İtalyan kooperatifleri, daha doğru bir ifadeyle, İtalya’daki sosyal kooperatifler dezavantajlı bireylerin istihdamında önemli bir rol üstleniyorlar. Hükümlü ve tutuklular farklı atölyelerde, şaraphanelerde ya da çiftliklerde çalışarak hem cezaevi masrafları için para biriktirebiliyorlar hem de edindikleri bilgi ve becerilerle yeni bir hayata başlamak için bir fırsata sahip oluyorlar.
Hapiste geçirdikleri sürede kendi masraflarını ödeyen İtalyan hükümlü ve tutuklular cezaevinden çoğunlukla borç içinde ve vasıfsız bir şekilde tahliye oluyorlar. Bir kooperatif ağı bunu değiştirmeye çalışıyor.
Kuzey İtalya’da, Torino’nun merkezindeki küçük bir mağazanın raflarına el yapımı takılar, yerli şarap şişeleri ve diğer zanaat işi ürünler dizilmiş. Şık giyimli iki kadın el çantası seçeneklerine göz gezdiriyor.
“İtalyan Malı” hem turistleri hem yerlileri çeken gözde bir etiket. Ama buradaki ürünler tam olarak, ve iftiharla, ‘Carcere Malı’ (İtalyanca cezaevi).
Kırk kooperatif Freedhome adını taşıyan bu mağazaya, 2.000 civarında hükümlü ve tutuklunun ürettiği malları tedarik ediyor. Bu kişilerin yaklaşık yarısı gündüzleri cezaevi dışında; çevre kasabalardaki çiftliklerde, şaraphanelerde ya da farklı atölyelerde çalışıyor.
Mağazanın internet sitesine bakılırsa, ürünlerin ortak özellikleri kaliteye verdikleri önem: “Bisküvi olsun, tişört olsun, yazılı bir şey, bir paket kahve ya da bir tasarım ürün olsun, hedefimiz hep aynı: En yüksek kâr değil, en yüksek kalite.”
Mağazada çalışan ve kendini bir satıcı kadar da eğitmen olarak gördüğünü söyleyen Alberto Borgna, “[bu işçilerin] üretimin ardındaki çabaları muazzam ve buna saygı duyulmasını istiyorum,” diyor. Elleriyle farklı nesneleri gösteriyor hevesle.
“Müşterilere hep ürünlerin ardındaki hikâyeleri anlatmak istiyorum,” diyor Roma’daki Rebibbia cezaevindeki kadınların yaptığı bir dizi el çantasını işaret ederek. “Amacımız, her zaman başka bir hayatın mümkün olduğunu göstermek.”
İşler ve fırsatlar
Aşırı kalabalık cezaevleriyle (şu anda doluluk oranı %107) kötü bir üne sahip İtalya’da 54.000’den fazla kişi hapis yatıyor – ve tartışmalı şekilde %30’u herhangi bir suçtan hüküm giymemiş ancak yargılanmayı bekliyor. (İngiltere ve Güney Galler’deki cezaevleri de benzer şekilde aşırı kalabalık ama içerdekilerin sadece %16’sı tutuklu.)
İtalyan mahkûmların genellikle aylık 120 Avro civarındaki kendi masraflarını karşılamak zorunda olmalarının büyük bir sorun olduğunu söylüyor Borgna. Yani pek çok kişi “hapisten vasıfsız, parasız ve borç içinde çıkıyor” ve genellikle “yardım edecek birisi olmadan tek başına kalakalıyor”.
Borgna ve diğerlerinin, cezaevi dışındakilerle aynı ücretten iş vererek ve gıdadan, kıyafete ve aksesuara dek her şeyi üretecek zanaatkar üreticiler olmaları için yeni bilgiler öğrenme ve yüksek değerli beceriler edinme fırsatları sağlayarak çözüm bulmaya çalıştıkları şey bu.
Bu girişimler, medyadaki yayınlar (büyük gazeteler ve Rolling Stone İtalya da dâhil) ve çözüm ortaklıkları (mesela donanım marketler zinciri Leroy Merlin kadın hükümlüler tarafından yapılan önlükleri ve diğer tekstil ürünlerini kullanıyor) aracılığıyla ülke çapında ilgi çekti.
Hapisteymiş gibi hissetmiyorsun. Umudun oluyor ve bir şeyleri değiştirmek için bir arzun oluyor.
Eski bir mahkûm olan Lina, kooperatiflerden biri için çalışma deneyimini Vanity Fair Italy’ye anlatırken “hapisteymiş gibi hissetmiyorsun,” ifadesini kullanmış. “Umudun oluyor ve bir şeyleri değiştirmek için bir arzun oluyor. Kendim için konuşuyorum ama bu deneyim olmasaydı [hapisten sonra] kendimi toplamayı başaramazdım. Bugün hâlâ onlarla çalışıyorum.”
Kuzeydoğu İtalya’daki bir hapishanede yapılan bir panettone (İtalyan Noel keki) 2017 yılında popüler yemek sitesi Gambero Rosso tarafından ülkenin en iyi on kekinden biri seçti ve hatta geçen yıl New York Times haberine konu oldu.
Somut çözümler
Freedhome mağazasına farklı ürünler getirmek için İtalya’daki diğer kişilerle koordineli çalışan bir sosyal kooperatif olan Extraliberi’nin başkanı Gianluca Boggia, “cezaevindeki insanların çalışma hakkı” olduğunun üzerinde duruyor.
Fakat, Boggia’nın açıklamasına göre, çoğunlukla hükümlü ve tutuklulara ya çok az para ödeniyor ya da hiç ödenme yapılmıyor. “54.000 kişiden yaklaşık 12.000’i cezaevinin yönetimi için çalışıyor; hapishanenin günlük bakımına yardım ediyorlar ve genellikle bu insanlara emekleri karşılığında hiçbir ödeme yapılmıyor.”
“Cezaevlerindeki işin ücret ve çalışma saatleri bakımından dışardaki işlerle aynı niteliklere sahip olması gerekir,” diye devam ediyor. Onunki gibi kooperatiflerin sağlamaya çalıştığı şey de bu. “Diğer tüm işçiler gibi onlar da çalışanlar,” diyor. “Bu önemli çünkü çalışarak topluma borçlarını ödüyorlar.”
Extraliberi’nin (“Süper özgür”) Torino’da bir de serigrafi baskılar ve giysiler üzerine özel nakışlar tasarlayan ve üreten bir baskı dükkânı var. Yerel hapishaneden gündüzleri serbest bırakılan mahkûmları istihdam ediyor.
Boggia, 2007’de tanımladığı sorunlar için somut çözümler üretmeye karar verip Extraliberi’nin eş kurucusu olduğunda bir araştırma kurumunda cezaevi yönetmelikleri üzerinde çalışıyordu.
“Cezaevlerindeki işler önem taşır çünkü hükümlülerin tekrar hapse düşmesini engellemeye yardımcı olur. Belki dışarıda asla yasal bir işi olmamış bir mahkûm, ticaret ve iletişim becerileri edinip kendine farklı bir gelecek kurabilir.”
Bununla birlikte, Boggia hapishane dışındaki yaşama ve çalışma ortamına geçişin bazı kişiler için özellikle güç olduğunu da açıklıyor. Tutuklulukların yaklaşık üçte biri, bir de İtalya’nın bürokratik göçmenlik süreciyle uğraşmak zorunda olan yabancı uyruklular (İngiltere ve Güney Galler’de bu oran %13).
“Belki hapiste oldukları için kaybettikleri ya da yenileyemedikleri oturma izinleri vardı” diye örnek veriyor Boggia. “Tahliye edildiklerinde bu durum tam bir felaket.”
Güçlükler ve ödüller
Freedhome’un rafları renkli el çantaları, dizüstü kılıfları, şapkalar, aşçı önlükleri ve diğer giyim eşyalarıyla dolu. Şarap ve yiyecekler örneğin zeytinyağı, bal, ot kuruları ve biscotti de satın alabilirsiniz. Raflardan birinde Milano’nun güneyindeki Cremona cezaevinde elle yapılmış makarna sosları, sebze konserveleri ve turşuları sunuluyor.
Bu mahpuslar Guisy Brignoli’nin yönettiği Rigenera Bon (‘Güzel İyileşir’) tarım kooperatifinde çalışıyorlar (bazıları günlük izinle).
Brignole, mahpuslarla uğraşmanın her zaman kolay olmadığını söylüyor. Mesela, işçilerin başında duracak iyi bir sorumlu bulmak; “üçlü bir iş tanımı vermeniz lazım: Çiftlik çalışanı, aşçı ve cezaevi sosyal hizmet uzmanı. Yani herkese göre değil.”
Tahliye olduklarında bazı hükümlüler kooperatif için çalışmaya devam etse de çoğu bırakıyor. Mesela, ülkenin başka bir bölgesine taşınabiliyorlar. Zamanlama Brignoli için zor olabiliyor. “Er ya da geç cezaları bitecek ve bu genellikle tam da [yönetsel] bir rol için yeterli deneyimi edindiklerinde oluyor,” diye açıklıyor.
Ama, Brignoli’ye göre, mahpusları işe almanın ödülleri dikkate alınmayacak gibi değil. “Mahkûmların ruh halini düşünürseniz olumlu bir etki yaratıyoruz çünkü hücrelerinden çıkıp çalışma, biraz para biriktirme ve yeni beceriler öğrenme fırsatları oluyor.”
Avrupa Hapishane Gözlemevi’nin 2019 tarihli raporuna göre, “Avrupa genelinde tutukluların üçte birinden azı çoğunlukla sınırlı saatlerde, vasıfsız işlerde ve cezaevinin işlerinde çalışıyor.”
Dünya çapındaki yetkililer, cezaevi sistemlerinin nihai amacının rehabilitasyon olduğunu iddia ediyorlar ve insanlar da bunu gerçekleştirmekte yetersiz kaldıkları için onları eleştiriyorlar. Yani Borgna, Boggia ve Brignoli’nin çözmeye çalıştıkları sorunlar İtalya ile sınırlı değil. Yabancı alıcılar ‘İtalyan Malı’ etiketlerine gıpta ile bakıyorlar ne de olsa İtalya ünlü bir moda ve gıda üreticisi. ‘Carcere Malı’ da dünya çapında ünlü olabilir mi?
Not 1: Rozanna Travis’in 24 Ocak 2022 tarihinde Open Democracy’de yayımlanan “Proudly ‘Made in Prison’: Italian co-ops hire inmates to make food and fashion” başlıklı yazısından Barış Soysaraç tarafından çevrilmiştir. Erişim