Küçük işletmeleri destekleme vaatleri ne yazık ki bazen sözde kalabiliyor. Amerika’nın Ohio eyaletindeki Akron kenti ise, pandemiden olumsuz etkilenen sakinlerine arka çıkmak için tüketicilerin yerel alışveriş ile bonus kazanmalarını sağlayacak bir uygulama geliştirdi. Uygulama, yerel alışveriş yoluyla kentte yaşayanlara fayda sağlamanın yanı sıra, çevresel etkilerin azaltılmasına da katkıda bulunuyor.
Ohio’nun “yerel alışveriş” uygulaması Akron, geçen yaz çıktığından beri yarım milyon dolarlık ekonomik faaliyet yarattı. Şimdi Boston, bu olağanüstü etkinin bir kısmını yakalamak istiyor.
Geçen yıl sokağa çıkma yasağı emirleri uygulandığında, Birleşik Devletlerdeki küçük işletmelerin %43’ü geçici olarak kapandı. Özellikle, beyaz olmayanların mülkiyetindeki işletmeler, finansmana ve federal yardım programlarına erişimlerinin azalması nedeniyle sert darbe aldılar.
Ohio’daki Akron kenti, destek olmak için sakinlerini yerelden alışveriş yaptıklarında ödüllendiren özgün bir program başlattı. Müşteriler, kentin finansal olarak desteklediği Akronite uygulaması aracılığıyla yaptıkları her alışverişte “zeplinler”, yani ödül puanları kazandılar. (Lastik üreticisi Goodyear Tire & Rubber şirketi ve ünlü Goodyear Zeplinlerinin merkezi Akron’dadır.) Bu zeplinler, programa katılan dükkânların herhangi birinde indirim ve hatta bedava hizmet olarak kullanılabiliyor. Kent, her ay sonu, bu işlemlerin parasal karşılığını işletmelere ödüyor.
“Döngüsel bir ekonomi yaratıyoruz,” diyor Akron’un bütünleşik kalkınmasından sorumlu belediye başkan yardımcısı James Hardy. “Kent sakinlerinin ceplerine para koyarak para harcamaları için onları teşvik ediyoruz.”
Ödül sistemi, kredi kartı nakit puanları veya sık uçanlar programları gibi işliyor. Ne kadar çok alışveriş yaparsanız, kazandığınız ödüller de o kadar büyük oluyor. Bu oyunlaştırılmış düzen insanları yerel alışveriş yapmaları için özendiriyor, küçük işletmeleri destekliyor ve bunu eğlenceli bir hale getiriyor.
“Kahve almayı düşündüğünüzde, [ödül sistemi] büyük bir zincir dükkânına mı gitseniz yoksa sokağın ucundaki küçük kafeye mi uğrasanız diye düşünmenize neden oluyor,” diyor, programı işleten uygulamayı geliştiren Colu’nun iş geliştirme başkan yardımcısı Michael Mazur. Zaten yapacağınız bir şey için sürekli ödüllendirilirseniz, bu sizi daha fazlası için geri dönmeye teşvik eder, diye ekliyor. “Bunun hakkında sosyal çevrelerde konuşmaya başlarsınız ve bu bir oyuna, dostça bir rekabete dönüşür.”
Fakat para iadelerinden faydalanan sadece müşteriler değil. Program yerel işletme sahiplerine müşterileri çekmek ve tekrar eden ziyaretleri arttırmak için yeni bir yol açıyor. “Bu, sadece müşteri bulmakla ilgili değil,” diyor Hardy. İşletmeler, düzenli müşterilerin daha sık geri geldiğini, daha çok para harcadıklarını ve daha güçlü bir müşteri sadakati inşa ettiklerini görüyorlar.
“Bu her iki tarafa da fayda sağlıyor,” diyor şehir merkezinde yerel bir Tayland ve suşi lokantası sahibi olan Charlie Somtrakool. “Biz normal gelirimize ayda 200$ eklerken müşteriler de sırf bizde yemek yedikleri için ödüllendiriliyorlar.”
Program ayrıca, kent sakinlerine bu dükkânlarda daha büyük indirimler sunarak Siyah vatandaşların mülkiyetindeki işletmelere yardımcı olmayı amaçlıyor. Uygulama, finansal desteğin yanı sıra, kâr amacı gütmeyen işletmelere hikâyelerini paylaşıp hedef kitlelerine ulaşabilecekleri bir alan da sağlıyor. Buna ek olarak ekip, ön saflarda çalışanları, engelli satıcıları ve desteğe ihtiyacı olan diğer toplulukları ödüllendirmenin yeni yollarını planlıyor.
Akron uygulaması Ağustos 2020’de piyasaya sürüldü ve bugün 5.000’den fazla kullanıcısı var, 500.000$’lık ekonomik faaliyete aracılık etti, 40.000$ hükümet desteği aldı ve harcanan her dolar için neredeyse 9$’lık ekonomik etki yarattı. Bu kullanıcıların kaçının alışveriş alışkanlıklarını değiştirdiği, kaçının uygulama yokken de para harcadıkları yerlere gitmeyi sürdürdüğü belli değil. “Ama uygulamanın analitiği ve işletme sahiplerinin anlattıklarına dayanan anekdotsal kanıtlar, uygulamanın çıkışı ile yerel ekonomik faaliyetteki artış arasında bir korelasyon olduğunu gösteriyor,” diyor Hardy.
Uygulamanın başarısından memnun olan Colu ekibi, girişimi Boston ve Kaliforniya’daki bazı bölgeler dâhil olmak üzere diğer kentlere genişletmeye karar verdi.
Uygulamanın Boston sürümünün ismi B-Local ve bu yılın Nisan ayında çıktı. Şimdiden 300 katılımcı işletmesi var, bunların 185 kadarı azınlıkların veya göçmenlerin mülkiyetinde.
“[Uygulamaya katılmak için] düşünmenize bile gerek yok,” diyor Boston’daki bir kafe ve canlı eğlence mekânı olan Square Root’un sahibi Anthony Giordano. “Bedava tanıtım elde ediyoruz ve üstüne fazladan para kazanıyoruz.”
“Kazancımız içindeki payı küçük, muhtemelen pandemi öncesi kazancımızı yerine koymaya yetmez ama aslında bedava para ve en ufak bir katkı bile işe yarıyor,” diye ekliyor.
B-Local, Akron Uygulamasının Başarısını Tekrar Yaratabilir mi?
Böyle kent çapında bir kampanya yaratırken işin içine pek çok faktör girer. O yüzden uygulamanın başarılı olmasına tam olarak neyin yardım ettiğini belirlemek zor olabilir.
Mazur, “bizzat muharebe alanında olmanın” çok büyük bir rolü olduğuna inanıyor. “Satıcıların pek çoğu e-postalarını düzenli olarak kontrol etmiyor veya İngilizceyi pek akıcı konuşamıyorlar,” diyor. Bu sorunla başa çıkmak ve böyle işyeri sahiplerine ulaşmak için, ekip, satıcılarla iletişime geçecek, süreci açıklayacak ve başlamaları için onlara yardımcı olacak elçiler gönderdi.
Akron’un başarısını Boston’da tekrarlamaktan bahsederken, Mazur her kentin farklı olduğunu söylüyor. “Akron, bu olanağı araştırmak ve neyin işe yaradığını görmek için harika bir yerdi. Öğrendiklerimizi, B-Local deneyimini geliştirmek için Boston’a götüreceğiz.”
Fakat tüm planları aktarmak mümkün değil. Boston’un, ekibin sunduklarının potansiyelini sürekli olarak en üst düzeye çıkararak karşılamayı planladığı, kendine özgü zorlukları ve topluluk ihtiyaçları var. “Mali desteği arttırmanın ve daha büyük, daha iyi programlar üretmenin yollarını bulmak için elimizdeki veriye bakıp duruyoruz,” diye ekliyor Mazur.
Bu daha başlangıç, diyor Akron’dan Hardy. “Henüz uygulamanın tam işlevliliğini keşfetmedik bile.” Çöpleri, yollardaki çukurları ve ilgilenilmesi gereken diğer şeyleri bildirmek için kent hattını arayanları ödüllendiren programları başlatmayı planlıyorlar. “Kentte yaşayanları olumlu davranışlarda bulunmaları için teşvik etmek ve güçlü bir topluluk hissi inşa etmek istiyoruz.” Ayrıca sokağa çıkma yasağı sona erdiğinde, bu programı canlı etkinliklerle genişletip insanları evlerinden çıkmaları ve kentlerini daha sık keşfetmeleri için cesaretlendirmeyi planlıyorlar.
“Sonuçta, insanların onları umursadığımızı bilmelerini istiyoruz,” diyor Hardy. “Bu, şehrin tüm sorunların sihirli çözümü değil ama doğru yolda atılan bir adım.”
Bu hikâye ilk olarak NextCity’de yayımlandı ve sosyal sorunlara bulunan çözümleri titiz şekilde rapor etmeye kendini adamış bir kâr amacı gütmeyen kuruluş olan Solutions Journalism Network’den SoJo Exchange’in parçası olarak burada yayınlandı.
Not: Sakshi Udavant’ın Yes! Magazine sitesinde 21 Haziran 2021 tarihinde yayımlanan yazısından Murat Soysaraç tarafından çevrilmiştir. Erişim