Ünlü kadın güçlendirme aktivisti ve SEWA’nın kurucusu Ela Bhatt, 2 Kasım’da 89 yaşında hayatını kaybetti. Elaben ‘i SEWA’daki kız kardeşlerinden biri olan Mirai Chatterjee’nin kaleme aldığı yazı ile anıyoruz. Bu yıl, 50. kuruluş yılını kutlayan SEWA’nın, daha uzun yıllar boyunca Ela Bhatt’ın ilkeleri doğrultusunda çalışacağına ve dünyanın dört bir yanındaki kadınlara ilham vermeye devam edeceğine inanıyoruz.
Onu övmek için pek çok sıfat kullanıldı; nazik devrimci, “shramjeevi” (çalışan) kadınların Mahatma’sı ve daha fazlası. Bizim için, Sewa (Serbest Çalışan Kadınlar Örgütü) kız kardeşleri için ve Hindistan ile dünyanın her yerindeki binlerce kişi için Ela Bhatt tek kelimeyle “ben” (kız kardeş) idi.
Özgürlük savaşçılarından oluşan ailesi, erken yaşlarında ona fedakârlık ve hizmet etme fikirlerini aşılamıştı. Surat’ta üniversitedeyken öğrenci lideri ve müstakbel kocası Ramesh Bhatt ile tanıştı ve birlikte eşsiz bir ortaklık kurdular: Gandici ruh ve gelenek içinde en yoksul ve en savunmasız kişilere hizmet etmek.
Genellikle Gandici olarak tanımlanan Elaben, etiketlere ve kategorilere meydan okudu. Eşsiz bir liderlik tarzına sahip olağanüstü bir liderdi: “Jay beeja nay aagad karay te aagewan” (liderler, başkalarını öne çıkaranlardır). Ve o, bunu yaptı. Hindistan’da ve diğer yerlerde sayısız kadına; farklı işkollarında, sendikalarda, sivil toplumda, hükümette, iş dünyasında ve akademide bulunan pek çok kadına ilham verdi. Kayıt dışı kadın işçilerin olduğu her yerde, onların yol gösterici ışığı oldu. Motive etti, ilham verdi, cesaretlendirdi; tüm kastlardan, inançlardan, dinlerden ve coğrafyalardan kadınların çiçeklenmelerine ve kendi potansiyellerini bulmalarına olanak sağladı. “Öğretmen” kelimesini pek umursamadı, ama çoğumuz için öğretmendi ve hatta ondan öteydi. Gandi’nin değerlerine sıkı sıkıya bağlıydı ve hem merkezi olmayan demokratik örgütleri hem de “anubandh”ı yani insanların gezegenle olan bağlantılarını destekledi. Basit ve karmaşıklıktan uzak yaşadı, mal mülk gibi yükler olmadan.
Kadınları birleştirme, kardeşliği ve dayanışmayı kurma eylemi olan örgütlenmenin sıkı bir savunucuydu. Bize sık sık, bunun temel yapı taşı olduğunu söylerdi ve unutulmaz gülümsemesiyle şunu eklerdi: “Kestirme yol yok, sendikalar, kooperatifler ve Sewa hareketimiz gibi üyeliğe dayalı örgütleri kurmak ve güçlendirmek için çok çalışmalıyız. Sewa hareketi; emek, kooperatif ve kadın hareketinin ‘sangam’ı (kaynaşması) ve tüm bunların bir araya getirilmesinden daha fazlası, kayıt dışı kadın işçilerin hareketi.”
Vizyon sahibi bir kadın olarak, serbest meslek sahibi kadınlar hareketi hayalini gerçekleştirmek için gece gündüz çalıştı. Pek çok ilke imzasını attı, ancak başarılarını ve elde ettiği birçok ödülü ve takdirleri önemsemedi. Bunların, bize açıkladığı üzere, ekonomik güçlenmeye ve kendine güvenmeye yani “swaraj”a giden uzun yolda hep birlikte kazanılan küçük zaferler olduğuna yürekten inanıyordu. Mikrofinans hareketine desteği ve dünyada türünün ilk örneği olan Sewa Bank’ı kurması onun ufuk açıcı katkılarından biriydi. Meksika’daki Birleşmiş Milletler kadın konferansında Michaela Walsh ile kurduğu dostluk, Kadın Dünya Bankacılığı, Kadın Dünya Bankacılığı Dostları, VimoSewa, Sewa sigorta kooperatifi gibi kadınlara yönelik finansal hizmetler ile sonuçlandı.
Mükemmel bir teşkilatçı olduğundan, genç bir avukat iken Anasuyaben Sarabhai ve Gandi tarafından kurulan tekstil işçileri sendikası Majoor Mahajan Sabha’da işçileri örgütlemeye başladı. Kayıt dışı kadın işçilerin dünyası, orada, gözlerinin önündeydi. Sık sık o noktadan sonra geriye dönmenin mümkün olmadığını söylerdi. Serbest çalışan kadınların Hint ekonomisinde ve toplumunda hak ettikleri yeri almaları amacıyla hareketi örgütlemenin hayatının işi olacağını anladı.
Birkaç ay önce Sewa’nın 50. yılını kutlamak için, eski ismi Victoria Garden olan, Lokmanya Tilak Bagh’daki tespih ağacının altına bir banyan ağacı dikti. Hareketimizi banyan ağacına benzetmekten hoşlanırdı. Yaşlı kumaş satıcısı Chandaben, hazır giyim işçisi Karimaben ve onlar gibi bir avuç kadın ile başlayan Sewa’yı bugün 18 eyaletteki 2,1 milyon işçinin hareketi haline getirdi. Sewa, yetenekli liderliği altında büyüyerek dünyanın en büyük kayıt dışı kadın işçi hareketi oldu. Ulusal birlik olan Sewa ile Hindistan’a ve birkaç kıtaya yayılmış kooperatifler ve kolektifler gibi binlerce küçük, orta ve büyük örgütler var. Bu örgütlerden biri, kurucuları arasında yer aldığı, taban örgütleyicileri, araştırmacılar ve politika yapıcılardan oluşan bir ağ olan Wiego’dur (Küreselleşen ve Örgütlenen Kayıt Dışı İstihdamdaki Kadınlar). Kadınların yaptığı onca işe rağmen asla fark edilmemelerinin ve saygı görmemelerinin en büyük adaletsizlik olduğunu sık sık söylerdi. Kendisi için her zaman özel olan sokak satıcılarının uluslararası örgütü olan Streetnet’in kurulmasına yardım etti. 50 yılı aşkın bir süre önce sokak satıcılarıyla çalışmaya başlamıştı ve onların hakları için verdiği mücadele, Elaben için çok değerli bir davaydı. Rajya Sabha’da[i] onların Parlamento’da karşılaştıkları adaletsizlikler hakkında konuştu; şaşkınlığa uğrayan üyeleri hatırladıkça gülerdi.
Elaben, öncelikle ana dili Güceratça olmak üzere basit, çağrışımsal bir dilde açıklama ve yazma becerisine sahipti. Karizmatik ve mütevazı, hayatının işinin kadınlar, çalışma ve barış olarak özetlenebileceğini söylerdi. Yılların bilgeliğini ve deneyimini The Elders’a taşıdı ve sağlam örgütçülük deneyimi ve keskin stratejik duyusu nedeniyle orada bir kez daha farkını ortaya koydu. Herkes tarafından kucaklandı, ama hepsinden önemlisi, her yerde yüz binlerce Sewa “benler” yani Sewa kız kardeşleri tarafından sevildi. Her Sewa etkinliğinde izdiham arasında kaldı; Manek Chowk’ta sokak satıcılarının hakları için mücadele ettiği Laxmiben Tetabhai’den sıcak bir dostluk kurduğu Nelson Mandela’ya kadar hayran listesi uzun ve çeşitliydi.
Aynı zamanda uzman bir ev kadını, aşçı ve kusursuz bir ev sahibesiydi ve şarkı söylerken sesi anında cezbederdi. İngilizce ve Güceratça sayısız makale ve birçok kitap dışında, Güceratça bültenimiz Anasuya için kaleme aldığı yazılarla, sokak satıcıları üzerine yazdığı bir oyun ile olağanüstü bir yazardı. Bunlardan biri, hayatının eseri olarak nitelendirdiği Fakiriz Ama Çokuz adlı kitabıydı. Bir diğeri, önderlik ettiği ve düzenlemelerini yaptığı aydınlatıcı rapor; Serbest Çalışan Kadınlar ve Kayıt Dışı Sektördeki Kadınlar Ulusal Komisyonu’nun Shramshakti raporuydu. Hindistan’ı boydan boya dolaşarak kadınları dinledi, çalışırken çektikleri eziyetleri, şarkılarını ve eşit ve adil bir geleceğe dair umutlarını kaydetti.
Elaben, bize kurduğu ve ustalıkla yönettiği birçok kuruluştan oluşan zengin bir miras bıraktı. Bu miras bize, özgürlük hareketimizin yarım kalan işini, yoksullukla savaşmayı ve swaraj mücadelesini ilerletmeyi, ülkemizin çalışkan kadınları başta olmak üzere herkese iş, gelir, gıda güvencesi ve sosyal güvence sağlamayı hatırlatıyor. Onu anarken, biz Sewa kız kardeşleri, onun yarım kalan işini ileriye götürmeye ve topraklarımızın her köşesinde örgütlenmeye, kadın liderliğini ve kadınlara ait demokratik, kapsayıcı, merkezi olmayan, üyelik temelli örgütleri inşa etmeye, onlar için, aileleri, Hindistan ve ortak küresel ailemiz için sağlam bir gelecek inşa etmeye kararlıyız.
[i] Hindistan Parlamentosu’nun üst kanadı
Not: Mirai Chatterjee’in 3 Kasım 2022 tarihinde The Hindustan Times’da yayımlanan yazısından Aylin Çiğdem Köne tarafından çevrilmiştir. Erişim
Beni, insanları ELA ile tanıştırdığınız için teşekkür ederim. Hayran oldum, ilham aldım. Teşekkürler Sosyal Ekonomi ve Aylin hn.
“Fakiriz fakat çokuz ” kitabını okumak isterdim. Türkçeye çevrilmesini çok isterim.
Sizin için ne yapabilirim? Desteğimi eyleme taşımamama alan açarsanız hizmet etmek isterim.
Şükranlarımla, sevgiler