Siyasetçiler tam tersini düşünseler de gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) bir gösterge ve hatta bireysel refahın bir ölçütü olarak yanıltıcıdır (Köne, 2019). 1970’li yılların başında gelişmiş ülkelerde GSYH ile ilgili sorunlar belirginleştiğinde, alternatif gelişme ve refah ölçümü çalışmalarının ilk örnekleri ortaya çıkmaya başladı. O günden sonra pek çok ölçüt geliştirildi. Bunlardan sonuncusu “Ecological Economics” dergisinde yayımlanan Sustainable Development Index (Sürdürülebilir Gelişme Endeksi, SGE). Londra Üniversitesi’nden antropolog Jason Hickel (2020) tarafından geliştirilen endeks, güçlü sürdürülebilirliğin bir göstergesi olarak içinde yaşadığımız Antroposen’de insani gelişmenin ekolojik etkinliğini ölçmeyi amaçlıyor.
İlk Çalışmalar
1972’de Yale Üniversitesi’nden iki iktisatçı; William Nordhaus ve James Tobin Measure of Economic Welfare (Ekonomik Refahın Ölçüsü)’nü geliştirdi. Ölçü, ulusal çıktıyı (GSYH) başlangıç noktası olarak alıyordu, ancak GSYH’yi boş zaman ve ücretsiz çalışma gibi piyasa dışı faaliyetlerin değerini içerecek şekilde ayarlıyordu. Ayrıca, refahı azaltan çevresel zarar da hesaplamaya katılıyordu. Bu çalışma, Sürdürülebilir Ekonomik Refah Endeksi’nin öncüsü olarak görülebilir.
Index of Sustainable Economic Welfare (Sürdürülebilir Ekonomik Refah Endeksi) de başlangıç noktası olarak GSYH’yi alıyordu. Ekolojik iktisatçı ve durağan durum ekonomisi teorisyeni Herman Daly ve teolog John B. Cobb tarafından 1989 yılında geliştirilen endeks, ekonomik büyümenin zararlı etkilerini ve kamunun savunma harcamalarını refahı azaltıcı etkileri dolayısıyla GSYH’den düşmekteydi (Stockhammer et al., 1997).
Bir diğer çalışma Genuine Progress Indicator (Gerçek İlerleme Göstergesi)’dir (Fox, & Erickson, 2020). Gerçek İlerleme Göstergesi, öncülleri gibi ekonomik büyüme ve toplumsal ilerlemeyi birbirinden ayırır. Ekolojik ve sosyal sürdürülebilirliği izlemeyi amaçlar.
Bu çalışmalar, GSYH’yi düzeltme çabalarının ürünüdür (Lawn, 2003). Hesaplamalar kişisel tüketim harcamaları (GSYH için de başlangıç noktası) ile başlar ve ardından GSYİH tarafından yakalanmayan ekolojik ve sosyal maliyetleri/faydaları (piyasa dışı faaliyetlerin yararları ve suçun ve çevresel tahribatın zararları gibi) parasallaştırarak GSYH’yi düzeltirler.
Özetle, alternatif refah ölçütü geliştirme çabaları, GSYH’yi düzeltmek veya tamamlamak için özel olarak geliştirilmiş ulusal muhasebe ölçümleri ile başlamıştır. Bu hesaplamaların amacı ekonomik faaliyetlerin insan refahını doğrudan ilgilendiren sonuçları üzerinden ulusal hesapları düzeltmektir. Yukarıda kısaca değinilen üç ölçüt de GSYH’nın ekonomik çıktıyı tek bir rakamla özetleme mantığını izleyerek, ekonomik refahı tek bir rakam aracılığıyla özetlemektedir. Elbette refah, salt çıktı üzerinden değil sosyal ve çevresel değişkenlerin parasallaştırılmış etkileri göz önünde bulundurularak değerlendirilmektedir.
İnsani Gelişme Endeksi (İGE)
Pakistanlı iktisatçı Mahbub ul Haq tarafından geliştirilen İGE, 1990 yılından bu yana hesaplanmakta. Geliştirildiği dönemde, GSYH’nin, gelişmenin sosyal ya da insani boyutlarını yeterince hesaba katmadığı fikri kalkınma iktisatçıları arasında geniş kabul görmekteydi. İGE’nin amacı, kalkınma iktisadının odağını salt ekonomik genişleme açısından değerlendiren ulusal gelir hesaplarından başka bir yöne doğru kaydırmaktı. Ekonomik büyüme yanında sosyal çıktılar da dikkate alınmalıydı.
İGE, insani gelişmenin göstergesi olarak kabul edilen üç gösterge üzerinden hesaplanır: doğumda beklenen yaşam süresi, eğitim (ortalama okullaşma yılı ve beklenen okullaşma yılı) ve gelir (satın alma gücü paritesine göre kişi başı gayri safi milli gelir). Bu göstergeler gözlemlenebilir ve karşılaştırılabilir olduklarından İGE insani gelişmenin nesnel bir ölçütüdür. Bu yönüyle öznel iyi oluş göstergelerini (mutluluk ya da yaşamdan elde edilen tatmin gibi) kullanan diğer insani gelişme ölçütlerinden ayrılır. Amartya Sen’in (1999) temel işlevler ve kapasiteler kavramlarının İGE’deki etkisi belirgindir. Yaşam süresi ve eğitim bileşenleri bu kavramların işaret ettiği gelişmeyi ölçmeyi amaçlar.
İGE, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın yıllık raporları ile tanınırlık kazandı ve insani gelişmenin en çok kullanılan ölçütü oldu. Endeksin etkisi yıllık raporlarla sınırlı kalmadı. 2000 yılında ilan edilen Binyıl Kalkınma Hedefleri, endeksin dayandığı ilkelerden etkilenmişti.
Mutlu Gezegen Endeksi (MGE)
New Economics Foundation (Yeni İktisat Vakfı) tarafından geliştirilen MGE, ülkelerin bireylere uzun, mutlu ve sürdürülebilir bir yaşam sağlama konusundaki başarısını ölçmeyi amaçlar. İGE’den farklı olarak eğitim ve geliri dışarda bırakır, ancak sürdürülebilirliğin çevresel boyutunu hesaplamaya katar. Endekste yaşam beklentisi ile birlikte iyi oluş, eşitsizlik ve ekolojik ayak izi göstergeleri kullanılır.

İyi oluş, ülkede yaşayanların yaşamlarından genel olarak ne kadar tatmin sağladıkları ile ilgilidir. Gallup Dünya Anketi’nin bir parçası olarak toplanan veriye dayanarak 0 ile 10 arasındaki bir ölçek (Cantril Ölçeği) üzerinden değerlendirilir. Buradaki mantık şudur: Birisinin yaşamının ne kadar iyi olduğunu bilmek istiyorsanız bunu, ona doğrudan sorun. Ankete katılanlara “yaşam merdiveni” sorusu yöneltilir. “En tepedeki basamağın 10 olduğu bir merdiven hayal edin. Merdivenin tepesi, sizin için mümkün olan en iyi yaşamı (10) ve merdivenin altı (0), sizin için mümkün olan en kötü hayatı temsil etmektedir. Kişisel olarak, şu anda merdivenin hangi basamağında duruyorsunuz?”
Yaşam beklentisi verisi Birleşmiş Milletler’in İnsani Gelişme Raporu’ndan alınır. Eşitsizlik, belirli bir ülkede yaşam beklentisi ve iyi oluş değerlerinin ne kadar eşitsiz dağıldığının ölçüsüdür.
Ekolojik Ayak İzi göstergesi kaynak tüketimini gösterir ve ekolojik sürdürülebilirliği MGE’ye ekler. Ekolojik Ayak İzi, bir ülkenin tüketim kalıbını sürdürmek için kişi başına gereken ortalama toprak miktarıdır. Toprak miktarı hesabında yenilenebilir kaynak kullanımı (en önemlileri yiyecek ve orman ürünleri), altyapının kullandığı alanlar ve CO2 emisyonlarını massetmek için gerekli olan alanlar dikkate alınır. Standart bir birim olan küresel hektar cinsinden ifade edilir.
Sürdürülebilir Gelişme Endeksi (SGE)

SGE, İGE’nin temel mantığı üzerine kurulu olmakla birlikte, ekolojik sürdürülebilirliğe ilişkin hiçbir gösterge içermeyen, dolayısıyla ekolojik sınırlılıkları olan İGE’yi düzeltmeyi amaçlamaktadır. Hickel, sürdürülebilirlik açısından İGE’nin eleştirisini şu şekilde yapıyor: İGE’nin ekolojik sınırlılığı özellikle iklim krizi ve ekolojik çöküş sorunlarını yaşadığımız günümüzde açıkça ortaya çıkmakta. İGE, ekolojiye hiç dikkat etmediği için ortaya çıkan sonuçlarda, gelirin etkisi baskın olmaktadır ki bu da sürdürülebilirlik ilkelerinin ihlal edildiği anlamına gelir. İGE’de en üst sıralarda yer alan ülkeler kişi başına geliri yüksek ancak iklim değişikliği ve diğer ekolojik bozulma biçimlerine en çok katkıda bulunan ülkelerdir. Bu anlamda İGE ekolojik olarak sürdürülemez olan bir gelişme modelini desteklemektedir.
Bu eleştirilerine karşın Hickel, İGE’nin temel mantığını korumayı amaçlamıştır. SGE, insani gelişmeyi ekolojik etkinliği üzerinden değerlendirirken beş gösterge kullanır: eğitim, yaşam beklentisi, gelir, CO2 emisyonu ve madde ayak izi. Madde ayak izi çıkartılan ve tüketilen maddelerin (biyokütle, fosil yakıtlar, madenler ve yapı malzemeleri) ton cinsinden toplam ağırlığı ile ölçülür. Seçilen göstergeler insani gelişmenin ekolojik etkinliğini ölçme amacına uygundur.
Endeksin teknik yönleri konunun uzmanları için ilgi çekicidir. Ancak her endekste asıl merak konusu olan ülke sıralamalarıdır. 2015 verisine göre ilk on ülkenin sıralaması aşağıdaki tablodan görülebilir. Tabloda, karşılaştırma yapılması amacıyla ilgili ülkelerin İGE ve MGE’deki yerleri de belirtilmiştir.
Tablo: Sürdürülebilir Gelişme Endeksi İlk On Ülke
SGE Sırası | Ülke | SGE (2015) | İGE Sırası (2015) | MGE Sırası (2016) |
1 | Küba | 0.859 | 68 | – |
2 | Kosta Rika | 0.830 | 66 | 1 |
3 | Sri Lanka | 0.825 | 73 | 28 |
4 | Arnavutluk | 0.811 | 75 | 13 |
5 | Panama | 0.808 | 60 | 6 |
6 | Cezayir | 0.805 | 83 | 30 |
7 | Gürcistan | 0.801 | 70 | 40 |
8 | Ermenistan | 0.800 | 84 | 73 |
9 | Azerbaycan | 0.798 | 78 | – |
10 | Peru | 0.788 | 87 | 21 |
Kaynak: Hickel (2020), Human Development Report (2016), The Happy Planet Index 2016
Kaynakça
Fox, M.-J. V., & Erickson, J. D. (2020). Design and meaning of the genuine progress indicator: A statistical analysis of the U.S. fifty-state model. Ecological Economics, 167, 106441. Erişim
Hickel, J. (2020). The sustainable development index: Measuring the ecological efficiency of human development in the anthropocene. Ecological Economics, 167(November 2019), 106331. Erişim
Köne, A. Ç. (2019, 25 Nisan). Ekonominin pusulası yanlışsa? Erişim
Lawn, P. A. (2003). A theoretical foundation to support the Index of Sustainable Economic Welfare (ISEW), Genuine Progress Indicator (GPI), and other related indexes. Ecological Economics. Erişim
NEF. (2016). The Happy Planet Index 2016. Erişim
Nordhaus, W. D., & Tobin, J. (1972). Is growth obsolete? In W.D. Nordhaus and J. Tobin (Eds.), Economic Research: Retrospect and Prospect, Volume 5, Economic Growth (pp. 1-80). Erişim
Sen, A. (1999). Özgürlükle Kalkınma. (Y. Alogan, Çev.). İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
Stockhammer, E., Hochreiter, H., Obermayr, B., & Steiner, K. (1997). The index of sustainable economic welfare (ISEW) as an alternative to GDP in measuring economic welfare. The results of the Austrian (revised) ISEW calculation 1955-1992. Ecological Economics, 21(1), 19–34. Erişim
UNDP. (2016). Human Development Report. Erişim