Fransa’nın ilk telekomünikasyon kooperatifi olan TeleCoop, oligopolcü bir piyasaya üstelik pandemi döneminde girdi. Bu cesur girişim piyasada kalıcı olmak için kooperatif ilke ve değerlerine güveniyor ve tüm kararlarında aynı zamanda kooperatifin sahibi olan müşterilerini gözetiyor.


COVID-19 sonrasında daha adil bir telekom piyasası kurmak

Fransa’nın ilk telekomünikasyon kooperatifi TeleCoop, tüketicilere değerlere dayalı bir alternatif sunmak isteyen bir grup Fransız vatandaşı tarafından kuruldu.

Proje, ilhamını İngiliz Phone Co-op, İspanyol Som Connexió ve Belçikalı Neibo gibi benzer girişimlerden almış.

Fransa’daki en büyük yenilenebilir enerji kooperatifi EnerCoop için çalışırken bir Telekom kooperatifi fikrini ortaya atan ve kooperatifin kurucu ortaklarından biri olan Pierre Paquot şunları söyledi: “Fransa dışında her yerde oluyordu. Bu da, bizi cesaretlendirdi; tamam, bunu yapabiliriz dedik. Bu önemli, çünkü özellikle çok rekabetçi ve girişin zor olduğu telekom sektöründe bunun yapılabileceğine dair bize güven verdi.”

Pierre Paquot

“İnsanlar şeffaflık istiyorlar, sürece dâhil olmak ve kârlarını başka türlü paylaşan şirketler istiyorlar.” TeleCoop’u hayata geçirmek yaklaşık 12 ay sürmüş. Kooperatif mobil tekliflerini 2020’de piyasaya sundu ve 2022’de geniş bant hizmetleri vermeyi planlıyor.

Kooperatifler zaman zaman sıfırdan kurulan diğer girişimlere açık olan finans imkânlarına ulaşamasa da, rekabetteki avantajları büyük bir kooperatif topluluğunun parçası olmalarından geliyor. TeleCoop’un durumunda yardım etmeye ve projeyi desteklemek için zaman harcamaya gönüllü, deneyimli kooperatiflerin olması bu girişimin başarısını sağlayan önemli faktörlerdi.

TeleCoop kooperatifçilik ilkelerinin altıncısı olan kooperatifler arası işbirliğinin yardımıyla büyüyerek 400 üyeye ve yaklaşık 2.000 müşteriye ulaştı. Modeli tüketicilere tanıtmak için birkaç kooperatif ağına katıldılar.

Paquot, “bir kooperatif olmak rekabette bize bir avantaj sağlıyor çünkü birkaç büyük oyuncu ve bir sürü küçük oyuncu var,” diyerek sözlerini sürdürdü. “Kendimizi illa büyük oyuncularla değil, yeni gelenlerle, küçük oyuncularla karşılaştırıyoruz.”

“Farkı yaratan, tedarikçinizle nasıl etkileşimde bulunduğunuz ve onun da tüketiciyle nasıl nasıl etkileşimde bulunduğudur. Yani bu sektörün çok insani bir yanı ve ilişkilerle bağlantılı bir yanı var. Megabaytları görmezsiniz, elektronları görmezsiniz ama insanların yüzlerini görürsünüz. Bu yüzden telekom endüstrisine yabancı olan değerleri temsil etmemiz rekabette büyük bir avantaj sağlıyor.”

TeleCoop, Licoornes adında, tamamen kooperatiflerden oluşan kolektifin bir parçası. Licoornes, çevrimiçi perakende satıştan elektrik üretimine, etik finanstan araba paylaşımına çeşitli hizmetler sunuyor. Licornes, “tekboynuzlu atlar” demek ama “kooperatifin” farkını göstermek için iki “o” ile yazılmış.

“Dünyayı tek başımıza değiştirebileceğimizi düşünmüyoruz. O yüzden bunu, değerlerimizi paylaşan ve tüketiciler arasında kooperatiflerin tanınırlığını arttıran, güvenilir, güçlü, açık bir alternatif olduğumuzu tüketicilere duyuran diğer kooperatiflerle birlikte yapmalıyız. Biz duvarları yıkmaya çalışıyoruz,” diye açıklıyor.

Gelecek planlarına gelince, TeleCoop, tüketici tabanını on binlerce kişiye çıkarıp ölçek ekonomisi elde etmeyi ve sürdürülebilir dijital kullanıcılar için yeni hizmetler geliştirmeyi istiyor. Kooperatif ayrıca Fairphone gibi sürdürülebilir alternatifler sunan çevrimiçi bir mağaza açmayı ve insanları, cihazlarını değiştirmektense tamir etme konusunda teşvik etmeyi planlıyor.

TeleCoop aynı zamanda, sürdürülebilir ve etik entegre akıllı telefon çözümleri geliştirmek ve piyasaya sunmak için birlikte çalışan bir Avrupa şirketler kolektifi olan FairTEC’in kurucu üyesidir.

“Bu büyüyen bir hareket. Bütün bunlar şu anda gerçekten yaşanıyor,” diye ekliyor Paquot.

The Phone Co-op (Telefon Kooperatifi)’nin kurucusu ve şu anda Phone Co-op Foundation for Co-operative Innovation (Kooperatif Yenilik için Telefon Kooperatifi Vakfı)’nı yöneten Vivian Woodell, The Phone Co-op’ta çalıştığı günlerden bu yana Fransa’da birkaç yıldır evrilerek bir telekomünikasyon kooperatifi kurmaya niyetlenen ve giderek büyüyen bir grupla çalışmış ve bu çalışma Vakıftaki çalışmaların bir parçası olarak devam ediyor. Woodell, TeleCoop’la yakından çalışıp sektörde edindiği deneyimi onlarla paylaşıyor.

“TeleCoop’u pandemi sırasında kurmayı başarmalarından kıvanç duyuyorum,” diyor ve piyasaya girmenin zorlayıcı olabileceğini ama TeleCoop’un şu ana kadar gösterdiği büyümenin etkileyici olduğunu ekliyor.

“Güçlü oldukları yerlere yani müşteri ilişkilerine odaklanmaları önemli. Bu ilişkinin ayırt edici özelliği bir kooperatif olmalarından ve kooperatifin sahibinin müşteriler olmasından ileri geliyor. Ve bir alıcı olarak kendi altyapınız olmadan, alt sistemden ana sisteme doğru veri akışını sağlayanları etkilemek için piyasa gücünüzü kullanabilirsiniz.

Woodell, “telekommünikasyon endüstrisinin şeffaflıktan uzak ve kafa karıştırıcı fiyatlandırmalarıyla meşhur olduğunu; tam da burada, bir kooperatifin müşterilerin anlayabileceği basit ve dürüst fiyat tarifeleriyle bir fark yaratabileceğini,” söylüyor. The Phone Coop, doğru zamanda, doğru yerde doğru miktarda vergiyi ödeyen işletmelere sertifika veren Fair Tax Mark (Adil Vergi Damgası)’nın öncüleri arasındaydı.

Konu geleceğin endüstriye neler getirebileceğine geldiğinde, Woodell, elverişli bir ortamın olduğu ülkelerde daha çok kooperatifin kurulabileceğini düşünüyor. “Bana kalırsa, telekomünikasyon ve altyapı hizmetlerinde kooperatiflerin rol üstlenebileceği büyük bir alan var,” diyerek teknoloji evrildikçe piyasanın değişmeye devam edeceğini ekliyor.

“Eskiden devletin kontrolünde olan ve özel şirketlerin her zaman iyi bir üne sahip olmadığı bir sektörde yeni, kitlesel piyasa tüketici kooperatifleri kurmanın heyecan verici bir tarafı var. Bu, kooperatiflerin nasıl daha farklı ve daha iyi bir model olduklarını göstermeleri için bir fırsat. Bence bu pek çok ülke için geçerli.

“Çoğu şey düzenlemelere bağlı olduğundan bazı ülkeler diğerlerinden daha çok fırsat sunuyor. O yüzden doğru yeri bulmanız lazım.”


Not 1: ICA internet sitesinde 2 Temmuz 2021 tarihinde yayımlanan “Building a fairer telecoms market post COVID-19: the story of TeleCoop” başlıklı yazıdan Barış Soysaraç tarafından çevrilmiştir. Erişim

Kategori(ler): Uygulama

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.