Galler’den Hırvatistan’a, oradan Hindistan’a, dünyanın her köşesinden kooperatiflerin ve kooperatifçilerin deneyimleri birlik olmanın gerçekten bir fark yaratabildiğini kanıtlıyor.
Birlikten kuvvet doğar, denir ve ödüllü gıda üreticisi Angharad Underwood da bunu pandemi sırasında gördü.
Geçen yıl, Covid-19 patladığında, Bayan Underwood işletmesi The Preservation Society’yi (Muhafaza Topluluğu) geçici olarak kapatmak zorunda kaldı.
Bayan Underwood, Galler’deki Cheptown kasabasında, ülkenin güneydoğusundaki İngiltere sınırının hemen yanında reçeller, hint turşusu ve diğer tür konserveler üretiyor.
Diğer yerel gıda üreticileri de aynı belirsiz durumda olduğundan, aralarından 25’i kepenk indirmek yerine kaynaklarını ortaya koyup bir araya gelmeye karar verdi.
Böylece Mayıs 2020’de Wye Walley Producers kooperatifini kurdular.
“Aksi takdirde muhtemelen çoğumuz işi bırakırdı,” diyor Bayan Underwood.
“Onun yerine güvenebileceğimiz insanlar – rehberlik, destek ve fikirler vardı. Birlik olarak bir fark yaratabileceğimizi gördük.”
Diğer ortaklar arasında bir elma şarabı üreticisi, kasap, kahve kavurucu ve iki biracı olduğundan, artık insanların tüm bu işletmelerden sipariş verebilecekleri bir internet siteleri var. Siparişten sonra, müşteriler her şeyi bir seferde haftalık arabaya servis marketten alabiliyorlar.
Başta da denildiği gibi, Wye Valley bir kooperatif olarak kuruldu. Peki, ama nedir bir kooperatif? Kısaca açıklarsak, kooperatifler ortakları tarafından sahip olunan ve demokratik olarak yürütülen işletmelerdir.
Bu, Wye Valley’nin durumunda olduğu gibi, bir grup küçük işletmenin bir araya gelmesi olabilir. Veya tek bir işletmeyi yürüten bir serbest çalışan işçiler topluluğu ve hatta (Co-Op süpermarket zinciri gibi) ortakları, üye olan milyonlarca müşteriyi içeren daha büyük bir perakendeci olabilir.
Ortak nokta, ortada hiçbir dış hissedarın olmaması ve gelirin ya ortaklar arasında paylaşılması ya da yeniden yatırılması.
Bunlar kulağa biraz eski moda geliyor ve kooperatif akımı gerçekten de 19. yüzyılda başladı. Fakat günümüzde İngiltere’de 7.000’den ve dünya çapında üç milyondan fazla kooperatif var.
Pek çok insan, İngiltere içinde ve dışında, bir kooperatif olmanın onları kendi başlarına, standart işletmeler olmaya kıyasla pandemiye karşı daha dayanıklı yaptığını söylüyor.
Wye Valley Producers’da, Bayan Underwood ortakların Zoom aramalarıyla birbirine yardım ederek saatler harcadığını söylüyor. “Mesele sadece para değil, asıl aynı şartlarda olan insanlarla yetenek ve bilgi paylaşmak.”
Hareketin küresel temsilcisi olan The International Co-operative Alliance (Uluslararası Kooperatifler Birliği, ICA), Covid-19’a yanıt olarak birlik olmadaki bu artışın dünyanın her yanında tekrarlandığını belirtiyor.
“Dünya çapında, kooperatifler çevrimiçi toplantılar ve web seminerleri organize ediyor,” diyor ICA mevzuat direktörü Santosh Kumar. “Uluslararası pratiklerin ve kaynakların paylaşımı alabildiğine yaygınlaştı.”
Southhampton’da kooperatif dükkânı October Books, 1977’den beri ticaret yapıyor. Kitaplardan başka vegan gıda, sebze ve etik temizlik ürünleri de satıyor.
“Pandeminin başlarında, ne yapacağımızı bilememekten gelen bir gerginlik ve belirsizlik hissi vardı,” diyor çalışanlardan Clare Diaper.
October Books, İngiltere’deki hareketi temsil eden organizasyon olan Cooperatives UK’in desteği ve tavsiyeleri sayesinde yeni duruma uyum sağlayacak bilgiye ve güvene sahip oldu.
“Kooperatif olmak demek, dükkân için en iyisinin ne olduğu hakkındaki zor kararları bir takım olarak verebilmek demekti,” diyor Bayan Diaper.
October Books ve 103 ortağı dükkânı açık tutmaya ama geçici olarak sekiz kalıcı çalışanın dördüne ücretsiz izin vermeye karar verdi. “Çalışanlara ücretsiz izin verme ve çalışma saatlerini azaltma kararları kolektif olarak verildi,” diye ekliyor Bayan Diaper.
Avrupa’nın diğer ucunda, Hırvatistan’da, kadınlar tarafından yönetilen Brlog Brewery 2016’dan beri türlü biralar üretiyor.
“Pandemi vurduğunda, en başta şoktaydık çünkü çok miktarda bira üretmiştik,” diyor eş kuruculardan Ana Teskera.
“Birdenbire, hepsi depolarda kalmıştı. Onları kaybetme ve satılmış olan malların parasını alamama riski vardı.”
Bira işletmesinin altı yöneticisi ve gönüllülerle müşterilerin de dâhil olduğu 90 kooperatif ortağı, bir plan geliştirdi: Barlara ve dükkânlara satış yapmaktan başka bir yol bulacaklardı.
“[Onun yerine] biranın çoğunu kooperatif ağı aracılığıyla sattık, doğrudan ortaklara dağıtım yaptık ve hatta fazladan üretmek zorunda kaldık,” diyor Bayan Teskera.
Bu yöntem o kadar başarılı oldu ki, kıyı kenti Zadar’da bulunan bira işletmesi geçtiğimiz yaz daha büyük bir binaya taşındı.
“Çok şey öğrendik, harika değişiklikler yaptık, çalışanlarımızın hiçbirini işten çıkarmadık – ve hatta yeni bir çalışan kazandık,” diyor Bayan Teskera. “Takımımız artık daha bağlı, daha güçlü ve yoluna devam etmekten mutlu.”
Hindistan’da, Self-Employed Women’s Association (Serbest Meslek Sahibi Kadınlar Derneği, Sewa) adında bir organizasyon, 1972’den beri kadın işçilere kooperatif kurmaları için yardım ediyor.
“Pandemi ortaklarımıza çifte darbe vurdu,” diyor Sewa kıdemli koordinatörü Salonie Muralidhara Hiriyur. “Sağlık ve geçim kaynaklarına devasa bir ölçekte zarar verdi. Ev işi ve çocuk bakımı gibi bazı iş sektörleri tamamen durma noktasına geldi.”
Ortaklarına pandemi sürecinde yeni gelir fırsatları bulmalarında yardımcı olmak için, Sewa WhatsApp video aramaları aracılığıyla eğitim sınıfları düzenledi. Bunların arasında nasıl maske üretileceğiyle ilgili bir ders de vardı.
Abodana Mandali adında bir el sanatları kooperatifinin ortağı olan Rehat Rangrez, bu derslere katıldı. “Ondan sonra kooperatifteki diğer kadınları da nasıl maske yapılacağı konusunda eğitmeye başladım – tabii hepsi video aramaları yoluyla,” diyor.
O ve “kooperatifçi kız kardeşleri”, sadece üç ayda 20.000 maske yapacak kadar ilerlediler. Bu iş sayesinde, Bayan Rangrez ailesini destekleyecek kadar gelir elde etti.
Leeds Üniversitesi ekonomi bölümünde doçent olan Gabriel Burdin, kooperatiflerin genelde çok daha az işten çıkarma yaptığını söylüyor.
“Geleneksel işletmelerde, işten çıkarmalar en sık kullanılan maliyet azaltma stratejilerindendir,” diyor. “Kooperatifler, maaş kesintileri ve iş paylaşma düzenlemeleri gibi diğer önlemlerle uyum sağlarlar. Kooperatifler, krizlerin sonuçlarını üyeleri arasında paylaştırırlar.”
Fakat Prof. Burdin, kooperatiflerin kendi riskleri olduğu konusunda ikaz ediyor, özellikle üyeleri ve sahipleri işçiler olanlar.
Bu insanların kendi paralarını da çalıştıkları ve maaş aldıkları işe yatırdıklarını söylüyor. Bu yüzden, eğer işletme başarısız olursa, hem maaşlarını hem de yatırdıkları parayı kaybederler.
“Aynı şirkete hem emek hem de sermaye sağlayarak, tüm yumurtalarını aynı sepete koyuyorlar,” diyor Prof. Burdin.
Geleceği düşünürken, Cooperatives UK, şu sıralar 2021 Kooperatif Ekonomi Raporu için sektör hakkında kanıt toplamaya devam ediyor. İlk işaretlere göre, yeni kooperatifler hâlâ kuruluyor ve önceki yıllara göre daha azı kapanıyor.
“[Ve] biliyoruz ki pandemi öncesinde yeni kooperatiflerin ilk beş yıllarında ayakta kalması diğer işletme türlerine göre neredeyse iki kat daha muhtemeldi,” diyor Cooperatives UK başkanı Rose Marley.
Güneydoğu Galler’e dönersek, Bayan Underwood, sınırın her iki tarafında da ortakları olan Wye Valley Producers kooperatifinin şu sıralar bir teslimat servisi üzerinde düşündüğünü söylüyor: “Ve etkinlikler ve kurslar düzenlemek için sabırsızlanıyoruz, daha aklımızda bir sürü harika fikir var.”
Not 1: Katherine Latham’ın BBC News sitesinde 15 Nisan 2021 tarihinde yayımlanan yazısından Murat Soysaraç tarafından çevrilmiştir. Erişim
Not 2: Öne çıkan görsel, Robert Thomas — Unsplash