Tekelleşen dijital platformların olumsuz etkileri, demokratik yönetim ve kolektif mülkiyetin gerekliliğini gündeme taşımakta. Aşağıdaki çeviride, platform ekonomisi ile ilgili kavramlar gözden geçirilirken bir yandan da platform kooperatiflerinin potansiyeli değerlendirilmekte. Bu yazıdan sonra dünyadan bazı platform kooperatifi örneklerini tanıtan “Platform Kooperatifleri ve Çalışanlara Ait Uygulamalar” başlıklı çeviri yazımızı -daha önce okumadıysanız- okumanızı öneririz.
Platform Ekonomisi
Platformlar günlük hayatımızın neredeyse tüm yönleriyle, geri dönüşü olmayan bir şekilde iç içe geçti. Şimdiye kadar Airbnb üzerinden bir daire rezervasyonu yapmayan veya Uber üzerinden taksi çağırmayan kim var? Kaç kişi Noel hediyelerini Amazon’dan sipariş edecek? En son ne zaman bir yemek siparişi uygulaması kullandınız? Ve kullanılmayan mobilyalardan veya kıyafetlerden, onlara eBay’da ikinci bir hayat vererek kurtulmaktan daha iyi bir yol var mı? Dijitalleşme, işletmelerin çalışma şeklini geri dönüşü olmayan bir şekilde değiştirdi[i]. Özellikle dijital işletmelerin ortaya çıkışı ve ‘platform ekonomisi’ nin yükselişi, son on yılın en önemli trendlerinden biri olarak düşünülebilir.
Platformların Çalışma Şekli
Dijital platformların hızlı bir şekilde genişlemesi, kavram ile ilgili bazı belirsizlikler yarattı. Karışıklığı önlemek için ilk adım, platformların çalışma şeklini anlamaktır. Örneğin, Amazon öncelikle kendi ürünlerini bir çevrimiçi pazarda sunan bir e-ticaret kuruluşudur. Buna karşılık, Airbnb veya eBay gibi platformlar ne doğrudan kullanıcılarıyla etkileşime girerler ne de platformda işlem gören mallara sahiptirler. Sadece, ücret aldıkları benzerler arasındaki işlemleri kolaylaştırmak için alıcılar ve satıcıları birbirine bağlayan bir aracı görevi görürler. Bu tür ‘aracılık’ platformları, kullanıcıları çevrimiçinde eşleştirerek mal alışverişini veya ‘paylaşımını’ sağladıkları için genellikle ‘paylaşım ekonomisi’ olarak adlandırılır.[ii] Hizmet alışverişi için de belirli bir işgücü talebi ve arzıyla eşleştiği yerlerde (ev işleri, ulaşım veya yemek siparişi gibi) benzer platformlar mevcuttur. Literatürde bu tür işlemler genellikle ‘talep üzerine ekonomi’ (on-demand economy) veya ‘geçici işler ekonomisi’ (gig-economy) olarak adlandırılır.
Platformlar biçim ve büyüklük açısından farklı olsalar da hepsi tek bir asli mülkü paylaşır: hayatta kalmak için mümkün olduğunca hızlı bir şekilde ‘kritik kullanıcı kitlesine’ ulaşmaları gerekir. Ne kadar çok kullanıcı çekerlerse, arz-talep eşleşmesi o kadar kolay olur. Buna ek olarak, platformlar büyüdükçe, yeni kullanıcıların platformu bulma olasılığı daha yüksektir.[iii] Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, hızlı büyüme için bu acil ihtiyaç, çoğu platformun doğası gereği zaman içinde tekel olmak üzere tasarlanmasını açıklar. Genellikle girişim sermayesi ile finanse edildiklerinden, bu agresif büyüme stratejisi, yatırımcıların çok kısa bir zaman diliminde kâr elde etme ihtiyacı ile de ilişkilidir.[iv] Ancak açık olan bir şey vardır: bir platform güçlü bir kullanıcı tabanı olmadan asla yaşayamaz.
Platformların Olumsuz Sosyal Etkileri
Başlangıçta teknolojik bir yaratıcılık olarak övülmekle birlikte, birçok büyük ölçekli platform olumsuz sosyal etkileri nedeniyle giderek daha fazla irdelenmektedir. Özellikle platform ekonomisi içinde emeğin örgütlenme biçimi çok dikkat çekmektedir. Giderek artan sayıda çalışma, paylaşım ekonomisinde serbest çalışanların emeğinin kullanımının; kötüleşen işgücü koşulları ve ücretler kadar sosyal koruma eksikliği ile birlikte, işçilere yönelik bir risk transferi başlattığını ileri sürmektedir.[v] Ve platformlar, değer yaratmak için kullanıcılarına aşırı derecede bağlıyken, kullanıcılar şirketin kararlarını etkilemek için çok az pazarlık gücüne sahiptirler; tahakkuk eden kârın çoğundan da faydalanmazlar. Demokratik yönetişim ve daha kolektif mülkiyet için artan bir çağrı ortaya çıkıyor gibi görünüyor. Bu bağlamda, genellikle ‘platform kooperatifleri’ olarak adlandırılan kooperatif platformlarının potansiyeli ilgi çekmektedir.[vi]
Platform Kooperatifleri
Kooperatif platformları, katkıda bulunan üyelerin platform tarafından üretilen faydaları doğrudan almasını sağlamak için kooperatif ilkelerine bağlı kalırlar. Bununla birlikte, ele alınması gereken bir takım engeller de vardır. Teknoloji ve sermaye engellerinin üstesinden gelmek platform kooperatifleri için zorlayıcı olacaktır. Platformların değerlenmesi için ağların önemi göz önüne alındığında, ticari platformlarla ilişkili agresif büyüme stratejilerini kullanmadan kullanıcı tabanlarını nasıl genişleteceklerine karar vermeleri de gerekecektir. İşbirliği ilkelerine bağlı kalırken sağlam bir ölçeklenme stratejisi bulmak, platform kooperatiflerinin son kullanıcı için karşılanmamış bir ihtiyacı karşılayabilecekleri bir ‘niş’ bulmalarını gerektirecektir.[vii] Bu, sağlam platformlardan gelen şiddetli rekabetin üstesinden gelmek için özellikle önemli olacaktır.
Bu zorluklara rağmen, farklı platform modelleri için bir ivme olduğu görülmektedir. Erken araştırmalar, paylaşım ekonomisindeki farklı iş modellerinin kendi nişlerinde bir arada var olabileceklerini (en azından kısa vadede) ileri sürüyor gibi görünmektedir.[viii] Platform kooperatiflerinin dinamiklerini ve rekabetin çok olduğu bir piyasada yaşayabilecek bir alternatif haline nasıl gelebileceklerini daha iyi anlamak için ek araştırmalara gerek duyulmaktadır.
Notlar
[i] Wirtz, B.(2019). Digital Business Models. Concepts, Models, and the Alphabet Case Study. Springer, Switzerland
[ii] Geissinger, A., Laurell, C., Öberg, C., Sandström, C. (2019). How sustainable is the sharing economy? On the sustainability connotations of sharing economy platforms. Journal of Cleaner Production, 206, pp.419-429; Martin, C.J. (2019). The Sharing economy: A pathway to sustainability or a nightmarish from neoliberal capitalism? Ecological Economics, 121, pp.149-159; Hagiu, A. and Wright, J. (2013). Do you really want to be an eBay? Harvard Business Review, pp.103-108. Frenken, K and Schor, J. (2017) Putting the sharing economy into perspective. Environmental Innovation and Societal Transitions, 23, pp.3-10
[iii] Kenney, M., Zysman, J. (2016). The Rise of the Platform Economy. Issues in Science and Technology, pp. 61-67.
[iv] Piscicelli, L., Geke, D.S.L., Cooper, T. (2018). What makes a sustainable business model successful? An empirical comparison of two peer-to-peer goods-sharing platforms.
[v] Schor, J. (2017). Does the sharing economy increase inequality within the eighty percent? findings from a qualitative study of platform providers. Cambridge Journal of Regions, Economy and Society, 10, pp.263-279.; Scholtz, T. (2017). Uberworked and Uberpaid: How Workers Are Disrupting the Digital Economy. Polity Press. Cambridge.
[vi] Scholtz, T. (2017). The rise of platform cooperativism/ In ‘Uberworked and Underpaid’. How workers are disrupting the platform economy. Polity Press. Cambridge
[vii] ICA (2019). Digital democracy? Options for the International Cooperative Alliance to Advance Platform Coops. ICA discussion paper.
[viii] Münzek, K., Boon, W., Frenken, K. and Vaskelainen, T. (2018) Carsharing business models in Germany: characteristics, success and future prospects. Inf Syst E-Bus Manage, pp.271-291.
Not: Emma Bossuyt’un, KU Leuven Faculty of Economics and Business Blogunda 19 Aralık 2019 tarihinde yayımlanan yazısından Aylin Çiğdem Köne tarafından çevrilmiştir. Erişim