Avrupa Sosyal Girişimcilik İzleme (ESEM) Raporu (2021-2022) Özeti
Türkiye’nin de arasında bulunduğu 21 Avrupa ülkesinde faaliyet gösteren sosyal girişimlerin izlendiği Avrupa Sosyal Girişimcilik İzleme Raporu 15 Kasım 2022 tarihinde yayımlandı. Avrupa Sosyal Girişimcilik Ağı olan Euclid Network liderliğindeki bir konsorsiyum tarafından yürütülen çalışmada, 21 Avrupa ülkesini kapsayan veriler bir anket aracılığıyla toplanmıştır. Avrupa Sosyal Girişimler İzleme Anketinin nihai örneklemi 1.907 sosyal girişimden oluşmaktadır.
Raporda; araştırmaya katılan sosyal girişimlerin profili, çevresel ve sosyal etkileri, yönetişimi, sosyal satın almaları, piyasaya erişimleri ve gelir kaynakları ile karşılaştıkları zorluklar detaylandırılmıştır.
Sosyal Girişimlerin Profili
Sosyal girişimler genç olmakla birlikte dayanıklıdırlar, büyümektedirler ve neredeyse tüm sektörlerde hizmet vermektedirler.
Genç: Son 10 yılda kurulan her 10 sosyal girişimden 6’sı erken aşamadaki sosyal girişimlerdir. Araştırmanın gerçekleştirildiği ülkeler arasında erken aşama sosyal girişimlere en çok sahip ülke %17,6 ile Türkiye olurken, Fransa’da erken aşama sosyal girişim bulunmamaktadır.
Dayanıklı: Covid-19 sürecinde Avrupa genelinde faaliyetlerini sürdüren sosyal girişimlerin %44’ü gelirlerini arttırmıştır. Önümüzdeki yıl, ESEM sosyal girişimlerinin %56’sı gelirlerinde artış beklemektedir.
Tüm Sektörlerde Faaliyette: Sosyal girişimlerin ağırlıklı faaliyet alanları sağlık ve sosyal hizmetler (%23,3) ve eğitimdir (%22,2) ki varoluş nedenleri göz önüne alındığında bu durum şaşırtıcı değildir. Diğer yaygın sektörler; hizmet faaliyetleri (%12), bilgi ve iletişim (%11) ile sanat, eğlence ve rekreasyondur (%8,4). Avusturya ve Danimarka’da sosyal girişimlerin en yaygın olduğu sektör sağlık ve sosyal hizmetlerdir; sırasıyla %42,2 ve %41,9. Türkiye’de %35,8 ile eğitim birincil sektör olmaktadır.
Sosyal Girişimlerin Çevresel ve Sosyal Etkisi
ESEM sosyal girişimleri 17 Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amacı (SKA)’nın tamamında etki yaratmakta ve %83,2’si birden fazla SKA’yı hedeflemektedir. En yaygın hedeflenenler; SKA 8: İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme (%49,9), SKA 3: Sağlık ve Kaliteli Yaşam (%49) ve SKA 10: Eşitsizliklerin Azaltılması’dır (%46,2).
Bununla birlikte, Danimarka, Estonya, İtalya ve İsviçre’den katılan sosyal girişimler için SKA 12: Sorumlu Üretim ve Tüketim’in önemi ve Avusturya, Almanya, Portekiz ve Türkiye’den katılımcılar için SKA 4: Nitelikli Eğitim’in önemi dikkat çekicidir. SKA 5: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, İsveç ve İspanya’daki katılımcı sosyal girişimler arasında, SKA 11: Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar Hırvatistan ve İsviçre’deki katılımcılar arasında sıklıkla ele alınan bir SKA iken, SKA 17: Amaçlar için Ortaklıklar Macaristan, Letonya, Portekiz ve Türkiye’deki ESEM sosyal girişimleri tarafından sıklıkla önceliklendirilmektedir.
1.907 sosyal girişimin %58’i sosyal ve çevresel etkilerini analiz ettiklerini ifade ederken, %28,3’ü etki ölçümü yapmayı planladıklarını, %13’ü ise şimdi ve gelecekte etki ölçümü yaptırmayı düşünmediklerini belirtmiştir. Sosyal girişimlerin %37,2’si etki raporlamalarında SKA’yı kullanmaktadır. Avusturya, Fransa, Hollanda, İtalya ve Portekiz’deki sosyal girişimlerin %63’ünden fazlası etki ölçümü yaparken; Polonya ve Hırvatistan %40’ın altındaki oranlar ile etki ölçümünün en düşük olduğu ülkelerdir.
Araştırmada, sosyal girişimlerin çevresel ve sosyal etkilerinin yanı sıra sosyal girişimlerin yapısı ‘yönetişim’ başlığında yasal tanımlama ile çerçevelendirilip, toplumsal alanda demokratik katılımcı faaliyetleri hangi ölçüde yürüttükleri saptanmaya çalışılmıştır.
Sosyal Girişimlerde Yönetişim
Yasal Statü: Avrupa’daki sosyal girişimler sahip oldukları tüzel kişilikler bakımından farklılaşmaktadır. Örneklem, 21 ülkedeki 158 farklı yasal statüyü içermektedir. Araştırmanın gerçekleştirildiği ülkelerde sosyal girişimler; limited şirket, anonim şirket, şahıs şirketi, dernek, kooperatif, sosyal kooperatif, vakıf, kâr amacı gütmeyen kuruluş, kayıtlı sosyal girişim gibi yasal tanımlama biçimleri altında yasal statü edinmişlerdir.
Anket katılımcılarına yöneltilen “ülkenizde Sosyal Girişimlerin belirli bir yasal statüye sahip olmasının değerli olduğuna/olacağına inanıyor musunuz?” sorusuna “evet” yanıtını veren sosyal girişimlerin oranı Hırvatistan’da %87, Türkiye’de %84,7, Avusturya’da %51,2, Bulgaristan’da %48,4’dir.
Katılımcılık ve Çeşitlilik: Araştırmada yer alan sosyal girişimlerin %65,9’unun faydalanıcıları spesifik gruplardan (kadınlar, kız çocukları, çocuklar, gençler, psikolojik yardıma duyan kişiler, doğa, hayvanlar) oluşmaktadır. ESEM sosyal girişimlerinde faydalanıcıların ve personelin karar alma sürecine katılımı yüksek düzeydedir. Personelin karar alma süreçlerine katılımının çok yüksek olduğu sosyal girişimlerin oranı ESEM genelinde %38’dir. Türkiye’de faydalanıcıların karar alma süreçlerine katılımı %31,2 olup Avrupa’daki diğer sosyal girişimlerden daha fazladır. Avrupa emek piyasasında kadın işgücü oranı ise %46,3 iken Avrupa genelinde sosyal girişim kurucusu kadınların oranı %52,1 ve sosyal girişimlerde kadın çalışan oranı %61,2’dir; Macaristan %66,8 ile ortalamanın üzerindedir. Engelli çalışan oranlarına göre Türkiye’de %16,7 ile en alt sırada yer alırken, Bulgaristan’da %71 ile ilk sıradadır.
Sosyal Girişimlerde Sosyal Satın Alma
ESEM sosyal girişimlerinin kendi satın alma ve tedarik zincirlerinde rol model olarak davranmaları beklenmelidir. Bu bağlamda, satın alma yaparken çevresel ve sosyal sorumluluğu “çok önemli” olarak tanımladıkları görülmektedir. ESEM sosyal girişimlerinin bu kriterlere verdikleri önem sıralaması ortalama olarak sosyal sorumluluk için %100 üzerinden %74,9, çevresel sorumluluk için %100 üzerinden %75,6’dır.
Sosyal Girişimlerin Satışları
Her üç sosyal girişimden neredeyse ikisi (%61,0 veya 1.907 şirketten 1.164’ü) şu anda geleneksel şirketlere (hem KOBİ’ler hem şirketler) ürün ve hizmet satmaktadır. Bu sosyal girişimlerin sadece %24,5’i uluslararası şirketlere satış yapmaktadır.
Avrupa düzeyinde sosyal girişimlerin %35,4’ü için işletmeden işletmeye satışlar (B2B), %29,3’ü için ise işletmeden devlete satışlar (B2G) ana gelir kaynağıdır. Hollanda ve Danimarka’da B2B satışların payı %50’nin üzerindedir. Ana gelir kaynağının B2G satışları olduğu ülkeler İsveç (%65,2), Danimarka (%55,8), Hollanda (%48,1) ve Estonya (%47,1)’dır. Genel olarak ESEM sosyal girişimlerinin %58,4’ü en az bir sosyal alım türünde tedarikçi olarak yer alırken, bu oran ülkeler arasında değişmektedir (Türkiye’de %44,7 ve Hollanda’da %80,5).
Sosyal Girişimlerde Gelir Kaynakları
Araştırmada yer alan sosyal girişimler gelirlerinin %60,4’ünü ticari faaliyetlerden, %39,6’sını ise ticari olmayan faaliyetlerden elde etmektedir. Ancak bazı ülkeler bu ortalamadan ayrışmaktadır; İsviçre ortalama %80,9 ile ticari faaliyetlere en fazla bel bağlayan ülke olurken, onu Hollanda (%78,8) takip etmektedir. Buna karşılık, Portekiz sosyal girişimleri daha çok ticari olmayan faaliyetlere (ortalama %59,3) yönelmiştir. Türkiye’de sosyal girişimlerin gelirlerinin %59,1’i ticari faaliyetlerden gelmektedir.
Sosyal Girişimlerin Karşılaştığı Engeller
Genellikle sosyal girişimler sosyal girişimin ne olduğunun toplum ve kurumlar tarafından anlaşılmaması nedeniyle zorluk yaşadıklarını ifade etmişlerdir. Ayrıca sosyal girişimcilik alanında lobicilik faaliyetlerinin zayıf olduğunu ve bu alanda kaynak erişiminin kısıtlı olduğunu belirtmişlerdir.
Finansa erişim
Finansman seçeneklerine erişim zorluğu açısından Danimarka (%9,3) ve Estonya (%9,8) %28,2’lik Avrupa ortalamasının oldukça altındadır. Türkiye’de ise bu rakam çok daha yüksek olup %48,8’e ulaşmaktadır. Finans kaynağına erişimde ülkeden ülkeye farklılaşan zorluklar vardır. Mesela İsveç’teki sosyal girişimler “sabırlı” (uzun dönemli) sermaye eksikliği sorunu yaşarken (Avrupa ortalaması olan %35,3’e kıyasla %63,0), Macaristan’daki sosyal girişimler için sorun, kamu destek programlarının eksikliğidir (Avrupa ortalaması %36’ya karşı %53,2). Kamu finansmanının karmaşıklığı Avusturya’daki sosyal girişimlerin %55,4’ü ve Portekiz’deki sosyal girişimlerin %54,5’i tarafından bir engel olarak tanımlanmaktadır. Sosyal girişimleri destekleyici bir mali çerçevenin bulunmayışını bir zorluk olarak tanımlayan sosyal girişimlerin oranı Hırvatistan (%48,1), Polonya (%50,0) ve Türkiye’de (%51,2), Avrupa ortalamasının (%35,3) üzerindedir.
Siyasi Destek ve Destek Kuruluşları
Ankete katılan sosyal girişimlerin yalnızca %2’si ülkelerinde sosyal girişimciliğe yönelik siyasi desteğin oldukça yüksek olduğunu düşünmektedir. Buna karşılık, ESEM sosyal girişimlerinin %3,6’sı ülkelerinde sosyal girişimcilik için hiçbir destek olmadığını düşünmektedir.
Çalışmanın ortaya çıkardığı üzere, ESEM sosyal girişimlerine destek olan kuruluşlar arasında en yaygın olanı, çeşitli biçimleriyle ve çeşitli tematik odak alanlarıyla sosyal girişimlere yönelik ulusal ağlar veya birliklerdir. Nitekim, Avrupa örnekleminin %31,1’i bir tür ulusal ağ tarafından desteklenmektedir. Ulusal ağlara üyelik oranının en yüksek olduğu ülkeler Danimarka (%53,5), Hollanda (%53,2) ve Almanya (%46,2) iken Hırvatistan (%15,6), İsviçre (%18) ve Bulgaristan’da (%19,4) nispeten sınırlıdır.
Sonuç
Avrupa Sosyal Girişimcilik İzleme (ESEM) Anketi raporu sosyal girişimlerin, alternatif bir girişimcilik türü ve yeni bir sosyal ekonomi aktörü olması nedeniyle, ülkelerin gelişmişlik düzeylerinden bağımsız olarak, Avrupa genelinde oldukça benzer sorunlar ve zorluklarla karşılaştığını göstermektedir. Bu bağlamda, özetle sosyal girişimciliğin bir iş modeli olarak yaygınlaşmamasının sebepleri 5 maddede özetlenebilir:
- Bulundukları topluluktaki sorunları, ihtiyaçları analiz edemedikleri için çözüm üretememek (kendini anlatamamak)
- Etki modelini tanımlayamamak
- Piyasa analizi yapamamak, finansa erişememek
- Sosyal girişimin başından (erken aşamadan) itibaren etki yatırımının, fon kaynağı veya destek beklemesi
- Yeni kurulan sosyal girişimlerin hedeflerinin zorlayıcı / soyut olması
Kaynak
Dupain, W., Scharpe, K., Gazeley, T., Bennett, T., Mair, J., Raith, M., Bosma, N. (2022), “The State of Social Enterprise in Europe – European Social Enterprise Monitor 2021-2022”. Euclid Network. Erişim
Etki analizi konusunun öne çıkması çok değerli.