ILO Kooperatifler Birimi eski başkanı Dr. Hagen Henrÿ saygın bir kooperatif hukuku uzmanıdır. Okuyacağınız yazıda Dr. Henrÿ, bir kooperatif yasasını “iyi” yapan özellikleri sıralıyor; kooperatifleri şirketlerden ayırt eden özelliklerin yasalarda kapsanması ve uygulamada korunması gerekliliğinin altını çiziyor.


‘Hukuk, kooperatif olduğunu iddia eden bu işletmelerden hangisinin gerçekten kooperatif olduğunu saptamanın yollarından biridir.’

Geleneksel şirketler, şirketler hukukuna tabidir. Ancak küresel olarak, kooperatif işletmeleri yöneten mevzuat çok daha az standartlaştırılmıştır. Mevzuat, kooperatiflerin büyümesini ve gelişmesini nasıl etkiler? Ve öncelikle kooperatif kimliğinin korunmasında kooperatif hukuku nasıl bir rol oynar?

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), kooperatif hukuku ile ilgili ilk kılavuzunu 1998’de yayınladı. 2005’te yapılan ikinci baskıda, yeni kabul edilen Kooperatif Kimliğine İlişkin ICA Bildirgesine, BM’nin kooperatiflerin geliştirilmesi hakkındaki kılavuzlarına ve ILO’nun Kooperatiflerin Teşvikine İlişkin 193 Sayılı Tavsiye Kararına atıf yapıldı.

Helsinki Üniversitesi’nde misafir karşılaştırmalı hukuk profesörü ve Uluslararası Kooperatifler Birliği Kooperatif Hukuku Komitesi (ICA-CLC) başkanı Dr. Hagen Henrÿ, “BM ve ILO belgelerinde kooperatif değerleri ve ilkelerine yapılan atıf, bu değerlerin ve ilkelerin ne denli önemli hale geldiğini gösteriyor. Gitgide daha fazla kooperatif yasası bunlardan söz ediyor,” dedi.

ICA-CLC, kooperatiflerin tanımının çağdaş yasal yorumuna yönelik öneriler geliştirmek için ICA’nın Kimlik Komitesi ile birlikte çalışmaktadır. Kısa bir süre önce, tüm dünyadaki kooperatif yasalarına erişim sağlamak amacıyla law.coop adlı bir web sitesi kurdu.

ICA-CLC’ye paralel olarak, Kooperatif Hukuku Uluslararası Forumu’nu düzenleyen ve Uluslararası Kooperatif Hukuku Dergisi’ni yayınlayan bir kooperatif hukukçuları topluluğu olan Ius Cooperativum var.

ILO Kooperatifler Birimi’nin önceki başkanı olan Dr. Henrÿ, ILO için Kooperatif Mevzuat Kılavuzunun birinci, ikinci ve üçüncü baskılarını yazmıştır.

Bir kooperatif yasasını ‘iyi’ yapan nedir?

Dr. Henrÿ’ye göre, ‘iyi’ bir kooperatif yasası – ICA tarafından tanımlandığı şekliyle – karmaşık işbirliği ilkelerini yasal kurallara çeviren bir yasadır. Buna karşılık, onu ‘doğru’ anlayan ülkeler, teorik olarak, ilkeleri yasal kurallara en iyi çevirenlerdir.

“Kooperatif Kimliğine İlişkin ICA Bildirgesi, bir birlik olan ICA’nın iç kurallarının mevzuatının ayrılmaz bir parçasıdır – dolayısıyla ICA üyeleri için (ve dolaylı olarak bu üyelerin üyeleri için de) bu, yasalara saygı göstermelerini sağlamak görevlerinin bir parçası olduğu için son derece önemli ve yasal olarak da ilgilidir.”

“Kooperatif yasaları kooperatiflerin büyümesine yardımcı olur mu? Kısa cevap evet. Ancak soru çok, çok karmaşık bir gerçekliğe hitap ediyor. Bence hukuk, kooperatif olduğunu iddia eden bu işletmelerden hangisinin gerçekten kooperatif olduğunu saptamanın yollarından biri. Bunu ortaya çıkaracak mekanizmayı sağlaması için hukuka daha fazla güvenmeliyiz.”

Uygulama ve eğitim

Mevzuatla ilgili zorluklar, yasalarla bitmiyor. “Yasanın uygulanması çok önemli. Yasa uygulanmazsa sadece iyi bir metne sahip olmanın bir yararı olmaz,” diyor Dr. Henrÿ. Kooperatif yasalarının uygulanması ve sürdürülmesi için, bunları anlayan hukukçular olmalıdır. Ancak işletme ve iktisatta olduğu gibi, çoğu hukuk fakültesinde ders içeriklerinde kooperatifler yoktur.

“Öğrencilerime her zaman sorduğum ilk sorulardan biri şudur: ‘Hiç kooperatif yasasına rastladınız mı?’ Birkaç istisna dışında, cevap her zaman hayır, asla.”

1970’lerin başından itibaren konunun müfredattan, araştırmalardan ve ders kitaplarından kayboluşunu gördü. “Anekdot olarak, o sıralarda, petrol krizi, Roma Kulübü’nün ilk raporu, büyümenin sınırları hakkında konuşmalar – doğal kaynakların denklemlerden nasıl çıkarıldığına ve ekonominin finansallaşmasına yanıt olarak – vardı. Ekonomi için ihtiyaç duyduğunuz ‘doğal kaynakları’ sermaye ile ikame edebileceğiniz düşüncesi vardı. Bu da sermayeye ve kârı maksimize etmeye vurgu yapan şirketlerin yeğ tutulmasına yol açtı, yani kooperatifler konunun dışında kaldı. ”

Ancak sürdürülebilir kalkınma ile ilgili yeni tartışmalar gündeme geldikçe ve sosyal sorumluluk sadece siyasi olmakla kalmayıp ciddi bir yasal sorun haline geldikçe işler yeniden değişiyor.

Bu bağlamda, kooperatifler ve kooperatif hukuku için mesele kooperatif ayırt ediciliğinin nasıl gösterileceğidir. Dr. Henrÿ, “bunu yapmak oldukça zor çünkü işletmeler aynı şeyleri rapor ediyorlar, örneğin çevresel ve sosyal sorunlar” diyor. “Yasal anlamda kooperatiflere özgü, ayırt edici olan ve umarız ki öyle kalacak olan iki şey, demokratik katılım ve dayanışmadır. Dayanışma, temelde, karşılığında bir şey alacağınıza dair yasal olarak korunan herhangi bir beklenti olmaksızın yükümlülükleri kabul etmeniz anlamına gelir; bu kooperatifler ve kooperatif hukuku için önemli bir konudur.”

MEC ve koruma

Kooperatif hukuku, kooperatiflerin büyümesini (hem nicelik hem de nitelik olarak) sağlamanın yanı sıra, işler durumda olan, mevcut kooperatif işletmelerinin korunmasında da etkiye sahiptir. Eylül ayında, Kanada’nın Dağcılık Malzemeleri Kooperatifi’nin (Mountain Equipment Co-op, MEC) ABD’li özel sermaye şirketi Kingswood Capital Management’a satışı, küresel harekette, özellikle de karar konusunda kendilerine danışılmadığını şiddetle beyan eden MEC’in kendi üyeleri arasında, büyük ölçekli protestoya ve vicdan muhasebesine neden oldu.

“MEC ile ilgili olarak, durumu bilmediğim için bunun kanunen engellenebileceğini söylemiyorum, ancak ilkelere göre üyelerin dâhil olmaları gerektiği kadar dâhil olmamalarının ciddi bir sorun olduğunu düşünüyorum,” diye belirtiyor Dr Henrÿ.

“Bu uç bir örnek, ancak katılım konusunu, daha doğrusu katılım eksikliğini vurguluyor. Genel olarak, her büyüklükteki kooperatifte katılımın rahatsız edici bir konu olduğunu biliyoruz. Üye başına bir oy hakkınızın olduğu genel kurulunuza gidilirken birçok kişi tarafından da yanlış anlaşıldığını düşünüyorum.

“Bence bu, gülünç değilse de çok, çok basit bir bakış açısı. Sınırlandırılması gereken katılım düzeyi değildir. Katılımın kooperatiflerin tüm operasyonel ve örgütsel yönlerinde gerçekten çok saygın bir yeri olmalıdır.”


Not: Rebecca Harvey’in 5 Ocak 2021 tarihinde Co-op News blogunda yayımlanan “How co-operative law helps co-ops grow” başlıklı yazısından Aylin Çiğdem Köne tarafından çevrilmiştir. Erişim

Kategori(ler): Uygulama

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir