İran kooperatiflerinin ulusal birliği olan İran Kooperatifler Odası başkanı Bahman Abdullahi 13 Nisan’da çalışma ziyaretinde bulunmak üzere Ankara’ya geldi. Sosyal Ekonomi blogunun gönüllü destekçisi sayın Ünal Örnek sorularımızı sayın Abdullahi’ye ileterek bu röportajın gerçekleştirilmesini sağladı.
Bize kendinizden ve kooperatiflerle çalışmaya nasıl başladığınızdan bahsedebilir misiniz?
Kooperatif Hareketine 1985’te katıldım ve o zamandan beri kamu ihtiyaçlarının temini ve dağıtımı ve makul fiyatlı konut inşası alanlarında topluluğa ve kooperatif hareketine hizmet ediyorum. Yaklaşık 20 yıldır Devlet Memurları Tüketici Kooperatifleri Ulusal Birliği’nin yönetim kurulu başkanıyım. Aynı zamanda, 2012’den bu yana İran Kooperatifler Odası’nın başkanı olmaktan gurur duyuyorum.
İran’daki kooperatif ekonomisinin ölçeği ve kapsamı nedir? Kooperatiflerin güncel durumunu anlatır mısınız?
Kooperatif kültürünün dinimizde kök salmıştır, bu yüzden 1980’den beri ve İslam Devrimin zaferiyle, kooperatif sektörü İran Anayasasında ülke ekonomisinin ikinci sütunu olarak tanımlanmıştır.
Bugün, ülkemizde 11 milyonun üzerinde ortağa sahip 95.000’den fazla kooperatif faaliyet göstermektedir ve hükümetin desteğiyle, ülke ekonomisindeki paylarının yüzde 25’e ulaşması bekleniyor. İran kooperatifleri tarım, taşımacılık, hizmetler, konut, tüketim, el dokuması halıcılık ve elişleri, petrokimya, bilgi temelli endüstriler dâhil olmak üzere neredeyse ekonominin tüm alanlarında aktifler.
Dünya ölçeğinde, sosyal kooperatifler ve platform kooperatiflerinden gençlik kooperatiflerine ve kadın kooperatiflerine, büyüyen yeni bir kooperatif hareketi olgusu görüyoruz. Ülkenizde benzer bir akım var mı?
İran Kooperatifler Odası’nın (ICC) Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA) ve Uluslararası Kooperatifler Birliği Asya-Pasifik Bölge Örgütü (ICA-AP) Yönetim Kuruluna aktif üyeliği, İran kooperatif sektörü ile farklı ülkelerdeki kooperatiflerin faaliyetleri ve deneyimleri arasında güçlü ve modern bir ilişkinin kurulmasına yol açtı. Yeni girişimlerin ve platform kooperatiflerinin önemini göz önünde bulunduran ICC, üniversite mezunlarının yaratıcı girişimlerini desteklenmesini uzun süredir programlarına dâhil etmiş durumda. Hâlihazırda, ülkemizde binlerce bilgi temelli ve hızlandırıcı şirket faaliyet gösteriyor ve bu şirketlerin ürettiği mal ve hizmetler ihracata da konu oluyor.
Bunun yanında, sosyal sorumluluğun önemini dikkate alan ICC, ekonomik kalkınmayı sosyal adaletle beraber disiplinli bir şekilde hayata geçirebilecek kapasiteye sahip kooperatiflere rehberlik etmek amacıyla Sosyal Sorumluluk Kooperatiflerinin kurulması konusunu gündeme aldı.
İran kooperatiflerinin ulusal birliği İran Kooperatifler Odası. Neden bir “oda” olarak örgütlenmeyi seçtiniz?
Kooperatif yasalarına göre, İran kooperatif sektörünün en üst organı (şemsiye kurumu) ve parlamentosu olarak İran Kooperatifler Odası (ICC), ülkedeki çoğu ulusal konseyin ve yüksek politika geliştirme organlarının bir üyesidir.
“Oda” terimi, Ticaret Odası’nın (özel sektör temsilcisi) deneyimine dayanarak seçildi. Her evde aile üyelerinin kaygısızca yaşayabilecekleri en rahat alanın odalar olmasını da simgeleyebilir. Ekonomik teşkilatlanma anlamında oda, tüm üyelerin uzman görüşlerini ve endişelerini kaygı duymadan, tam bir rahatlık içinde dile getirebildiklerini sembolize edebilir. İran Kooperatifler Odası, 31 il odasını ve 60’tan fazla ulusal kooperatif birliğini temsil eden tepe kuruluştur.
İran kooperatif deneyiminden ne gibi dersler çıkarılabilir?
Bence İran kooperatif sektöründen çıkarılabilecek en önemli fikir ve deneyim mevzuat meselesidir. Daha önce de belirtildiği gibi, kooperatif hareketi anayasada ülkenin ekonomisinin ikinci sütunu olarak kabul edilmektedir ve ayrıca 1991 İran İslam Cumhuriyeti Kooperatif Sektörüne Dair Kanun sebebiyle İran kooperatif sektörü ülkenin ekonomik yasalarında bağımsız bir kimliğe sahiptir. Dolayısıyla, İran kooperatif modelinin ayrıcalıklı yasal konumu, diğer ülkeler için uygun bir model olabilir. Buna ek olarak, kooperatiflerin sanayi, hizmetler ve tarım da dâhil olmak üzere tüm faaliyet alanlarındaki varlığı, İran kooperatif sektörünün bir diğer kayda değer özelliğidir.
Türkiye’deki kooperatif hareketi hakkında bilginiz var mı? Bu konudaki değerlendirmelerinizi merak ediyorum.
Türkiye’de modern kooperatifler 1863’te kuruldu ve ilk önemli gelişimleri Cumhuriyet döneminde, özellikle 1920 ve 1938 arasında gerçekleşti.
Eldeki istatistiklere göre, Türkiye’de toplam 7,4 milyon ortağı olan 53.259 kooperatif var. Üç ana ekonomik sektörde ve üç sorumlu bakanlıktan birinin altında, 30 tür kooperatif ve faaliyet çalışıyorlar.
Benim bilgi ve değerlendirmeme göre, Türkiye kooperatif yasaları ve sayısı bakımından önde gelen ülkelerden biri olsa da Türkiye’de kooperatif girişimciliğinin kalitesi pek parlak değil. Türkiye’de ekonomik açıdan güçlü ve oldukça başarılı kooperatifler ve birlikler olduğunu biliyoruz ama Türkiye’deki kooperatiflerin büyük çoğunluğu devlet desteğine bağımlı. Ayrıca, kooperatif kimliğine ve kooperatif ilkelerine uyan kooperatiflerin sayısı oldukça düşük.
İran’daki ve Türkiye’deki kooperatiflerin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
İran ve Türkiye’deki kooperatif hareketinin bir yol haritasının çizilmesi ve gelecekteki durumun tahmin edilmesi, büyük ölçüde, iki ülkedeki politika yapıcıların ve kooperatif sektörünün yüksek temsilcilerinin mevcut durumu nasıl anladıklarına ve uygun stratejilerin nasıl benimseneceğine bağlı.
Bildiğiniz gibi, İran ve Türkiye’de kooperatiflere ilişkin ilerici yasaların varlığına rağmen iki ülkenin kooperatif hareketi, birçok kooperatifin küçük ölçekli olması ve kooperatif ilkelerine yeterince uymaması gibi benzer zorluklarla karşı karşıya. Bu sorunun kökeni, hükümetlerin kooperatiflere bakışındaki ciddiyetsizliğin yanı sıra yasal olarak nasıl korunduklarına ve denetlendiklerine bağlanabilir.
Dolayısıyla, yasaların uygulamasını ve denetlemesini hükümetlerden talep etmekte ve ayrıca kooperatif kimliğini ve ona bağlılığı teşvik etmekte sivil toplum kuruluşlarının rolü ve faaliyetleri iki misli önemli.
Dahası, kooperatifçilerin yaşlanması ve iki ülkede de kooperatif işletmelerinin güncellenmemesi sorunuyla karşı karşıyayız ve bu, kooperatif sektörünün iki ülkenin ekonomilerindeki faaliyet ölçeği ve ekonomik payı üzerinde olumsuz bir etki yarattı. Bu nedenle, her iki ülkedeki hükümete bağlı olmayan kooperatif sektörünün üst düzey yetkilileri, gençliği ciddi şekilde teşvik etmeli, kooperatifler arasında bilgi, uzmanlık ve modern teknolojilerin kullanımını desteklemelidir. Ayrıca, eğitim ve araştırma, kooperatif ortaklarını ve çalışanlarını güçlendirerek iki ülkenin kooperatif sektörlerini dönüştürmeye yardım edebilecek konulardan biridir.
Ulusal ve uluslararası düzeyde kooperatifler arasında ağ kurmak da iki ülkedeki kooperatif ekonomisini güçlendirmeye yardım edebilir. Örneğin, uluslararası düzeydeki kooperatif hareketinde, İran ve Türkiye birbirlerinin ekonomik potansiyellerini mümkün olduğunca tanıyarak çeşitli faaliyet alanlarında ikili ticaret ilişkileri geliştirebilirler.
Dolayısıyla, eğer bahsi geçen konular takip edilirse, İran ve Türkiye’deki kooperatif hareketinin arzu edilen ve sürdürülebilir kalkınmaya ulaşması umulur.
Not: Röportajı Türkçeye çeviren Murat Soysaraç’a teşekkür ederim.