Kooperatiflerin yeni bir ekonomi oluşturmada üstlenebilecekleri rol, geçtiğimiz Şubat ayında İngiltere’de düzenlenen iki konferansın ana konusu oldu. Haberde aktarılan konuşma notlarındaki değerlendirme ve öneriler bugün içinde bulunduğumuz koşullar nedeniyle daha okunası. Özetle, “sadece kendimiz için değil, çocuklarımız için de işe yarayan bir ekonomi yaratmalıyız” ve kooperatiflerin bu konuda sunabileceği çok şey var.
Oldham’daki Yeni Ekonomiyi Büyütmek ve Birmingham’daki Gelecek Kooperatifleri: Yirmi/Yirmi Vizyonu konferanslarından gelen raporlar
Şubat’ta düzenlenen iki etkinlik, kooperatiflerin yükselen yeni ekonomide tam olarak nerede durdukları ve nasıl anlamlı bir katkıda bulunabilecekleri sorularını ortaya attı.
Oldham’deki Yeni Ekonomiyi Büyütmek konferansında konuşan Neil McInroy, delegelere insanların ekonomiyle ilgili her konuşmanın merkezinde olması gerektiğini hatırlattı. “Ekonomi sosyal bir bilimdir, doğa bilimi değil,” dedi. “Onu istediğimiz biçimde yorumlayabiliriz. Sosyal olanı ekonomiye uydurmaya çalışmamalıyız. Tüm ekonomi sosyal olmalı. Ekonomi ilişkilere dayalıdır, alım satım ilişkisi değildir.”
Yerel Ekonomik Stratejiler Merkezi (Centre for Local Economic Strategies, CLES) başkanı McInroy, güncel başarısızlıklarımızın sebebinin toplumun “istihraca dayalı fosil ekonomisi” olarak kurulması olduğuna inanıyor.
Doğa ve huzur çevresinde büyüyen yeni ekonomi
“Refah budanıyor,” dedi McInroy. “Bu, sosyal hizmetlerin üstünde büyük bir baskı yaratıyor ve tüm faaliyet alanları bu ekonominin boyunduruğu altında eziliyor.” McInroy; insan, mekân ve doğa çevresinde büyüyen yeni bir ekonomi görmek istiyor: “İnsanların yalnızca çalışan olarak değil mal sahibi olarak da gerçekten bir payı olduğu yeni bir ekonomik demokrasi.”
E3M (kamu hizmeti piyasalarında ticaret yapan İngiltere sosyal girişimlerinden bir grup lideri destekleyen bir inisiyatif) tarafından düzenlenen Yeni Ekonomiyi Büyütmek; yerel yetkililerden, sağlık ve diğer kamu kuruluşlarından, kooperatif ve sosyal girişimlerin liderlerinden, fon sağlayıcılarından ve yatırımcılardan oluşan 250 kişilik bir başlıca karar alıcılar grubunu bir araya getirdi. Toplantılar ve atölyelerde, ülke genelinde ekonomik ve toplumsal iyi oluşu sağlamakta sosyal ekonominin nasıl çok daha merkezi bir rol oynayabileceği araştırıldı.
Katılımcılar farklı yerlerde nelerin işe yaradığını (veya yaramadığını) öğrendiler. Amaç, yerel temelli, işbirlikçi ve sosyal girişim yeniliği için bir gelecek vizyonu oluşturmaya yardımcı olmaktı. Bunun yanında, İngiltere’nin birçok yerinde insanlara ve topluluklara hizmet etmekte başarısız olan geleneksel ekonomik modellere ve politikalara karşı temiz, uygulanabilir alternatifleri desteklemek de amaçlandı.
Birlikte yaratmayı mahalle düzeyinde başlatmak
Fakat bariz zorluklar da vardı. “Birlikte yaratmayı mahalle düzeyinde başlatmalı, açık uçlu sorular sormalı ve dışlananları dinlemeliyiz,” dedi yoksulluk ve sosyal adaletsizlikle savaşan Southwark’taki Cambridge House adlı merkezin başkanı olan Karin Woodley. “Bu yollardan daha önce de geçtik. Önemsiz tarihi meseleleri didiklemeyi bırakmamız ve yeni fikirlere ve yaklaşımlara açık olmamız lazım.”
Dinlemek aynı zamanda Lord Victor Adebowale’ın sorumluluk kurallarından biriydi. “Sadece kendimiz için değil, çocuklarımız için de işe yarayan bir ekonomi yaratmalıyız,” dedi, Social Enterprise UK’nin başkanı olarak konuşan Adebowale. “Fakat bunu kendi başımıza gerçekleştiremeyiz ve gerçekleştirmeye de çalışmamalıyız. Bunu endüstriden ve topluluklardan insanlarla beraber yapmalıyız, onları da işin içine katmalıyız.”
Yeni ekonomi için dört sorumluluk kuralı
Lord Victor’un deneyimlerine göre dört sorumluluk kuralı vardı. “İlki, dinlemek ama dinlemek gerçekten zordur. Size dinlediğimi söylemem, duyulduğunuzun kanıtını görene kadar anlamsızdır. İkincisi, sahip olanlardan olmayanlara bir güç aktarımı olmalı. Böylece kendilerine güç aktarılanlar önceden yapamadıklarını artık yapabilmeliler.”
Aynı zamanda Co-op Group’ta yönetici olan Lord Victor, üçüncü kuralın insanlar için üretim yapmak yerine onlarla birlikte üretmek olması gerektiğini söyledi. “Bu yalnızca sağduyu,” dedi. “Hizmetleri, işleri ve işletmeleri insanlarla birlikte kurmalıyız, sadece onlar için değil. Ve son olarak, bu yeni ekonominin tasarımı bu odanın dışındakiler için bilinir olmalı. Aksi takdirde işe yaramayacaktır.”
Şu anki iş modelinde ilgisizlik, kopukluk, hayal kırıklığı ve kuşkuculuk yaygındır, diye ekledi. Ancak özenle yetiştirilmesi gereken filizler var. “Doğru yerde, doğru insanlarla, doğru şeyleri yapıyoruz. Öte yandan, emin olun ki hata yapamayız çünkü yedek bir planımız yok. Yeni ekonomi işe yaramak zorunda çünkü eskisi yaramıyor.
Özellikle son yirmi yıl süresince dünyada ve kooperatif akımında bir takım büyük değişiklikler gözlemlendi. Bunu göz önünde bulundurarak kooperatif hareketinin içinde olanlar olarak biz 2040’ı gerçekten işbirlikçi hale getirmek için ne yapabiliriz? Gelecek Kooperatifleri: Yirmi/Yirmi Vizyonu Konferansında ele alınan sorun bu oldu. Kooperatifler ile karşılıklılık ve topluluk yönelimli işletmeler alanında uzmanlaşan bir iş geliştirme danışmanı olan Cooperative Futures tarafından Birmingham’da düzenlenen konferans; belli sektörlerdeki zorluklara karşı yenilikçi kooperatif müdahalelerini inceliyor ki bunların arasında konut enerjisi, bakım, gıda, topluluk alanları, teknoloji ve ulaşım var.
Bakım hizmetleri ve konut sorunu için kooperatifler
Örneğin bakım konusundaki zorluklar; yaşlanan nüfus, emeklilik yaşının yükselmesi, ailelerin maddi olanakları elvermediğinden bakım hizmeti sağlamak için işlerini bırakamamaları, hükümet fonlarındaki, personel alımı ve var olan personel sayısının korunmasındaki yetersizliklerdir. Kooperatifler çoktan buna bazı çözümler sağlıyorlar ama ortak çalışma, ortak konutlar, toplulukları tekrar bir araya getirmek ve bakımın daha geniş bedellerini karşılamak gibi cevaplanması gereken daha büyük sorular var.
Topluluk gruplarının entegrasyonu, sürdürülebilir topluluk alanları için de yaşamsal. Delegeler kaç topluluk grubunun bu yapıların içinde olduklarından habersiz iş birliği ile çalıştıklarını öğrendi ki bu kooperatifler hakkında bir eğitimin gerekliliğine işaret ediyor.
Evsizlik ve konut güvencesiyle ilgili kooperatifler, ortak yaşam alanlarıyla ilgili olumsuz algılarla savaşabilir ve arsa satın almayla sermaye toplamanın sorunlarına dikkat çekebilirler. Delegeler, konut kooperatiflerini kurma, onlara katılma ve onları sürdürme konusundaki bilginin erişilebileceği ve bireylerin yatırım yapabileceği mekanizmaları öneren bir merkez olması gerektiği konusunda anlaşıyorlar.
Geçici işler ekonomisi ve uzaktan çalışmanın yükselişiyle izolasyon ve yetenek açığı etrafında büyüyen zorluklar da var. Delegeler, kooperatiflerin daha adil ücretler ve işçi sendikalarıyla bir topluluk bilinci sağlayabileceği konusunda hemfikir. Şirketlerin çalışanları tarafından devralınması işçi kooperatiflerinin sayısını arttırabilir. Fakat biz geleceğin nasıl olacağını bilmiyorken kooperatiflerin gelecek için nasıl insanları eğitebileceği sorusunun henüz yanıtı yoktur.
Hata yapamayız
“Bize sunulan koşullar içerisinde nasıl uyum sağlayacağımız ve gelişeceğimiz hakkında düşünmemiz gerekli,” dedi Birmingham Üniversitesinin Şehir ve Bölge Planlama Çalışmaları Merkezinden Dr. Peter Lee. Öte yandan, tıpkı Lord Victor gibi geleceği planlarken sorumlulukları hatasız yerine getirme konusunda uyardı.
“Gelecek oldukça kapitalist bir yapıda olabilir. Çünkü gelecek, çoğunlukla geleceğinden kuşku duymayan güvendeki insanlar tarafından tasarlanır,” dedi. Güvenin kaynağı bir emeklilik planı veya konut taahhüttü olabilir. “Bu, geleceğe belli bir dünya görüşü atfediyor. Bu şehirde, bazı insanlar için ‘gelecek’ sadece günün sonu ve sadece sofraya ekmek koymak anlamına geliyor.”
Not: Rebecca Harvey’in 27 Şubat 2020 tarihinde Co-op News blogunda yayımlanan yazısından Murat Soysaraç tarafından çevrilmiştir. Erişim