Kurucu ortaklarından biri olduğum Yaren Kooperatif, toplumsal sorunlara çözüm sunmak üzere, kâr amacı gütmeyen bir sosyal kooperatif olarak 14 Şubat 2020 tarihinde İzmir’de kuruldu. Yıllar boyu bireysel olarak halk bilimi çalışmalarında yer almış 8 ODTÜ mezunu “yaren” tarafından kurulan kooperatif, çocuklarımıza yapılan her yatırımın kelebek etkisiyle ailelerine ve oradan da topluma yayılması hayalini taşıyor. Bu amaçla, sürdürülebilir eğitim ve kalkınma projeleri oluşturarak toplumda farkındalık yaratmayı hedefliyor. Bu hedef doğrultusunda eğitimdeki kültürel, sosyal ve ekonomik imkânlardaki eşitsizlikleri en aza indirerek toplumun tüm kesimlerinde sosyal dengeyi sağlayacak projeler gerçekleştiriyor. Eğitimlerinde, Anadolu’nun zengin kültürü harmanlanarak, dayanışma geleneksel yollarla somutlaştırılarak çocuklara aktarılıyor. Yaren Kooperatif, kültürümüze ve kültürel farklılıklarımızın ortaya çıkardığı harmoniye güveniyor. Kendi organizasyonunda da farklı eğitimlerden ve sektörlerden gelen kurucu ortaklarının ve gönüllülerinin de çeşitliliği ile demokratik bir yapı çerçevesinde çalışıyor. Sosyal Ekonomi blogu için kooperatifin diğer kurucu ortakları; Gonca, Nesrin, Özgür, Arzu, Ergin, Özge ve Büşra’nın desteği ile Yaren gönüllüleri ile bir söyleşi gerçekleştirdim.
Çoklu söyleşimizde konuklarımız kooperatifin birinci nesil gönüllüleri Miray, İbrahim, Funda, Neslihan, Alican, Rabia ve Ceyda oldu. Hepsi farklı üniversitelerin, farklı bölümlerinde eğitimlerini sürdürürken Yaren Kooperatif’e gönüllü olarak katkı vermekteler. Gelin, onları biraz daha yakından tanıyalım: Miray Köktaş, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Halk Oyunları Anabilim Dalı öğrencisi; İbrahim Eraslan, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü ikinci sınıf öğrencisi; Funda Kaçar, Ege Üniversitesi Fen Bilgisi Öğretmenliği Bölümü son sınıf öğrencisi; Neslihan İnce, Dokuz Eylül Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü üçüncü sınıf öğrencisi; Alican Erişti, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik ikinci sınıf öğrencisi; Rabia Doğan, Dokuz Eylül Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencisi; Ceyda Geçimli, Dokuz Eylül Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü son sınıf öğrencisi.
Halk bilimi ve çocuklar
Bir kooperatife ilk kez gönüllü olarak nasıl adım attınız ve neler yaşadınız?
Miray: Üniversitenin son senesinde bir hocam sayesinde Yaren Kooperatif’ten haberim oldu. Çocuklarla halk danslarıyla ilgili çalışmalar yapmak isteyip istemeyeceğimi sordu. Daha öncesinde de çocuklarla gönüllü çalışmalar yapmış fakat ara vermek zorunda kalmıştım. Böyle bir şey duyunca heyecanlandım ve ardından Özgür Abi’den telefon geldi. Özgür Abi’ye çok isteyerek katılacağımı söylediğim andan beri Yaren Kooperatif içerisinde konuştuğum herkeste aynı enerjiyi ve isteği gördüm. Daha nicelerinde birlikte olmak üzere…
İbrahim: Yazın pandemiden dolayı evde canım sıkılmış şekilde otururken telefonum çaldı. Türk Halk Bilimi Topluluğu (THBT)’den bir arkadaşım İzmir’ de fosillerin (THBT mezunları) bir proje yaptığını ve bu proje kapsamında halk bilimi alanında eğitimciye ihtiyaçları olduğunu söyledi. Ben de “görüşebiliriz” dedim. Daha sonra sevgili Özgür Abi’den bir telefon geldi. Konuşmamızdan sadece iki kelime hatırlıyorum; halk bilimi ve çocuklar. Başta çok ilginç geldi bana çünkü daha önce hiç çocuklara halk bilimi eğitimi verildiğini duymamıştım. Birkaç saatlik eğitim olur sanıyordum. Şu an Yaren’de 6 aydan fazladır Yaren gönüllüsü olarak görev yapıyorum.
Funda: Üçüncü sınıftayken çevre bilimi dersini alıyordum. Bu dersle çok fazla ilgili olduğumu fark ettim ve konuyla ilgili birçok araştırma yaptım. Yaz tatilinde, hocalarım gönüllü olarak ekoloji eğitimi vermek ile ilgili bir mail attı. Hemen geri dönüş yaptım. Özgür abi bana ulaştı. Yaren Kooperatif olarak çocuklara ekoloji eğitimi vermek istediklerini dile getirdi. Heyecanlı ve istekli bir şekilde gönüllü olmayı kabul ettim. O günden beri Yaren Kooperatifle birlikte bu yolda devam ediyorum.
Ekoloji, resim ve halk tiyatrosu dersleri
Neslihan: İlk adım olarak Yaren Kooperatifle tanıştım. Özgür Abi bana ulaştı ve çocuklarla atölyeler yapacağımızı benim de resim dersleri verebileceğimi söyledi. Çok mutlu oldum çünkü tam da böyle bir şeyin içinde yer almak istiyordum. Ekip olarak güzel işler yaptık. Birlikte olduğum herkesle paylaşım içindeydik ve bu ekibi ve yaptığım işi çok sevdim. Bu yüzden önümüzdeki projelerde yer almayı çok istedim. Ben de gönüllü olarak Yaren Kooperatif’te olmaya devam ediyorum.
Alican: Benim ilk adımım THBT sayesinde oldu aslında. THBT’den iki arkadaşım daha ben katılmadan yaz ayında çocuklara Yaren bünyesinde Halk tiyatrosu dersleri vermişler. Yeni bir projeye başlamadan önce arkadaşlarımdan biri beni aradı ve bu derslerin bir parçası olmak isteyip istemediğimi sordu. O bunu sorduktan sonra, zihnimde o dönem sahip olduğum, toplulukla ve derslerle ilgili bütün yoğunluklarım aklıma gelse de anlatmaya devam etmesini istedim. O da bana Yaren’den ve yazın ders verdiği çocuklardan daha detaylı bahsetti. “Çocuklara Halk Tiyatrosu” fikri diğer bütün düşüncelerimi silip atmaya yetti ve ben de bu işin bir parçası oldum.
Rabia: “Özgür” ismi bende ayrı bir yer taşır. Yolumu kesen her Özgür bende bir iz bıraktı. Özgür Hocam aracılığı ile başladığım yolda Özgür Hanım diye başladığım ama doğrusunun Özgür abi ve Yaren olduğunu öğrendiğim bir adımdı benim için. Kendimi gördüğüm çocukların yanında olma hissi beni fazlasıyla mutlu ediyordu. Adının ne olduğuna çok da önem vermeden bu “Gönüllülük”, “Yardımlaşma”, “Değer Katma”, “Değer Kazanma” yolu ben olmaya bir adım daha yaklaştırmıştı.
Gönüllülük, yardımlaşma, değer katma, değer kazanma
Ceyda: “Gönüllülük” kelimesi beni hep heyecanlandırmıştır. Fakat başlangıç nasıl olmalı? sorusuna bir yanıt alamamıştım. Ta ki Rabia’dan telefon alana kadar. Ne yapacağımı bilmeden o gün akşamında toplantı ayarlandı ve neye “evet” dediğimi bilmeden kabul ettim. Özgür Abi ve Yaren’le ilk tanışmam bu şekilde gerçekleşmiş oldu. Hizmet edeceğimiz ve fayda sağlayacağımız kesim çocuklardı ve bunun kadar iyi bir işe dahil olmanın gururunu o an hissetmiştim. Özgür Abi’nin dediği şu cümleyi hiçbir zaman unutamıyorum. “Arkadaşlar tencereniz mi yok sizi tenceresi olan birisiyle eşleştiriyoruz.”’ Öznesi, yüklemi basit görünen bu cümle Yaren’in tüm sıcaklığını hissetmemi sağlamıştı. O toplantıda anladım ki yeni ailem karşımdaydı.
Kooperatifteki çalışmalarda yer alırken neler hissettiniz ve gönüllü katkılarınız sayesinde neler öğrendiniz?
Miray: Her dersten sonra çocuklara bir şekilde dokunduğunu, bir şeyler aktardığını bilmek çok güzel bir his ve öyle bir şey ki her seferinde bir sonraki ders için daha motive bir şekilde ilerlemesini sağlıyor insanın. Bu ekiple birlikte öğrendiğim en değerli şey sanırım her zaman tanımadığın ve proje süresince tanışıp anlaştığın insanların varlığının çok değerli oluşu. Tabii her zaman olduğu gibi de ekip çalışmasının her an insana öğretecek bir şey oluşu.
İbrahim: 24 Kasım’da eğitime dahil olan çocuklar bizim için bir etkinlik düzenlediler. O etkinlikte bu işten ne kadar zevk aldığımı ve mutlu olduğumu anladım. Bunun yanı sıra yaptığım etkinliklerin çocuklara nasıl faydalar sağladığını, onları olumlu yönde nasıl etkilediğini fark ettim. Bu yüzden içinde bulunduğum projeler bana daha anlamlı gelmeye başladı. Farklı yaş gruplarından çocuklarla nasıl iletişime geçebileceğimi öğrendim, en büyük artılardan bir tanesi bence budur. En önemlisi ise, büyük bir problem olan, dikkat dağınıklığı konusunda edindiğim deneyimler oldu.
Öğrenme iki taraflıdır
Funda: Bu projede yer almak bana birçok açıdan özellikle de meslek hayatımla ilgili olumlu deneyimler ve değerler kattı. Bu süreçte neyi yapıp yapamadığımı, zayıf ve kuvvetli yönlerimi fark etmemi sağladı. İş hayatımda bana faydası dokunacak iletişim, zaman yönetimi, takım çalışması vb. becerileri deneyimledim. Bu projede yer almak, özgüvenimin artmasına, sorumluluk duygumun gelişmesine yardımcı oldu ve psikolojik olarak da daha iyi hissetmemi sağladı.
Neslihan: Çocuklarla etkileşim içinde olmak ve onların iyi geri dönüşleri her hafta daha da motive etti. Gerçekten hayal güçlerinin sınırları yoktu ve beni her derste şaşırttılar. Ben de çocukken onlardan biriydim ve böyle bir etkinliğin içinde olmayı isterdim. Bu yüzden de çocuklar arasında benim çocukluğum da vardı bu da ayrı bir mutluluk oldu benim için.
Alican: Her ne kadar THBT’de sürekli bir öğrenme, öğretme sürecinin içinde bulunsam da, iş çocuklarla bir şeyler yapmaya geldiğinde hissedilen gerçekten daha farklı oluyormuş. Her derste yeniden benzer bir heyecanı hissediyordum onlar sayesinde. Girdiğiniz ilk dersten bile, sizi ilk defa görmüş çocukların size duyduğu yüksek enerjiden çıkarılabilecek bir sürü ders olduğunu düşünüyorum. Çocuklarla iletişim üzerine güzel bir deneyimdi. Ayrıca aldığımız Gönüllülük Eğitimi’nde de belirli bir düzende işleyen gönüllülük çalışmalarının/ projelerinin nasıl işlemesi gerektiğini öğrendim. Enerjisi yüksek bir sürü insan tanıdım, bu bile tek başına çok güzel bir his.
Rabia: Her zaman dediğim gibi Rabia olma, ben olma ve o benliği hissetme olayı benim için en kıymetli değerlerden biriydi. İlk anı hiç unutamıyorum bütün çocuklar bana hayranlıkla bakıyordu. Kendimi daha ne kadar önemli hissedebilirim bilmiyorum ama bu hissettiğim en güçlü duygulardan biriydi. Artık ben de bir rol modeldim. Artık birileri de benim gibi olmak istiyordu. Öğrenmek muhteşem ve doyumsuz bir hisken öğretmek bunu aşan bir duygu oldu.
Kolektif olmanın güzel yanları, zor yanları
Ceyda: İçinde olmaktan büyük keyif aldığım Yaren Kooperatif sayesinde birkaç projede yer aldım. Başlangıçta sadece büyük heyecan duyduğum bu projeler sonrasında mutluluk, sevgi, cesaret ve kendine güven duygularını da barındıran bir duygu şöleni hissetmemi sağladı. Birçok yaş grubuyla birlikte çalışma şansım oldu. Bu çalışmalar sonucunda iletişim kurma yeteneğime, ortak iş yapma kabiliyetime ve görünür olma hissime büyük oranda katkı sağlamış oldum. Ayrıca çocuklarla birçok paylaşımda bulunmak bu işin en güzel ve eğlenceli kısmı oldu.
Kooperatifte yer aldığınız süre boyunca kolektif çalışmanın yararları, artıları ya da eksileri nelerdir?
Miray: Her insan bambaşka fikirlerle, bakış açılarıyla ve görüşlerle dolu. Kolektif çalışmanın da en güzel yanı tüm bu farklılıkların bir araya gelip ortaya yine bambaşka bir şey çıkarması sanırım. Grupla birlikte hareket edip bir sonuca ulaşmak tek başına ulaşılan her başarıdan daha önemli gelirdi bana; bu tür çalışmalarda kendi dünyamdan çıkıp birçok kişinin yaratacağı daha güzel bir dünyaya ulaşabileceğimize olan inancım artıyor.
İbrahim: Kolektif çalışma içinde zorlukları barındırsa da en verimli çalışma yöntemlerinden biri. Bu çalışma farklı yetkinliklere, ilgi alanlarına ve kültürel geçmişe sahip insanların bir araya gelip ortaya genellikle verimli ve çeşitli özelliklere sahip ürün çıkarmalarına olanak sağlar. Bakış açılarındaki farklılık, fark edilmeyen küçük detayların fark edilmesini sağlar. Her şeye rağmen kolektif çalışmanın en olumsuz yönü ise elbette insan faktörü. Bu da büyük bir ikileme sebep olmakta.
Funda: Her işte olduğu gibi olumlu ve olumsuz yanları var tabii ki. Fakat belli bir amaca hizmet eden benzer görüşteki insanlarla bir araya gelip bir şeyler paylaşmak ve ortaya çıkarmak daha kolay oluyor. Beyin fırtınasıyla daha çok bilgiye ve fikre sahip olunuyor. Takım ruhuyla birlikte daha iyi işler ortaya çıkabiliyor. Kolektif çalışmanın olumlu yönleri; motivasyonu ve iletişim becerilerini arttırması, işgücünü azaltmasıdır.
Bir amaç için hep beraber çalışmak
Neslihan: Kooperatifte bulunduğum süre boyunca çok büyük işler, el birliğiyle kolay ve kısa sürede yapılabiliyordu. Benzer amaçlar ve benzer hislerle bir arada olmak benim için harika bir duygu. Atılan adımların bir çok kişinin süzgecinden geçmiş doğru adımlar olduğunu biliyordum. En sevdiğim yanı ise hepimizin fikirleri çok değerliydi ve birey olarak da kendimi çok iyi hissettim. Gerçekten de ‘’görünür’’ olabilmenin en iyi hali kolektif bir iş içinde yer almak.
Alican: Kolektif çalışmanın her şeyden önce insanın kendisine, ondan sonra kolektif çalışan gruba faydası olduğunu düşünüyorum. Başkalarının fikirlerinin, kendi fikrinizle eşit değerde olduğu bir çalışma sistemi olduğundan, herkes alışılmışın dışında daha az bencil olabiliyor. Ortaya çıkan ürün ise herkesin ortak çalışması olduğu için daha değerli hale geliyor. Ekip olma bilincini artırıyor. Eksilerinden de bahsetmek gerekirse, çıkmaza düşülen durumlarda karar alma mekanizmasının yavaşlaması veya sürecin ufak aksamasını örnek gösterebilirim.
Rabia: Bazen hiç düşünmediğimiz şeyler başka insanlar tarafından çoktan düşünülmüş hatta tasarlanmış bile olabiliyor. Üniversiteye ilk adım attığımdan beri öğrendiğim ilk ve asıl şey ekip olmak, bir olmak. Ekip olmak daha güçlü daha zinde olmak demek oldu bir anda. Yaren gibi güçlü temellere dayalı bir yapının altında daha güçlü olma yolunda bir tuğla da ben koyduysam ne mutlu bana.
Ceyda: Aynı amaca hizmet etmek isteyen insanlarla birlikte çalışma şansı yakalamak sürdürülebilir yardımlaşmayı, iş motivasyonunu ve güven ortamını artırmayı sağladı. Ortak hedefe giden yolda farklı ve çeşitli fikirler dinlemek düşüncelerimin ve bakış açımın gelişmesine fayda sağladı. Üzerine düşünmediğim konular hakkında fikir sahibi oldum.
“Herkesin burada söz hakkı var”
Son olarak neden Yaren Kooperatif’te gönüllü oldunuz?
Miray: Sanırım en çok da insanı ve doğayı bir arada tuttuğu için Yaren. İçinde yaşadığım, nefes almamı sağlayan doğayı düşünmeyi unutmaya başladığım bir zamanda Yaren ve içinde bulunan birçok güzel insan hayatıma girdi, bana bunu hatırlattı. En güzel bir başka nokta da karşılaşmadığımız ve benim hayatıma yeni giren bir yönetim şekline sahip olması; sosyokrasi. Herkesin düşüncesinin önemsenmesi ve değerlendirilme hakkına sahip olması hayatımızda büyük yer etmesi gereken, birçok yöne uygulayabileceğimiz bir alışkanlık bence.
İbrahim: Yaren’in en büyük avantajı bünyesinde bulundurduğu insanlar, bu yüzden bu oluşumun içindeyim. Diğer bir artı nokta ise alışılmışın dışında olan yönetim biçimi. Yaren sosyokrasi ile yönetilen bir kooperatif. Herkesin burada söz hakkı var. Her düşünce, fikir en ufak ayrıntısıyla tartışılır ve değerlendirilir. Bu değerlendirmelerde ve tartışmalarda herkes aktif rol oynayabilir. Bence bir organizasyonu yönetmek için bu yaklaşım olumlu sonuçlar elde edilebilecek en faydalı yöntemlerden biri.
Funda: Yaren Kooperatifin hedefi, gönüllü olarak kendi kültürümüzü, gelenek ve göreneklerimizi gelecek kuşaklara aktarmak. Çocuklara kültürel değerleri aktarmanın yanında sosyal ve toplumsal değerleri de bünyesinde bulundurması Yareni ayrıcalıklı kılıyor. Bu toplulukta bulunup, çocuklara ve kendime bir şeyler katabilmek çok keyifli. Enerjisi, gücü ve desteğiyle her zaman Yaren Kooperatifle el ele.
Neslihan: Öğrendiklerimi aktarmak beni her zaman çok mutlu etti. Yaren biz eğitmenlere kendi yetkinliklerimiz ve becerilerimize göre harika bir alan açtı. Bu yaşlarımda çocuklarla etkileşim içinde olabileceğim projelerde yer almak isterdim. Tam hayalimdeki gibiydi. Haftada iki saatini bize ayıran küçük arkadaşlarımla çok eğleneceğimi ve onlara fayda verebileceğimi düşündüm ve böylece gönüllü oldum.
Alican: En büyük sebep olarak, Yaren Kooperatif’in THBT’de bulunmuş birçok insanı içinde barındırması benim kendimi daha ait hissetmem için yeterli oluyor. Ayrıca belirledikleri ilkeler, çalıştıkları konular, yaptıkları projeler, çalışma yöntemleri incelendiğinde başarılı ve özenli bir iş yapıldığı görülüyor.
Daha iyi bir toplum için el ele
Rabia: Yaren’de başta çok fark etmesem de minik bir etkinlik diye girdiğim ailenin bir parçası oldum. Daha sonrasında baktım ki bizi mirasçıları gibi gören sahiplenen insanlar var. Kendi kendime dedim ki; “neden vâris olmayayım. Ve anladım ki bilgi, kültür, ahlak, bulaşıcı şeyler. Şu an vârisi olduğum tüm şeyleri, bir sonraki nesle miras bırakan kişi olmak istiyorum. İşte tam bu yüzden Yaren.
Ceyda: Eğitim, iyileştirmek ve destek sağlamak istediğim, uzun zamandır aklımda olan ve bireysel olarak çözüm ürettiğim bir konuydu. Çocuklara fayda sağlamak ve bu konuda destek vermek benim için en temel adımlardan birisi. Yaren en büyük basamağı oluşturmak konusunda kafamdaki soru işaretlerine iyi bir cevap oldu. Aynı amaçla yola çıktığımız için bağlarımız çok daha güçlendi. İçinde barındırdığı yapılanma, içerik ve kişiler zinciri sağlamlaştırdı. Yaren benim için enerjisi, desteği ve sağladığı faydasıyla gönüllüsü olmaktan gurur duyduğum kendimi rahat ve güvende hissettiğim bir görünür olma ve öğrenme alanı.
Söyleşimize katıldığınız için çok teşekkür ederiz.