Şangri-La, İngiliz yazar James Hilton’un 1933 tarihli Yitik Ufuklar romanında anlatılan, Çin’in Kunlun Dağlarındaki kurgusal bir yerdir; adeta dünyevi bir cennettir. Bu yazıdaki Şangri-La ise kurgu değil gerçek. Rio de Janerio’da (Brezilya) kurulan ilk konut kooperatifi olan Şangri-La’nın tarihi konut hakkı için verilen toplu mücadelenin ve özyönetimin etkileyici öyküsünü sunuyor. 


Taquara, Jacarepaguá, Batı Bölgesindeki Şangri-La’nın Tarihini Keşfedin

Rio de Janeiro’nun Batı Bölgesindeki, Taquara mahallesindeki nehrin kenarında, halk arasında Bouina olarak bilinen bir yerde, küçük bir topluluk kentin işlekliğinde günlük yaşamlarına devam ediyor. Girişteki göze çarpmayan kapıdan geçerseniz, yan yana dizilmiş iki katlı apartmanları ve ikinci kattaki geniş balkonları göreceksiniz. Ön tarafta tarhlar ve ağaçlarla süslenmiş bir avlu, bir kilise ve bir halkevi var. Mekânın ismi sunduğu huzurun ve güvenliğin habericisi gibi: Şangri-La. Bununla birlikte, binaların arkasında, burayı yuva bilen sakinlerin ortak hatıralarında uzun bir mücadele ve iktidar tarihi var.

Rio’nun Batı Yakasındaki Taquara’daki Şangri-La Konut Kooperatifinin cephesi. Fotoğraf: Alexandre Cerqueira

Şangri-La bir konut kooperatifi ve Rio de Janeiro’da türünün ilk örneği. Bu kooperatif içinde yaşayanların önemli bir bölümü tarafından  özyönetim ve toplu eylemler aracılığıyla sıfırdan kuruldu. Geçmişi 1996’ya kadar uzanıyor ve o zamandan beri Şangri-La paylaştıkları ortak bir topluluk yaşamı fikri ile bir araya gelen aileler için bir yuva olagelmiş. Bu aileler yaşadıkları yeri inşa edip yönetme sorumluluğunu üstlerine almışlar. Şangri-La’nın hikâyesi, Rio de Janeiro’da milyonlarca carioca ailesine tanınmayan temel bir hakkı yani uygun konut hakkını güvenceye almak için verilen toplu mücadelelerin gücüne dair etkileyici deneyimleri barındırıyor.

Kooperatifinin kuruluşundan ve evlerin inşasından önce bu topluluk, 1970’lerde Taquara’daki bir mülkün bölünmesinden sonra ortaya çıkan Jardim Şangri-La adında bir favelanın parçasıydı. Bölgede yasa dışı işgaller ve ev satışları görülüyordu fakat ailelerin çoğu derme çatma barakalarda genellikle kirada oturuyordu. Favela’nın bir bölgesinde 16 aile sürekli su akıtan ahşap binalarda aşırı güvencesiz koşullarda yaşıyordu. Mahalle su, kanalizasyon, elektrik ve ulaşım gibi temel hizmetlerden yoksundu. Buna rağmen, aileler gelirlerinin ciddi bir bölümünü kiraya yatırıyordu diyor Maria do Nascimento; Dona Maria olarak da bilinen Şangri-La sakini.

“Çürük gecekondular dökülüyordu. [İnsanlar] barakalarını kaplamak için kiliseye gidip tahta alırlardı. Hatta bazen yağmur yağdığında uyuyabilmek için çatılarını örtecek naylonu satın almak zorunda kalıyorlardı.” — Maria Nascimento

Şangri-La sakinlerinden biri ve Ulusal Halk Konutları Birliğinin (UNMP) bölge koordinatörü Jurema Constâncio, eski kiralık gecekonduların sahiplerinin kiracıların durumlarına karşı ne kadar duyarsız olduğundan bahsediyor. Tek dertlerinin kira toplamak olduğunu, bunun da ailelerin yaşam koşullarını düzeltme şansını ellerinden aldığını.

“Gecekondulardan kira toplayan bir ev sahibi vardı. Bu kişi sadece hava güneşliyken topluluğa gelirdi. Bütün yıl yağmur yağdıysa hiç ortalığa çıkmazdı. Çünkü çıkarsa herkes çatıların değişmesini, zemin döşenmesini, ahşabın yenilenmesini talep ediyordu. Ama o, kira geliri azalmasın diye tamiratlara izin vermiyordu.” — Jurema Constâncio

Jurema Constâncio bir Şangri-La sakini ve Ulusal Halk Konutları Birliğinin (UNMP) tarihe geçmiş lideri ve bölge koordinatörüdür. Üstteki yazı: “Sosyal Fayda Amaçlı Konutlar için Ulusal Fon: Kendi kendini yöneten konut birliklerine ve kooperatiflere doğrudan kaynak aktaran tek bir bir sosyal fayda fonu istiyoruz!” Fotoğraf: Doug Banks

Jardim Şangri-La favelası sakinleri uygun konut haklarının ihlal edildiğini her gün hissediyordu. Bu ortamda Brezilya Katolik Kilisesinin toplumsal dönüşüme odaklanan kapsayıcı hareketi Temel Kilise Topluluklardan (BEC) bir temsilci bölgede faaliyet göstermeye başladı. Peder Josino, topluluğun boş zaman etkinlikleri sırasında düzenlediği toplantılarda İncil okumalarını bölge sakinlerinin yaşam zorluklarıyla ilişkilendirdi ve bölgedeki koşulları iyileştirmek için kolektif yollar inşa etmeyi tartıştı. Bu noktada konut haklarını, özyönetimi ve halkın katılımını savunan toplumsal bir hareket olan Ulusal Halk Konutları Birliği (UNMP) öne çıktı.

Böylece toplumsal hareket yoluyla bir araya gelen yerli halk, BEC’deki destekçileriyle birlikte konut krizini çözebilecek yollar üstünde düşünmeye başladı. Bunlar arasında evlerin altyapısını iyileştirmek, temel hizmetlerin daha çoğuna erişim sağlamak ve kiracılığa son vermek vardı.

İlk adım arazinin mülkiyetini almaktı ve bunun için tapuyu elinde tuttuğunu iddia eden kişiyle bir diyalog kurmak şarttı. Çabucak fark ettikleri gibi kiraları toplayan kişi bir kiracıydı, nitekim gerçek sahip hiçbir zaman bulunamadı. Bu da mahalle sakinlerinin araziyi daha uygun bir fiyata satın almalarına yardımcı oldu. Bağışlar ve kişisel katkılarla, bölgenin yerlileri içinde yaşamak için yıllardır kira ödedikleri arazinin toplu mülkiyetini edinmeyi başardılar.

Şangri-La’nın 1990’lardaki inşaatında mahalle sakinleri. Fotoğraf: UNMP arşivleri

Araziyi satın alarak ilk güçlüğün üstesinden geldikten sonra mahalle sakinleri, topluluklarının ilkelerine ve amaçlarına uygun konut modelleri üstünde kafa yormaya başladı. Bu esnada Bento Rubião İnsan Hakları Koruma Merkezi Vakfı (FCDDBR) teknik destek sağlayarak ve mahalle sakinlerinin çabalarını diğer aktörler ile buluşturarak çok önemli bir rol oynadı. Ardından Vakıf, Şangri-La sakinleri ile konut özyönetimi konusunda deneyimli diğer kolektifleri ve kooperatifleri bir araya getiren toplantılar düzenledi. São Paulo’daki projelerle ve Latin Amerika’daki kooperatif hareketine öncülük yapmış ve konut kooperatifi deneyimlerini bölgeye yaymakta çok önemli bir rol oynayan Uruguay Karşılıklı Yardım Konut Kooperatifleri Federasyonu (FUCVAM) ile iletişim kurdular. 

O zamandan beri kooperatif ilkeleri Şangri-La’nın gelişiminin ayrılmaz bir parçası oldu. Bu ilkeler, mahalle sakinlerini, örgütlerini bir kooperatif olarak adlandırmaya ve buna uygun bir anasözleşme taslağı hazırlamaya yöneltti. Constâncio Uruguay’daki kooperatif hareketinin temsilcileriyle yaptıkları görüş alışverişinin önemine dikkat çekiyor.

“Böylece bu deneyimden haberdar olduk ve bunu Brezilya’ya, buraya Rio de Janeiro’ya getirdik. Sonrasında işe koyulduk, Uruguay’da yürürlükte olan yönetmeliklerdeki kuralları uyarlamak için bir yıl boyunca çalıştık.” — Jurema Constâncio

1990’larda prefabrik beton levhaların ve blokların üretimi. Fotoğraf: UNMP arşivleri.

Brezilya’nın aksine, Uruguay’da konut kooperatifleri şehirlerde yaygındır ve konuta erişim için yaygın bir araç olarak hizmet vermektedir; mevzuat, finansman ve destek elde etmeyi kolaylaştırmaktadır. Brezilya’da kooperatif mantığı aslen, bazı deneyimlerde “konut ve karma kooperatif” terimini kullanmaya başlayan Ulusal Halk Konutları Birliği (UNMP) tarafından gündeme getirilmiştir. Böylece Şangri-La Konut ve Karma Kooperatifi doğdu.

Bununla birlikte, Şangri-La’nın sakinlerinin uygun konut mücadelesi daha yeni başlıyordu. Sonraki aşama konut inşaatı için gereken finansmanın sağlanmasıydı. Fonların çoğu, inşaat malzemelerinin satın alınmasının bir kısmını finanse eden Katolik Kilisesi’ne bağlı bir Alman kuruluşu olan Misereor’dan geldi. Buna ek olarak Ação da Cidadania (Vatandaş Eylemi) adı verilen bir proje ile Bento Rubião Vakfına yapılan bireysel bağışlar ve aktarılan kaynaklar da bir rol oynadı. Bunlar konutların inşaatını karşılamak için hâlâ yetersiz olduğundan mahalle sakinleri başka çözümleri araştırmaya ve sürece etkin şekilde katılmaya başladı. O sıralarda asıl endişe en sonunda evleri bitirmek değil ama aynı zamanda sakinleri güçlendirmek ve ailelere bir gelir aracı sağlayabilmekti. Bu nedenle, bir beton blok fabrikası kurmaya ve evler için gereken malzemeleri kendi başlarına üretmeye karar verdiler.

Giderleri kısmanın diğer bir yolu da karşılıklı yardım etkinlikleriyle aileleri doğrudan evlerin inşasına katmaktı. Bu ciddi bir emek demekti, özellikle de ayakta kalmak için herkesin çalışması gereken aileler açısından. Kooperatif aile başına haftalık 17 saat ortaklaşa çalışmayı şart koşuyordu. Hafta sonları neredeyse tamamen inşaat faaliyetlerine ayrılmıştı.

“Herkes ortaklaşa eylem çerçevesinde emek verdi. İnsanlar tuğla dizdiler, her şeyi doğru yaptılar, anlarsınız ya… Daha çok çimento ve tuğla. Tüm iş bize kalmıştı… İşi yapan bizdik.” — Maria Nascimento

İnşaat sürecinde sarf edilen ağır emeğe rağmen ortaklaşa eyleme katılanlar toplu çalışmanın önemini vurguluyor. Şangri-La sakinlerine göre ortaklaşa çalışmak, kooperatif üyeleri arasındaki yardımlaşma ve dayanışma bağlarını güçlendirmiş. Bir topluluk hissi yaratmanın yanı sıra yaşadıkları yer için  bir aidiyet hissi de edinmişler. “Harika bir şeydi bu birlik,” diye anımsıyor Dona Maria.

Kadınlar, toplu eylem süreci boyunca başroldeydi. Konut projesi fikrinden duvarların örülmesine ve evlerin inşasına kadar her aşamada kadınların önderliği barizdi. Constâncio projenin büyük bir bölümünü koordine etmiş.

“Direksiyonda bir kadın olduğunda diğer kadınlar da daha rahat hisseder. Ama orada senin beceriksiz olduğunu, iş yapamayacağını düşünen bir adam varsa, yerinin ocağın başı olduğunu düşünüyorsa… Eh, biz onlara durumun tam tersi olduğunu kanıtladık.” — Jurema Constâncio

Pek çok zorluğun ve ortaklaşa örgütlenmenin ardından Şangri-La sakinleri evlerinin inşaatını bitirdiler. Aşırı güvencesizlik içinde, en temel yaşam koşullarını sağlamayan ahşap barakalarda savunmasız bir durumda yaşarken tüm bir aileyi insan onuruna yakışır biçimde barındırabilecek evlere kavuştular. Bu evlerde bir oturma odası, bir mutfak, iki yatak odası, bir banyo, bir çamaşır yıkama bölümü ve bir teras var; artık gelirlerini kiraya yatırmalarına gerek yok. 

Şangri-La sakinlerinin edindiği birlik ve beraberlik hissi temel bir insan ihtiyacı için, yuva diyebilecekleri bir yer için verilen toplu mücadelenin sonucudur. Bu ortak amaç için bir araya gelmeselerdi düzgün bir ev hayalini muhtemelen asla gerçekleştiremeyeceklerdi. Sürecin her aşamasında işbirliği ve özyönetim yoluyla topluluk örgütlenmesi güçlü bir güven ve destek ağının serpilmesini sağladı. Şangri-La sakinlerinin her biri bu hikâyenin bir parçasını hafızasında taşıyor.

Peder Josino Temel Kilise Topluluğu (BEC), Rio’nun Batı Bölgesi’ndeki Taquara, Jacarepaguá’da bulunan Şangri-La Konut Kooperatifi içinde. Fotoğraf: Alexandre Cerqueira

Bugün Şangri-La Konut ve Karma Kooperatifi 29 aileye ev sahipliği yapıyor. Evler tamamlanmış ve insanların yaşam koşulları iyileşmiş olsa da zorluklar bitmiş değil. Topluluktaki arazi meselesi bütünüyle düzene oturtulmuş değil ve kooperatif sakinleri kullanım hakları konusundaki belirsizlikten endişeli. Yasal yetkisi olmayan polis milislerinin sayısının artması bölgedeki huzuru tehdit ediyor. Dahası, uzun süredir bölgede yaşayanlar, evler bittiğinden beri birlik ve beraberlik hissinin zayıfladığını söylüyor. Bazılarına göre, onca kolektif mücadeleden sonra sanki herkes kendi evine girmiş ve kendi bireysel hayatını yaşamaya başlamış gibi.

Şangri-La’da karşılaşılan yeni sıkıntılar, beraberinde yeni çözümler getirdi. Şu anda bölge sakinleri, topraklarının yönetiminde ve arazi düzenlemesinde kolektif ruhu korumanın yollarını araştırıyor. Kooperatifin tarihinde her zaman var olan bir ilke olan özyönetim, katılımcı karar almayı sağlayan bir örgütsel düzenleme arayışında olan yerel liderliğe rehberlik etmeye devam ediyor. Başka bir talep ise güvenli konutların konut edinme çabalarının boşa gitmemesi için arazi düzenlemesi yapılması. Sakinleri, Şangri-La’nın arazi üzerindeki hakkının resmen tanınmasını istiyorlar. Ancak, bireysel tapuların yerel kolektivite duygusuna daha fazla zarar verebileceğinden ve bireyciliği körükleyeceğinden, aynı zamanda daha yüksek kiralara yol açacak emlak spekülasyonu başlatacağından korkanlar var. Tartışılan seçeneklerden biri Topluluk Arazi Vakfı (CLT) modeli; Brezilya’da Rio de Janeiro Master Planının kanun taslağına dahil edilen yeni bir arazi yönetim modeli. 2022’den beri Şangri-La’da devam eden ve CLT’yi toplulukları için olası bir çözüm olarak ele alan bir proje var. Bu proje kapsamında kooperatif ilkeleri tarafından sıkı bir şekilde desteklenen ortaklaşa arazi yönetimi ideali korunurken aynı zamanda konut kullanımında bireysel özerkliğin sağlanması tartışılıyor. 

Şangri-La Kooperatifinin hikâyesi konut sorunlarını ve yol açtıkları sıkıntıları inceleyenlere önemli ipuçları veriyor. Konuta erişim sorunu çoğunlukla ikili bir bakış açısından inceleniyor: Ya Devletin başrolde olduğu bir mesele ya da piyasaya bırakılması gereken bir şey. Şangri-La ise üçüncü bir yol sunuyor: Orada yaşayanların kendi çabalarıyla elde ettikleri konutlar; yerleşim alanının toplumsal üretimi. Bu yaklaşımın bıraktığı miras Şangri-La’nın duvarlarında, kapılarında ve pencerelerinde görülebiliyor. Bunların hepsi topluluk kahramanlığı tarihinin izlerini taşıyor. Bu yöntemle evlerden öte, bütün bir topluluk inşa edilmişti.


Not: Felipe Litsek ve Patricia Fernandez’in İngilizceye çevrilerek 18 Kasım 2023 tarihinde  RioOnWatch‘ta yayımlanan yazısı Barış Soysaraç tarafından çevrilmiştir. Erişim

Kategori(ler): Uygulama

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.