa dayanışma ekonomisinin tüm uygulamalarının mı yer alacağına ilişkin karar verilmesi gerekmekte. Etkili bir değişim hareketi için daha geniş bir koalisyon oluşturmak isteniyorsa, getireceği tüm zorluklara karşın, dayanışma ekonomisi uygulamaları üzerinden bir haritalama çalışması başlatmanın daha uygun olacağını düşünüyorum. Kooperatifler ve diğer girişimler birbirleri karşısına konup biri diğerine tercih edilmemeli; birbirlerini destekleyecek yapılar olarak görülmeli.

Kapsam konusunda bir diğer soru da ilkelerin nasıl belirleneceğidir. Kooperatifçiliğin uluslararası ölçekte kabul görmüş yedi ilkesi mi, dayanışma ekonomisinin ilkeleri mi? Genel ilkeler nasıl somutlaştırılabilir, bu ilkeler üzerinden sınırlar nasıl çizilebilir? Örneğin, demokrasi ilkesi benimsendiğinde çoğunluk kararı yeterli görülecek mi yoksa oy birliği mi aranacak? Belirlenen ilkeler doğrultusunda bazı kooperatifler çalışmanın kapsamı dışında bırakılabilir. Yani kooperatif unvanına sahip tüm işletmeler otomatik olarak haritada yer almayabilir. Ancak ilkeler aracılığı ile sınırlar çizilirken olabildiğince birleştirici ve kapsayıcı olmaya özen gösterilmeli. Tek tipleştirme çabasının yarardan çok ayrışma getirmesi olasılığı üzerinde düşünülmeli.

Burada kalın çizgileri ile betimlemeye çalıştığım türde bir projenin tamamen gönüllü çalışmalara dayanarak gerçekleştirilmesi ve sonrasında sürdürülmesi mümkün olmadığından finansman sorununu aşması gerektiğinin farkındayım. Ancak finansman sorununu aşmak, bir araya gelmek ve ilkeleri belirlemek kadar zor olmasa gerek.

Kaynakça

Kawano, E. (2018, 1 Mayıs). Solidarity economy: building an economy for people & planetErişim

Öne Çıkan Görsel: Everything changes, nothing is lost (2014) by land artist Katie Grieasar

Kategori(ler): Akademik Uygulama

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.